Tanım
İzokori, her iki gözün göz bebeklerinin eşit büyüklükte olduğu durumu ifade eder. Bu terim, öncelikle tıbbi ve klinik bağlamlarda göz bebeği simetrisinin normal fizyolojik durumunu tanımlamak için kullanılır. Göz bebeklerinin eşit büyüklükte olmadığı ve altta yatan nörolojik veya oküler patolojiye işaret edebilen bir durum olan anizokori ile tezat oluşturur.
Etimoloji
“İzokori” kelimesi Yunanca köklerden türemiştir:
- İzo- (ἴσος, ísos), “eşit” anlamına gelir.
- Kori, muhtemelen khorē veya korē (κόρη) kelimelerinden türemiştir, anatomik anlamda “göz bebeği” anlamına gelir ve ışığın göze girmesini sağlayan iristeki açıklığa atıfta bulunur.
Tıbbi terminolojide ilgili ve daha yaygın olarak kabul gören bir varyant, doğrudan korē kelimesinden türetilen izokori‘dir (‘h’ olmadan). “İzokori”deki ‘h’ harfinin dahil edilmesi, her iki biçim de kaynağa veya bağlama bağlı olarak ara sıra karşılaşılsa da, daha az standart bir çeviri tercihini yansıtır.
- Sıfat biçimi: İzokorik (örn., “izokorik göz bebekleri”) veya izokorik, kullanılan kök terime bağlı olarak.
Klinik Bağlam
Sağlıklı bireylerde, izokori beklenen normdur. Göz bebekleri genellikle değişen ışık koşulları altında eşit boyutta kalır ve otonom sinir sistemi tarafından aracılık edilen göz bebeği ışık refleksi aracılığıyla simetrik olarak ayarlanır. Bu refleks, optik sinirin (kranial sinir II) ışığı algılamasını ve okülomotor sinirin (kranial sinir III) iris sfinkter kası aracılığıyla göz bebeği daralmasını düzenlemesini içerir.
İzokori, göz bebeği boyutu farklılığının şu gibi sorunları gösterebildiği anizokori ile çelişir:
- Nörolojik bozukluklar (örn., Horner sendromu, üçüncü sinir felci). – Göz veya beyinde travma veya yaralanma.
- Farmakolojik etkiler (örneğin midriyatik veya miyotik ilaçlardan).
- Doğuştan gelen durumlar (örneğin, nüfusun %20’sine kadarını etkileyen iyi huylu bir varyasyon olan fizyolojik anizokori).
İzokori kendi başına tedavi gerektiren bir “durum” olmasa da, varlığı veya yokluğu klinik değerlendirmelerde, özellikle nöroloji ve oftalmolojide kritik bir gözlemdir.
Terminoloji Notları
“İzokori” (‘h’ ile) yazımı, modern tıbbi literatürde daha az gelenekseldir ve burada “izokori”, korē (göz bebeği) ile doğrudan hizalanması nedeniyle tercih edilir. ‘h’ varyantı, tarihsel çeviri uygulamalarından veya diğer Yunanca kökenli terimlerle (örneğin, khoroid, khoroeidēs kelimesinden, “zar gibi” anlamına gelir) karıştırılmasından kaynaklanabilir. Buna rağmen, her iki terimin de bağlamda aynı şeyi ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Ancak klinik uygulamada, hekimler ve sağlık hizmeti sağlayıcıları nadiren “izokori” veya “izokori” terimlerini tek başına kullanırlar. Bunun yerine, göz bebeği eşitliği genellikle hasta notlarında tanımlayıcı olarak belgelenir, örneğin:
- “Göz bebekleri eşit ve ışığa tepki veriyor” (genellikle PERRL olarak kısaltılır – Göz Bebekleri Eşit, Yuvarlak, Işığa Reaktif).
- “Anizokori kaydedilmedi.”
Bu tanımlayıcı yaklaşım, özel terminolojiden çok netlik ve pratikliğe öncelik verir ve izokori gibi terimleri akademik veya tanısal tartışmalar için ayırır.
Fizyolojik ve Tanısal Önem
Göz bebeği boyutu eşitliği, nörolojik bütünlüğün önemli bir göstergesidir. Sempatik sinir sistemi (göz bebeğini genişletir) ile parasempatik sinir sistemi (göz bebeğini daraltır) arasındaki denge, normal koşullar altında izokoriyi sağlar. Bu dengedeki bozulmalar (beyin hasarı, sinir hasarı veya sistemik hastalıktan kaynaklansın) anizokoriye yol açabilir ve izokori değerlendirmesini fiziksel muayenenin temel bir parçası haline getirebilir.
Örneğin:
- Kafa travması vakalarında, eşit olmayan göz bebekleri (anizokori) genişleyen bir hematom veya artmış intrakraniyal basınç olduğunu gösterebilir ve acil müdahaleyi gerektirebilir.
- Buna karşılık, bu tür senaryolarda izokorinin doğrulanması, tüm patolojileri dışlamasa da, sağlam beyin sapı fonksiyonunun güvencesini sağlayabilir.
Göz bebeği boyutu, şekil, ışığa tepki ve akomodasyon gibi diğer faktörlerle birlikte değerlendirilerek eksiksiz bir klinik tablo oluşturulur.
Varyasyonlar ve Yanlış Anlamalar
İzokori simetri anlamına gelse de, sağlıklı bireylerde göz bebeği boyutunda hafif değişiklikler (1 mm’den az) klinik öneme sahip olmadan doğal olarak meydana gelebilir. Buna fizyolojik anizokori denir ve izokori kavramının temel norm olarak kabul edilmesiyle çelişmez. Klinikçiler, fizyolojik ve patolojik anizokoriyi geçmişe, eşlik eden semptomlara ve ek tanısal bulgulara dayanarak ayırt eder.

Keşif
Antik Gözlemler (MÖ 400 – MS 300)
- Hipokrat ve Yunan Tıbbı (MÖ 460-370): İlk hekimler, “izokori” gibi belirli terimler kullanmadan, gözbebeği boyutunu ve tepkilerini not ederek gözleri sağlık göstergesi olarak gözlemlediler.
- Galen (MS 129-216): Romalı hekim, göz ve kranial sinirlerin anatomisini tanımlayarak, gözbebeği kontrolünün (örneğin, okülomotor sinir yoluyla) daha sonraki anlaşılması için temel oluşturdu.
Rönesans Anatomisi (16.-17. Yüzyıl)
- Andreas Vesalius (1543): Vesalius, De Humani Corporis Fabrica adlı eserinde göz ve sinir sisteminin ayrıntılı anatomik çizimlerini sunarak göz bebeği işlevinde rol oynayan yapılara ilişkin bilgiyi ilerletti.
- Thomas Willis (1664): Cerebri Anatome adlı eserinde göz bebeği boyutunu düzenleyen ve dolaylı olarak izokori gibi durumların anlaşılmasına katkıda bulunan üçüncü kranial sinir (okülomotor) dahil olmak üzere kranial sinirleri tanımladı.
19. Yüzyıl: Nöroloji ve Oftalmoloji Ortaya Çıkıyor
- 1820’ler-1830’lar: Hermann von Helmholtz’un (1851) oftalmoskopu icat etmesi, retinanın ve göz bebeği tepkilerinin doğrudan gözlemlenmesine olanak tanıdı ve doktorların göz bebeği simetrisini (izokori) asimetriye (anizokori) göre değerlendirmesini sağladı.
- Sir Charles Bell (1800’lerin başı): Kranial sinir fonksiyonları üzerine yaptığı çalışmalar, göz bebeği kontrolünün nörolojik temellerini açıklığa kavuşturmaya yardımcı oldu ve normal (izokorik) durumları anormal durumlardan ayırdı.
19. yüzyılın sonu-20. yüzyılın başı: Klinik İyileştirme
- 1880’ler-1900’ler: John Hughlings Jackson ve oftalmologlar gibi nörologlar, sağlık ve hastalıkta göz bebeği tepkilerini sistematik olarak belgelemeye başladılar. İzokori, normal durum olarak kabul edildi ve sapmalar (anizokori) patolojiyle (örneğin beyin hasarı, sinir hasarı) ilişkilendirildi.
- 1900’ler: “İzokori” terimi (Yunanca “iso” = eşit, “kore” = göz bebeği kelimelerinden) tıp sözlüklerine eşit göz bebeği boyutu için bir tanımlayıcı olarak girdi, ancak kullanımı kutlanan bir “keşif” olmaktan çok klinik uygulamada daha örtüktü.
20. Yüzyıl: Modern Tanı
- 1930’lar-1950’ler: Otto Lowenstein ve Irene Loewenfeld gibi araştırmacıların nörofizyoloji alanındaki ilerlemeleri (örneğin, pupil ışık refleksi çalışmaları), sağlıklı bireyler için izokorinin temel alınmasıyla pupil düzenlemesinin anlaşılmasını sağlamlaştırdı.
- 20. Yüzyılın Sonları: Görüntüleme teknolojileri (BT, MRI), pupil simetrisinin beyin ve sinir fonksiyonuyla kesin bir şekilde ilişkilendirilmesini sağlayarak izokorinin tanısal bir norm olarak güçlendirilmesini sağladı.
İleri Okuma
- Lam, B. L., Thompson, H. S., & Corbett, J. J. (1987). The prevalence of simple anisocoria. American Journal of Ophthalmology, 104(1), 69–73.
- Heath Jeffery, R. C., & MacFarlane, D. R. (2019). Unequal pupils: Understanding the eye’s aperture. Australian Journal of General Practice, 48(1–2), 26–30.
- Payne, W. N., Blair, K., & Barrett, M. J. (2023). Anisocoria. In StatPearls. StatPearls Publishing.
- Papp, K. M., & Jivraj, I. (2024). Unequal pupil size. Canadian Medical Association Journal, 196(42), E1234–E1235.
- Witsberger, E., Mansukhani, S. A., Chen, J. J., & Bhatti, M. T. (2021). Pearls & Oy-sters: Anisocoria Greater in the Dark: It’s Not Just All About Horner Pupil. Neurology, 96(15), 719–722.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.