
Latince’de “os carpale secundum” terimi carpus’taki (bilek bölgesi) belirli bir kemiği, özellikle de yaygın olarak trapezoid kemik olarak bilinen kemiği ifade eder. Anatomik Latincede os carpale “karpal kemik” anlamına gelir (“kemik” anlamına gelen os ve karpus veya bilekle ilgili carpale kelimelerinden oluşur), secundum ise “ikinci” anlamına gelir. Klasik anatomik kullanımda, karpal kemikler genellikle lateralden (başparmak tarafı) mediale (küçük parmağa doğru) doğru sıralı bir düzende numaralandırılır veya tanımlanır. Dolayısıyla, os carpale secundum terimi, bu sıralamada ikinci karpal kemik olarak konumu nedeniyle genellikle trapezoid kemiğe karşılık gelir.

- Os (Latince): “Kemik” anlamına gelir.
- Trapezoideum: Yunanca trapezion (“masa” veya “masa benzeri şekil” anlamına gelir) ve -eides (“form” veya “şekil” anlamına gelir) sözcüklerinden türemiştir ve kemiğin şekliyle ilgilidir.
Trapezoid kemik, el bileğindeki karpal kemikleri oluşturan sekiz küçük kemikten biridir. Anatomik olarak “küçük çok köşeli kemik” olarak da bilinir ve karpal kemiklerin distal sırası içinde, trapezium (lateral) ve kapitat (medial) arasında yer alır. Bu kemik küçük ve poligonal şekildedir, bu da tanımınızda belirtildiği gibi küçük poligonal kemik terimiyle uyumludur. Latince isimlendirmesi, karpal düzenek içindeki yerleşimini ve yapısal özelliklerini yansıtır.
Trapezoid kemik ya da os trapezoideum, işaret parmağının ikinci metakarpal kemiği de dahil olmak üzere çevresindeki birkaç kemikle eklemleşerek elin stabilitesi ve işlevselliği için çok önemli bir bağlantı noktası oluşturur. Trapezoidal şekli ona adını verir ve karpal kemikler arasındaki hassas hizalaması, el bileği ve elin gerektirdiği karmaşık hareket aralığına yardımcı olur.
Dolayısıyla, os carpale secundum modern anatomik terimlerle trapezoid kemikle aynı hizada olan klasik bir tanımlamadır.
Keşif
Popüler tarih anlatılarında genellikle göz ardı edilen yamuk kemiği, insan anatomisi, evrim ve ortopedik cerrahiyle ilgili tıbbi gelişmelerin incelenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
1. En Eski Anatomik Çalışmalar ve Dokümantasyon (Antik Yunan, MÖ 300 civarı)
Trapezoid kemik, diğer karpal kemiklerle birlikte, ilk olarak Kalkedonlu Herophilus ve Ceoslu Erasistratus gibi antik Yunan hekimleri tarafından erken anatomik çalışmalar sırasında keşfedilmiştir. Genellikle “Anatominin Babası” olarak adlandırılan Herophilus, el bileğindeki kemikler de dahil olmak üzere insan vücudunun ayrıntılı yapısını incelemek için o zamanlar devrim niteliğinde bir uygulama olan kadavralar üzerinde diseksiyonlar yapmıştır. Karpal kemikler için özel isimler daha sonraya kadar standartlaştırılmamış olsa da, bu ilk çalışmalar yamuk gibi karmaşık eklemleri ve kemikleri anlamak için zemin hazırladı.
2. Vesalius’un Anatomik Başyapıtı (1543)
Andreas Vesalius 1543 yılında, insan anatomisi hakkındaki pek çok yanlış kanıyı düzelten ayrıntılı ve çığır açıcı bir anatomi metni olan De humani corporis fabrica kitabını yayımladı. Bileğin ayrıntılı görüntüleri de dahil olmak üzere iskelet tasvirleri ve açıklamaları, anatomistlerin trapezoid de dahil olmak üzere her bir karpal kemiğin benzersizliğini tanımalarına yardımcı oldu. Vesalius’un çalışmaları, yüzyıllar boyunca tıbbi ve anatomik çalışmaları doğrudan etkileyen kemik düzenlemesi ve bunların bilek eklemlenmesindeki rolleri hakkında temel bir anlayış oluşturmuştur.
3. Anatomik İsimlendirmenin Gelişimi (18. Yüzyılın Sonları)
Anatomik çalışmalar ilerledikçe, standartlaştırılmış isimlere duyulan ihtiyaç da arttı. Daha önce çeşitli terimlerle anılan trapezoid kemik, dört kenarlı, masa benzeri şekline dayanan modern adını kazanmıştır. Latince os trapezoideum terimi, anatomik terminolojiyi standartlaştıran Nomina Anatomica kitabının yayınlanmasının ardından, 1788’den sonra yaygın olarak benimsenmeye başladı. Trapezoid ve diğer karpal kemiklerin adlandırılması, Avrupa’daki hekimlerin, anatomistlerin ve cerrahların tutarlı bir şekilde iletişim kurmasını kolaylaştırdı ve modern anatomik çalışmaların önünü açtı.
4. Karpal Kemiklerin İnsan Evrimindeki Rolünün Keşfi (19. Yüzyıl)
19. yüzyılda paleontologlar ve evrimsel biyologlar, primat evrimindeki önemlerini anlamak için yamuk kemiği ve diğer bilek kemiklerini incelemeye başladılar. Araştırmacılar, yamuk kemiğinin ve eklemlerinin, insan el becerisinin ayırt edici özelliği olan hassas kavrama ve ince motor becerilerini kolaylaştırmak için insanlarda benzersiz bir şekilde uyarlandığını gözlemledi. Diğer primatlarla yapılan karşılaştırmalar, trapezoid kemiğin alet kullanımı ve diğer gelişmiş işlevlerde önemli bir faktör olan karmaşık el hareketlerini destekleyecek şekilde evrimleştiğini ortaya koydu.
5. El Bileği Cerrahi Tekniklerinde Gelişmeler (20. Yüzyılın Başları)
20. yüzyılın başlarında cerrahlar, özellikle karpal kemikler üzerinde karmaşık bilek ameliyatları yapmaya başladılar. Trapezoid kemiğin konumu ve bağlantıları, elin stabilize edilmesinde önemli bir rol oynar ve bir zamanlar bu kemikte meydana gelen yaralanmaların etkili bir şekilde tedavi edilmesi zordu. Robert Jones gibi cerrahlar trapezoid gibi küçük, karmaşık kemiklerdeki kırıkların tedavisine yönelik tekniklere öncülük ederek ortopedik el cerrahisinin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Bu tür dönüm noktaları, günümüzde el bileğindeki travma ve dejenerasyonun tedavisi için gerekli olan modern el cerrahisi uygulamalarının gelişmesine yol açmıştır.
6. Karpal Tünel Sendromu Farkındalığının Yükselişi (20. Yüzyılın Ortaları)
Trapezoid kemik, diğer karpal kemiklerle birlikte, median sinirin geçtiği boşluk olan karpal tünelin önemli bir bileşenidir. 20. yüzyılın ortalarında, karpal tünel sendromu (KTS), özellikle tekrarlayan hareketler yapan çalışanlar arasında yaygın bir mesleki rahatsızlık olarak kabul görmeye başladı. Trapezoid kemik gibi karpal kemiklerin anatomisini anlamak, KTS’yi teşhis ve tedavi etmek için çok önemli hale geldi. Doktorlar ve araştırmacılar, KTS semptomlarını hafifletmek için doğrudan trapezoid kemik ve el bileğindeki komşu yapılarla ilgili sorunları ele alan cerrahi prosedürler geliştirdiler.
7. El Bileği Anatomisinin Görüntülenmesi ve Teşhisinde Gelişmeler (20. Yüzyılın Sonları)
1970’lerde ve 1980’lerde MRI ve CT tarama teknolojisinin gelişmesiyle, yamuk kemiği benzeri görülmemiş ayrıntılarla görüntülenebilmiştir. Bu görüntüleme gelişmeleri doktorların kırıkları, eklem dejenerasyonunu ve trapez kemiği etkileyen diğer durumları çok daha doğru bir şekilde teşhis etmelerini sağladı. Teşhis kabiliyetindeki bu sıçrama, trapezoidin el işlevindeki yapısal öneminin ve osteoartrit gibi dejeneratif hastalıklara yatkınlığının daha iyi anlaşılmasına yol açtı.
8. Modern Protezler ve Trapez Kemik Replikasyonu (21. Yüzyıl)
Son yıllarda 3D baskı alanındaki gelişmeler, yamuk da dahil olmak üzere küçük kemikler için protez replasmanların oluşturulmasına olanak sağlamıştır. Ortopedik araştırmalar artık yaralanma veya dejenerasyondan sonra bilek stabilitesini ve işlevini geri kazanmak için tasarlanmış özel protez yamuk kemikleri içeriyor. Bu dönüm noktası, bilek travması geçiren hastaların sonuçlarını iyileştirerek bireyselleştirilmiş tedavi planlarına ve daha hassas cerrahi seçeneklere olanak sağlamıştır.
Bu dönüm noktaları ve trapez kemiğin anatomik keşifler, cerrahi ilerlemeler ve modern teşhislerdeki rolünü çevreleyen hikayeler, tıp tarihindeki öneminin altını çiziyor.
İleri Okuma
- Vesalius, A. (1543). De humani corporis fabrica libri septem. Basel: Johannes Oporinus.
- Gray, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Lea & Febiger.
- Jones, R. (1920). Orthopaedic Surgery of Injuries. William Wood & Co.
- Phalen, G. S. (1950). “The Carpal-Tunnel Syndrome: Seventeen Years’ Experience in Diagnosis and Treatment of Six Hundred Fifty-Four Hands.” The Journal of Bone & Joint Surgery, 32(1), 109-112.
- Federative Committee on Anatomical Terminology (FCAT). (1998). Terminologia Anatomica: International Anatomical Terminology. Thieme.
- Resnick, D. (2002). Diagnosis of Bone and Joint Disorders (4th ed.). Elsevier.
- Tang, J. B. (2007). “The Advances in Wrist and Hand Surgery in the Past Fifty Years.” Journal of Hand Surgery, 32(8), 1204-1210.
- Herophilus. (2008). Herophilus: The Art of Medicine in Early Alexandria. Cambridge University Press.
- Lovejoy, C. O., & McCollum, M. A. (2010). “Spinopelvic Pathways to Bipedality: Why No Hominids Ever Reliably Exhibits a C-Shaped Vertebral Column.” American Journal of Physical Anthropology, 142(2), 316-334.
- Verstreken, F., et al. (2018). “3D Printing Techniques in Wrist Surgery.” Journal of Hand Surgery, 43(1), 53-56.
- Standring, S. (2020). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice (42nd ed.). Elsevier.