Mide boyutunu küçülten cerrahi bir kilo verme prosedürü olan tüp mide ameliyatından sonra, hastalar kapsamlı bir ameliyat sonrası planı takip etmeyi bekleyebilirler. Bu genellikle diyet değişikliklerini, fiziksel aktivitenin artırılmasını ve sağlık ekibiyle düzenli takipleri içerir. Bazı önemli hususlar şunlardır:
Diyet: Ameliyattan sonraki ilk birkaç hafta sıvı veya püre haline getirilmiş bir diyet uygulayacaksınız. Yavaş yavaş, daha yumuşak yiyeceklere ve sonunda daha katı yiyeceklere geçeceksiniz. Uzun vadede daha küçük, besin değeri yüksek öğünler yemeniz gerekecektir.
Fiziksel aktivite: Genellikle ameliyat sonrası mümkün olan en kısa sürede hafif fiziksel aktiviteye başlamanız önerilir. Bu, vücudunuz iyileştikçe ve kendinizi daha rahat hissettikçe kademeli olarak artırılabilir.
İlaçlar: Besin emiliminin azalması nedeniyle takviyeler de dahil olmak üzere bazı ilaçları almanız gerekebilir. Bu ilaçlara vitaminler, mineraller ve bazen proteinler de dahil olabilir.
Düzenli takipler: Sağlık ekibinizle düzenli kontroller, kilo verme ilerlemenizi, beslenme durumunuzu ve ruh sağlığınızı izlemek için çok önemlidir.
Ruh sağlığı: Yeni yaşam tarzınıza uyum sağlamak zor olabileceğinden psikolojik destek gerekebilir. Bazı bireyler, derhal ele alınması gereken ruh hali değişiklikleri veya depresyon duyguları yaşayabilir.
Uzun vadeli yaşam tarzı değişiklikleri: Tüp mide ameliyatı kilo kaybı için etkili bir araçtır, ancak uzun vadeli başarı diyetinizde ve fiziksel aktivitenizde kalıcı değişiklikler gerektirir.
Her zaman sağlık uzmanınızın ameliyat sonrası özel talimatlarına uyun.
Kaynak:
Peterli, R., Wölnerhanssen, B. K., Peters, T., Vetter, D., Kröll, D., Borbély, Y., … & Schultes, B. (2018). Effect of laparoscopic sleeve gastrectomy vs laparoscopic Roux-en-Y gastric bypass on weight loss in patients with morbid obesity: the SM-BOSS randomized clinical trial. Jama, 319(3), 255-265.
Stefura, T., Skomarovska, O., Wysocki, M., Wysocka, M., Proczko-Stepaniak, M., Szymański, M., … & Kaska, Ł. (2021). The Quality of Life (QoL) in the Patients after Sleeve Gastrectomy Depends on the Excess Weight Loss. Journal of clinical medicine, 10(6), 1247.
Rinoplasti** terimi iki Yunanca kelimeden türetilmiştir:
“Rhino-” (ῥίς, ῥινός): Bu önek “burun” anlamına gelir. Yunanca rhis (ῥίς) sözcüğünden türetilmiştir ve doğrudan “burun” anlamına gelir.
“-plasti ” (πλάσσω): Bu ek Yunanca plasso (πλάσσω) fiilinden türetilmiştir ve “şekillendirmek” veya “kalıplamak” anlamına gelir.
Dolayısıyla, rinoplastinin kelime anlamı “burnun cerrahi olarak şekillendirilmesi veya kalıplanması ”dır. Bu terim, burun rekonstrüktif ve kozmetik cerrahisini tanımlamak için tıbbi uygulamada standart hale gelmiştir.
Tarihsel olarak, burun rekonstrüksiyonunun ilk biçimleri, travma veya ceza nedeniyle kaybedilen burunların yeniden yapılandırılması prosedürlerini tanımlayan Sushruta Samhita (yaklaşık MÖ 600) ‘da ayrıntılı olarak açıklandığı gibi eski Hint tıbbına kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, modern terminoloji ve prosedürel gelişim 19. ve 20. yüzyıllarda Batı tıbbında meydana gelmiştir.
Rinoplasti olarak da bilinen burun ameliyatı, estetik veya fonksiyonel amaçlarla burnu yeniden şekillendirmek, yeniden yapılandırmak veya geliştirmek için yapılan cerrahi bir prosedürdür. Genellikle burun şekil bozuklukları, nefes alma zorlukları gibi endişeleri gidermek veya yüz uyumunu iyileştirmek için yapılır.
Burun ameliyatı türleri:
Burun ameliyatı iki ana tipe ayrılabilir: kozmetik rinoplasti ve fonksiyonel rinoplasti. Kozmetik rinoplasti, burnun görünümünü iyileştirmeye odaklanırken, fonksiyonel rinoplasti, nazal fonksiyonu iyileştirmeyi ve nefes alma sorunlarını ele almayı amaçlar.
Konsültasyon ve planlama:
Burun ameliyatı düşünüyorsanız, kalifiye bir plastik cerrahla konsültasyon planlamak önemlidir. Bu konsültasyon sırasında hedeflerinizi ve beklentilerinizi tartışabilir, burun anatominizin kapsamlı bir değerlendirmesinden geçebilir ve en uygun cerrahi yaklaşım için kişiselleştirilmiş öneriler alabilirsiniz.
Gerçekçi beklentilere sahip olmak ve istenen sonuçları elde etmek için süreç boyunca cerrahınızla açık iletişimi sürdürmek çok önemlidir. Burun ameliyatı, yüz görünümünüz ve özgüveniniz üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir, ancak bir karar vermeden önce olası yararları ve riskleri dikkatlice tartmak önemlidir.
Prosedür:
Prosedür tipik olarak genel anestezi altında yapılır, ancak bazı durumlarda sedasyonlu lokal anestezi kullanılabilir. Cerrah, burnun altında yatan yapılara erişmek için burun içinde (kapalı rinoplasti) veya ayrıca burun delikleri arasındaki dış deride (açık rinoplasti) kesiler yapar. Kıkırdak, kemik ve yumuşak dokular daha sonra istenen sonuca göre yeniden şekillendirilir, büyütülür veya küçültülür.
İyileşme:
Burun ameliyatından sonra hastalar burun ve yüz çevresinde şişlik, morarma ve rahatsızlık yaşayabilir. İlk iyileşme aşamasında burun tıkanıklığı ve nefes alma güçlükleri de yaygındır. Cerrahınız tarafından sağlanan, başı yüksekte tutma, yorucu faaliyetlerden kaçınma ve şişliği azaltmak için soğuk kompres kullanmayı içeren ameliyat sonrası talimatları takip etmek önemlidir. Tam iyileşme süreci birkaç ay sürse de, çoğu kişi bir veya iki hafta içinde normal aktivitelerine dönebilir.
Burun ameliyatı sonrası iyileşme süreciniz, geçirdiğiniz ameliyatın türüne ve bireysel iyileşme sürecinize bağlı olarak değişecektir. Bununla birlikte, her tür burun ameliyatından sonra bekleyebileceğiniz bazı genel şeyler vardır.
Şişme ve morarma: Şişme ve morarma her tür ameliyattan sonra yaygındır ve özellikle burun ameliyatından sonra yaygındır. Şişlik ve morarma genellikle ameliyattan sonraki 2-3 gün içinde en üst düzeye ulaşacak ve sonraki 1-2 hafta içinde yavaş yavaş azalacaktır.
Ağrı: Burun ameliyatından sonra ağrı da yaygındır. Ağrıyı yönetmenize yardımcı olması için size ağrı kesici ilaçlar verilecektir. Ağrı önümüzdeki birkaç gün içinde yavaş yavaş azalacaktır.
Drenaj: Ameliyattan sonra burnunuzdan bir miktar drenaj olabilir. Bu normaldir ve endişe nedeni olmamalıdır.
Kanama: Ameliyattan sonra burnunuzdan bir miktar kanama da yaşayabilirsiniz. Bu da normaldir ve endişe nedeni olmamalıdır. Ancak kanama ağır veya sürekli ise doktorunuza başvurmalısınız.
Kabuklar: Ameliyattan sonra burnunuzda kabuklar oluşabilir. Bu kabuklar kan, mukus ve ölü deri hücrelerinden oluşur. Genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden düşeceklerdir.
Yara izi: Burun ameliyatından sonra muhtemelen bir miktar yara iziniz olacaktır. Yara izi genellikle zamanla kaybolacaktır.
Burun ameliyatından sonra doktorunuzun talimatlarına dikkatle uymanız önemlidir. Bu, güvenli ve hızlı bir iyileşme sağlamaya yardımcı olacaktır.
Burun ameliyatı sonrası iyileşme için bazı genel ipuçları aşağıda verilmiştir:
Bol bol dinlenin. Vücudunuzun iyileşmek için zamana ihtiyacı vardır, bu nedenle ameliyattan sonra bol bol dinlenmeniz önemlidir.
Başınızı yükseltin. Başınızı yükseltmek şişliği ve morarmayı azaltmaya yardımcı olacaktır.
Buz paketleri uygulayın. Burnunuza buz paketleri uygulamak şişlik ve morarmanın azalmasına yardımcı olacaktır.
Ağrı kesici ilaçlarınızı reçete edildiği şekilde alın. Bu, rahat kalmanıza ve iyileşmenize yardımcı olacaktır.
Yorucu aktivitelerden kaçının. Yorucu aktiviteler kanama ve enfeksiyon riskinizi artırabilir.
Burnunuzu temiz tutun. Burnunuzu günde iki kez sabun ve suyla nazikçe yıkayın.
Burnunuzu sümkürmekten kaçının. Burnunuzu sümkürmek dikişlerinize baskı yapabilir ve kanamaya neden olabilir.
Takip randevuları için doktorunuza görünün. Güvenli ve hızlı bir iyileşme sağlamak için takip randevuları için doktorunuzu görmeniz önemlidir.
Burun ameliyatından sonra iyileşmenizle ilgili herhangi bir endişeniz varsa, doktorunuzla konuştuğunuzdan emin olun.
Riskler ve komplikasyonlar:
Herhangi bir cerrahi prosedürde olduğu gibi, burun ameliyatı da potansiyel riskler ve komplikasyonlar taşır. Bunlar enfeksiyon, kanama, anesteziye karşı olumsuz reaksiyonlar, yara izi, asimetri, duyu değişiklikleri veya estetik sonuçtan memnuniyetsizliği içerebilir. Vakanıza özgü potansiyel riskleri ve faydaları açıklayabilecek deneyimli bir cerrahla kapsamlı bir konsültasyona sahip olmanız çok önemlidir.
Ameliyat sonrası
Bir burun ameliyatından (rinoplasti) sonra genellikle aşağıdaki adımlar önerilir:
Dinlenme ve İyileşme: Ameliyattan sonraki ilk dönem dinlenerek geçirilmelidir. Yorucu aktivitelerden kaçının ve şişliği azaltmaya yardımcı olmak için uyku sırasında bile başınızı yüksekte tutun.
Ağrı Yönetimi: Cerrahınız muhtemelen ameliyat sonrası ağrıyı yönetmek için ağrı kesici ilaçlar reçete edecektir. Bunları belirtildiği şekilde aldığınızdan emin olun.
Temizlik ve Pansuman: Burnunuzu nasıl temizleyeceğiniz ve pansumanları nasıl değiştireceğiniz konusunda doktorunuzun talimatlarına uyun.
Belirli Faaliyetlerden Kaçınma: Burnunuzu sümkürmekten, yorucu egzersizlerden ve burnunuzu zorlayabilecek veya kan basıncını artırabilecek diğer faaliyetlerden kaçının.
Hidrasyon ve Beslenme: İyileşmenize yardımcı olmak için susuz kalmayın ve besleyici yemekler yiyin.
Takip Randevuları: İyileşme sürecini izlemek ve herhangi bir komplikasyonu ele almak için cerrahınızla ameliyat sonrası tüm randevulara katılın.
Güneşe Maruz Kalmaktan Kaçının: Cilt hassas ve yanmaya daha yatkın olacağından ameliyattan sonraki birkaç ay boyunca burnunuzu güneşe maruz kalmaktan koruyun.
İyileşmenin her birey için farklılık göstereceğini ve bunun genel bir kılavuz olduğunu unutmayın. Her zaman cerrahınız tarafından verilen özel talimatları izleyin.
Burun Ameliyatı Sonrası Hapşırma
Rinoplasti olarak da bilinen burun ameliyatı, burnun görünümünü veya işlevselliğini geliştirmek için yapılan yaygın bir işlemdir. Ameliyat burun estetiğini ve nefes almayı iyileştirmeyi amaçlarken, geçici rahatsızlıklara ve burun işlevinde değişikliklere de neden olabilir. Burun ameliyatından sonra bazı hastaların yaşadığı yaygın semptomlardan biri hapşırmadır. .
Burun Ameliyatı Sonrası Hapşırmanın Nedenleri:
Burun Tahrişi: Burun ameliyatı sonrasında burun dokuları ve sinirleri hassaslaşabilir ve tahriş olabilir. Bu durum, burundaki tahriş edici maddeleri veya yabancı partikülleri dışarı atmak için vücudun savunma mekanizması olarak hapşırma refleksini tetikleyebilir.
Şişme ve Enflamasyon: Burun ameliyatı burun dokularının manipülasyonunu içerir, bu da şişme ve iltihaplanmaya yol açabilir. Şişme, burun tıkanıklığına neden olabilir ve normal hava akışını bozarak hapşırmayı tetikleyen bir hisse yol açabilir.
İyileşme Süreci: Hapşırma, burun ameliyatı sonrası iyileşme sürecinde doğal bir tepki olabilir. Vücudun bağışıklık sistemi, burun kanallarında birikmiş olabilecek herhangi bir kalıntı, mukus veya kan pıhtısını temizlemek için hapşırmayı başlatabilir.
Rahatlama için Yönetim ve İpuçları:
Ameliyat Sonrası Talimatları Takip Edin: Cerrahınız tarafından sağlanan ameliyat sonrası talimatları takip etmek çok önemlidir. Bu talimatlar, hapşırmayı en aza indirmeye yardımcı olabilecek burun spreyleri, tuzlu su durulamaları veya şişliği azaltmak ve burun tıkanıklığını hafifletmek için ilaçlar içerebilir.
Tahriş Edici Maddelerden Kaçının: Hapşırmayı tetikleyebileceğinden toz, polen, güçlü kokular ve duman gibi çevresel tahriş edici maddelerden uzak durun. Burun tahrişi riskini azaltmak için çevrenizi temiz ve tozsuz tutun.
Nazal Salin Durulama Kullanın: Nazal salin durulama, burun kanallarını nemlendirmeye ve temizlemeye yardımcı olarak tahrişi azaltır ve iyileşmeyi destekler. Nazal durulamanın nasıl yapılacağı konusunda cerrahınızın tavsiyelerine uyun.
İlaçları Reçete Edildiği Şekilde Alın: Cerrahınız şişliği yönetmek ve hapşırmayı tetikleyebilecek alerjik reaksiyonları önlemek için nazal kortikosteroidler veya antihistaminikler gibi ilaçlar reçete edebilir. Bu ilaçları belirtildiği şekilde alın.
Burnu Kuvvetle Sümkürmekten Kaçının: Burun ameliyatından sonra, iyileşme sürecini bozabileceğinden ve potansiyel olarak komplikasyonlara yol açabileceğinden burnu kuvvetle sümkürmekten kaçınmak önemlidir. Bunun yerine burnu nazikçe silin veya hafifçe silin.
Nemi Koruyun: Kuru hava burun tahrişini şiddetlendirebilir ve hapşırmayı tetikleyebilir. Özellikle kuru ortamlarda veya kış aylarında havaya nem eklemek için bir nemlendirici veya buharlaştırıcı kullanın.
Sabırlı Olun: Burun ameliyatından sonra hapşırma genellikle geçicidir ve iyileşme süreci ilerledikçe azalmalıdır. Sabırlı olun ve vücudunuza iyileşmesi için gereken zamanı tanıyın.
Burun ameliyatından sonra aşırı hapşırma, kalıcı burun tıkanıklığı veya diğer olağandışı semptomlarla ilgili endişeleriniz varsa, daha fazla değerlendirme ve rehberlik için cerrahınıza danışmanız önemlidir.
Sonuç olarak, burun ameliyatından sonra hapşırma, burun tahrişi, şişme ve iyileşme süreci nedeniyle yaygın bir durum olabilir. Ameliyat sonrası uygun talimatlara uymak, tahriş edici maddelerden kaçınmak ve burun tıkanıklığını yönetmek hapşırmayı en aza indirmeye ve daha sorunsuz bir iyileşmeyi desteklemeye yardımcı olabilir. Ameliyat sonrası semptomlarınızla ilgili herhangi bir endişeniz veya sorunuz varsa cerrahınıza danışmayı unutmayın.
Burun kanaması
Rinoplasti olarak da bilinen burun ameliyatından sonra kanama, yaygın bir sorundur ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Burun ameliyatından sonra bir miktar kanamanın normal olduğunu unutmamak önemlidir, ancak aşırı veya uzun süreli kanama cerrahınız tarafından ele alınmalıdır. Burun ameliyatı sonrası kanama ile ilgili bazı önemli noktalar şunlardır:
Beklenen kanama: Burun ameliyatından hemen sonra bir miktar kanama olması normaldir. Cerrahınız, kanın temiz bir doku veya gazlı bezle nazikçe silinmesi gibi, bunun nasıl yönetileceğine ilişkin özel talimatlar sağlayacaktır.
Burun tamponu: Bazı durumlarda kanamayı kontrol altına almak ve iyileşen dokulara destek sağlamak için burun içine tampon konulabilir. Cerrahınız burun tamponunun gerekliliği ve nasıl yönetileceği konusunda sizi bilgilendirecektir.
Zaman Çerçevesi: Kanamanın miktarı ve süresi kişiden kişiye değişebilir. Genel olarak, ameliyattan sonraki ilk birkaç gün biraz sızıntı veya aralıklı kanama bekleyebilirsiniz. Ancak kanama devam ederse veya kötüleşirse, cerrahınızla iletişime geçmelisiniz.
Aşırı kanamanın nedenleri: Burun ameliyatından sonra aşırı kanama, burun tamponunun yerinden çıkması, aşırı fiziksel aktivite, burun sümkürme, burun travması veya kanama riskini artırabilecek bazı ilaçlar (örn. Kan sulandırıcılar) gibi faktörlerden kaynaklanabilir.
Yönetim: Burun ameliyatından sonra kanamayı yönetmek için cerrahınızın ameliyat sonrası talimatlarını dikkatli bir şekilde takip etmeniz önemlidir. Bu, yorucu faaliyetlerden kaçınmayı, burnunuzu sümkürmekten kaçınmayı, önerildiği şekilde salin spreyleri veya durulamaları kullanmayı ve belirtilen ilaçları almayı içerebilir.
Cerrahınızla iletişime geçin: Sürekli veya ağır kanama yaşarsanız veya kanamanızın miktarı hakkında endişeleriniz varsa, derhal cerrahınızla iletişime geçmeniz önemlidir. Rehberlik sağlayabilir ve daha fazla değerlendirme veya müdahalenin gerekli olup olmadığına karar verebilirler.
Düzgün iyileşme sağlamak ve kanama veya diğer ameliyat sonrası sorunlarla ilgili endişeleri gidermek için cerrahınızın tavsiyelerine uymanız ve planlanmış tüm takip randevularına katılmanız çok önemlidir.
Tarih
Burun cerrahisinin tarihi büyüleyicidir ve farklı kültürler ve yüzyıllar boyunca uzanır. Burun ameliyatının en eski sözü, MÖ 2500’e kadar uzanan eski bir Mısır tıbbi metni olan Edwin Smith Papirüs’te bulunabilir. Metin, bandaj ve dikiş kullanarak kırık bir burnun nasıl onarılacağını açıklar. Burun cerrahisinin bir diğer eski kaynağı, Sushruta tarafından MÖ 6. yüzyılda yazılmış bir Hint metni olan Sushruta Samhita’dır. Sushruta, plastik cerrahinin öncüsüydü ve yanaktan bir deri parçası kullanarak bir burnun nasıl yeniden yapılandırılacağını anlattı.
Bununla birlikte, sifilizin burun şekil bozukluklarına ve damgalanmaya neden olan yaygın bir hastalık haline geldiği 16. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa’da burun ameliyatı yaygın olarak uygulanmadı. Cerrahlar, burnun görünümünü ve işlevini eski haline getirmek için, kol veya alın gibi vücudun diğer bölgelerinden deri aşılamak için çeşitli teknikler geliştirdiler. Bu dönemin en etkili cerrahlarından biri, 1597’de burun rekonstrüksiyonu üzerine bir inceleme yazan İtalyan Gaspare Tagliacozzi’dir.
19. yüzyılda anestezi, antisepsi ve cerrahi aletlerdeki gelişmeler sayesinde burun cerrahisi daha rafine ve sofistike hale geldi. Modern rinoplastinin öncülerinden bazıları, 1887’de ilk intranazal rinoplastiyi gerçekleştiren Amerikalı John Orlando Roe; Estetik rinoplastiyi yaygınlaştıran ve 1898’de burun cerrahisi üzerine bir ders kitabı yayınlayan Alman Jacques Joseph; ve “rinoplasti” terimini tanıtan ve 1818’de burnun yeniden şekillendirilmesi için çeşitli teknikleri tanımlayan başka bir Alman olan Karl Ferdinand von Gräfe.
Günümüzde burun ameliyatı, dünyadaki en yaygın ve popüler kozmetik prosedürlerden biridir. Burnun boyut, şekil, simetri, çıkıntı, uç inceltme, nefes alma sorunları ve doğuştan kusurlar gibi çeşitli estetik ve fonksiyonel sorunlarını düzeltebilir. Burun ameliyatı aynı zamanda daha uyumlu ve dengeli bir yüz görünümü yaratarak kişinin özgüvenini ve özgüvenini artırabilir.
Bademciklerin cerrahi olarak vücuttan alınması işlemidir. (Bkz; tonsill–ektomi)
Bademciklerin immünolojik fonksiyonu nedeniyle genellikle sadece 4. yaştan sonra uygulanır. Endikasyon AWMF-S2k yönergesine göre yapılır. Kontrendikasyonlar agranülositoz, bağışıklık yetersizliği durumları ve nispeten açık yarık damak ve farenjit sickadır. Korkulan ise ameliyat sonrası kanama.
Operasyon esnasında birey sırt üstü uzanır ve kafa sedyeden sarkacak şekilde konumlandırılır.
Endikasyon
Tekrarlayan pürülan tonsillit. Mevcut kılavuzlara göre, aşağıdaki koşullar yerine getirildiğinde çocukluk çağında tonsillektomi endikedir:
Son 12 ay içinde en az 6 antibiyotikle tedavi edilen tonsillit atakları (ve 6’dan fazla ancak en az 3 atakın yakın gelecekte daha fazla atakla sonuçlanması bekleniyor)
≥ Geçen yıl içinde 7 kere veya son 2 yıl içinde yılda ≥ 5 defa veya son 3 yıl içinde yılda ≥ 3 kez.
Ataklar açıkça bademcik iltihabı olmalı ve bir doktor tarafından belgelendirilmeli ve ayrıca 4 ek semptomdan en az birini
Solunum ve gıda alımında sorunlar yaratan önemli hiperplazi durumunda – tonsillotomi endikasyonu alternatif olarak kontrol edilmelidir.
Tonsille karsinomu
peritonsiller apse
Obstrüktif uyku apnesi sendromu olan Tonsiller hiperplazi
Komplikasyonlar
Ameliyat sonrası 14 güne kadar kanama
Geçici tat bozuklukları (dysgeusia)
Damar kemerindeki işlev bozuklukları ile burun kemiği eğriliği
Daha sonra lateral anjina ortaya çıkabilir.
Ameliyat sonrası
Bademcik ameliyatı veya bademciklerin cerrahi olarak alınmasından sonra, hastalar özellikle yutkunurken bir miktar rahatsızlık veya ağrı yaşayabilirler. Bu durum ameliyattan sonra birkaç günden bir haftaya kadar sürebilir. Bazı yaygın tavsiye ve önlemler şunlardır:
Ağrı yönetimi: Ağrının giderilmesi için asetaminofen gibi reçetesiz satılan ağrı kesiciler kullanılabilir. Ameliyat sonrası kanama riski nedeniyle NSAID’lerden genellikle kaçınılır. Ağrı şiddetliyse, doktor daha güçlü ilaçlar reçete edebilir.
Hidrasyon: Susuz kalmamak önemlidir, ancak yutkunmak acı verici olabilir. Soğuk içecekler ve buzlu dondurmalar boğazı rahatlatabilir ve sizi susuz bırakmaz. Boğazı tahriş edebileceğinden narenciye bazlı meyve sularından kaçınmaya çalışın.
Beslenme: Ameliyattan sonra elma püresi veya et suyu gibi yutulması kolay yumuşak yiyecekler yenebilir. Boğazı tahriş edebileceğinden baharatlı ve gevrek yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
Dinlenme: İyileşmeyi desteklemek için genellikle ameliyattan sonraki ilk hafta ila 10 gün boyunca dinlenmek ve fiziksel aktiviteyi sınırlamak önerilir.
Kanama: Tükürükte az miktarda kan görülmesi normal olabilir, ancak daha ağır kanamalar derhal bir sağlık uzmanına bildirilmelidir.
Ses değişiklikleri: Bazı hastalar tonsillektomi sonrasında boğaz yapısındaki değişiklik nedeniyle seslerinde değişiklikler fark edebilir.
Takip: İyileşme sürecini kontrol etmek için genellikle işlemden birkaç hafta sonra bir takip randevusu planlanır.
Hastanın sağlık durumuna ve ihtiyaçlarına göre uyarlanmış ameliyat sonrası talimatlar için lütfen her zaman bir sağlık uzmanına danışın.
Tonsillektomi sonrası diyet önerileri
Bademcik ameliyatından sonra hastalar, özellikle de çocuklar, yemek yeme becerilerini etkileyebilecek ağrı ve yutma güçlüğü yaşayabilirler. Ameliyattan hemen sonraki dönemde genellikle yumuşak veya sıvı bir diyet önerilir. Bu diyet dondurma, patates püresi, smoothie, elma püresi ve et suyu bazlı çorbalar gibi gıdaları içerebilir1.
Soğuk yiyecek ve içecekler de boğaz için rahatlatıcı olabilir. Yeterli sıvı alımı hayati önem taşır, ancak ağrıya neden olabileceğinden asitli, baharatlı veya sert, kaşındırıcı yiyeceklerden (cips veya kabuklu ekmek gibi) kaçınılmalıdır2.
Zamanla, ağrı azaldıkça, daha katı gıdalar yavaş yavaş diyete yeniden dahil edilebilir.
İyileşmede beslenmenin önemi
Doğru beslenme, tonsillektomi sonrası iyileşmede önemli bir rol oynayabilir. Özellikle protein yara iyileşmesi için önemliyken, vitaminler ve mineraller bağışıklık fonksiyonunu destekleyebilir. Yumuşak veya sıvı bir diyet tüketirken bile, protein, yağ ve karbonhidrat dengesinin yanı sıra meyve ve sebzelerin (hastanın tolere edebileceği bir biçimde) dahil edilmesi için çaba gösterilmelidir3.
Tarih
Tonsillektominin tarihi uzun ve çeşitlidir. Tonsillektominin bilinen ilk tanımı MS birinci yüzyılda Romalı hekim Cornelius Celsus tarafından yapılmıştır. Celsus, prosedürün parmakla yapıldığını tarif etmiş ve bunun zor ve kanlı bir prosedür olduğunu belirtmiştir.
Orta Çağ’da tonsillektomi yaygın bir prosedür değildi. Ancak 16. yüzyılda Fransız cerrah Pierre Desault tonsillektomi yapmak için yeni bir alet geliştirdi. Desault’un aleti, ağız içine sokulan ve bademcikleri kesmek için kullanılan kavisli bir bıçaktı. Bu alet bademcik ameliyatını çok daha kolay ve güvenli bir prosedür haline getirdi.
19. yüzyılda Amerikalı cerrah Horace Green tonsillektomi yapmak için yeni bir teknik geliştirdi. Green’in tekniği bademcikleri almak için bir neşter kullanmayı içeriyordu. Bu teknik Desault’un aletinden çok daha etkiliydi ve kısa sürede tonsillektomi yapmak için standart yöntem haline geldi.
20. yüzyılın başlarında genel anestezi kullanımı tonsillektomiyi çok daha güvenli bir prosedür haline getirdi. Genel anestezi kullanılmadan önce tonsillektomiler lokal anestezi altında yapılıyordu ve bu da genellikle ağrı ve rahatsızlığa yol açıyordu. Genel anestezi, tonsillektomilerin ağrı olmadan yapılmasını mümkün kıldı ve bu da yapılan tonsillektomi sayısında dramatik bir artışa yol açtı.
20. yüzyılın ortalarında antibiyotik kullanımı, yapılan tonsillektomi sayısında düşüşe yol açtı. Antibiyotikler, daha önce tonsillektomi ile tedavi edilen enfeksiyonların tedavisinde etkili olmuştur. Sonuç olarak, tonsillektomi daha az yaygın bir prosedür haline geldi.
Son yıllarda, tonsillektomi kullanımında yeniden bir canlanma olmuştur. Bunun nedeni kısmen uyku apnesi ve büyümüş bademciklerin neden olabileceği diğer solunum problemlerinin artan prevalansıdır. Tonsillektomi artık bu durumlar için güvenli ve etkili bir tedavi olarak kabul edilmektedir.
Günümüzde tonsillektomi nispeten yaygın bir prosedürdür. Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl yaklaşık 500.000 tonsillektomi yapılmaktadır. Prosedür genellikle 3 ila 10 yaş arasındaki çocuklara uygulanır, ancak yetişkinlere de uygulanabilir.
Kaynak:
“Nutrition management in patients after tonsillectomy: An integrative review”. (2018). Journal of Pediatric Nursing, 40, 72-78.
“Pediatric Tonsillectomy: Clinical Practice Guidelines”. (2011). American Academy of Otolaryngology-Head and Neck Surgery.
“Nutrition and oral surgery”. (2013). Journal of Oral and Maxillofacial Surgery, 71(8), 1363-1370.
Windfuhr, J. P., & Schloendorff, G. (2008). The recovery period after tonsillectomy. A prospective study. Deutsches Arzteblatt international, 105(12), 209–214. https://doi.org/10.3238/arztebl.2008.0209
Baugh, R. F., Archer, S. M., Mitchell, R. B., Rosenfeld, R. M., Amin, R., Burns, J. J., Darrow, D. H., Giordano, T., Litman, R. S., Li, K. K., Mannix, M. E., Schwartz, R. H., Setzen, G., Wald, E. R., Wall, E., Sandberg, G., & Patel, M. M. (2011). Clinical practice guideline: tonsillectomy in children. Otolaryngology–head and neck surgery : official journal of American Academy of Otolaryngology-Head and Neck Surgery, 144(1 Suppl), S1–S30. https://doi.org/10.1177/0194599810389949