Galenik formülasyon, absorpsiyonlarını optimize etmek için ilaçların hazırlanması ve birleştirilmesi ilkeleriyle ilgilenir.
- Galenik formülasyon adını, ilaçların hazırlanmasını birden fazla bileşen kullanarak kodlayan MS 2. Yüzyılda bir Yunan doktoru olan Claudius Galen‘den almıştır.
- Günümüzde galenik formülasyon, farmasötik formülasyonun bir parçası, ilaçların imal edilmesi bilimidir. Bir ilacın farmasötik formülasyonu, bir ilacın farmakokinetiğini, farmakodinamiğini ve güvenlik profilini etkiler.

Genel bilgiler
Etkin madde tek başına ilaç değildir. Endikasyona bağlı olarak, aktif bileşenin farklı dozajları ve uygulama yolları verilmelidir.
Olası uygulamalar şunlardır:
- Pudra
- Tabletler
- Sıvı (meyve suyu, aerosol, infüzyon veya enjeksiyon yoluyla)
- Kremler
- Merhem
- Depo hazırlıkları
- Fitil
Uygulama yolları şunlar olabilir:
- Oral
- Damardan
- Rektal
- Intraarteriyel
- Soluk borusu
- Submukozal
- Transdermal
- Perkütan
- Deri altı
- Intratekal
Uygulama yoluna bağlı olarak, bir maddenin biyoyararlanımı, gerekli dozajın esas alınmasına göre farklılık gösterir. Maddenin metabolizması, örneğin karaciğerdeki metabolizma (ilk geçiş etkisi, ön ilaç), böbrekler yoluyla atılım (klerans), kandaki protein bağlanması vb. dikkate alınmalıdır.
Temel teknik
Galeniklerin temel teknikleri şunlardır:
- Madde şekillendirme
- Maddelerin ayrılması
- Maddelerin birlikteliği
- Antimikrobiyal tedavi
- Sıcaklık uygulaması
Tarih
Galen tarafından farmakoterapötik çalışmalarında tedavi edilen ilaçlar (‘Galenik ilaçlar’), eski ruh teorisine ve mizahların humoral patolojik teorisi kavramına dayanmaktadır. Bunlar, temel nitelikleri (sıcak, soğuk, nemli, kuru), kombine (ılık-nemli, soğuk-nemli, ılık-kuru, soğuk-kuru), sıcaklık derecelerine göre farklılaşan ilaçlarlardır
Eczacılık mesleğinin ortaya çıkışından bu yana ilaç üretimi kendi faaliyetlerinden biri olmuş ve eczacılık eğitiminin her zaman merkezinde yer almıştır. 18. yüzyıldan itibaren özel ilaç enstitülerinde ve bazı üniversitelerde ilaç üretimi ile ilgili kurslar açılmaktadır. Örneğin, Jena Üniversitesi’nde eczacılık dersi veren ve farmasötik müstahzarların imalatına büyük önem veren Heinrich Wilhelm Ferdinand Wackenroder.
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, kimya araştırmaları eczacının ana çalışma alanı haline geldi, böylece galenikte bilgi ve becerilerin verilmesi neredeyse sadece öğrenim zamanına ayrıldı.
19. yüzyılın son üçte birinde Almanya’da bir ilaç endüstrisi ortaya çıktı. Örneğin eczacı Eugen Dieterich, 1886’dan beri üretim süreçleri, değer belirleme yöntemleri ve büyük ölçekli üretim hakkında yeni bilimsel sonuçlar yayınladı. Ancak bu sonuçlar başlangıçta eczacılık üniversitesi eğitiminde dikkate alınmamıştır. 20. yüzyılın başlarına kadar galenik, üniversite eğitiminin bir parçası değildi.