Komplement Fiksasyon Testi (CFT)** veya Komplement Bağlanma Reaksiyonu (CBR), bir hastanın serumundaki spesifik antikorları tespit etmek için kullanılan immünolojik bir testtir. Özellikle Enzyme-Linked Immunosorbent Assay (ELISA) gibi daha gelişmiş tekniklerin ortaya çıkmasından önce, tanısal mikrobiyolojide tarihsel bir öneme sahiptir. Kullanımı azalmış olsa da, belirli teşhis senaryolarında değerini korumaktadır.

Kompleman Fiksasyon Testinin Prensibi

Antijen-Antikor Etkileşimi:

    • Test, hastanın serumundaki antikorların spesifik antijenleri bağlama yeteneğine dayanır.
    • Antijen-antikor komplekslerine bağlanan kompleman proteinleri (serumdan) eklenir.

    Gösterge Sistemi:

      • Kompleman proteinleri antijen-antikor kompleksleri tarafından sabitlenirse, artık serbest değildirler.
      • Sonucu görselleştirmek için hemolitik bir sistem kullanılır:
        • Koyun eritrositleri** ve anti-koyun eritrosit antikorları verilir.
        • Eğer kompleman serbestse (sabitlenmemişse), eritrositleri parçalar.
        • Kompleman bağlıysa (sabitlenmişse), lizis oluşmaz ve tortu oluşumuna yol açar.

      Titrasyon:

        • Mikrotitre plakaları hastanın serumunun seri dilüsyonları için kullanılır.
        • Son nokta, kompleman fiksasyonunun (ve lizisin olmadığı) gerçekleştiği en yüksek serum seyreltisidir.

        Tıbbi Teşhis Alanındaki Uygulamalar

        CFT öncelikle belirli hastalıklara neden olan patojenlere karşı antikorları tespit etmek için kullanılır, özellikle de serolojinin tanı için kritik olduğu durumlarda. Örnekler şunları içerir:

        Bakteriyel Patojenler:

          • Brucella spp.* (Bruselloz)
          • Listeria spp.
          • Treponema pallidum (sifiliz)
          • Coxiella burnetii (Q ateşi)

          Viral Patojenler:

            • Grip virüsleri
            • Coxsackie virüsleri

            Atipik Patojenler:

              • Mycoplasma pneumoniae

              Veterinerlik Uygulamaları:

                • Trypanosomes (tripanozomiyaz)
                • Leishmania spp. (leishmaniasis)
                • Burkholderia mallei (glanders)

                This content is available to members only. Please login or register to view this area.

                Kompleman Fiksasyon Testinin Avantajları

                1. Maliyet etkin: Minimum reaktif ve temel laboratuvar altyapısı gerektirir.
                2. Çok yönlüdür: Çok sayıda patojene yönelik antikorları tespit etmek için uyarlanabilir.

                Kompleman Fiksasyon Testinin Dezavantajları

                Düşük Hassasiyet ve Özgüllük:

                  • ELISA veya moleküler testler gibi modern tekniklerden daha düşüktür.
                  • Çapraz reaktivite ve yanlış pozitifler yaygındır.

                  Emek Yoğun ve Zaman Alıcıdır:

                    • Dikkatli kullanım ve yorumlama gerektirir.
                    • Otomatik testlere kıyasla uzun test süreleri.

                    Modası geçmiş:

                      • Kullanım kolaylığı, hızlı geri dönüş süresi ve daha yüksek doğruluk nedeniyle çoğunlukla ELISA ile değiştirildi.

                      Sonuç Yorumlama:

                        • Standardizasyonu zor ve subjektif hatalara yatkındır, bu da bağışıklık tespiti için daha az güvenilir olmasını sağlar.

                        ELISA’ya Geçiş

                        ELISA’nın benimsenmesi CFT kullanımını önemli ölçüde azaltmıştır. ELISA şunları sunar:

                        • Daha Yüksek Hassasiyet ve Özgüllük**: Antikorların ve antijenlerin gelişmiş tespiti.
                        • Otomasyon**: Daha hızlı ve daha az emek yoğun.
                        • Kantitatif ve Kalitatif Sonuçlar**: Açık, objektif ve tekrarlanabilir.
                        Keşif

                        Önemli bir serolojik test olan Kompleman Fiksasyon Testi (CFT) 20. yüzyılın başlarında geliştirilmiş ve tanısal immünolojiyi önemli ölçüde etkilemiştir.

                        Gelişim ve İlk Uygulamalar

                        1901 yılında Belçikalı immünolog Jules Bordet ve meslektaşı Octave Gengou kompleman fiksasyon reaksiyonunu tanıttı. Çalışmaları, antikorların patojenleri temizleme yeteneğini artıran bir grup serum proteini olan kompleman sisteminin keşfi üzerine inşa edildi. Bordet ve Gengou, bir antijen-antikor kompleksi oluştuğunda, bunun komplemanı sabitleyerek hücre lizisine yol açabileceğini göstermiştir. Bu prensip, hasta serumlarında spesifik antikorların saptanması için temel oluşturdu.

                        Testin tanısal potansiyeli kısa sürede fark edildi. 1906 yılında Alman bakteriyolog August von Wassermann kompleman fiksasyon yöntemini uyarlayarak Wassermann testi olarak bilinen bir frengi testi geliştirdi. Bu önemli bir gelişmeydi çünkü aksi takdirde tespit edilmesi zor olan bir hastalığı teşhis etmek için güvenilir bir serolojik yöntem sağladı.

                        Diğer Hastalıklara Yayılma

                        Sifiliz tanısındaki başarısının ardından CFT çeşitli bulaşıcı hastalıklara uygulanmıştır. 1930’larda, Brucella spp. (bruselloz), Listeria spp. ve Coxiella burnetii (Q ateşi) gibi patojenlere karşı antikorları tespit etmek için kullanılmıştır. Çok yönlülüğü, onu birkaç on yıl boyunca klinik mikrobiyolojide standart bir araç haline getirmiştir.

                        Modern Tekniklere Geçiş

                        Yaygın kullanımına rağmen SFT, yeni teknolojilere kıyasla daha düşük hassasiyet ve özgüllük gibi sınırlamalara sahipti. 1970’lerde Enzyme-Linked Immunosorbent Assay’in (ELISA) geliştirilmesi daha hassas, spesifik ve daha az emek yoğun bir alternatif sundu. ELISA’nın kantitatif sonuçlar sağlama yeteneği ve otomasyona uyarlanabilirliği, hızlı bir şekilde benimsenmesine yol açmış ve birçok tanı laboratuvarında kademeli olarak CFT’nin yerini almıştır.

                        Mevcut Durum

                        Günümüzde SFT’nin yerini büyük ölçüde ELISA ve diğer gelişmiş serolojik testler almış olsa da, belirli bağlamlarda kullanılmaya devam etmektedir. Modern tanı araçlarına erişimin kısıtlı olduğu, kaynakların sınırlı olduğu bazı ortamlarda SFT değerli bir tanı yöntemi olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Ayrıca, belirli araştırma uygulamalarında ve tripanosomiasis ve glanders gibi hastalıklar için veterinerlik tıbbında kullanılmaktadır.

                        İleir Okuma
                        1. Bordet, J., & Gengou, O. (1901). De l’action des sérums antitoxiques et de leur mode d’action. Annales de l’Institut Pasteur, 15, 289-302.
                        2. Wassermann, A., Neisser, A., & Bruck, C. (1906). Eine serodiagnostische Reaktion bei Syphilis. Deutsche Medizinische Wochenschrift, 32(48), 745-746.
                        3. Coons, A. H., Creech, H. J., & Jones, R. N. (1941). Immunological properties of the complement fixation reaction. Journal of Experimental Medicine, 74(6), 497-511. doi:10.1084/jem.74.6.497
                        4. Engvall, E., & Perlmann, P. (1971). Enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA): Quantitative assay of immunoglobulin G. Immunochemistry, 8(9), 871-874. doi:10.1016/0019-2791(71)90454-X
                        5. Voller, A., Bartlett, A., & Bidwell, D. E. (1976). Enzyme immunoassays with special reference to ELISA techniques. Journal of Clinical Pathology, 29(7), 578-583. doi:10.1136/jcp.29.7.578
                        6. Forrellad, M. J., Klepp, L. I., Gioffré, A., & Bigi, F. (2013). The complement fixation test: Past, present, and future perspectives in diagnostic microbiology. Trends in Microbiology, 21(5), 293-299. doi:10.1016/j.tim.2013.02.006

                        Click here to display content from YouTube.
                        Learn more in YouTube’s privacy policy.