Tanım ve Köken
Mallorca aknesi, akne aestivalis olarak da bilinen ve halk arasında yaz aknesi veya güneş aknesi şeklinde anılan özel bir cilt reaksiyonudur. İsmindeki “Mallorca”, durumun ilk kez Akdeniz’deki Mallorca Adası’nda tatil yapan kişilerde tanımlanmış olmasından gelir. Bu kişiler kış mevsimi boyunca güneş görmedikten sonra yoğun güneş ışığına maruz kalınca birkaç gün içinde ciltlerinde akne benzeri döküntüler gelişmiştir. Böylece literatürde 1970’lerde “Mallorca aknesi” terimi kullanılmaya başlamıştır.
Mallorca aknesi, klasik akne (akne vulgaris) ile benzer görüntüde olmasına karşın ondan farklı bir durumdur. Tıpta polimorf ışık erüpsiyonu (PLE) adı verilen güneş alerjilerinin bir alt tipi olarak kabul edilir. Başka bir deyişle, güneş ışınlarının tetiklediği mevsimsel bir cilt hipersensitivite reaksiyonudur. Genellikle ilkbahar-sonbahar döneminde ortaya çıkar, kış aylarında kendiliğinden kaybolur.
Nedenleri ve Patogenezi
Mallorca aknesinin nedeni tam olarak klasik akne ile ilişkili değildir; yani artmış sebum üretimi, bakteri çoğalması veya hormon dalgalanmaları doğrudan rol oynamaz. Bunun yerine, ana tetikleyici güneşin ultraviyole (UV) ışınları, özellikle de UVA bandıdır. Güneş ışığı ciltteki bazı maddeleri değişime uğratarak bağışıklık sistemini harekete geçirmektedir. Bu durum, gecikmiş tip bir aşırı duyarlılık reaksiyonu olarak sınıflandırılır; belirtilerin ortaya çıkması genellikle güneşe maruziyetten 24–72 saat sonra olur.
Araştırmalar, Mallorca aknesi gelişimine yatkın kişilerde genetik bir hassasiyet olabileceğini düşündürmektedir. Kabul gören teoriye göre UVA ışınları cildin kendi yağları (sebum) ve kullanılan güneş kremi/kozmetiklerdeki bazı yağ veya emülsifier bileşenlerle etkileşime girer. Bu etkileşim sonucunda lipid peroksitler adı verilen okside yağ ürünleri oluşur ve bunlar cildin bağışıklık sistemini uyararak kıl foliküllerinde iltihaplı bir reaksiyona yol açar. Sonuçta, güneş gören bölgelerde akneyi andıran kırmızı kabarıklıklar ortaya çıkar.
Özetle, Mallorca aknesinin patogenezi birden fazla faktörün birleşimine dayanır: yoğun UVA radyasyonu, ciltte foto-alerjik bir antijen oluşturacak şekilde sebum ve/veya topikal ürünlerle etkileşir; buna karşı gelişen bağışıklık tepkisi gecikmeli olarak ortaya çıkar ve akne benzeri lezyonlara yol açar. Bu reaksiyonun, aslında güneşin potansiyel zararlı etkilerine karşı vücudun verdiği bir savunma yanıtı olabileceği ileri sürülmektedir.
Belirtiler ve Klinik Görünüm
Mallorca aknesi, güneş ışığına maruz kaldıktan birkaç gün sonra beliren, tek tip (monomorfik) döküntüler ile karakterizedir. Belirtilerin ortaya çıkması genellikle 1–3 gün gecikmeyle olur ve lezyonlar haftalarca sürebilir. Döküntüler, tipik olarak küçük, kırmızımsı kabarıklıklar (papüller) şeklindedir. Çapları birkaç milimetre (çoğunlukla 2–4 mm) kadar olup kubbemsi, sert nodüller şeklinde hissedilebilir. Bazen papüllerin ucu iltihaplanarak küçük irinli kabarcıklar (püstüller) da oluşabilir. Ancak klasik aknede görülen siyah noktalar veya beyaz noktalar (komedonlar) bu lezyonlarda bulunmaz. Bu, Mallorca aknesinin önemli ayırt edici özelliklerinden biridir. Lezyonlar çoğunlukla kaşıntılıdır ve hastada yanma-hassasiyet hissi de yaratabilir.
Döküntülerin vücutta dağılımı, güneş gören bölgelere odaklanır. En sık etkilenen alanlar göğüs (dekolte bölgesi), sırt, omuzlar ve kolların dış yüzeyleridir. Boyun ve ense bölgesi de tutulabilir. Yüz bölgesi genellikle etkilenmez veya çok hafif etkilenir; bu da klasik akneden bir diğer farktır. Lezyonlar başlangıçta cilt renginde veya pembe-kırmızı renkte olabilir, güneş maruziyeti sürdükçe sayıları artabilir. Şiddetli olgularda birleşerek daha geniş kızarık alanlar oluşturabilirler.
Mallorca aknesinin seyri genellikle iyi huyludur. Eğer kişi güneşten uzak durursa veya tatil süresi biterse, yeni lezyon oluşumu durur ve mevcut döküntüler yavaş yavaş geriler. Çoğu vakada birkaç hafta içerisinde iz bırakmadan iyileşme görülür. Ancak bazı durumlarda lezyonlar tam iyileşirken hafif lekeler bırakabilir veya kişi tekrar yoğun güneşe çıktığında döküntü tekrarlayabilir. Mallorca aknesi genellikle sonraki yıllarda tekrarlama eğilimindedir; her ilkbahar/yaz döneminde benzer şartlarda yeniden ortaya çıkabilir.
Epidemiyoloji ve Risk Faktörleri
Mallorca aknesi, güneşli iklimlerde tatil yapan veya ilkbahar-yaz aylarında aniden yoğun güneşe çıkan kişilerde görülme eğilimindedir. Özellikle açık tenli, cildi güneşe alışık olmayan bireyler risk altındadır. Avrupa kaynaklarında, Kuzey ülkelerinden gelip Akdeniz sahillerinde tatil yapan genç yetişkinlerde vakaların sık görüldüğü bildirilmiştir. Tipik hasta profili olarak 20-40 yaş arası genç erişkinler tanımlanmıştır. Bazı çalışmalar kadınların erkeklere oranla daha sık etkilendiğini öne sürse de, bu fark her kaynakta vurgulanmamıştır; her iki cinste de Mallorca aknesi gelişebilir. İlginç şekilde, hastaların çoğunda daha önce şiddetli akne öyküsü olmaması da dikkat çekicidir.
Genel nüfusta kesin prevalans bilinmemekle birlikte, Mallorca aknesi güneş alerjilerinin bir formu olduğundan, polimorf ışık erüpsiyonu görülen kişilerin belirli bir alt grubunda ortaya çıktığı kabul edilebilir.
Mallorca Aknesi ve Akne Vulgaris Arasındaki Farklar
- Nedenleri: Akne vulgaris çoğunlukla hormonal değişimler, artmış sebum üretimi ve bakterilerin rol oynadığı bir tabloyken, Mallorca aknesinde esas tetikleyici UV ışığına karşı gelişen bir bağışıklık reaksiyonudur.
- Lezyon Tipi: Klasik aknede sıklıkla komedonlar görülür; Mallorca aknesinde ise komedon yokluğu ayırt edicidir.
- Lokalizasyon: Akne vulgaris en çok yüzde yoğun iken, Mallorca aknesi genellikle yüzü tutmaz.
- Mevsimsellik: Akne vulgaris yıl boyu sürebilirken, Mallorca aknesi güneşli mevsimde ortaya çıkar.
- Tedaviye Yanıt: Akne vulgaris tedavileri Mallorca aknesinde genellikle etkili değildir.
Önleme (Profilaksi)
- Yoğun güneşten kaçınma.
- SPF 30 veya üzeri, geniş spektrumlu, yağsız ve non-komedojenik güneş kremleri kullanma.
- Koruyucu giysiler giyme.
- Yaz aylarında ağır yağlı kozmetiklerden kaçınma.
- Cildi kademeli olarak güneşe alıştırma.
Tedavi
- Güneşten uzak durma.
- Soğuk kompres ile kaşıntı ve inflamasyonu azaltma.
- Antihistaminikler kaşıntıyı hafifletir.
- Topikal rahatlatıcılar ve hafif kortikosteroid kremler kısa süreli kullanılabilir.
- Benzoil peroksit veya salisilik asit içeren ürünler lezyonları kurutabilir.
- Şiddetli vakalarda dermatolog değerlendirmesi gereklidir.
Prognoz ve Uyarılar
Mallorca aknesi genellikle kendiliğinden düzelen, iyi huylu bir durumdur. Ancak güneş sonrası ciltte görülen her değişiklik cilt kanseri gibi daha ciddi durumları dışlamak için dermatolog tarafından değerlendirilmelidir.
Keşif
1970’li yılların başında, Kuzey Avrupa’nın uzun ve karanlık kışlarından çıkan tatilciler, ilkbahar ve yaz aylarında Akdeniz’e, özellikle de İspanya’nın Mallorca adasına akın ediyordu. Ada, altın kumları ve masmavi sularıyla yeni yükselen bir turizm cennetiydi. Güneşe hasret kalmış turistler, tatillerinin ilk günlerinde saatlerce plajda güneşleniyor, ciltlerini hızlıca bronzlaştırmak istiyorlardı. Ancak tatilin ikinci ya da üçüncü günü, bazı kişilerde göğüs, omuz ve sırt bölgelerinde kaşıntılı, kırmızı, küçük kabarcıklar ortaya çıkmaya başladı.
Başlangıçta bu döküntüler tuzlu deniz suyu, güneş kremleri ya da bölgeye özgü yiyecekler gibi farklı nedenlere bağlandı. Fakat kısa sürede, özellikle açık tenli ve güneşe alışık olmayan kişilerde tekrarlayan benzer vakalar dikkat çekti. Adada tatilde bulunan Danimarkalı dermatolog Dr. Nils Hjorth ve ekibi, bu vakaları sistematik olarak incelemeye başladı. Yaptıkları gözlemler, döküntülerin klasik akne ile ilgisi olmadığını, güneş ışığının tetiklediği özel bir cilt reaksiyonu olduğunu ortaya koydu.
Hjorth ve arkadaşları, hastaların öykülerini, güneş altında geçirdikleri süreleri ve kullandıkları ürünleri detaylı biçimde kayda aldılar. Çoğunda daha önce belirgin akne öyküsü yoktu ve lezyonlar yüz bölgesini neredeyse hiç etkilemiyordu. Bulgularını 1972’de yayımladılar ve bu yeni tabloya gözlemlerin yapıldığı yerin onuruna “Mallorca aknesi” adını verdiler.
Kısa süre sonra Amerika’dan Dr. Albert M. Kligman ve Dr. Oliver H. Mills, Kuzey Amerika’daki ilk vakayı rapor etti. Lezyonların histolojik incelemesinde klasik akneden farklı özellikler saptandı: komedonlar yoktu, bakteri artışı gözlenmiyor, ancak kıl folikülü duvarında hasar ve hafif iltihap bulunuyordu. Antibiyotikler etkisizdi, fakat topikal tretinoin ile hızlı düzelme görüldü.
Aynı dönemde İngiltere’de tıp dergilerinde, Mallorca aknesinin özellikle güneşe alışık olmayan genç kadınlarda yaygın görüldüğü, yaz sonunda kendiliğinden gerilediği vurgulandı. Bu sırada Almanya’da ve İngiltere’de yapılan başka gözlemler, hastalığın yalnızca doğal güneş ışığıyla değil, psoralen ile birlikte UVA ışın tedavisi gören hastalarda da ortaya çıkabildiğini gösterdi. Bu durum, UVA ışınlarının başlıca tetikleyici olabileceğini düşündürdü.
1979’da yapılan histopatolojik çalışmalar, Mallorca aknesi lezyonlarında folikül duvarında odaklanmış hasar ve keratin birikimi olduğunu doğruladı. 1980’lerde terminoloji tartışmaları başladı; bazı dermatologlar tabloya “aktinik follikülit” adını önerdi. Ayrıca benzer vakaların Goa gibi diğer güneşli bölgelerde de görüldüğü rapor edildi.
1990’larda dermatoloji literatüründe Mallorca aknesi, foto-indükte akneiform erüpsiyonlar arasında özel bir başlık olarak yer aldı. Patogenezde genetik yatkınlık, oksidatif stres ve kozmetik ürünlerin UV ile etkileşimi gibi faktörler tartışıldı. 2000’li yıllarda antioksidan içerikli güneş kremlerinin koruyucu etkisi üzerine araştırmalar yapıldı. 2010’larda ise bazı güneş ürünü bileşenlerinin UV ile birleşerek serbest radikal oluşumunu artırıp hassas kişilerde tabloyu tetikleyebileceği gösterildi.
Bugün Mallorca aknesi, nadir görülen ama iyi huylu bir fotodermatoz olarak tanımlanır. Keşfi, dikkatli klinik gözlemlerle başlayan ve uluslararası bilimsel işbirliğiyle şekillenen bir dermatoloji hikâyesi olarak tıp tarihinde yerini almıştır.
İleri Okuma
- Hjorth N, Sjölin KE, Sylvest B, Thomsen K. (1972). Acne aestivalis – Mallorca acne. Acta Derm Venereol, 52(1), 61–63.
- Mills OH Jr, Kligman AM. (1975). Acne aestivalis. First American case report. Arch Dermatol, 111(7), 891–892.
- Editorial. (1975). Summer acne. Br Med J, 4(5989), 125.
- Hofmann C, Plewig G, Braun-Falco O. (1977). Ungewöhnliche Nebenwirkungen bei oraler PUVA-Therapie. Hautarzt, 28(12), 583–588.
- Jones C, Bleehen SS. (1977). Acne induced by PUVA treatment. Br Med J, 2(6091), 866.
- Sjølin KE. (1979). Acne aestivalis: A histopathological study. Acta Derm Venereol Suppl, 59(85), 171–176.
- Verbov J. (1985). Actinic folliculitis. Br J Dermatol, 113(5), 630–631.
- Dreher F, Gabard B, Schwindt DA, Maibach HI. (1998). Topical melatonin in combination with vitamins E and C protects skin from ultraviolet-induced erythema: a human study in vivo. Br J Dermatol, 139(2), 332-9.
- Plewig G, Kligman AM. (1993). Acne Aestivalis (Mallorca Acne). In Acne and Rosacea. Springer, Berlin, pp. 400–403.
- Seite S, Bredoux C, Compan D, et al. (2006). Clinical and biological effect of a new combination of phytosphingosine, nicotinamide and zinc acetate in acne. Dermatology, 213 Suppl 1:41-48.
- Rippke F, et al. (2001). Photoprovocation and prevention study with antioxidant for polymorphous light eruption and acne aestivalis. J Dermatolog Treat, 12(1), 3–8.
- Jung K, et al. (2016). High levels of free radicals in suncare products induce acne aestivalis in sensitive subjects. SOFW Journal, 142, 2–8.
- Dr. Anne (2022). Acne aestivalis – Sommerakne.
- Eucerin (2021). Mallorca Akne: Ursachen und Behandlung.
- K-Cosmetics (2023). Mallorca Acne: Causes, Symptoms, and Prevention.
- Parać, E., et al. (2023). Sun-Induced Skin Reactions: Mechanisms and Prevention. Cosmetics, 10(3), 57.
- Parać E, et al. (2023). Acne-like eruptions: Disease features and differential diagnosis. Cosmetics, 10(3), 89.
- Altmeyer, R. (2024). Polymorphe Lichtdermatose. In Altmeyers Encyclopedia.