Etimoloji ve Terminoloji
Türkçede kalça, kimi kaynaklarda Eski Anadolu Türkçesindeki “kaluça” biçiminden (taban, altlık anlam alanıyla ilişkili olduğu ileri sürülen) bir evrimle açıklanır. Anatomi terminolojisinde kalça kemiği os coxae (Lat. coxa; okunuş: “koksa”) olarak adlandırılır ve çoğul biçimi ossa coxae’dir. Klinik ve anatomik yazında “pelvis ossea” ya da kemik pelvis, iki os coxae ile sakrumun birlikte oluşturduğu halka biçimli yapıyı ifade eder.
Os coxae, gelişimsel olarak üç ayrı kemik unsurunun kaynaşmasından oluşur:
- Os ilium (ilium; yaygın Türkçe karşılık: “kalça kanadı/ilium”),
- Os ischii (ischium; “oturga/oturak kemiği”),
- Os pubis (pubis; “kasık/çatı kemiği”).
Bu üç parça asetabulumun merkezindeki Y-biçimli triradial kıkırdak düzleminde birleşir.
Makroanatomi ve Yüzeysel Özellikler
Pelvis Halkası
Pelvis, yük aktarımı ve hareketin koordinasyonu için bir halka şeklinde organize olmuştur. Posterior sağlanım sakrum ile, anteroinferior kapanım pubik simfiz ile gerçekleştirilir. Bu halka mantığı nedeniyle pelvis travmalarında bir noktadaki kopma/ayrılma sıklıkla karşı tarafta ikinci bir bozulma ile birliktedir (halka prensibi).
Ilium
- İliak kanat ve iliak fossa: Fossa iliaca, m. iliacus’un yatağıdır.
- Crista iliaca (iliak krista): Karın duvarı kaslarının (oblik ve transvers) aponevrotik lifleri için geniş bir yapışma alanı.
- Spina iliaca anterior superior (SIAS/ASIS) ve spina iliaca anterior inferior (SIAI/AIIS): Sırasıyla lig. inguinale’in lateral tutunma noktası ve m. rectus femoris’in düz başı için apofizer çıkıntılar.
- Linea glutea anterior, posterior, inferior: Gluteal kasların tutunma çizgileri.
Ischium
- Corpus ischii, ramus ischii ve tuber ischiadicum: Hamstring kaslarının (özgül olarak m. semimembranosus, semitendinosus, biceps femoris—uzun baş) ana orijin yüzeyi tuber ischiadicum’dur.
- Spina ischiadica: Pelvis dışı ve içi arasında sinir-damar geçişlerini düzenleyen kritik bir çıkıntıdır.
Pubis
- Corpus pubis, ramus superior ve inferior: Uyluğun adduktor grubu için orijin düzlemleri.
- Tuberculum pubicum ve pecten ossis pubis (pecten pubis): Lig. inguinale’in medial tutunması ve linea terminalis’in bir parçası.
Asetabulum
- Facies lunata (ay şeklinde eklem yüzü), fossa acetabuli (eklem içi çukur), incisura acetabuli (çentik).
- Labrum acetabulare ve lig. transversum acetabuli, femur başı ile yüksek kongruens sağlar. Asetabulumun uzaysal yönelimi (anteversiyon ve inklinasyon) yük paylaşımını ve kalça biyomekaniğini belirler.
Foramenler ve Bağlar
- Foramen obturatum: Obturator membranla örtülüdür; canalis obturatorius içinden n. ve a./v. obturatoria geçer.
- Büyük ve küçük siyatik delikler (foramina ischiadica major et minor), lig. sacrospinale ve lig. sacrotuberale ile şekillenerek gluteal ve perineal kompartmanlar arası geçişleri düzenler.
- Sakroiliak bağlar: Anterior, posterior ve interosseöz sakroiliak bağlar ile lig. iliolumbale, pelvis–omurga yük aktarımının ana stabilizatörleridir.
Pelvik Çizgiler ve Düzlemler
- Linea terminalis (promontorium + ala ossis sacri kenarı + linea arcuata + pecten pubis + symphysis pubica üst kenarı), pelvis major (yalancı pelvis) ile pelvis minoru (gerçek pelvis) ayırır.
- Obstetrikte önemli ölçüler: conjugata vera (anatomica), conjugata obstetrica, conjugata diagonalis, transversa ve interspinöz çaplar.
Eklemleme: Sakroiliak ve Pubik Simfiz
- Articulatio sacroiliaca (SI eklemi): Makroskopik olarak sinovyal yüzeyleri olan, fakat pürüzlü ve sınırlı hareketli bir eklemdir; fonksiyonel açıdan amfiartroz karakteri gösterir. Amaç, aksiyal yükü omurgadan alt ekstremitelere düşük hareket–yüksek stabilite ilkesiyle aktarmaktır.
- Symphysis pubica: Fibrokıkırdak interpubik disk içeren, sekonder kartilajinöz bir eklemdir; gebelik ve doğumda relaksin etkisiyle hareketliliği fizyolojik olarak artar.
Vaskülarizasyon ve İnnervasyon
- Arteriyel beslenme: Başlıca a. iliaca interna dalları (a. glutea superior/inferior, a. obturatoria, a. pudenda interna) ve ön duvar ile alt ekstremite geçişinde a. iliaca externa → a. femoralis katkıları.
- Venöz dönüş: Eşlik eden venler üzerinden iliak venöz sisteme; presakral pleksuslar aracılığıyla vertebral venöz sistem ile bağlantılar metastatik yayılıma zemin hazırlayabilir.
- Lenfatik drenaj: İliak eksternal, internal ve sakral istasyonlara; perineal akım inguinal yüzeyel düğümlere.
- Sinirler: Lumbosakral pleksus (L4–S4) dalları pelvis duvarlarından çıkar: n. ischiadicus, nn. glutei, n. pudendus (büyük siyatik delikten çıkar, spina ischiadica düzeyinde lig. sacrospinale üzerinden kıvrılarak küçük siyatik delikten tekrar girer), n. obturatorius (obturator kanaldan uyluğa geçer), n. femoralis ve n. cutaneus femoris lateralis (lig. inguinale altından geçer).
Biyomekanik İlkeler
Pelvis, gövde ağırlığını sakroiliak kompleks üzerinden iki tarafa dağıtır; asetabulum–femur başı temas yüzeyi ile labrum ve eklem kıkırdağı enerji sönümleyici görevi görür. Normal yürümede tek destek fazında kalça üzerine vücut ağırlığının 2–3 katına varan kuvvetler biner; abduktor kaslar (m. gluteus medius/minimus) pelvisin karşı tarafa düşmesini engelleyerek Trendelenburg mekaniğini dengeler. Iliolumbal ve sakrotuberal/sakrospinal bağlar, bükülme ve makaslama yüklerine karşı halka stabilitesini sürdürür.
Gelişim, Ossifikasyon ve Olgunlaşma
Primer Ossifikasyon
- Ilium: Fetal 3. ay civarında primer ossifikasyon merkezi belirir.
- Ischium: Fetal 4.–5. aylar arasında primer merkez gelişir.
- Pubis: Fetal 5.–6. aylar içinde primer merkez oluşur.
Üç kemik parçası, çocukluk boyunca triradial kıkırdakla ayrıdır; bu kıkırdak asetabulumun merkezinde Y-şekilli bir sınır oluşturur.
Sekonder (Apofizer) Ossifikasyon Merkezleri
Ergenlikte, özellikle 13–15 yaş aralığında sekonder çekirdekler görünür ve geç adölesan–erken 20’lerde kaynaşır:
- Crista iliaca apofizi,
- Spina iliaca anterior superior ve anterior inferior (AIIS sıklıkla sporcuda avulsiyona eğilimli),
- Tuber ischiadicum (hamstring orijini),
- Os acetabuli (asetabular üst kenar/labrum bileşkesinde sınırda bir çekirdek),
- Pubik simfiz çevresi.
Füzyon Zamanları (Genel Şema)
- Triradial kıkırdak kapanması: kızlarda genellikle 12–14, erkeklerde 14–16 yaş.
- Ilium–ischium–pubis arası tam kemik kaynaşması: sıklıkla 15–17 yaştan sonra başlar; sekonder merkezlerin kapanmasıyla 18–25 yaş aralığında tamamlanır (bireysel ve cinsiyete bağlı değişkenlik beklenir).
Cinsiyete Bağlı Morfolojik Farklılıklar
- Pelvik inlet: Kadında daha oval/yuvarlak, erkekte kalp biçimli.
- Subpubik açı: Kadında geniş (≥80–85°), erkekte daha dar.
- Büyük siyatik çentik: Kadında daha geniş ve sığ.
- Sakrum: Kadında daha kısa ve geniş; promontoryum daha az belirgin.
Bu farklılıklar obstetrik açıdan doğum kanalının boyut ve şekline yansır.
Görüntüleme ve Ölçümler
- Direkt grafi: Pelvis AP, inlet/outlet projeksiyonları; asetabular kırıklar için Judet oblik görüntüler.
- BT: Halkasal stabilite, posterior elemanlar ve asetabular kolonların detaylı analizi.
- MR: Triradial kıkırdak değerlendirmesi (pediatri), labrum ve kıkırdak hasarı, stres reaksiyonları.
- Obstetrik pelvimetri: Klinik muayeneye yardımcı olarak seçilmiş olgularda BT/MR pelvimetri.
Klinik Korelasyonlar
Gelişimsel ve Pediatrik
- Gelişimsel Kalça Displazisi (GKD/DDH): Asetabular sığlık, anteversiyon artışı ve kapsüler laksite ile ilişkili; triradial kıkırdak ve os acetabuli morfolojisi kritik rol oynar.
- Apofiz avulsiyonları: Ergen sporcularda ASIS (sartorius), AIIS (rectus femoris), tuber ischiadicum (hamstringler) ve crista iliaca avulsiyonları tipiktir.
- Triradial kıkırdak yaralanmaları: Asetabular büyüme bozukluğu ve sekonder femoroasetabular uyumsuzluğa yol açabilir.
Travma ve Stabilite
- Pelvis kırıkları: Young–Burgess sınıflaması (AP kompresyon, lateral kompresyon, vertikal shear) halka stabilitesi ve hemorajik riskin öngörüsünde kullanılır.
- Asetabular kırıklar: Ön/arka kolon, eşlik eden duvar kırıkları; cerrahi planlamada kolon–duvar konsepti.
- Pubik rama kırıkları: Düşük enerjili yaşlı hastada sık; çoğu konservatif izlenir.
Dejeneratif ve Enflamatuvar
- Sakroiliit: Spondiloartritlerde; posterior bağ kompleksinde ödem ve erozyonlar MR’da saptanır.
- Osteitis pubis: Atletlerde simfiz stresine bağlı ağrı; kamptan kaynaklı tekme–vurucu sporlar riskli.
- Osteitis condensans ilii: İliak tarafta üçgen skleroz; genellikle iyi huylu, postpartum ilişkili.
Biyomekanik Uyumsuzluk ve Kalça Eklem Hastalıkları
- Femoroasetabular sıkışma (FAI): Cam (femoral baş–boyun geçişi) ve pincer (asetabular örtünme artışı) paternleri; asetabular anteversiyon/inclinasyon ve os acetabuli varyasyonlarıyla bağlantılı.
- Koksartroz (kalça osteoartriti): Asetabular örtünme anomalileri, displazi ve FAI zemini.
Sinir ve Damar Sıkışmaları
- N. pudendus’un spina ischiadica–lig. sacrospinale düzeyinde irrite olması,
- N. obturatorius’un obturator kanalda sıkışması,
- N. cutaneus femoris lateralis’in lig. inguinale altından geçişinde meralgia paresthetica.
Kas Tutunmaları (Seçilmiş)
- Iliacus (fossa iliaca), gluteus medius/minimus (lineae gluteae), gluteus maximus (ilium ve sakrotuberal bağ yakınları),
- Obturator internus/externus (obturator çevre),
- Adduktorlar (pubik ramuslar),
- Hamstringler (tuber ischiadicum),
- Karın duvarı kasları ve fascia lata elemanları (crista iliaca, SIAS–lig. inguinale–tuberculum pubicum hattı).
Standartlaştırılmış Terminoloji (Özet)
- Os coxae = Kalça kemiği
- Os ilium / ischii / pubis = İlium / Oturak / Pubis (Kasık–Çatı)
- Asetabulum = Femur başı yuvası
- Art. sacroiliaca = Sakroiliak eklem
- Symphysis pubica = Pubik simfiz
- Lig. sacrospinale / sacrotuberale / iliolumbale = Pelvik bağlar
- Foramen obturatum / ischiadicum majus–minus = Obturator ve siyatik delikler
- Linea terminalis = Pelvik giriş sınırı
- Os acetabuli = Asetabular kenar sekonder çekirdeği
Önemli Yaş Dönemleri (Pratik Tablo)
- Fetal 3. ay: Ilium primer ossifikasyon
- Fetal 4.–5. ay: Ischium primer ossifikasyon
- Fetal 5.–6. ay: Pubis primer ossifikasyon
- 12–16 yaş: Triradial kıkırdak kapanışı (kızlarda daha erken)
- 13–15 yaş: Sekonder apofizlerin görünümü (AIIS, ASIS, crista, tuber)
- 18–25 yaş: Sekonder merkezlerin füzyonu ve os coxae’nin erişkin morfolojisinin tamamlanması
Notlar ve Nomenklatür Hakkında
- Halk arasındaki “edep kemiği” ifadesi, bilimsel terminolojide os pubis (kasık/çatı kemiği) karşılığına denk gelmez; akademik yazında pubis kullanımı tercih edilmelidir.
- Art. sacroiliaca fonksiyonel olarak sınırlı hareketli bir amfiartroz davranışı sergilese de morfolojik olarak sinovyal özellikler taşır; bu ayrım klinik yorumlarda önemlidir.
- Kalça terimi günlük dilde hem os coxae (kemik) hem de kalça eklemi (acetabulofemoral eklem) için kullanılır; teknik metinlerde bağlam netleştirilmelidir.
Keşif
Antikçağ hekimleri pelvisin—yani iki os coxae ile sakrumun—doğum ve cinsiyet ayrımıyla ilgili kritik rolünü sezinlediler; ancak ayrıntılı biçim–işlev ilişkileri, yüzyıllar içinde, metinlerden çok bedenlerin kendisine bakmayı öğrenen bir tıbbın elinde açığa çıktı. Antik Yunan–Roma metinleri kadın bedenine ve doğuma ilişkin ilk sistematik çerçeveyi kurdu; bu birikim, Ortaçağ ve Rönesans’ta yeniden yorumlanarak “kalça”yı modern anatominin merkez kavşaklarından biri hâline getirdi.
Rönesans’ta sahne ışıkları Padova’daki anatomi tiyatrosuna çevrildi. Vesalius, 1543’te yayımladığı De humani corporis fabrica ile yalnızca kemiklerin adlarını değil, aralarındaki uyumu, eklem yüzlerini, bağların çekişini ve kasların vektörlerini gösteren görsel bir dil kurdu. Bu dil, pelvisin halka mantığını ve os coxae’nin üç parçalı (ilium–ischium–pubis) doğasını çizgilerle, gölgelerle, boşlukla anlattı; otopsi masasındaki görgü, kütüphane otoritesinin önüne geçti. Vesalius’un levhaları, daha sonra doğum mekanizmasını ve pelvik ölçümleri tartışacak kuşakların başvuru atlası oldu.
Bu sırada, Akdeniz’in öte yakasında, cerrahinin alet çantası genişliyordu. Endülüs’te Ebu’l-Kasım ez-Zehrâvî (Albucasis), et-Tasrîf’te cerrahi aletleri çizip sınıflandırarak obstetrik müdahalelerin teknik ufkunu genişletti; doğum eyleminde pelvik daralmanın yol açtığı zorluklar için alet ve yaklaşım tasvirleri, sonraki yüzyıllarda Avrupa obstetriğinin düşünce ve pratiğine dolaylı bir omurga sağladı. Antik miras–İslam tıbbı–Latin Avrupa hattındaki bu enstrümantasyon zinciri, pelvisin salt bir “iskelet parçası” değil, bir “cerrahi problem uzayı” olarak görülmesinde belirleyici oldu.
Erken modern Avrupa’da bir aile sırrı, doğum salonlarının gidişatını değiştirdi: Chamberlenler’in 17. yüzyılda geliştirdiği obstetrik forseps, pelvik darlıkla seyreden zorlu doğumlara yeni bir müdahale penceresi açtı. Yüzyıllar boyunca saklanan bu icat, nihayet gün yüzüne çıktığında, pelvisin ölçülebilir bir “kanal” olarak ele alınmasını da hızlandırdı. Böylece “os coxae” yalnızca anatominin değil, doğum biliminin de nesnesi olarak yeniden tanımlandı.
18. yüzyıl, “pelvimetri yüzyılı” oldu. William Smellie, pelvik ölçüleri ve doğum mekanizmasını sistematikleştirirken; Levret ve Baudelocque dış pelvimetrinin sınırlarını ve olanaklarını tartıştı. Bu dönem, doğum eylemini “baş–pelvis ilişkisi” üzerinden modellemeye yönelik ilk ısrarlı girişimlerin de zamanıdır. Pelvisin anatomik hatları—conjugata, transversa, interspinöz çaplar—ebe ve hekimlerin günlük diline girdi.
19. yüzyılda Gustav Adolf Michaelis, sırtın alt kısmındaki romboid konturu obstetrik değerlendirmeye soktu; “Michaelis romboidi” doğum kanalının dinamik anatomisine bir arka kapı açtı. Bu, os coxae çevresindeki kemik–bağ–eklem kompleksinin doğum anında nasıl “hareketli bir mimariye” dönüştüğünü klinik gözlemin diliyle kayda geçiren dönüm noktalarındandı.
20. yüzyılın ikinci yarısında, savaş tıbbı ve travmatoloji, pelvis halkasının “yapısal” doğasını ön plana çıkardı. Letournel ve Judet, asetabulum kırıklarını iki kolonlu destek anlayışıyla sınıflandırıp cerrahi yaklaşımı sistemleştirdiler; Matta ve ardılları bu mirası sonuç verileriyle pekiştirdi. Pelvik halka yaralanmalarında Pennal–Tile ekseni, daha sonra Tile ve Young–Burgess sınıflamalarıyla olgunlaşarak, os coxae’nin sakroiliak kompleksle birlikte nasıl çözüldüğünü ya da ayakta tutulduğunu anlatan ortak bir dil yarattı. Bugün travma ekipleri, tek bir röntgen serisinden “A–B–C” stabilite kodunu okuyup yaşam kurtarıcı kararları hızla alabiliyor.
Aynı yüzyılda pediatrik ortopedi ve radyoloji, asetabulumun gelişimsel dramaturjisini aydınlattı: ilium–ischium–pubis arasında uzanan triradial kıkırdak (Y-şekilli epifiz plağı) kızlarda kabaca erken ergenlikte, erkeklerde biraz daha geç kapanır; bu zamanlama, asetabular örtünmenin ve kalça eklem biyomekaniğinin kaderini belirler. TRC’nin yaralanması, ileride os coxae’nin “yuvayı” nasıl sunacağını bozabilir; modern BT/MRG çalışmaları, bu kapanmanın yaş–cinsiyete göre beklenen pencerelerini artık milimetrik doğrulukla rapor edebiliyor.
21. yüzyılın başında kalça eklemi koruyucu cerrahide yeni bir paradigma doğdu: Bern ekolü, femoroasetabular sıkışmayı (FAI) erken koksartrozun itici mekanizması olarak ortaya koydu; cerrahi dislokasyon tekniği ve görüntüleme ile desteklenen bu kavrayış, “asetabulum–femur boyun” etkileşiminin mikrotravmatik mantığını gösterdi. Aynı grubun periasetabular osteotomisi (PAO), triradial kıkırdağı kapanmış genç erişkinde asetabular örtünmeyi yeniden yönlendirerek os coxae’nin “geometriyle tedavisi”nin mümkün olduğunu kanıtladı. Bugün labrum biyomekaniği, “sızdırmazlık halkası” işlevi ve onarım–rekonstrüksiyon stratejileri üzerine ardışık çalışmalar, asetabulum kenarındaki milimetrik ayrıntıların bile eklem stabilitesi için ne ifade ettiğini sayılarla konuşuyor.
Görüntüleme cephesinde os coxae, yalnızca kemik değil, aynı zamanda “yangının izini” taşıyan bir haritadır. Sakroiliit için ASAS MRG ölçütlerinin 2009’da tanımlanıp 2016’da güncellenmesi, sakroiliak eklemin minimal hareketli bir amfiartroz olarak, yük aktarımındaki arızalarını erken saptamayı mümkün kıldı. Bugün BME (kemik iliği ödemi) desenleri, erozyonlar ve kronik yapısal lezyonlar; omurga–pelvis–kalça üçgeninde ağrının biyolojisini çözerken os coxae’yi pasif bir iskeletten aktif bir işaretçiye dönüştürüyor.
Mühendislik ve yapay zekâ, os coxae hikâyesine yeni sahneler ekledi. Asetabular kırıklar için 3B yazıcıdan alınan bireysel modeller, cerrahi yaklaşımın prova sahnesi hâline geldi; kimi çalışmalarda ameliyat süresi ve kan kaybını azaltırken, kimi derlemelerde fonksiyonel sonuçlara etkisi daha nötr bulundu—yani teknoloji, kararın kendisini değil, karar anının görünürlüğünü keskinleştirdi. Derin öğrenme, radyogram ve BT’den pelvis segmentasyonu ve kırık haritalamayı otomatikleştirerek, travma anında bilgi akışını hızlandırıyor; asetabular versiyon gibi nüanslı ölçümleri bile 2B görüntüden kestirmeye başlayan modeller, os coxae ölçümlerini “pikselden geometriye” taşımayı vaad ediyor.
Antropoloji ve evrim biyolojisi ise pelvisin kadim bilmecesiyle meşgul: iki ayaklı yürüyüş, büyük beyin ve dar doğum kanalı arasındaki gerilim, “obstetrik ikilem” başlığı altında tartışılırken, yeni çalışmalar bu ilişkinin tek boyutlu bir uzlaşmadan ibaret olmadığını; omurga postürü, pelvik taban, omuz genişliği, yaşam öyküsü stratejileri ve hatta enerji bütçesi gibi değişkenlerle örülü bir çoklu kısıtlar problemi olduğunu gösteriyor. Bu perspektif, os coxae’nin “neden böyle göründüğü”ne dair anlatıyı, tek bir seçilim ekseninden çoklu uyarlanımlar ağına doğru genişletiyor.
Ve hikâye burada bitmiyor. Asetabular kenardaki küçük bir kemikçik—os acetabuli—bazen geç kalmış bir sekonder çekirdek, bazen FAI’ye eşlik eden stres kırığı, bazen de displazinin yorgun izidir; MR ve artroskopi bu nüansı yakalarken, tedavi stratejileri “kaldır–düzelt–rekonstrükte et” spektrumu boyunca kişiselleşiyor. Çocukta triradial kıkırdağın saatini doğru okumak—kapanma yaşları, cinsiyet farkları—gelecekteki eklem mekaniğini korumakla eşdeğer hâle geliyor. Os coxae, böylece hem ontogenide hem klinikte “zamanla şekil alan bir yapı” olarak yeniden ve yeniden keşfediliyor.
Bugünün klinisyeni; Letournel’in kolonlarını, Tile’ın stabilite kodlarını, ASAS’ın MRG imlerini ve Bern okulunun kalça koruyucu kavrayışını aynı zihinsel sahnede birleştiriyor. Araçlar değişse de temel aynı: Pelvis bir halkadır; os coxae ise bu halkanın sözcüsü. Onun dili, kimi zaman doğumhanede genişleyen bir alt açıklık, kimi zaman travma odasında kapanan bir kırık çizgisi, kimi zaman da MR’da titreşen bir ödem bulutu olarak karşımıza çıkar. Her defasında, onu “yeniden görmek” gerekir—çünkü kalça kemiğinin keşfi, aslında her kuşakta yeniden yapılan bir gözlem sözleşmesidir.
İleri Okuma
- Albucasis (Abu al-Qasim al-Zahrawi) (c. 1000). Kitab al-Tasrif. Cordoba.
- Vesalius A (1543). De humani corporis fabrica libri septem. Basel: Johannes Oporinus.
- Smellie W (1752). A Treatise on the Theory and Practice of Midwifery. London.
- Michaelis GA (1851). Das Enge Becken. Kiel.
- Letournel E, Judet R (1964). Fractures of the acetabulum: classification and surgical approaches. Paris.
- Tile M (1988). Pelvic ring fractures: should they be fixed? J Bone Joint Surg Br 70(1):1–12.
- Young JW, Burgess AR (1989). Pelvic ring disruptions: systematic classification and treatment guidelines. J Trauma 29(7):903–916.
- Ganz R, Gill TJ, Gautier E, et al. (2001). Surgical dislocation of the adult hip: a technique with full access to the femoral head and acetabulum without the risk of avascular necrosis. J Bone Joint Surg Br 83(8):1119–1124.
- Rosenberg KR, Trevathan W (2002). Birth, obstetrics and human evolution. BJOG 109(11):1199–1206.
- Beck M, Kalhor M, Leunig M, Ganz R (2005). Hip morphology influences the pattern of damage to the acetabular cartilage: femoroacetabular impingement as a cause of early osteoarthritis of the hip. J Bone Joint Surg Br 87(7):1012–1018.
- Clohisy JC, Carlisle JC, Beaulé PE, et al. (2008). A systematic approach to the plain radiographic evaluation of the young adult hip. Clin Orthop Relat Res 466(2):324–331.
- Sieper J, Rudwaleit M, Baraliakos X, et al. (2009). The Assessment of SpondyloArthritis international Society (ASAS) handbook: MRI criteria for sacroiliitis. Ann Rheum Dis 68(6):770–776.
- Dunsworth HM, Warrener AG, Deacon T, Ellison PT, Pontzer H (2012). Metabolic hypothesis for human altriciality. Proc Natl Acad Sci USA 109(38):15212–15216.
- Wong KC, Kumta SM, Sze KY, et al. (2015). Use of 3D printing technology in orthopaedic surgery: applications, limitations and future directions. EFORT Open Rev 1(5):230–236.