1. Giriş ve Terminoloji
Kortizol (Latince kökeni cortex ‘kabuk’tan gelir), adrenal korteksin glukokortikoid ailesine ait en önemli steroid hormonudur. Başlangıçta inaktif öncü molekül olarak kortizon formunda sentezlenir; daha sonra 11β-hidroksisteroid dehidrogenaz tip 1 (11β-HSD1) enzimi aracılığıyla aktif kortizole dönüşür. Stres tepkisinin temel düzenleyicilerinden biri olup, hem metabolik hem de immün modülasyon işlevleriyle vücut homeostazının sürdürülmesinde kritik rol oynar.
2. Kimyasal Yapı ve Fizikokimyasal Özellikler
- Moleküler formül: C₂₁H₃₀O₅
- Molar kütle: 362,47 g/mol
- Yapısal özellikler: Steroid çekirdeğini (perhidrofenantren halkası) taşıyan kortizol; 3-keto, Δ⁴-ene ve 11β,17α,21-trihidroksi fonksiyonel gruplarıyla karakterizedir.
- Hücre geçişi: Lipofilik (yağda çözünen) yapısı sayesinde hücre zarındaki fosfolipid çift tabakasını pasif difüzyonla geçer.
3. Biyosentez ve Salınım Düzeni
- Sentez yeri: Adrenal korteksin zona fasciculata bölgesinde üretilir.
- Düzenleyici eksen:
- Hipotalamus, kortikotropin salgılatıcı hormon (CRH) salınımıyla başlatır.
- CRH, hipofiz ön lobdan adrenokortikotropik hormon (ACTH) salınımını tetikler.
- ACTH, adrenokortikal hücrelerdeki steroidogenez reaksiyonlarını harekete geçirir.
- Diyurnal ve pulsatif ritim:
- Kortizol salınımı gün içinde 7–10 defa pulsatif olarak gerçekleşir.
- Sirkadiyen ritme bağlı olarak sabah 06:00–08:00 saatleri arasında zirve yapar; gece yarısı minimum düzeydedir.
- Bu ritm, çevresel ışık-karanlık döngüsü ve endojen saat mekanizmaları (sirkadiyen çekirdek) tarafından koordine edilir.
4. Hücresel Etki Mekanizması
- Reseptör bağlanması: Sitoplazmada bulunan glukokortikoid reseptörleri (GR) ile etkileşir.
- Nükleer translokasyon: Hormon–reseptör kompleksi çekirdeğe geçer.
- Gen ekspresyonu düzenlenmesi:
- Transkripsiyonel aktivasyon: Glukokortikoid yanıt elemanları (GRE) taşıyan genleri indükler (örneğin fosfoenolpiruvat karboksikinaz, aminotransferazlar).
- Transkripsiyonel baskılama: NF-κB ve AP-1 gibi proinflamatuar transkripsiyon faktörlerini inhibe ederek sitokin üretimini azaltır.
5. Fizyolojik ve Metabolik Etkiler
- Karbonhidrat metabolizması:
- Glukoneogenez uyarımı → hepatik glukoz üretimi artar.
- Periferik dokularda glikoz kullanımını azaltarak kan şekeri seviyelerini yükseltir.
- Protein metabolizması:
- Kaslarda proteolizi teşvik ederek amino asitleri serbest bırakır.
- Lipid metabolizması:
- Lipolizi aktive eder; yağ asitleri mobilize edilerek enerji kaynağı olarak kullanılır.
- Elektrolit dengesi:
- Zayıf mineralokortikoid etkisi sayesinde sodyum geri emilimini destekler, potasyum atılımını kısmen artırır.
- İmmün yanıt ve inflamasyon:
- Nötrofil mobilizasyonu ve lenfosit apoptozisi
- Proinflamatuar sitokin üretiminin baskılanması
- Klinik olarak anti-inflamatuar ve immünosüpresif etkilerinden yararlanılır (örneğin yüksek doz steroid tedavileri).
6. Klinik Ölçümler ve Referans Aralıkları
- Örnek tipleri: Serum, tükürük, 24 saatlik idrar.
- Günlük ritim dikkate alınarak:
- Sabah (07:00–10:00): 4,8–19,5 µg/dL (133–537 nmol/L)
- Öğleden sonra (16:00–20:00): 2,5–11,9 µg/dL (68–327 nmol/L)
- Gece yarısı: yaklaşık 1,8 µg/dL (~50 nmol/L)
- Fonksiyonel testler:
- Deksametazon süpresyon testi (Cushing sendromu tanısında)
- ACTH stimülasyon testi (Addison ve sekonder adrenal yetmezlik ayırıcı tanısında)
- CRH uyarı testi (hipofiz-kortikal aks değerlendirmesi)

7. Patofizyoloji
- Hipokortizolizm (Adrenal yetersizlik)
- Primer adrenal yetmezlik (Addison hastalığı): Otoimmün adrenal korteks yıkımı, tüberküloz, infiltratif hastalıklar.
- Sekonder adrenal yetmezlik: Hipofiz veya hipotalamus kaynaklı ACTH veya CRH eksikliği.
- Klinik bulgular: Halsizlik, kilo kaybı, anoreksi, hipoglisemi, deri hiperpigmentasyonu (primerde), elektrolit dengesizlikleri.
- Hiperkortizolizm (Cushing sendromu)
- Endojen: ACTH salgılayan hipofiz adenomları (Cushing hastalığı), ektopik ACTH sendromu, adrenal tümörler.
- Ekzogen (iatrojenik): Uzamış yüksek doz kortikosteroid kullanımı.
- Klinik bulgular: Gövde obesitesi, ‘ay yüzü’, supraklaviküler yağ yastığı, kas zayıflığı, osteoporoz, HT, hiperglisemi, ciltte atrofi ve strialar.
8. Tedavi Yaklaşımları
- Hipokortizolizm: Glukokortikoid replasmanı (hidrokortizon, prednizon), primerde mineralokortikoid desteği (fludrokortizon).
- Hiperkortizolizm: Cerrahi (adrenal veya hipofiz lezyonu eksizyonu), radyoterapi, medikal tedavi (metirapone, ketokonazol, mifepriston).
Keşif
1. Ön-Tarihsel Temeller (1855–1920)
- 1855 – Thomas Addison, İngiltere
- Adrenal bez yetmezliği ile karakterize klinik bir sendromu tanımladı (“bronzed skin” ve ölümcül hipoadrenalizm).
- Hormonlar henüz bilinmiyordu; adrenal bezin yaşamsal önemi ilk kez vurgulandı.
- Yayın: “On the Constitutional and Local Effects of Disease of the Suprarenal Capsules”.
2. Steroidlerin İzolasyonu ve Terminolojinin Doğuşu (1929–1936)
- 1929 – Edward C. Kendall (Mayo Clinic, ABD)
- Adrenal korteksten ilk steroidleri izole etmeye başladı. İzole edilen maddelere alfabetik kodlar verdi: Bileşik A, Bileşik B, vs.
- Bu kodlama, izole edilen maddelerin yapısı tam bilinmediğinden tanımlayıcı nitelikteydi.
- Aynı dönemde, İsviçre’de Tadeus Reichstein da benzer çalışmalar yürütüyordu.
- 1934 – Reichstein & Pfister
- Adrenal korteksten elde edilen kristal yapıdaki steroidleri saflaştırdı ve bazılarını tanımladı (örneğin bileşik “R”).
- Reichstein’ın bu dönemdeki katkıları daha çok mineralokortikoidlere yönelikti (örneğin deoksikortikosteron).
3. Kortizonun İzolasyonu: Paralel İsimlendirme ve Çoklu Keşifler (1936–1940)
- 1936–1938
- Edward C. Kendall ve ekibi tarafından adrenal korteksten izole edilen bir steroid:
→ “Bileşik E” olarak adlandırıldı (sonradan kortizon olarak tanımlanacaktır). - Marion Wintersteiner (ABD):
→ Aynı maddeyi “Bileşik F” olarak adlandırdı. - Tadeus Reichstein (İsviçre):
→ İzole ettiği bu steroidi “Fa maddesi” olarak tanımladı. - Bu üç grup birbirlerinden bağımsız çalışıyordu ve kortizon ile kortizol arasındaki biyolojik farklar henüz net değildi.
- Edward C. Kendall ve ekibi tarafından adrenal korteksten izole edilen bir steroid:
4. Kortizolün (Hidrokortizonun) Sentezi ve Tanımlanması (1937–1938)
- 1937–1938 – Tadeus Reichstein
- Kortizonun hidroksillenmiş aktif formu olan kortizol (hidrokortizon) ilk kez kimyasal olarak sentezlendi.
- Bu sentez, kortizolün saf formda karakterizasyonuna ve biyolojik testlere imkân tanıdı.
- Reichstein, bu sentez sayesinde hem yapısal analizleri hem de farmakodinamik çalışmaları başlattı.
5. Klinik Uygulama ve Farmakolojik Keşif (1946–1949)
- 1946–1948 – Philip S. Hench, Edward C. Kendall ve Mayo Clinic ekibi
- Kortizonun (ve dolaylı olarak kortizolün) anti-inflamatuar etkileri, özellikle romatoid artrit tedavisinde klinik olarak test edildi.
- Bu deneyler, kortikosteroidlerin iltihap üzerinde güçlü baskılayıcı etkisini gösterdi.
- Hench, bu uygulamayı gerçekleştirebilmek için Kimya Bölümü’nden kortizon temin edilmesini beklemek zorunda kaldı.
- 1949
- İlk başarılı kortizon uygulaması romatoid artritli hastada etkili oldu. Bu, steroid hormonlarının modern tıpta kullanıma girmesini başlatan klinik kanıttır.
6. Uluslararası Tanınma ve Nobel Ödülü (1950)
- 1950 – Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü
- Kortizol ve kortizonun keşfi, izolasyonu, sentezi ve tedaviye uygulanması nedeniyle şu üç bilim insanına verildi:
- Philip Showalter Hench
- Edward Calvin Kendall
- Tadeus Reichstein
- Gerekçede, özellikle steroid hormonlarının iltihabi hastalıklar üzerindeki etkisi vurgulandı.
- Kortizol ve kortizonun keşfi, izolasyonu, sentezi ve tedaviye uygulanması nedeniyle şu üç bilim insanına verildi:
7. Sonraki Gelişmeler (1950 sonrası)
- 1950’lerden itibaren kortizol ve kortizonun biyosentez yolları, reseptör etkileşimleri ve farmakokinetiği sistematik olarak araştırılmaya başlandı.
- 11β-Hidroksisteroid dehidrogenaz (11β-HSD) enzimlerinin keşfi, kortizon-kortizol dönüşümünü açıklığa kavuşturdu.
- Sentetik glukokortikoidlerin (prednizolon, deksametazon vb.) geliştirilmesi, kortizolün farmakolojik klonlarının tıpta kullanımını yaygınlaştırdı.
İleri Okuma
- Addison, T. (1855). On the Constitutional and Local Effects of Disease of the Suprarenal Capsules. London: Samuel Highley.
- Kendall, E. C. (1930). The isolation in crystalline form of the compound containing iodine which occurs in the thyroid: Its chemical nature and physiological activity. Mayo Clinic Proceedings, 5, 156–163.
- Reichstein, T., & Shoppee, C. W. (1936). The constitution of the higher polyhydroxy pregnane derivatives from the adrenal cortex. Isolation of substances F and Fa. Helvetica Chimica Acta, 19(1), 1160–1175.
- Wintersteiner, O., & Pfiffner, J. J. (1936). A crystalline hormone from the adrenal cortex: Structure and biological activity. Science, 83(2161), 501.
- Kendall, E. C. (1937). The isolation in crystalline form of the active principle of the suprarenal cortex. Journal of Biological Chemistry, 118, 61–73.
- Reichstein, T. (1938). Über die Konstitution des Corticosterons, ein neues Hormon der Nebennierenrinde. Helvetica Chimica Acta, 21, 1324–1333.
- Hench, P. S., Kendall, E. C., Slocumb, C. H., & Polley, H. F. (1949). Effects of cortisone and pituitary ACTH on rheumatoid arthritis, rheumatic fever and certain other conditions. Archives of Internal Medicine, 83(4), 545–666.
- Nobel Assembly. (1950). The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1950 – Award Ceremony Speech. Nobelprize.org.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.