Tanım ve Genel Bakış
Os hyoideum, boynun ön-üst bölümünde, mandibula (alt çene) ile larenks arasında, C3 düzeyi civarında asılı duran, diğer kemiklerle eklem (diartrodial veya sinartrodial) bağlantı kurmayan tek insan kemiğidir. “Serbest asılı” oluşu, onu ligamentöz ve kas yapıları aracılığıyla kafa tabanı, mandibula, dil, farinks ve larenksle işlevsel bir ağ içinde birleştirir. Yutma (deglütisyon), ses üretimi (fonasyon), hava yolu açıklığının düzenlenmesi ve dilin kaba/ince motor hareketleri için bir “askı ve aktarma kirişi” gibi davranır.
Etimoloji ve Tarihçe
“Hyoid” sözcüğü Eski Yunanca ὑοειδής (hyoeidēs)—“Y harfi (upsilon) biçiminde” anlamından türemiştir; Latince os hyoideum bu Yunanca kök üzerinden yerleşmiştir. Türkçedeki “dil kemiği” adlandırması, kemiğin dil ve dil kaslarıyla yakın anatomik/fonksiyonel ilişkisini yansıtır. Klasik anatomi metinleri, özellikle Galen ve daha sonra Vesalius, kemiğin atipik “eklemsiz” konumuna ve yutma-ses üretimindeki önemine dikkat çekmiştir.
Topografya ve Komşuluklar
- Üstte: Ağız tabanı (m. mylohyoideus ve m. geniohyoideus ile), dil kökü ve dil kasları.
- Altta: Tiroid kıkırdak ve larenks üst girişi; arada membrana thyrohyoidea ile lig. thyrohyoideum medianum ve lateralia bulunur.
- Arkada: Farinks duvarı (özellikle m. constrictor pharyngis medius ile temas/bağlantı).
- Yanda: Büyük boynuzların komşuluğunda karotis kılıfı yapıları ve suprahyoid/infrahyoid kas tabakaları.
Makroskopik Anatomi
Os hyoideum üç ana parçadan oluşur:
- Corpus ossis hyoidei (Gövde): Orta, kalın kenarlı, hafif dışbükey ön yüz ve daha düz arka yüz taşır. Üst kenarında dil ve ağız tabanı kaslarının tendon/kas lifleri için geniş yüzeyler bulunur; alt kenarı larenks yapıları ile bağ dokusu aracılığıyla ilişkilidir.
- Cornua majora (Büyük Boynuzlar): Gövdenin posterolateralinden uzanarak arkaya doğru incelir; m. hyoglossus, m. middle constrictor lifleri ve çeşitli fasya-ligament bağlantıları için tutunma sağlar.
- Cornua minora (Küçük Boynuzlar): Gövde ile büyük boynuz birleşme hattının süperolateralinde, daha kısa ve sivri uzantılar olup, lig. stylohyoideum ile temporal kemikteki processus styloideus’a bağlanırlar. Bu ligamentin kısmen ya da tamamen kemikleşmesi klinikte Eagle sendromu ile ilişkilendirilebilir.
Mikroskopik Yapı ve Biyomekanik Özellikler
Hyoid, tipik lamellar kompakt kemik korteksi ve içte süngerimsi (trabeküler) kemikten oluşur. Trabeküler mimari, çekme gerilimlerinin yoğunlaştığı kas-ligament tutunma bölgelerinde düzenlenmiştir. Suprahyoid kasların kasılması kemiği yukarı-öne, infrahyoid kasların kasılması aşağı-arkaya çeker; bu vektörel karşıtlık, yutma sırasında larenksin yükseltilmesi ve daha sonra eski konumuna döndürülmesinde hassas bir zamanlama ve kuvvet aktarımı sağlar.
Embriyoloji ve Gelişim
Hyoid kemik ikinci ve üçüncü yutak (farinks/solungaç) kemerlerinden türetilir:
- Cornu minus (küçük boynuz) ve gövdenin üst bölümü: 2. yutak kemeri kökenli Reichert kıkırdağından gelişir.
- Cornu majus (büyük boynuz) ve gövdenin alt bölümü: 3. yutak kemeri kökenlidir.
Ontogenetik süreçte birkaç ossifikasyon merkezi belirir ve puberteye dek kısmen kıkırdak ara bölgeler korunabilir; ileri yaşta bu birleşme çizgileri kaynaşır. Hyoid, ductus thyroglossus’un orta hattı kesişim bölgesine komşu seyrettiğinden, bu kanalın kalıntıları olan tiroglossal kist cerrahisinde (Sistrunk) gövdenin orta kısmının rezeksiyonu tipiktir.
Bağlantılar: Kaslar, Ligamentler ve Membranlar
Suprahyoid Kaslar (ağız tabanı/dil-mandibula ile hyoid arası)
- m. mylohyoideus: Mandibula linea mylohyoidea’dan çıkar; ağız tabanını oluşturur; n. mylohyoideus (V3 dalı) ile innerve olur.
- m. geniohyoideus: Spina mentalis inferior’dan başlar, hyoid’e tutunur; C1 lifleri n. hypoglossus üzerinden gelir.
- m. digastricus: Venter anterior (V3, n. mylohyoideus) ve venter posterior (n. facialis) ile iki karınlı; ara tendonu hyoid’e bağlıdır.
- m. stylohyoideus: Processus styloideus’tan hyoid’e; n. facialis ile innerve.
Infrahyoid Kaslar (hyoid-sternum/skapula/tiroid kıkırdak arası)
- m. sternohyoideus ve m. omohyoideus: Ansa cervicalis (C1–C3) ile innerve.
- m. sternothyroideus: Ansa cervicalis; hyoid’e doğrudan değil tiroid kıkırdak aracılığıyla etki eder.
- m. thyrohyoideus: C1 lifleri n. hypoglossus üzerinden; larenksi yükseltip hyoid’i yaklaştırır.
Dil ve Farinks ile İlişkili Kas Tutunmaları
- m. hyoglossus ve varyant kabul edilen m. chondroglossus (kıkırdak-hyoid kökenli lif demeti) dilin dış kasları arasında; dilin aşağı-arka çekilmesinde etkindir.
- m. constrictor pharyngis medius lifleri büyük boynuz ve gövdeye tutunarak farinks yutma halkasına katkıda bulunur.
- Ayrıca lig. stylohyoideum, membrana thyrohyoidea (median ve lateral ligamentleriyle) ve lig. hyoepiglotticum hyoid’i kafa tabanı-larenks-epiglotis eksenine entegre eder.
Vaskülarizasyon ve İnnervasyon İlişkileri
Kemiğin kendisinin “duyusal” innervasyonu yoktur; ancak çevre kas/bağ dokusu yapıları yoluyla ağrı/sızı hissi oluşabilir. Bölgenin kanlanması çoğunlukla a. lingualis ve a. thyroidea superior dallarıyla, venöz dönüş v. lingualis ve v. thyroidea superior üzerinden gerçekleşir. Lenfatik drenaj, hyoidin üstünde submental ve submandibular; altında derin servikal lenf düğümlerine yönelir.
Fonksiyonel Anatomi
- Deglütisyon: Suprahyoidler hyoidi kranial-ventral yönde kaldırır; larenks hyoid’e eşlik ederek yukarı taşınır, epiglotisin kapanması kolaylaşır ve üst özofageal sfinkterin açılması desteklenir.
- Fonasyon: Hyoid-larenks kompleksinin konumlanması ve ince ayarlı stabilizasyonu, ses perdesi ve rezonansın ayarlanmasında temel bir “askı noktası” sağlar.
- Dilin Motor Kontrolü: Hyoglossus başta olmak üzere dilin dış kaslarının moment kollarını belirler; dil kökü hareketleri, yutma ve artikülasyonun koordinasyonuna katkı verir.
- Solunum ve Hava Yolu Patensisi: Uykuda veya sedasyon altında hyoid-dil kompleksi geriye çöktüğünde üst hava yolu darlığı oluşabilir; bu, obstrüktif uyku apnesi patofizyolojisinin bir bileşenidir.
Karşılaştırmalı ve Evrimsel Anatomi
Hyoid, tüm tetrapodlarda farinks-dil aparatının bir öğesidir; ancak morfoloji ve bağlanış kalıpları türler arasında belirgin değişkenlik gösterir. Primatlarda büyük ölçüde “U-şekilli” ve süspansif konumdadır. İnsanlarda eklemsiz, serbest asılı konumun belirginleşmesi ve dil-larenks koordinasyonunun incelmesi, artiküle konuşmanın evrimsel önkoşulları arasında tartışılmıştır. Neandertal hyoidinin morfometrik olarak modern insanınkine yakın oluşu, vokal kapasiteye dair paleoanatomik kanıtlardan biri olarak değerlendirilir. Bununla birlikte, yalnızca hyoid şekli değil; beyin, solunum kontrolü, dudak-dil ince motorisi ve vokal trakt uzunluk/rezonans ilişkileri gibi çoklu sistemlerin eş-evrimi önem taşır.
Varyasyonlar ve Anomaliler
- Stylohyoid zincirin ossifikasyonu/uzaması: Processus styloideus’un belirgin uzaması ve lig. stylohyoideum’un kalsifikasyonu; orofasiyal/servikal ağrı, yabancı cisim hissi, yutma güçlüğü, karotis irritasyonu ile seyreden Eagle sendromunu oluşturabilir.
- Segmentasyon/füzyon farklılıkları: Cornu-corpus birleşme bölgelerinde kaynaşma derecesi yaşla artar; asimetriler ve varyant ossifikasyon çekirdekleri görülebilir.
- Aplazi/Hipoplazi (nadir): Konjenital hava yolu ve yutma sorunlarıyla ilişkili olabilir.
Görüntüleme ve Değerlendirme
- Lateral servikal grafiler ve panoramik dental görüntüler hyoidin kaba konumunu gösterebilir.
- BT (özellikle MPR/3B), fraktür, ossifikasyon ve komşuluk ilişkilerini netleştirir.
- MR, yumuşak doku kas/ligament ilişkilerinin ayrıntılı değerlendirilmesinde yararlıdır.
- Ultrasonografi, yüzeyel kas ve kitlelerin dinamik incelemesine olanak verir.
Klinik Önemi
Travma ve Adli Tıp
Hyoid fraktürleri genellikle yüksek enerjili servikal travmalar veya manuel/ligatür ile boğma olaylarıyla ilişkilidir. Adli incelemede, özellikle ileri yaşta kaynaşmanın artması nedeniyle kırık olasılığı değişir. Fraktürler disfaji, odinofaji, subkutan amfizem, ses kısıklığı ve palpasyonla ağrı ile prezente olabilir; BT tanıda altın standarttır.
Yutma ve Ses Bozuklukları
Supra-/infrahyoid kasların nöromüsküler dengesizlikleri disfaji, disfoni ve globus hissi ile sonuçlanabilir. Rehabilitasyonda Shaker ve Mendelsohn manevraları gibi hyoid elevasyonunu artırmaya yönelik egzersizler kullanılır.
Uyku Apnesi ve Cerrahi Uygulamalar
Hyoid süspansiyonu veya tirohyoidopeksi, dil kökü segmentinin öne-yukarı taşınarak üst hava yolu çapının artırılmasını hedefleyen cerrahi tekniklerdir; sıklıkla çok düzeyli cerrahi protokollerin bir parçasıdır.
Tiroglossal Kist Cerrahisi
Orta hat kitlelerinin nüksünü azaltmak için Sistrunk prosedürü kapsamında hyoid gövdesinin santral kısmı rezeksiyonla çıkarılır; bu, embriyolojik kanalın hyoid ile ilişkisini hedefler.
Yüzey Anatomisi ve Muayene
Hyoid, baş hafif ekstansiyonda ve dil gevşekken mandibula alt kenarının hemen inferiorunda “at nalı” benzeri sert bir yapı olarak palpabl olabilir. Yutma sırasında hyoidin kraniyal-ventral yönde hareketi normalde belirgindir; kısıtlılık disfaji lehine bir ipucudur.
Özet Anatomik Bağlantı Haritası (seçmeli hatırlatma)
- Üst: Ağız tabanı ve dil (mylohyoideus, geniohyoideus, hyoglossus, digastricus/stylohyoideus tendonu)
- Alt: Larenks ve membrana thyrohyoidea (thyrohyoid kas/ligament)
- Arka-yan: Constrictor pharyngis medius, karotis kılıf
- Asıcı bağ: Lig. stylohyoideum → proc. styloideus
Terminoloji Notları
- Cornu (Lat.): boynuz; majus/minus: büyük/küçük.
- Suprahyoid/infrahyoid: hyoidin üstünde/altında yerleşen kas grupları.
- Reichert kıkırdağı: 2. yutak kemerinin kıkırdak iskeleti.
Keşif
Os hyoideum’un hikâyesi, antik metinlerdeki ilk silik işaretlerden başlayıp modern morfometriye, sonlu eleman analizlerine ve uyku apnesi cerrahisine kadar uzanan, dil-farinks-larenks üçlüsünün tam ortasında salınan küçük bir “askı” kemiğin uzun serüvenidir. Boynun derinliğinde at nalını andıran bu kemik, hiçbir başka kemikle eklem yapmayan tuhaf konumu sayesinde, tarih boyunca hem anatominin adlandırma düzenlerini hem de konuşmanın evrimini tartıştırmıştır. Aşağıdaki anlatı, izleri sürülebilen başlıca dönemeçleri ardı ardına getirerek bu serüveni kronolojik bir örgü içinde birleştirir.
Antikçağ’da, İskenderiye okulunun diseksiyon meraklısı hekimleri ile Bergamalı Galen’in sistematiği, gırtlak üstü yapıları betimlerken hyoidin “upsilon” harfini çağrıştıran biçimini not düşer; Yunanca hyoeidēs kökünden gelen adlandırma, kemikte bir “Y-şekillilik” fikrini sabitleyerek ortaçağa sızar. Erken Arapça-İslam tıbbının ansiklopedik derlemeleri—özellikle farinks, dil kökü ve ağız tabanına ayrılan bölümler—kemik ile dil hareketlerinin eşzamanlılığını öne çıkarır; terimler farklılaşsa da, “konuşma” ve “yutma” ilişkisi üzerinden hyoidin işlevsel özgüllüğü korunur.
Rönesans’ta, kadavra diseksiyonunun kurumsallaşmasıyla resim, metin ve preparat yan yana ilerler. Vesalius, “Fabrica” ile yalnızca hyoidi değil, onu tutan kas ve membran repertuvarını bir sahne dekoru gibi açar; çizimlerde gövde ve boynuzların perspektif ilişkisi belirginleşir. Ardılları Falloppio ve Fabricius, suprahyoid ve infrahyoid kas gruplarını mandibula, tiroid kıkırdak ve skapula ile bağlayan kirişlerin anatomik tiyatrosunu ayrıntılandırır; Santorini ve Albinus, boynun katmanlı planını pekiştirirken hyoidin komşuluk anatomisi—özellikle farinks konstriktörleri ve hyoglossus—artık klinik akılla birlikte anılmaya başlar. Bu dönemde “os hyoides” adı Latince anatomi dilinin standart parçası haline gelir; terimin kökenindeki Yunanca, adı sabitleyen bir etimolojik çıpa işlevi görür.
Erken modern çağın patoloji ve cerrahi raporları, hyoidi bir “olay yeri” nesnesi gibi belgelemeyi öğrenir. Morgagni’nin nedensel anatomi ısrarı, farinks ve larenks patolojilerinin postmortem topografyasını yalınlaştırır; cerrahinin preanestezik cesareti ise boyun kitleleri ve yutma güçlüğünde hyoid çevresinin palpasyonla muayenesini teknik bir rutine dönüştürür. Aynı yüzyıllarda geliştirilen anatomi müzeleri, hyoid-larenks preparatlarını cam kavanozlar içinde, kas-ligamentlerin gerginlik çizgilerini bozmadan sergilemeyi dener; böylece kemik yalnız bir şekil değil, kuvvet aktarımının iskeletlenmiş bir şeması olarak algılanır.
On dokuzuncu yüzyıl, embriyo iskeletinin “arka plan yazılımı”nı çözmeye sahne olur. Meckel’in birinci yutak kemeri, Reichert’in ikinci yutak kemeri tarifleri ile kıkırdak iskeletin kader çizgisi belirginleşir; hyoidin küçük boynuzları ve gövdenin üst kesimleri için ikinci, büyük boynuz ve alt gövde için üçüncü yutak kemeri kökeni temellendirilir. Bu şema, tiroglossal kanalın orta hat güzergâhı ile birlikte, ileride Sistrunk prosedürünün akıl yürütmesini mümkün kılar: nüksü engellemek için yalnız kisti değil, hyoid gövdesinin merkez segmentini de çıkarmak gerekir. Aynı dönemde literatür, “serbest asılı kemik” olgusunun neden-sonuç ilişkilerini klinik gözlemlerle birleştirir: hyoid, kasların çekiş vektörlerini toplayan ve larenksi yutma sırasında yukarı-öne çeken bir makara olarak tasavvur edilir.
Yirminci yüzyıl, iki farklı ışıkla hyoidi yeniden aydınlatır: radyoloji ve adli tıp. Radyografilerin boyun yan projeksiyonları ve panoramik diş filmleri, hyoidi saydam gölgeler eşliğinde haritalar; ossifiye stylohyoid zincirlerin beklenmedik görünümleri, servikofasiyal ağrının yeni bir penceresini aralar. Bu pencereden bakarak tarif edilen Eagle sendromu, uzamış processus styloideus ve kalsifiye ligamentin, yutma sırasında batıcı ağrı ve yabancı cisim hissiyle nasıl konuştuğunu kanıta dönüştürür. Yine bu yüzyılın kriminalistik anlatıları, elle boğma ve ligatürle asfiksinin adli tablolarında hyoid kırıklarını bir “sessiz tanık” gibi not eder; yaşla artan kaynaşma ve kemiğin kırılabilirliği arasındaki ilişki, rapor diline ölçülü bir ihtiyat yerleştirir.
Aynı yüzyılın sonuna doğru, paleoantropolojiden beklenmedik bir haber gelir: Levant’ın bir mağarasında bulunan bir Neandertal hyoidi, biçim ve boyutsal oranlar bakımından şaşırtıcı derecede moderndir. Bu bulgu, “konuşmanın evrimi” başlıklı uzun tartışmaya yeni bir cümle ekler; hyoidin tek başına bir “konuşma kanıtı” olmadığı anlaşılmakla birlikte, vokal trakt mimarisi, solunumsal kontrol, kortikal devreler ve ince orofasiyal motorik ile birlikte düşünüldüğünde, kemik sesin tarihine dair bir iz belgesi işlevi kazanır. Morfometrik karşılaştırmalar, larenksin asılı olduğu bu küçük kemikte türlerarası benzerlik ve fark örüntülerini sayısallaştırır; üç boyutlu rekonstrüksiyonlar, boynuz-gövde birleşimlerinin taşıdığı gerilme çizgilerini görünür kılar.
Yirmi birinci yüzyıl, hyoidi “hareket halinde” yakalamayı hedefler. Dinamik ultrason ve hızlı MR sekansları, yutmanın milisaniyeler ölçeğindeki koreografisini çözümleyerek hyoid elevasyonunun zaman-mesafe eğrilerini çıkarır; rehabilitasyon bilimleri, bu eğrileri Shaker ve Mendelsohn manevraları gibi egzersizlerle modüle etmeyi dener. Üst hava yolu fizyolojisi ile ilgilenen araştırmalar, uykuda dil kökü-hyoid kompleksinin geriye çöküşünü nicelleştirir; obstrüktif uyku apnesinde hyoid konumunun kraniyokaudal ve anteroposterior koordinatlarını sefalometrik ölçütlere bağlar. Cerrahi cephesinde hyoid süspansiyonu ve tirohyoidopeksi, çok düzeyli hava yolu cerrahilerinin yapıtaşları arasına girer; amaç, dil kökü segmentini öne-yukarı taşıyıp retrolingual boşluğu genişletmektir. Bu tekniklerin başarısını belirleyen nüanslar—kas tonusu, yağ dağılımı, çene-yüz iskeletinin geometrisi—araştırmaları hasta-özel planlamaya doğru iter.
Görüntüleme teknolojileri eşzamanlı olarak incelir. Çok kesitli BT ve mikro-BT, hyoidin kortikal kalınlık haritalarını ve trabeküler mimarisini milimetrenin altında çözer; bu veriler, sonlu eleman analizlerinde kas çekişlerinin ürettiği gerilme-şekil değiştirme alanlarına çevrilir. Böylece “neden bazı bölgeler daha sık kırılıyor?”, “hangi çekiş açılarında yutma daha verimli?” türünden sorular, nitel anlatı olmaktan çıkıp hesaplanabilir hipotezlere dönüşür. Klinik pratikte üç boyutlu yazıcılar, hyoid-larenks kompleksinin kişiye özgü modellerini üretir; cerrahlar kesi hattını ve fiksasyon stratejilerini bu modeller üzerinde prova eder. Disfaji araştırmaları, sensörlü yutma testleri ve yüzey elektromiyografiyi hyoid hareketiyle eşleştirerek normatif veri bankaları kurar; nörojenik ve miyojenik yutma bozukluklarında “zamanlama penceresi”nin nasıl kaydığını inceler.
Adlandırma ve sınırların yeniden yazıldığı alanlardan biri de varyasyonlardır. Stylohyoid zincirin segmenter kalsifikasyon tipolojileri, panoramik görüntülerde rastlantı eseri saptanan uzun proseslerden Eagle sendromu ile ilişkili semptomatik zincirlere kadar bir spektrum tarif eder. Cornu-corpus birleşme bölgelerindeki yaşa bağlı kaynaşma kalıpları, adli yorumlarda “kırık mı, sütür mü?” ikilemini çözecek morfolojik ipuçlarını sunar. Nadir hipo-/aplazilerde yenidoğanın hava yolu ve yutma yönetimi, neonatoloji ile KBB cerrahisi arasında koordinasyon gerektiren bir acil başlık hâline gelir.
Hyoidin güncel araştırma gündemi, çok katmanlı bir matrise benzer. Bir yanda konuşmanın evrimsel altyapısı: fosil hyoidlerin yüksek çözünürlüklü taramaları, modern insanla morfolojik yakınlığı ve bunun fonksiyonel olası sonuçlarını tartışır. Diğer yanda disiplinsiz bir sahada buluşan klinikler: uyku tıbbı, larenks cerrahisi, logopedi ve fizik tedavi, hyoid hareketinin ölçülebilir hedeflerini tanımlayıp tedaviyi bu hedeflere bağlamaya çalışır. Biomekanikçiler, kas kuvvet vektörlerini ve bağların yönelimini gerçek hasta verilerinden kalibre ederek “dijital yutma” simülasyonları üretir; bu simülasyonlar, protez tasarımından cerrahi endikasyon seçimlerine kadar uzanan kararları besler. Adli tıp, yaş, cinsiyet ve bireysel morfometriye göre kırık eşiklerini yeniden değerlendirir; tanısal kesinliği arttırmak için BT-temelli ölçü protokollerini standardize etmeyi hedefler.
Bütün bu birikim, antik bir gözlemin modern yankısıdır: hyoid, küçük bir kemikten fazlasıdır. Dilin, farinksin ve larenksin eşzamanlılığını bir arada tutan bir askı düzeni; konuşmanın, yutmanın ve soluk almanın mikrosaniyelik müzakerelerinde rol alan bir kaldıraç; evrimle klinik arasında köprü kuran bir morfolojik düğümdür. Galen’in çizdiği ilk konturdan Vesalius’un bakır levhalarına, Reichert’in embriyonik taslağından modern BT hacimlerine, bir mağarada bulunan Neandertal örnekten ameliyathanede asılan bir hyoid süturuna uzanan bu hat, tek tek isimlerden çok, ortak bir merakın sürekliliğini gösterir: küçük yapıların büyük işlere nasıl aracılık ettiğini anlama merakı.
İleri Okuma
- Eagle, W. W. (1937). Elongated Styloid Process: Symptoms and Treatment. Archives of Otolaryngology, 25, 584–587.
- Arensburg, B., et al. (1989). A Middle Paleolithic Human Hyoid Bone. Nature, 338, 758–760.
- Kirchner, J. A. (1990). Hyoid Bone Fractures. Laryngoscope, 100, 1145–1148.
- Hawkey, C. M., & Kennedy, G. E. (1997). Hyoid bone fusion and bone density across the lifespan. Forensic Science International, 76, 17–27.
- Laitman, J. T., & Reidenberg, J. S. (1997). The Evolution of the Hyoid and Larynx. In: Encyclopedia of Human Biology. Academic Press.
- Logemann, J. A. (1998). Evaluation and Treatment of Swallowing Disorders. Pro-Ed.
- Nishimura, T. (2003). Two steps in the evolution of the descent of the larynx. Primates, 44, 121–127.
- El Amm, J., & Denny, P. (2008). Hyoid bone abnormalities in infants with Robin sequence: a CT study. International Journal of Oral and Maxillofacial Surgery, 37, 709–715.
- Martínez, I., Arsuaga, J.-L., & Martínez, P. (2008). Human hyoid bones from the Middle Pleistocene site of the Sima de los Huesos (Spain). Journal of Human Evolution, 55, 305–316.
- Lee, Y. R., et al. (2016). Hyoid bone morphology in patients with isolated Robin sequence—3D morphable model study. Cleft Palate-Craniofacial Journal, 53(5), 597–605.
- Anonymous. (2019). Variants of the hyoid-larynx complex, with implications for forensic science. Scientific Reports, 9(1), 52476.
- Netter, F. H. (2019). Atlas of Human Anatomy. 7th ed. Elsevier.
- Dong, Q., Liu, H., Liu, X., et al. (2020). Microstructure of the hyoid bone based on micro-computed tomography. Medicine (Baltimore), 99(29):e21031.
- Standring, S. (ed.) (2021). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice. 42nd ed. Elsevier.
- Yoshida, J., Larsson, H. C. E., & Collin, S. P. (2023). Evolutionary insights from an anatomical network analysis of the hyolarynx in extant archosaurs and its sister-taxon turtle. Anatomical Record (Hoboken), 306(3), 581–596.
- Karangeli, N., Triantafyllou, G., Papadopoulos-Manolarakis, P., Tsakotos, G., Vassiou, K., Vlychou, M., & Papanagiotou, P. (2025). The anatomical relationship between the hyoid bone and the carotid arteries. Diagnostics, 15(12), 1485.
- Moore, K. L., Dalley, A. F., Agur, A. M. R. (2018). Clinically Oriented Anatomy. 8th ed. Wolters Kluwer.
- Sadler, T. W. (2018). Langman’s Medical Embryology. 14th ed. Wolters Kluwer.
- Anonymous. (Year unknown). The Hyoid Bone: A Remarkable Anatomical Enigma. African Journal of Respiratory Medicine.

