İngilizce: Follicle Stimulating Hormone (FSH)
Follikül stimüle edici hormon (FSH), hipofiz bezinin ön lobu olan adenohipofizde sentezlenen ve salgılanan, glikoprotein yapısında bir gonadotropindir. Gonadotropinler, temel olarak gonadların (over ve testislerin) gelişimi ile fonksiyonlarının düzenlenmesinden sorumlu endokrin hormonlardır. FSH, bu grup içinde yer alan iki ana hormondan biridir; diğeri luteinize edici hormondur (LH).
Biyokimyasal Yapısı ve Sentezi
FSH, alfa ve beta olmak üzere iki alt birimden oluşan bir glikoproteindir. Alfa alt birimi, LH, TSH ve hCG gibi diğer glikoprotein hormonlarla aynıdır; hormonlara özgüllüğü kazandıran ise beta alt birimidir. FSH’nin sentezi, hipotalamustan salınan gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) tarafından düzenlenir. GnRH’nın pulsatil (nabızsal) salınımı, FSH ve LH salgısını doğrudan etkiler.
Fizyolojik Fonksiyonları
Kadınlarda:
FSH, overlerdeki primer foliküllerin gelişimini ve olgunlaşmasını uyarır. Özellikle menstrual döngünün foliküler fazında, FSH düzeylerinde artış gözlenir ve bu artış over foliküllerinin granüloza hücrelerinde östrojen sentezini tetikler. Yüksek östrojen düzeyleri, negatif geri bildirim yoluyla FSH salınımını baskılarken, pozitif geri bildirim mekanizması yoluyla LH pikini uyarır; bu da ovülasyonu (yumurtlamayı) başlatır.
Erkeklerde:
FSH, testislerdeki Sertoli hücreleri üzerinde etkilidir. Bu hücrelerin destekleyici fonksiyonlarını aktive ederek spermatogenezi, yani sperm üretimini başlatır ve sürdürür. Ayrıca inhibin-B adlı bir glikoprotein hormonunun sentezini uyarır; inhibin-B, FSH salgısını negatif geri bildirim mekanizmasıyla düzenler.

Klinik Önemi
FSH düzeyleri, infertilite tanı ve tedavisinde hem erkeklerde hem de kadınlarda önemli bir biyobelirteç olarak kullanılır. Örneğin:
- Kadınlarda yüksek FSH düzeyi, over rezervinin azaldığını veya menopozun yaklaştığını gösterebilir.
- Erkeklerde düşük FSH düzeyi, hipogonadotropik hipogonadizm gibi durumların göstergesi olabilir.
Ayrıca, yardımcı üreme tekniklerinde (örneğin in vitro fertilizasyon, IVF) kontrollü over stimülasyonu amacıyla rekombinant veya menotropin kaynaklı FSH preparatları yaygın biçimde kullanılmaktadır.
Keşif
Follikül Stimüle Edici Hormon (FSH)’nin keşif süreci, endokrinolojinin erken dönemlerinden başlayarak, hipofiz hormonlarının ayrıştırılması ve biyolojik etkilerinin tanımlanması süreciyle iç içe ilerlemiştir. Aşağıda FSH’nin keşfi ve tanınmasının tarihsel gelişimi kronolojik olarak sistematik biçimde sunulmuştur:
FSH’nin Keşif Tarihi (Kronolojik Gelişim):
1905–1910:
- Ernest Henry Starling ve William Bayliss, hormon kavramını ortaya koyarak, endokrin salgıların organizmadaki düzenleyici etkilerini bilimsel temele oturtmuşlardır. Bu yaklaşım, hipofiz bezi gibi iç salgı bezlerinin sistematik araştırılmasının önünü açmıştır.
1910’lar–1920’ler:
- Hipofiz ekstresinin gonadlar üzerindeki etkileri deneysel olarak gösterilmeye başlanmıştır. Özellikle hayvan modellerinde, hipofiz özütlerinin over ve testis fonksiyonlarını etkilediği gözlemlenmiştir.
- Bu dönemde gonadotropinlerin biyolojik varlığı sezilmiş, ancak kimyasal olarak ayrıştırılmaları mümkün olmamıştır.
1927:
- Ascheim ve Zondek, idrarda bulunan gonadotropik aktiviteyi tanımlamış ve Ascheim-Zondek testi adı verilen bir biyolojik gebelik testi geliştirmiştir. Bu testte gebeliğe bağlı olarak artan gonadotropik hormonlar tespit edilmiştir.
- Aynı zamanda idrardan elde edilen bu hormonların overlerde follikül gelişimini ve luteinizasyonu uyardığı gösterilmiş, bu da daha sonra FSH ve LH’nin varlığına dair ilk dolaylı kanıtlardan biri olmuştur.
1930’lar:
- Pappenheimer, Evans, Allen, Smith ve diğer öncüler, hipofiz ön lobunda üretilen maddelerin gonadlar üzerinde farklı etkiler yaptığını fark etmiş, bu da gonadotropinlerin işlevsel olarak ayrışmasını sağlamıştır.
- 1930’ların sonuna doğru, iki ayrı aktivite tanımlanmıştır: biri follikül olgunlaşmasını uyarıcı (bugünkü FSH), diğeri ovulasyonu ve korpus luteum oluşumunu tetikleyici (bugünkü LH).
1950’ler:
- Biyolojik testlerin gelişmesi ve idrar/hipofiz özütlerinden saflaştırma tekniklerinin ilerlemesiyle, FSH ilk kez biyolojik olarak tanımlanabilir bir hormon olarak ayrıştırılmıştır.
- Özellikle C.H. Li ve Herbert M. Evans gibi araştırmacılar, hipofiz ön lobundan FSH’yi izole etmeyi başarmış ve hormonun protein yapısını tanımlamaya başlamışlardır.
1962:
- C.H. Li ve arkadaşları, insan FSH’nin kimyasal yapısını (alfa ve beta alt birimleri dahil) karakterize etmeyi başarmıştır. Bu, FSH’nin glikoprotein yapısının ortaya konduğu ilk çalışmalardandır.
1970’ler sonrası:
- Radyoimmünoassay (RIA) tekniklerinin gelişimi ile FSH kan düzeyleri hassas şekilde ölçülebilir hale gelmiştir.
- 1980’lerden itibaren rekombinant DNA teknolojisinin gelişmesiyle, insan FSH geni klonlanmış ve laboratuvar ortamında rekombinant FSH üretimi mümkün olmuştur. Bu gelişme, özellikle yardımcı üreme teknolojilerinde (ART) büyük bir devrim yaratmıştır.
İleri Okuma
- Ascheim S, Zondek B (1927). Die hormonale Funktion des Ovariums. Klinische Wochenschrift, 6, 873–876.
- Evans HM, Simpson ME (1935). The hormonal control of ovulation and menstruation. Physiological Reviews, 15(4), 574–606.
- Li CH, Simpson ME, Evans HM (1940). Isolation and properties of the follicle-stimulating hormone of the anterior hypophysis. Proceedings of the National Academy of Sciences, 26(4), 249–254.
- Li CH (1962). Studies on pituitary hormones: The amino acid sequences of FSH and LH. Recent Progress in Hormone Research, 18, 405–445.
- Pierce JG, Parsons TF (1981). Glycoprotein hormones: structure and function. Annual Review of Biochemistry, 50, 465–495.
- Marshall JC, Kelch RP (1986). Gonadotropin-releasing hormone: role of pulsatile secretion in the regulation of reproduction. New England Journal of Medicine, 315(23), 1459–1468.
- Welt CK (2008). The physiology and clinical utility of FSH measurement in reproductive medicine. Nature Clinical Practice Endocrinology & Metabolism, 4(9), 519–528.
- Plant TM, Zeleznik AJ (2015). Knobil and Neill’s Physiology of Reproduction. 4th Edition, Academic Press.
- Hall JE (2016). Guyton and Hall Textbook of Medical Physiology. 13th Edition, Elsevier Health Sciences.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.