Spina iliaca posterior superior, kalça kemiğinin (os coxae) arka-üst kısmında yer alan belirgin bir anatomik çıkıntıyı ifade eder. Bu yapı, pelvisin posterior (arka) yüzeyinde, crista iliaca’nın (leğen kemiği tepesi) sonlandığı noktada bulunur ve yüzeyel palpasyonda deri altında kolaylıkla hissedilebilir. Anatomik terimin her bir bileşeni, bu yapının konumuna ve morfolojik özelliklerine sistematik biçimde işaret eder:

  • Spina: Latince kökenli bu terim “diken”, “çıntı”, “keskin çıkıntı” anlamlarına gelir ve kemik yüzeylerinden dışa doğru sivrilmiş, belirgin yapıları tanımlamak için kullanılır. Anatomi literatüründe bu terim, hem yapısal çıkıntıları hem de kas ve bağların tutunma noktalarını belirtmek amacıyla sıklıkla kullanılır.
  • Iliaca: Bu ifade, kalça kemiğinin üç ana bölümünden biri olan os ilium’a atıfta bulunur. Os ilium, pelvisin en üst ve en geniş parçasıdır ve spina iliaca posterior superior, bu bölümün arka ucunda yer alır. Dolayısıyla “iliaca” terimi, yapının ilium kemiğine ait olduğunu belirtir.
  • Posterior: Latince “arka” anlamına gelir. Anatomik terminolojide bu terim, vücudun ön-arka düzlemine göre konumu tanımlar. Spina iliaca posterior superior, pelvisin arka tarafında yer aldığı için bu niteleme kullanılır.
  • Superior: Yine Latince kökenli olan bu terim, “üstte bulunan”, “daha yukarıda yer alan” anlamına gelir. Aynı anatomik bölge içinde yer alan spina iliaca posterior inferior ile karşılaştırıldığında, daha üstte konumlandığı için bu adlandırma yapılır.

Bu yapının klinik önemi büyüktür; çünkü Spina iliaca posterior superior, ligamentum sacrotuberale gibi bağ dokularının ve m. gluteus maximus gibi yüzeyel kasların başlangıç noktasıdır. Ayrıca, bu anatomik nokta, bel bölgesi ve sakroiliak eklemin lokalizasyonu için de yüzey anatomisinde referans noktası olarak kullanılır. Aynı zamanda, bazı enjeksiyon tekniklerinde ve palpasyonla anatomik yön tayininde de bu yapı temel alınır.



1. Anatomik Özellikleri

Tanımı ve Konumu:
Spina iliaca posterior superior (SIPS), os ilium’un (leğen kemiğinin üst parçası) posterior (arka) kenarında, crista iliaca’nın arka ucunun sonlandığı yerde yer alan belirgin bir kemik çıkıntısıdır. Anatomik olarak, spina iliaca posterior inferior’un hemen üstünde, sacroiliacal eklemin (articulatio sacroiliaca) lateralinde bulunur.

Yüzey Anatomisi:
SIPS, vücut yüzeyinden bakıldığında, bel çukurunun (lordoz) her iki yanında simetrik olarak yer alan çukurcuklar (dimple of Venus veya Michaelis rhomboid) ile dışarıdan gözlemlenebilir ve palpasyonla kolaylıkla tespit edilebilir. Bu anatomik işaretler, özellikle klinik muayenelerde yön tayini için kullanılır.

Anatomik İlişkiler:

  • Üstte: Crista iliaca
  • Altta: Spina iliaca posterior inferior
  • Medialde: Sakrum ve sakroiliakal eklem
  • Lateralde: Ilium’un fossa iliaca kısmı

Kas ve Bağ Tutunma Noktaları:

  • Ligamentum sacrotuberale ve ligamentum sacroiliacum posterius bu çıkıntıya tutunur.
  • M. gluteus maximus’un üst lifleri kısmen bu bölgeden köken alabilir.

2. Klinik İşlev ve Önemi

Yüzeysel Anatomide Referans Noktası:
SIPS, pelvis ve lomber omurganın anatomik oryantasyonunda sabit bir referans noktasıdır. Özellikle:

  • Sakroiliak eklemin yerini belirlemede
  • Lomber ponksiyon, epidural ve diğer spinal girişimlerde seviye tayini için
  • Pelvik obliklik, skolyoz ve bacak uzunluğu farklılıklarının muayenesinde

Klinik Görüntülemede Önemi:

  • Radyografi ve MR görüntülerinde iliosakral açıların ve pelvisin rotasyonel asimetrilerinin değerlendirilmesinde kullanılır.
  • Spinal navigasyon sistemlerinde (ör. ortopedik cerrahi veya ağrı girişimlerinde) sabit bir yüzey işareti olarak kullanılır.

3. Patolojik Durumlar

a. Sakroiliak Eklem Disfonksiyonu (SIJD)

SIPS’e yakın konumda yer alan sakroiliak eklemdeki fonksiyonel bozulmalar, SIPS çevresinde hassasiyet, ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olabilir. Klinik muayenede:

  • Posterior pelvic pain provocation test veya
  • Palpasyonla hassasiyet testi sırasında SIPS üzerinde ağrı gözlenebilir.

b. Mekanik Bel Ağrısı

SIPS çevresi, gluteal kaslar ve sakroiliakal bağların gerilmesine bağlı olarak kronik kas-iskelet sistemine bağlı bel ağrılarında etkilenebilir. Özellikle:

  • Postüral bozukluklar
  • Pelvik asimetri (ör. skolyoz veya bacak eşitsizliği sonucu gelişen oblik pelvis)
  • Hamilelik sonrası pelvik instabilite

c. Travma ve Kırıklar

Nadir olmakla birlikte, pelvise yönelik direkt travmalar veya düşme sonucu iliak kanat boyunca uzanan kırık hatları SIPS’i de içerebilir. Bu tür kırıklarda:

  • Ağrı ve şekil bozukluğu
  • Kalça hareketlerinde kısıtlılık
  • Görüntüleme ile tespit edilebilecek deformiteler gözlenir.

d. Cerrahi ve Girişimsel Relevans

SIPS, özellikle pelvik vida uygulamaları, posterior sakroiliak füzyon ve bazı nöromodülasyon girişimlerinde cerrahi referans noktası olarak kullanılır.


Keşif

Spina iliaca posterior superior’un keşif tarihi, doğrudan bir birey ya da tekil bir döneme atfedilemez; zira bu yapı, klasik anatominin tarihsel gelişim sürecinde diğer kemiksel yapılara paralel olarak tanımlanmıştır. Ancak sistematik ve detaylı bir keşif tarihçesi, bu anatomik oluşumun tıbbi literatürdeki görünürlüğünü anlamak için antik çağdan modern anatomi atlaslarına kadar uzanan bir çerçevede incelenebilir.


1. Antik Dönem: Gözlemci Anatomi (M.Ö. 5. yy – M.S. 2. yy)

  • Hippokrates (M.Ö. 460–370) ve onun okulunda pelvis anatomisine dair ilk kaba tanımlar yer alır. Ancak o dönemde kemik yapıların sistematik olarak isimlendirilmesinden ziyade, işlevsel gözlemler ön plandadır. Spina iliaca posterior superior gibi küçük detaylar tanımlanmaz; fakat kalça kemiğinin genel formuna ilişkin gözlemler mevcuttur.
  • Galen (M.S. 129–216), Roma döneminin önde gelen hekimi olarak anatomik gözlemlerini özellikle hayvan diseksiyonları üzerinden geliştirmiştir. Galen’in yazılarında kalça kemikleriyle ilgili tarifler bulunur; ancak modern terimlerle karşılaştırıldığında ayrıntılı bir tanımlama yapılmamıştır. “Arka çıkıntılar” gibi terimler belirsizdir ve büyük olasılıkla ilium’un arka sınırından söz eder.

2. Rönesans Anatomisi ve Vesalius Dönemi (16. yy)

  • Andreas Vesalius (1514–1564), 1543 tarihli De Humani Corporis Fabrica adlı eseriyle bilimsel anatomiyi modern temellere oturtmuştur. Vesalius, kalça kemiğini üç parça olarak tanımlar: ilium, ischium ve pubis.
    • Vesalius’un çizimlerinde ve tariflerinde ilium’un posterior kenarında belirgin bir çıkıntı görülür. Ancak burası henüz “spina iliaca posterior superior” olarak adlandırılmaz; daha ziyade ilium’un sakruma yaklaşan bölgesi olarak tanımlanır.
    • Bu dönem, kemik yapıların ayrıntılı görsellerle sunulduğu ilk dönemdir.

3. 17.-18. Yüzyıl: Terimleşme ve Morfolojik Kodifikasyon

  • Thomas Willis (1621–1675) ve Giovanni Battista Morgagni (1682–1771) gibi anatomi tarihçileri, insan diseksiyonları ile detaylı morfolojik analizler yapmış ve kemik çıkıntıların klinik relevansını ortaya koymaya başlamışlardır.
  • Bu dönemde kalça kemiğinin arka kenarındaki çıkıntıların morfolojik olarak ayrıldığına dair bulgular vardır. Ancak isimlendirme hâlâ sistematik değildir; “posterior iliac process” gibi geçici tanımlar kullanılmıştır.

4. 19. Yüzyıl: Terminolojik Standartlaşma

  • XIX. yüzyılda anatomik yapıların Latince isimlendirilmesi ilk kez uluslararası düzeyde sistematik hale getirilmiştir.
  • Basilea Nomina Anatomica (BNA), 1895 yılında yayımlandığında spina iliaca anterior superior, spina iliaca posterior superior gibi kemik çıkıntıları tanımlanmıştır. BNA, kemik yüzeylerinde bulunan çıkıntı, oluk ve tüberkülleri ilk kez sabit terimlerle tanımlar:
    • Bu tanımla birlikte “spina” (çıntı), “iliaca” (ilium’a ait), “posterior” (arka), “superior” (üst) terimleri birleşerek bugünkü anlamına ulaşmıştır.

5. 20. Yüzyıl – Günümüz: Klinikleşme ve Fonksiyonel Anatomik Tanımlama

  • Paris Nomina Anatomica (1955) ve sonrasında Terminologia Anatomica (1998) ile spina iliaca posterior superior terimi, evrensel anatomi terminolojisinin bir parçası hâline gelmiştir.
  • Bu yapının klinik önemi (örneğin sakroiliak eklemle ilişkisi, palpasyondaki değeri, enjeksiyon tekniklerinde referans noktası oluşu) bu dönemde giderek daha fazla vurgulanmaya başlanmıştır.
  • Modern anatomi atlaslarında (örneğin Gray’s Anatomy, Netter Atlası, Rohen Fotografi Atlası) SIPS, hem morfolojik hem de yüzeysel anatomi açısından standart gösterilir.



İleri Okuma

  1. Vesalius, A. (1543). De Humani Corporis Fabrica Libri Septem. Basel: Oporinus.
  2. Fuchs, H. (1895). Nomina Anatomica: Basler Liste. Basel: Anatomische Gesellschaft.
  3. Gray, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelphia: Lea & Febiger.
  4. Testut, L., & Latarjet, A. (1948). Traité d’anatomie humaine (9e éd.). Paris: Doin.
  5. Federative Committee on Anatomical Terminology (1998). Terminologia Anatomica: International Anatomical Terminology. Thieme.
  6. Vleeming, A. et al. (2008). The sacroiliac joint: an overview of its anatomy, function and potential clinical implications. Manual Therapy, 13(4), 262–270.
  7. Moore, K. L., Dalley, A. F., & Agur, A. M. R. (2013). Clinically Oriented Anatomy (7th ed.). Lippincott Williams & Wilkins.
  8. Netter, F. H. (2018). Atlas of Human Anatomy (7th ed.). Elsevier.
  9. Drake, R. L., Vogl, A. W., & Mitchell, A. W. M. (2019). Gray’s Anatomy for Students (4th ed.). Elsevier.
  10. Cohen, S. P. et al. (2020). Sacroiliac Joint Pain: A Comprehensive Review of Anatomy, Diagnosis, and Treatment. Anesthesia & Analgesia, 131(1), 143–156.