Papiller kas, kalbin karıncıklarında bulunan bir kas türüdür. Bu küçük, koni şeklindeki kaslar karıncıkların duvarlarına tutturulur ve kalp fonksiyonlarında, özellikle de kalp kapakçıklarının mekaniğinde önemli bir rol oynar.

Yapı
Her bir papiller kas, chordae tendineae adı verilen fibröz iplikçikler aracılığıyla atriyoventriküler (AV) kapakçıkların** (kalbin sol tarafında mitral kapakçık ve sağ tarafında triküspit kapakçık) kıvrımlarına bağlanır. Papiller kaslar tipik olarak kalbin hangi tarafında ve hangi kapakçıkla ilişkili olduklarına göre sınıflandırılır:
- Sağ Ventrikül**: Triküspit kapağa bağlı çok sayıda papiller kas içerir.
- Sol Ventrikül**: Mitral kapağa bağlı olan ön ve arka olmak üzere iki ana papiller kas içerir.
Fonksiyon
Papiller kasların birincil işlevi ventriküler kasılma (sistol) sırasında AV kapakçıkların prolapsını önlemektir. Ventriküller kasıldığında papiller kaslar da kasılır ve bu da korda tendineayı gerginleştirir. Bu hareket kapakçıkları yerinde tutarak düzgün kapanmalarını ve kulakçıklara doğru ters dönmemelerini sağlar. Papiller kasların ve korda tendineanın düzgün işlevi, kanın kalpten tek yönlü akışının sürdürülmesi ve kulakçıklara regürjitasyonun (geri akış) önlenmesi açısından çok önemlidir.
Klinik Önemi
Kalp krizi (miyokard enfarktüsü) sırasında kan akışının bozulması nedeniyle papiller kaslarda meydana gelebilecek hasar, kapak disfonksiyonuna, özellikle de mitral veya triküspit yetersizliğine yol açabilir. Bu durum nefes darlığı, yorgunluk gibi semptomlara yol açabilir ve ciddiyetine bağlı olarak tıbbi veya cerrahi müdahale gerektirebilir.
Keşif
1. İlk Anatomik Çalışmalar (16. Yüzyıl)
- Papiller kasların en eski tanımları, anatominin ilk kez sistematik olarak incelendiği Rönesans dönemine kadar uzanmaktadır. XVI. yüzyılın öncü anatomistlerinden Andreas Vesalius, çığır açan eseri *De humani corporis fabrica* (1543) ile insan kalbinin yapılarını titizlikle haritalandırmıştır. Öncelikli odak noktası daha büyük kalp yapıları olsa da, ventriküller içindeki olağandışı “tendinöz telleri” belgeleyerek sonraki yüzyıllarda daha ayrıntılı çalışmalar için zemin hazırladı.
Vesalius sadece gözlemde değil, toplumsal kabulde de zorluklarla karşılaştı, çünkü keşifleri bin yıldan fazla bir süredir tıbba hakim olan Galenik doktrinle sık sık çelişiyordu. Bu çalışma, daha sonra papiller kaslar da dahil olmak üzere kalp anatomisinin daha küçük ayrıntılarını araştıran anatomistler için temel oluşturmuştur.
2. Papiller Kasların İşlevinin Tanınması (17.-18. Yüzyıl)
- İngiliz doktor William Harvey’in *De Motu Cordis* (1628) adlı eseri kan dolaşımı kavramını ortaya atarak diğerlerinin kalbin mekanizmalarını daha yakından sorgulamasına zemin hazırladı. Anatomistler ve fizyologlar, papiller kaslar ve chordae tendineae gibi daha küçük yapıların kan dolaşımındaki rolüne dikkat çekmeye başladılar.
Harvey’den bir yüzyıl sonra, İtalyan anatomist Giovanni Battista Morgagni (1682-1771) ve öğrencileri kalp kadavrası örneklerini inceleyerek papiller kasların kalple birlikte nasıl kasıldığını ve korda tendinalar aracılığıyla kapakçıklara nasıl bağlandığını belgeledi. Morgagni, papiller kaslar ile kalbin ventriküler kapakçıkları arasındaki sıkı ilişkiyi gözlemleyerek, tam mekaniği hala tam olarak anlaşılmamış olsa da, kasılma sırasında kapakçıkları stabilize etmedeki rollerini öne sürdü.
3. Ayrıntılı Yapısal Çalışmalar ve Histoloji (19. Yüzyıl)
- Kilometre taşı**: 1800’lerde histoloji ve mikroskopi alanındaki ilerlemeler sayesinde bilim insanları papiller kasların ve kalp kasını çevreleyen doku yapısını ayrıntılı olarak inceleyebilmiştir. Hücre teorisinin geliştirilmesinde önemli bir figür olan Alman anatomist Theodor Schwann, kalp kasını mikroskobik olarak inceleyerek papiller kaslar da dahil olmak üzere kas lifi tiplerinin anlaşılmasına katkıda bulundu. İskelet kaslarına kıyasla benzersiz görünümlerine dikkat çekerek kalbin özel ihtiyaçlarını fark etti.
Bu dönemde kas dokusu anlayışı hızla gelişiyordu ve bilim insanları papiller kasların yorgunluğa karşı özellikle dirençli olan farklı, çizgili kas hücreleri içerdiğini keşfetti. Bu kavrayış, kalbin durmak bilmeyen ve sürekli pompalama işlevini desteklemek için bir adaptasyon önerdi.
4. Patoloji Yoluyla İşlevsel Rolün Anlaşılması (20. Yüzyıl)
- Kardiyoloji ilerledikçe, özellikle 20. yüzyılda ekokardiyografi ve anjiyografinin yükselişiyle birlikte, papiller kasların kapak mekaniğindeki işlevsel önemi daha net hale geldi. Bilim insanları artık hasarlı veya işlevsiz papiller kasların mitral kapak prolapsusu veya regürjitasyonu gibi kapak sorunlarına nasıl yol açabileceğini gözlemleyebiliyordu.
1940’larda ve 1950’lerde, kalp kusurları ve patolojileri üzerinde kapsamlı ameliyatlar yapan kardiyovasküler cerrah Dwight Harken tarafından yapılan çalışmalar, papiller kas bütünlüğünün kanın geri akışını önlemedeki rolünü vurguladı. Harken’in görüşleri, genellikle kalp krizlerinden kaynaklanan papiller kas hasarının kapak işlevini dengesizleştirerek ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinin fark edilmesinde etkili olmuştur.
5. Görüntüleme Gelişmeleri ve Gerçek Zamanlı Gözlemler (20. Yüzyılın Sonları)
- Yüksek çözünürlüklü ekokardiyografi ve MRI’ın 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkması, kardiyologların papiller kasları gerçek zamanlı olarak görüntülemesine olanak sağlayarak dinamiklerinin anlaşılmasını geliştirdi. Bu teknolojik sıçrama, papiller kasların ventriküllerle senkronize olarak kasıldığı, kapakçıkları yerinde tutmak ve geri akışı önlemek için korda tendineaları aktif olarak gerdiği hipotezini doğruladı.
1970’lerin sonlarında kardiyak görüntüleme, papiller kasların sınırlı kan kaynakları nedeniyle iskemiye (kan akışının azalması) eğilimli olabileceğini ortaya çıkararak daha kesin teşhis ve tedavilere yol açtı. Bu anlayış, sonunda hasarlı papiller kasları onarmayı veya değiştirmeyi, böylece kalp kapağı işlevini korumayı veya eski haline getirmeyi amaçlayan cerrahi tekniklerin geliştirilmesine katkıda bulunmuştur.
6. Modern Müdahaleler ve Cerrahi Onarımlar (21. Yüzyıl)
- Kilometre taşı**: Günümüzde minimal invaziv ve robotik destekli kalp cerrahisindeki gelişmeler, papiller kaslara ve mitral kapağa hassas müdahaleler yapılmasına olanak tanıyarak hastalar için daha iyi sonuçlar alınmasını sağlamaktadır. Kardiyologlar ve cerrahlar, kalp hastalığı veya kalp krizi sonrası hasarı olan hastalarda kapak işlevini geri kazandırarak, tehlikeye girmiş papiller kasları veya korda tendinaları onarabilir veya değiştirebilir.
2001 yılında robotik cerrahideki gelişmeler, papiller kas bağlantılarının sentetik korda ile değiştirilmesini içeren ilk robotik mitral kapak onarım ameliyatını mümkün kılmıştır. Bu teknoloji, iyileşme sürelerini kısaltarak ve cerrahi doğruluğu artırarak bu alanda bir çığır açmıştır.
Papiller kas araştırmaları ve klinik uygulama tarihindeki her bir kilometre taşı, sıklıkla göz ardı edilen bu yapıların önemini vurgulamaktadır. Papiller kaslar kalbin sürekli ve hassas işlevinde çok önemli, sessiz bir rol oynamaktadır ve onlara ilişkin anlayışımız kalp biliminin kendisiyle birlikte gelişerek sağlık arayışında anatomi ve fizyoloji arasındaki karmaşık ilişkiyi yansıtmaktadır.
İleri Okuma
- Vesalius, A. (1543). De humani corporis fabrica libri septem (On the Fabric of the Human Body). Basel: Johannes Oporinus.
- Harvey, W. (1628). Exercitatio Anatomica de Motu Cordis et Sanguinis in Animalibus (An Anatomical Exercise on the Motion of the Heart and Blood in Animals). Frankfurt: William Fitzer.
- Morgagni, G. B. (1769). De sedibus et causis morborum per anatomen indagatis (The Seats and Causes of Diseases Investigated by Anatomy). Venice: Remondini.
- Schwann, T. (1839). Microscopical Researches into the Accordance in the Structure and Growth of Animals and Plants. London: Sydenham Society.
- Harken, D. E. (1949). The Surgical Treatment of Acquired Heart Disease. Journal of the American Medical Association, 139(11), 759–764.
- Braunwald, E., & Braunwald, N. S. (1964). Effect of Mitral Valve Surgery on Left Ventricular Function in Man. Circulation, 29(2), 260–268.
- Falk, E., Shah, P. K., & Fuster, V. (1995). Coronary Plaque Disruption. Circulation, 92(3), 657–671.
- Lang, R. M., Bierig, M., Devereux, R. B., Flachskampf, F. A., Foster, E., Pellikka, P. A., … & Stewart, W. J. (2005). Recommendations for Chamber Quantification. Journal of the American Society of Echocardiography, 18(12), 1440–1463.
- Carpentier, A., Loulmet, D., Aupecle, B., Kiefer, T., Tournay, D., Guibourt, P., … & Folliguet, T. (1999). Computer-Assisted Open Heart Surgery: First Case Operated on with Success. C. R. Acad Sci III, 322(6), 461–467.
- Argenziano, M., Oz, M. C., & Culliford, A. T. (2001). Robotic Cardiac Surgery: New Approaches for New Challenges. Annals of Thoracic Surgery, 72(5), S1574–S1580.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.