Bu kişiler genellikle hızlı hareket eder, huzursuzca çevrelerin ile temas ederler ve karşıdaki kişinin sözlerini keserler.
- Dikkatleri kolay dağılır, normalden çok fazla konuşurlar, sıranın onlara gelmesini beklerken dikkate değer miktarda çaba göstermek zorunda kalırlar.

DEHB ve Bilişsel Eksiklikler
DEHB üzerine yapılan araştırmalar, bahsettiğiniz frontal lob işlev bozuklukları ile yakından ilişkili olan planlama, izleme ve performansı düzenleme gibi üst düzey süreçleri içeren yürütücü işlevde sürekli olarak bozulmalar olduğunu göstermiştir. Bu eksikliklerin şu konularda zorluklara yol açtığı düşünülmektedir:
- Dikkat kontrolü** (odaklanmayı sürdürme, dikkati kaydırma),
- Tepki engelleme** (uygunsuz davranışları bastırma becerisi),
- Çalışma belleği** (bilgiyi kısa süreler boyunca tutma ve işleme yeteneği).
Bu sorunlar genellikle frontal lob hasarı olan hastalarla karşılaştırılır, çünkü her iki grup da motor kontrol, ince motor yürütme ve tepki engelleme alanlarında eksiklikler sergiler. DEHB hastaları sıklıkla sürekli dikkat gerektiren görevlerde zorluklar yaşar ve muhtemelen can sıkıntısı veya azalan motivasyonel dürtülerin varlığı ya da yokluğundan etkilenebileceğini vurgulamaktadır.
ü nedeniyle tekrarlayan görevlerde veya hemen ödüllendirilmeyen görevlerde düşük performans gösterir.
Bellek ve Algısal-Motor Eksiklikler
Çalışmalar, DEHB’li hastaların görsel diziler ve blok serileri içeren görevlerin yanı sıra rakam aralığı görevleri, kelime testleri ve hikaye hatırlama gibi hem sözel hem de sözel olmayan bellek görevlerinde eksiklikler sergileme eğiliminde olduğunu göstermiştir. Temel bilgi işleme yetenekleri bozulmamış olsa da, daha derin bilişsel işlem gerektiren daha karmaşık bellek görevlerinde genellikle zorlanırlar.
Davranışsal Engelleme ve Ödül Sistemi Teorileri
DEHB’de gözlemlenen davranışsal zorlukları açıklamak için çeşitli modeller önerilmiştir. Başlıca iki model şunlardır:
- Yetersiz davranışsal engelleme sistemi: DEHB hastaları genellikle uygunsuz tepkileri veya davranışları engellemekte zorlanır ve bu da dürtüselliğe yol açar.
- Bozulmuş davranışsal ödül sistemi: DEHB hastaları gecikmiş haz içeren görevlerde veya anında, somut ödülleri olmayan görevlerde zorluk çekerler. Bu durum, özellikle harici ödüller veya pekiştirme olmadığında, motivasyonun azalmasına ve göreve yönelik davranışların zayıf düzenlenmesine yol açar.
Önerilen bir başka model kuralla yönetilen davranışa ve DEHB hastalarının ödüller veya sonuçlar dış kurallar veya otorite figürleri tarafından kontrol edildiğinde sürekli dikkat veya doğruluk gerektiren görevlerle nasıl mücadele etme eğiliminde olduklarına odaklanmaktadır.
Üstbilişsel Eksiklikler ve Yukarıdan Aşağıya ve Aşağıdan Yukarıya Dikkat
Araştırmalar ayrıca DEHB’li hastaların metabilişsel eksiklikler sergilediği fikrini de desteklemektedir. Bu hastalar, bilgi akışını düzenleyen ve odaklanmayı sürdürmeye yardımcı olan üst düzey bilişsel süreçleri (görevleri planlama ve değerlendirme gibi) içeren yukarıdan aşağıya dikkat konusunda zorluklar yaşamaktadır. Bu eksiklikler DEHB’deki yürütücü işlev bozukluğunun bir parçasıdır.
Öte yandan, uyarılma ve seçici odaklanma gibi daha otomatik dikkat süreçlerini ifade eden alttan yukarıya dikkat de DEHB hastalarında etkilenebilir, ancak eksiklikler tipik olarak yukarıdan aşağıya düzenleyici süreçlerde daha belirgindir.
Virginia Douglas’ın Öz-Düzenleyici Bozukluk Hipotezi
Virginia Douglas’ın DEHB’nin bir öz-düzenleme bozukluğu olduğu hipotezi araştırmalar tarafından geniş ölçüde desteklenmektedir. Douglas’ın teorisine göre, DEHB hastaları dikkat, engelleme, pekiştirme ve uyarılma düzenleme konularında yaygın eksikliklere sahiptir. Bu eksiklikler şu şekilde ortaya çıkmaktadır:
- Bilgi işlemeyi organize etmede** ve görevler için uygun bilişsel stratejileri kullanmada zorluklar.
- Dürtüsel tepkilere ve yabancı uyaranlara karşı dikkati kontrol edememeye yol açan engelleme sorunları.
- Sürekli dikkat gerektiren görevler için uygun uyanıklık düzeyini sürdürmede zorluğa katkıda bulunan uyarılma düzenlemesinde** eksiklikler.
Göreve Özgü Bilişsel İşlev Bozukluğu
Açıklamanızda ortaya konan önemli bir nokta, DEHB ile ilişkili bilişsel işlev bozukluklarının görevlere özgü doğasıdır. DEHB hastaları yapılandırılmış ortamlarda (örneğin, klinik değerlendirmeler veya bire bir ortamlar sırasında) yeterli performans gösterebilir, ancak karmaşık veya daha az ilgi çekici görevlerle gerçek dünya ortamlarında mücadele edebilir. Bu durum, DEHB ile ilişkili bozuklukların bağlam bağımlı olabileceğini, görevin yapısı, bilişsel taleplerin türü ve dış motivasyonl
Keşif
- 1960’lar-1970’ler**: Özellikle *Virginia Douglas* tarafından yapılan ilk çalışmalar, bir öz düzenleme ve yürütme işlevi bozukluğu olarak DEHB kavramının temelini atmıştır. DEHB’nin temel özellikleri olarak dikkat eksikliği ve davranışsal inhibisyonun önemini vurgulamıştır.
- 1980’ler-1990’lar: Russell Barkley gibi araştırmacıların davranışsal inhibisyon ve yürütücü kontrolün önemini genişletmesiyle yürütücü işlev eksikliklerinin (özellikle frontal lob ile ilgili olanlar) rolü giderek daha fazla kabul görmeye başladı.
- 2000’ler-günümüz: Nörogörüntülemedeki gelişmeler, DEHB’deki yapısal ve işlevsel beyin anormallikleri hakkında, özellikle motor kontrol, ödül işleme ve yürütücü işlevler ile ilgili olan prefrontal korteks, bazal ganglion ve serebellum gibi alanlarda içgörü sağlamıştır.
Tanı
DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) teşhisi, gelişimsel aşamalardaki farklılıklar, semptom sunumları ve bozukluğun günlük işlevsellik üzerindeki etkisi nedeniyle farklı yaş gruplarında (çocuklar, ergenler ve yetişkinler) değişiklik gösterir.
1. Çocuklarda Tanı
Çocuklarda DEHB teşhisi tipik olarak klinik görüşmeler, davranışsal değerlendirmeler ve ölçme ölçeklerinin bir kombinasyonunu içerir. Teşhis sürecine Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda (DSM-5) belirtilen kriterler rehberlik eder.
Tanı Kriterleri:
- Başlangıç Yaşı**: DEHB belirtileri *12 yaşından önce* mevcut olmalıdır (daha önce DSM-IV’te 7 yaş). Bu belirtiler ev, okul veya akranlar gibi çoklu ortamlarda gözlemlenmelidir.
- Temel Belirtiler**: Belirtiler üç ana kategori altında toplanır:
- Dikkatsizlik (örn. dikkati sürdürmede zorluk, unutkanlık, dikkat dağınıklığı)
- Hiperaktivite (örn. kıpırdanma, yerinde duramama, aşırı konuşma)
- Dürtüsellik (örn. başkalarının sözünü kesme, sırasını beklemekte zorluk çekme)
Çocuklar için Teşhis Araçları:
- Ebeveyn ve Öğretmen Anketleri: Conners Derecelendirme Ölçeği veya DEHB Derecelendirme Ölçeği gibi araçlar dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellikle ilgili davranışları ölçmeye yardımcı olur.
- Klinik Görüşmeler**: Çocuğun farklı ortamlardaki davranışları hakkında ayrıntılı bilgi toplamak için ebeveynler, bakıcılar ve öğretmenlerle görüşülür.
- Gözlem**: Klinisyenler genellikle hiperaktivite, dikkat süresi ve dürtü kontrolünü değerlendirmek için test sırasında veya yapılandırılmış oyun ortamlarında çocuğu gözlemler.
- Nöropsikolojik Testler**: Bazı durumlarda, kontrollü bir ortamda dikkat ve dürtüselliği değerlendirmek için *Sürekli Performans Testi (CPT)* gibi testler kullanılabilir.
- Tıbbi Geçmiş**: Klinisyenler, DEHB’yi taklit edebilen veya DEHB ile birlikte ortaya çıkabilen öğrenme güçlüğü, anksiyete veya duygudurum bozuklukları gibi diğer durumları ekarte etmek için çocuğun gelişimsel ve tıbbi geçmişini gözden geçirir.
2. Ergenlerde Tanı
Ergenlerde DEHB tanısı daha karmaşık olabilir çünkü hiperaktivite belirtileri çocuklar yaşlandıkça genellikle azalırken dikkatsizlik ve dürtüsellik devam edebilir. Ek olarak, ergenlik döneminde akademik ve sosyal talepler artar ve DEHB semptomlarını daha belirgin hale getirir.
Tanı Kriterleri:
- Aynı DSM-5 kriterleri geçerlidir, ancak belirtilerin sunumu küçük çocuklardan biraz farklı olabilir. Hiperaktivite daha az görünür olabilir, ancak huzursuzluk, düzenli kalmada güçlük ve zayıf akademik performans daha belirgin hale gelir.
- Ergenler genellikle zaman yönetimi, organizasyon ve duygu ve davranışların öz düzenlemesi gibi yürütücü işlevler ile ilgili zorluklar yaşarlar.
Ergenler için Tanı Araçları:
- Öz-Rapor Ölçümleri**: Ebeveyn ve öğretmen raporlarına ek olarak, ergenlerden genellikle *DEHB Öz Bildirim Ölçeği (ASRS)* veya diğer yaşa uygun derecelendirme ölçekleri gibi araçları kullanarak semptomları kendilerinin açıklamaları istenir.
- Görüşmeler ve Teminat Bilgileri**: Klinisyenler ergenle görüşmeler yapar ve ergenin farklı ortamlardaki davranışlarının tam bir resmini elde etmek için ebeveynlerden, öğretmenlerden veya koçlardan bilgi toplar.
- Akademik ve Bilişsel Testler**: Standartlaştırılmış akademik değerlendirmeler ve nöropsikolojik testler *dikkat*, *yürütücü işlev* ve çalışan hafızayı değerlendirmek için kullanılabilir. Okul kayıtları da DEHB’nin akademik performansı nasıl etkilediğine dair fikir verebilir.
- Eşlik Eden Durumlar**: DEHB’li ergenler genellikle anksiyete, depresyon veya davranış bozuklukları gibi *eşlik eden bozukluklarla* başvururlar. Teşhis sürecinde bu durumların taranması çok önemlidir.
3. Yetişkinlerde Tanı
Yetişkinlerde DEHB tanısı koymak genellikle daha zordur çünkü semptomlar zaman içinde değişmiş olabilir ve hiperaktivite azalma eğilimindedir. Yetişkinlere çocukken tanı konulmamış olabilir ve yaşadıkları zorluklar genellikle kişilik özelliklerine veya diğer yaşam streslerine bağlanır. Bununla birlikte, dikkatsizlik, disorganizasyon ve dürtüsellik ile ilgili temel semptomlar genellikle yetişkinlikte de devam eder.
Tanı Kriterleri:
- DSM-5**’e göre, DEHB çocukluktan itibaren mevcut olmalıdır, ancak belirtiler yetişkinlikte farklı şekilde ortaya çıkabilir (örneğin, *görevleri organize etmede güçlük*, *erteleme*, *karar vermede dürtüsellik*).
- Yetişkinler yaşamın birden fazla alanında (örn. iş, ilişkiler, günlük işlevler) semptomlar yaşamış olmalıdır.
Yetişkinler için Tanı Araçları:
- Kendi Kendine Raporlama Ölçekleri: DEHB Öz Bildirim Ölçeği (ASRS) ve Brown Dikkat Eksikliği Bozukluğu Ölçeği (BADDS) yetişkinlerde DEHB semptomlarının şiddetini ve varlığını değerlendirmek için yaygın olarak kullanılır.
- Klinik Görüşmeler**: Yetişkin hastalar ayrıntılı klinik görüşmelere tabi tutulur.
İleri Okuma
- Douglas, V. I. (1980). “Attention and cognitive problems.” Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 19(2), 116-135.
- Barkley, R. A. (1997). “Behavioral inhibition, sustained attention, and executive functions: Constructing a unifying theory of ADHD.” Psychological Bulletin, 121(1), 65-94.
- Sergeant, J. A., Geurts, H., & Oosterlaan, J. (2002). “How specific is a deficit of executive functioning for attention-deficit/hyperactivity disorder?” Behavioral Brain Research, 130(1-2), 3-28.
- Castellanos, F. X., & Tannock, R. (2002). “Neuroscience of attention-deficit/hyperactivity disorder: The search for endophenotypes.” Nature Reviews Neuroscience, 3(8), 617-628.
- Willcutt, E. G., Doyle, A. E., Nigg, J. T., Faraone, S. V., & Pennington, B. F. (2005). “Validity of the executive function theory of attention-deficit/hyperactivity disorder: A meta-analytic review.” Biological Psychiatry, 57(11), 1336-1346.
