Erkek gonadı olarak da bilinen testis, sperm ve testosteron hormonu üretmekten sorumlu eşleştirilmiş bir üreme organıdır. Testislerin gelişimi ve farklılaşması, embriyonik yaşamın erken dönemlerinde başlayan ve erkek cinsel farklılaşması için kritik olan karmaşık süreçlerdir.
- Latince’de** testis için kullanılan terim *”testis “tir.
- Yunanca’da** ὄρχις (órkhis) olarak bilinir, muhtemelen anatomik benzerlik nedeniyle yumrulu bitkilerin bir cinsini de ifade eden bir terimdir.
- Testisle ilişkilendirilen bir diğer Yunanca terim de δῐ́δῠμος (dídumos) olup “ikiz” anlamına gelir ve organların çift doğasını yansıtır.
İşlev ve Yapı
Birincil İşlevler
- Spermatogenez: Erkek doğurganlığı için gerekli olan sperm hücrelerinin üretimi.
- Hormon Üretimi: Testis, erkeğin ikincil cinsel özelliklerinin gelişmesinden ve üreme fonksiyonunun düzenlenmesinden sorumlu birincil erkek cinsiyet hormonu olan testosteron üretir.
Anatomik Konum**:
- Testisler, vücudun dışına sarkan bir deri kesesi olan skrotumda bulunur. Bu dış konum, sperm üretimi için en uygun olan çekirdek vücut sıcaklığından biraz daha düşük sıcaklığın korunması için çok önemlidir.
- Her testis, testisin üzerinde yer alan ve spermin olgunlaşması ve depolanmasında rol oynayan uzun, sarmal bir tüp olan epididim ile ilişkilidir.
Embriyolojik Gelişim
Gonadal Konum ve İlk Gelişim:
- Gonadal Sırt**: Gonadların gelişimi, döllenmeden sonraki 4 ila 6. haftalarda embriyonun arka duvarında oluşan bir yapı olan gonadal sırtın orta kısmında başlar.
- Primordial Germ Hücreleri**: Bu hücreler yolk kesesinden gonad sırtına göç eder ve burada koelomik epitele entegre olurlar. Bu epitelin kalınlaşması, sonunda gonadları oluşturacak olan gonadal kordonların oluşumuna yol açar.
- Kayıtsız Evre**: Gelişimin 6. haftasına kadar gonadlar erkek ve dişi embriyolar arasında ayırt edilemez. Gelecekte testislere veya yumurtalıklara dönüşmesi genetik ve hormonal sinyallere bağlıdır.
Testisin Farklılaşması:
- SRY Geninin Rolü: Y kromozomu üzerinde bulunan cinsiyet belirleyici bölge Y (SRY) geni, testisin farklılaşmasını başlatmak için çok önemlidir. İfadesi, testis yapısının oluşmasında anahtar rol oynayan Sertoli hücrelerinin gelişimini tetikler.
- Sertoli Hücrelerinin Oluşumu: 7. haftada Sertoli hücreleri SRY geninin etkisi altında koelomik epitel hücrelerinden farklılaşmaya başlar. Bu hücreler primordial germ hücrelerini çevreler ve testiküler kordonlar halinde organize olurlar.
- Testis Kordonları: Sertoli hücreleri ve ilkel germ hücrelerinden oluşan testis kordonları, yüzey epiteli ile bağlantılarını kaybeder ve sonunda spermatogenezin gerçekleşeceği seminifer tübülleri oluşturmaya başlar.
- Leydig Hücreleri: Buna paralel olarak mezonefrik (Wolffian) kanaldan göç eden hücreler Leydig hücrelerine farklılaşır. Testis kordonları arasında bulunan bu hücreler, erkek üreme sisteminin gelişimi de dahil olmak üzere erkek cinsel farklılaşması için gerekli olan testosteronu üretmeye başlar.
Testiküler Bağ Dokusunun Gelişimi:
- Tunica Albuginea’nın oluşumu: Embriyonik gelişimin 8. haftası civarında, testis kordonlarını çevreleyen mezenkim, testisi lobüllere bölen bağ dokusu septalarını oluşturmak üzere yoğunlaşır. Bu süreç aynı zamanda testisi saran yoğun bir bağ dokusu tabakası olan tunika albuginea oluşumuna da katkıda bulunur.
- Seminifer Tübüller: Testis kordonları gelişmeye devam ettikçe, sperm üretim bölgeleri olan seminifer tübüllere farklılaşırlar. Bu tübüllerin en derin kısımları, spermleri efferent kanallara ve daha sonra epididime yönlendiren bir tübül ağı olan rete testisi oluşturmak için bağlanır.
Daha Fazla Farklılaşma ve Türeme
- Testislerin İnişi**: Fetal gelişimin son aşamalarında testisler karından skrotuma iner. Testislerin inişi olarak bilinen bu süreç iki aşamada gerçekleşir: gubernakulum tarafından yönlendirilen transabdominal faz ve hormonal sinyallerden, özellikle de androjenlerden etkilenen inguinoskrotal faz. Testislerin inmemesi, kriptorşidizm olarak bilinen bir durumdur ve düzeltilmediği takdirde doğurganlık sorunlarına ve testis kanseri riskinin artmasına yol açabilir.
- Doğum Sonrası Gelişim**: Doğumdan sonra testisler, tamamen işlevsel hale gelerek hem sperm hem de testosteron üretmeye başladıkları ergenlik dönemine kadar nispeten uykuda kalır. Bu dönemde hipotalamik-hipofiz-gonadal eksenin olgunlaşması, ikincil cinsel özelliklerin gelişimi için gerekli olan testosteron üretimindeki artışı başlatır.
Klinik Hususlar
- Cinsel Gelişim Bozuklukları (DSD)**: SRY genindeki mutasyonlar veya hormonal yollardaki bozulmalar, gonadların doğru şekilde farklılaşmadığı, belirsiz cinsel organlara veya interseks durumlara yol açan cinsel gelişim bozukluklarına yol açabilir.
- Testis Kanseri**: Testis, özellikle genç erkeklerde malignitelere karşı da hassastır, bu da düzenli kendi kendine muayeneyi ve erken teşhisi çok önemli hale getirir.
Testisin Keşfi ve Anlaşılması
Testis ve işlevlerinin keşfi ve anlaşılması, çeşitli antik, ortaçağ ve modern bilim insanlarının katkılarıyla şekillenerek yüzyıllar boyunca gelişmiştir. İşte testisin keşfi tarihindeki bazı önemli kilometre taşları:
Antik Dönem
Hippokrates (MÖ 460 civarı – 370 civarı):
- Gözlem ve Tanımlamalar**: Genellikle “Tıbbın Babası” olarak kabul edilen Hipokrat, tıbbi yazılarında testisleri tanımlamıştır. Testisler ve erkek doğurganlığı arasındaki ilişkiye dikkat çekmiş, rolleri tam olarak anlaşılmamış olsa da üreme için çok önemli olduklarını kabul etmiştir.
- Humoral Teori**: Humoral teori doğrultusunda Hipokrat ve çağdaşları, testislerin hayati vücut sıvılarından biri olarak kabul edilen seminal sıvının üretiminde rol oynadığına inanıyordu.
Aristoteles (MÖ 384-322):
- İşlevsel Anlayış: Biyolojik çalışmalar yapan ilk düşünürlerden biri olan Aristoteles, testislerin meni üretiminde rol oynadığını ve erkek formunu korumak için önemli olduğunu öne sürmüştür. Testislerin seminal kanallara “ağırlık vererek” cinsel ilişki sırasında meni akışını kolaylaştırdığına inanıyordu.
- Üreme Teorileri**: Aristoteles’in çalışmaları, fikirleri daha sonra modern standartlara göre yanlış veya eksik bulunsa da, erkek üreme anatomisine ilişkin sonraki anlayışların temelini oluşturmuştur.
Roma ve Erken İslam Dönemi
Galen (MS 129-c. 216):
- Ayrıntılı Anatomik Tanımlar**: Önde gelen bir Romalı hekim olan Galen, testislerin ve epididim ve vas deferens gibi ilişkili yapıların ayrıntılı tanımlarını yapmıştır. Testislerin, vücut sıvılarının bir karışımı olduğunu düşündüğü spermi ürettiğine inanıyordu.
- Daha Sonraki Tıp Üzerindeki Etkisi**: Galen’in fikirleri bin yıldan fazla bir süre boyunca tıbbi düşünceye hakim olmuş, Orta Çağ boyunca İslam alimlerini ve Avrupalı hekimleri etkilemiştir.
İslam Altın Çağı (8-14. Yüzyıl):
- İbn-i Sina (MS 980-1037)**: Etkili eseri *The Canon of Medicine* ile tanınan İbn-i Sina, Galenik teoriler üzerine inşa ederek testis ve üremedeki rolü hakkında daha fazla ayrıntı sağlamıştır. Çalışmaları hem İslam hem de daha sonraki Avrupalı akademisyenler için önemli bir referans olmuştur.
- İbnü’n-Nefis (MS 1213-1288)**: Galen’in çalışmalarına eleştirel yorumlar getiren bir Arap hekim olan İbnü’n-Nefis, özellikle fizyoloji ve anatomi üzerine yaptığı tartışmalarda testisin anlaşılmasına da katkıda bulunmuştur.
Rönesans ve Erken Modern Dönemler
Andreas Vesalius (1514-1564):
- Anatomide Devrim**: Genellikle modern insan anatomisinin kurucusu olarak anılan Vesalius, 1543 yılında yayınlanan *De Humani Corporis Fabrica* (İnsan Vücudunun Yapısı Üzerine) adlı ufuk açıcı eserinde testisler de dahil olmak üzere insan vücudunun ayrıntılı anatomik çizimlerini ve tanımlarını yapmıştır.
- Galenik Fikirlere Meydan Okuma**: Vesalius’un çalışması Galen’in uzun süredir devam eden anatomik hatalarının çoğuna meydan okuyarak testis ve erkek üreme sistemindeki rolünün daha doğru bir tasvirini sunmuştur.
Regnier de Graaf (1641-1673):
- Üreme Biyolojisinin Öncüsü**: De Graaf, üreme sisteminin anlaşılmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Testis de dahil olmak üzere erkek ve kadın üreme organları üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapmış ve yumurtalıklardaki Graaf foliküllerini tanımlamıştır.
- Testis Fonksiyonu: Öncelikle kadın üreme sistemi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmasına rağmen, De Graaf’ın çalışmaları testisin, özellikle de meni üretimindeki rolünün anlaşılmasını da geliştirmiştir.
Modern Dönem
John Hunter (1728-1793):
- Deneysel Fizyoloji**: Öncü bir cerrah ve anatomist olan Hunter, işlevini anlamak için hayvanlarda kastrasyon çalışmaları da dahil olmak üzere testis üzerinde deneyler yapmıştır. Çalışmaları, spesifik hormonlar henüz tanımlanmamış olsa da, testislerin hormonal rolüne ilişkin içgörüler sağlamıştır.
- Üreme Anatomisi**: Hunter’ın üreme anatomisi ve fizyolojisi çalışmalarına yaptığı katkılar, daha sonraki keşifler için temel oluşturmuştur.
Arnold Adolph Berthold (1803-1861):
- Endokrinolojinin Öncüsü**: Berthold, 1849’da belgelenmiş ilk endokrin deneyini gerçekleştirmesiyle tanınır. Hadım edilmiş horozların, testisler yeniden implante edilmedikçe tipik erkek özellikleri geliştirmediğini keşfetti ve testislerin erkek gelişimini ve davranışını etkileyen maddeler (hormonlar) salgıladığının anlaşılmasına yol açtı.
- Testosteron Keşfi: Berthold testosteronu spesifik olarak tanımlamamış olsa da, deneyleri testosteronun temel erkek cinsiyet hormonu olarak keşfedilmesine yol açan daha sonraki çalışmalara zemin hazırladı.
Testosteronun Keşfi (1935):
- Ernst Laqueur, Adolf Butenandt ve Leopold Ruzicka**: 1930’ların başında, bu bilim insanları testis özütlerinden testosteronu bağımsız olarak izole edip tanımladılar. Çalışmaları Butenandt ve Ruzicka’ya 1939 yılında Nobel Kimya Ödülü’nü kazandırarak testisin hormon üretimindeki rolünün anlaşılmasında önemli bir dönüm noktası oldu.
- Tıp Üzerindeki Etkisi**: Testosteronun tanımlanması endokrinoloji alanında devrim yaratmış ve testisin hem üreme hem de daha geniş fizyolojik işlevlerdeki rolünün anlaşılmasını genişletmiştir.
Çağdaş Anlayış
- Üreme Tıbbı ve Genetiğinde Gelişmeler:
- Moleküler Biyoloji ve Genetik**: 20’nci yüzyılın ikinci yarısı ve 21’inci yüzyılın başlarında moleküler biyoloji, genetik ve yardımcı üreme teknolojilerinde hızlı ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu gelişmeler, testis gelişimi, işlevi ve bozukluklarının genetik düzenlemesi hakkında ayrıntılı bilgiler sağlamıştır.
- Bozuklukları Anlamak**: Modern tıp artık testis kanseri, kriptorşidizm ve hipogonadizm gibi durumları ve testisin bu hastalıklardaki rolünü daha iyi anlamakta, bu da gelişmiş tanı ve tedavi yaklaşımlarına yol açmaktadır.
İleri Okuma
- McKusick, V. A. (1998). Mendelian Inheritance in Man: A Catalog of Human Genes and Genetic Disorders. 12th ed. Baltimore: Johns Hopkins University Press.
- Hughes, I. A. (2001). Minireview: Sex differentiation. Endocrinology, 142(8), 3281-3287.
- Gilbert, S. F. (2010). Developmental Biology. 9th ed. Sunderland, MA: Sinauer Associates.
- Moore, K. L., Persaud, T. V. N., & Torchia, M. G. (2016). The Developing Human: Clinically Oriented Embryology. 10th ed. Philadelphia: Saunders Elsevier.
- Sadler, T. W. (2018). Langman’s Medical Embryology. 14th ed. Philadelphia: Wolters Kluwer.