Ajitasyonun Etimolojik Kökenleri
- Proto-Hint-Avrupa Kökleri: ag-* kökü “sürmek, çekmek veya ileri götürmek; hareket ettirmek” anlamına gelir. Bu eski kök, birçok dilde hareket veya itici eylemle ilgili birçok kelimenin kökenidir.
- Latince: Latince agere fiili (“ileri sürmek, harekete geçirmek; hareket ettirmek”), “ileri geri hareket ettirmek, sarsmak veya rahatsız etmek” anlamına gelen agitare fiiline dönüşmüştür. Agitare Latince’de “hareket, çalkantı” anlamına gelen agitatio kelimesine yol açmıştır. Bu hareket hem fiziksel hareketi hem de zihinsel rahatsızlığı ifade edebilir.
- Fransızca: Ajitasyon* terimi Fransızcaya Latince agitationem (nominal formu agitatio) sözcüğünden girmiştir ve “hareket veya rahatsızlık” anlamını korumaktadır.
- 1560s: İngilizcede agitation kelimesi ilk olarak “tartışma” ya da “müzakere” anlamında ortaya çıkmıştır ve fikirler ya da argümanlar etrafında dönen zihinsel eyleme atıfta bulunmaktadır.
- 1580s: Agitation fiziksel hareketi tanımlamak için genişletildi, yani “sarsılma veya şiddetle hareket ettirilme durumu” anlamına geliyordu. Bu, zihinsel olanın yanı sıra fiziksel huzursuzluk duygusunu da ortaya çıkardı.
- 1722: Ajitasyonun* anlamı, psikolojik huzursuzluğa işaret eden “zihinsel rahatsızlık durumunu” kapsayacak şekilde daha da genişledi.
- 1828: Terim, değişimi teşvik etmek için organize faaliyeti yansıtan, kamuoyunun dikkatini bir amaca çekmek için siyasi veya sosyal çabaları içerecek şekilde gelişti.

Modern Tanımlar ve Nüanslar
Ajitasyon ve İlgili Kavramlar
- Ajitasyon ve Anksiyete**: Hem ajitasyon hem de anksiyete duygusal sıkıntı içermekle birlikte, ajitasyon tipik olarak iç huzursuzluktan kaynaklanan amaçsız fiziksel davranışı ifade ederken, anksiyete aşırı endişe ile karakterize edilir ve genellikle bilişsel işlevleri ve duygusal istikrarı etkiler. Ajitasyon daha çok eylem odaklı iken, anksiyete öncelikle düşünce odaklıdır.
- Ajitasyon ve Sinirlilik**: Sinirlilik, genellikle hafif olan genel bir huzursuzluk veya tedirginlik durumuyken, ajitasyon, genellikle aşırı huzursuzluk veya hayal kırıklığına yol açan daha şiddetli bir sinirlilik biçimini temsil eder. Ajitasyonun sözlü patlamalar veya fiziksel ajitasyon gibi tırmanan davranışlarla sonuçlanması daha olasıdır.
Ajitasyonun Davranışsal Spektrumu
- Hafif Ajitasyon**: Huzursuzluk, sinirlilik veya muhalif davranış olarak ortaya çıkabilir, genellikle stres veya rahatsızlığa yanıt olarak görülür.
- Şiddetli Ajitasyon**: Sözlü saldırganlık, motor huzursuzluk ve hatta fiziksel şiddet içerebilir. Bu düzeyde ajitasyon daha çok akut psikiyatrik ortamlarda veya ruh sağlığı krizleri sırasında görülür.
Klinik Bağlam ve Şiddet
- Şiddetli Ajitasyon**: Psikiyatri ünitelerinde, acil servislerde ve uzun süreli bakım tesislerinde bulunan, yoğun huzursuzluk, sinirlilik ve genellikle saldırgan davranışlarla karakterize edilir. Bu tür ajitasyon, hastaya ve başkalarına zarar gelmesini önlemek için acil müdahale gerektirir.
- Terminal Ajitasyon**: Hastaların şiddetli huzursuzluk, kafa karışıklığı veya sıkıntı yaşayabileceği, yaşamın sonunda görülen belirli bir ajitasyon türünü ifade eder. Bu ajitasyon türü, ölüm sürecinde hastanın rahatını sağlamak için palyatif bakım önlemleri gerektirir.
Ajitasyon Belirtileri
- Huzursuzluk: Genellikle volta atma, kıpırdanma veya diğer tekrarlayan hareketler şeklinde kendini gösteren zorlayıcı bir hareket etme ihtiyacı.
- Kompulsif Hareket Etme Dürtüsü: Bireyler, genellikle amaçsız bir şekilde fiziksel olarak hareket etmek için ezici bir ihtiyaç hissedebilirler.
- Duygudurum Dalgalanmaları: Ruh halinde hızlı ve aşırı değişiklikler, genellikle sakinlikten sinirli veya öfkeli hale geçiş.
- Sabırsızlık: Gecikmelere veya hayal kırıklığına karşı belirgin bir tahammülsüzlük, genellikle dürtüsel eylemlere veya konuşmalara yol açar.
- İrritasyon: Uyaranlara karşı artan hassasiyet, genellikle küçük tahriş edici maddelere tepki olarak artan hayal kırıklığı ile sonuçlanır.
- Meydan Okuyan Davranış: Özellikle bakıcılara veya otorite figürlerine karşı, hastalar muhalif veya kavgacı davranışlar sergileyebilir.
- Artan Ajitasyon: Müdahale edilmezse ajitasyon artabilir ve daha şiddetli huzursuzluk, sözlü patlamalar ve hatta fiziksel saldırganlıkla sonuçlanabilir.
Ajitasyonun Yaygın Nedenleri
- İşle İlgili Stres: İşyerindeki baskı ve stres, zihinsel ve fiziksel huzursuzluğa yol açarak ajitasyona katkıda bulunabilir.
- Akademik Baskılar: Yoğun çalışma talepleri veya sınav stresi altındaki öğrenciler yüksek düzeyde ajitasyon yaşayabilir.
- Genel Hastalık veya Kendini İyi Hissetmeme: Ateş veya enfeksiyon da dahil olmak üzere hastalık, beden ve zihin rahatsızlığa tepki verdiğinden sinirlilik ve huzursuzluğun artmasına neden olabilir.
- Ruh Sağlığı Koşulları: Ajitasyon genellikle bipolar bozukluk, şizofreni, depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi psikiyatrik durumlarla ilişkilidir.
- İlaç Yan Etkileri: Bazı ilaçlar, özellikle psikiyatrik ilaçlar, uyarıcılar veya merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçlar, yan etki olarak ajitasyona neden olabilir.
- Madde Kullanımı veya Yoksunluğu: Uyarıcıların (örn. kafein, amfetaminler) kullanımı veya yatıştırıcılardan ya da alkolden yoksunluk, yüksek ajitasyon durumuna yol açabilir.
- Nörolojik Durumlar: Demans, Parkinson hastalığı veya travmatik beyin hasarı gibi beyni etkileyen hastalıklar, ajitasyon seviyelerinin artmasına neden olabilir.
Ajitasyon için Yönetim ve Tedavi Stratejileri
- Sakin Bir Ortam Yaratmak: Gürültü, parlak ışıklar veya kaotik ortam gibi dış stres faktörlerini en aza indirmek ajitasyonu azaltmaya yardımcı olabilir. Sakinleştirici bir ortam rahatlamayı teşvik eder ve tetikleyicileri azaltır.
- Kişisel Konforun İzlenmesi: Bireylerin fiziksel (örn. sıcaklık, ağrı yönetimi) ve duygusal olarak rahat olmalarını sağlamak ajitasyonu en aza indirmeye yardımcı olur. Rutinleri basitleştirmek ve karmaşık görevleri azaltmak da stresi hafifletebilir.
- Düzenli Fiziksel Egzersiz: Günlük egzersizi dahil etmek, bastırılmış enerjiyi serbest bırakmaya, stres hormonlarını azaltmaya ve ruh halini iyileştirmeye yardımcı olarak ajitasyon seviyelerini potansiyel olarak azaltabilir.
Farmakolojik Müdahaleler
Yaygın İlaçlar:
- Haloperidol: Genellikle akut ortamlarda şiddetli ajitasyonu kontrol etmek için kullanılır. Haloperidol, beyindeki dopamin reseptörlerini bloke ederek çalışır, bu da huzursuzluğu ve sinirliliği azaltmaya yardımcı olabilir.
- Lorazepam**: Sakinleştirici görevi gören, ajitasyonun hem fiziksel hem de psikolojik semptomlarını yatıştıran bir benzodiazepin. Akut ataklarda acil rahatlama için sıklıkla kullanılır.
Birincil Bakım Yaklaşımları:
- Atipik Antipsikotikler**: Risperidon, ziprasidon ve olanzapin gibi ilaçlar genellikle psikiyatrik rahatsızlıkları veya demansı olan bireylerde kronik ajitasyonu tedavi etmek için kullanılır. Bu ilaçlar aşırı sedasyona neden olmadan ajitasyon semptomlarını yönetmede etkilidir.
- Benzodiazepinler**: Bazen, özellikle kısa süreli veya acil durumlarda ajitasyonu yönetmek için antipsikotiklerle birlikte kullanılır.
Hastane Protokolleri:
- Haloperidol Dozajı: Hastane protokolleri genellikle ajitasyonun şiddetine bağlı olarak 0,5 ila 10 mg arasında intravenöz (IV) haloperidol dozajını içerir. Aşırı ajitasyon durumlarında, geçici bir önlem olarak sedasyon kullanılabilir.
Ajitasyonu Yönetmek için Kendi Kendine Yardım Teknikleri
Ajitasyonu Yönetmek için Kendi Kendine Yardım Teknikleri
- Derin Nefes Egzersizleri: Kontrollü nefes almak sinir sistemini sakinleştirmeye ve huzursuzluk hissini azaltmaya yardımcı olur.
- Yavaşça Ona Kadar Sayma: Bu basit topraklama tekniği dikkati ajitasyondan uzaklaştırmaya yardımcı olur ve bireyin duyguları üzerindeki kontrolünü yeniden kazanmasını sağlar.
- Sakız çiğneme: Anksiyete ve ajitasyonu azaltmaya yardımcı olan, tekrarlayan bir hareket sağlayabilen bir dikkat dağıtma yöntemi.
- Bir Arkadaşı Aramak: Sosyal temas kurmak, stres faktörlerinden uzaklaşabilir ve duygusal destek oluşturarak ajitasyonu azaltmaya yardımcı olabilir.
- Lavanta ile aromaterapi: Lavanta sakinleştirici özellikleriyle bilinir ve genellikle rahatlatıcı bir ortam yaratmak için kullanılır, ajitasyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur.
- Evcil Hayvan Terapisi: Hayvanlarla etkileşim kurmak sakinleştirici bir etkiye sahip olabilir, fiziksel ve zihinsel huzursuzluğu azaltmaya yardımcı olabilir.
- Yatıştırıcı Müzik: Sakinleştirici veya tanıdık müzik, uyarılma seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir ve ajitasyon tetikleyicilerinden uzaklaşmayı sağlayabilir.
- Fiziksel Egzersiz: Yürüme veya esneme gibi hafif fiziksel aktiviteler gerginliğin giderilmesine ve ajitasyon belirtilerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Zihinsel Arızaları Önleme
- Günlük Meditasyon: Düzenli farkındalık meditasyonu veya gevşeme egzersizleri stresin birikmesini önleyebilir ve uzun vadede ajitasyonun yönetilmesine yardımcı olabilir.
- Sosyal Destek Arayın: Güçlü ilişkiler sürdürmek ve destek için başkalarına ulaşmak, ajitasyona katkıda bulunan psikolojik baskıları hafifletmeye yardımcı olabilir.
- Öz Şefkat Uygulaması: Kendine karşı nazik olmak ve herkesin stres yaşadığını kabul etmek, duygusal sıkıntıyı ajitasyona dönüşmeden önce yönetmeye yardımcı olabilir.
- Ortak İnsanlığı Vurgulama: Başkalarının da benzer zorluklar yaşadığını fark etmek, bağlantı hissini güçlendirebilir ve izolasyon ve ajitasyon duygularını azaltabilir.
- Beden Farkındalığı: Açlık, yorgunluk veya ağrı gibi fiziksel ihtiyaçlara dikkat etmek ve bunları derhal ele almak ajitasyonun artmasını önleyebilir.
- Teknoloji Kullanımının Sınırlandırılması: Ekran süresini azaltmak ve dijital cihazlara düzenli olarak ara vermek, genellikle ajitasyon için bir tetikleyici olan aşırı uyarılmayı hafifletmeye yardımcı olabilir.
- Kişisel İhtiyaçların İletilmesi: İhtiyaçların bakıcılara veya sevdiklerine ifade edilmesi, karşılanmayan beklentilerden kaynaklanan hayal kırıklığını önleyebilir ve böylece ajitasyonu azaltabilir.
- Şimdiki Zamanda Kalmak: Farkındalık pratiği yapmak ve şu ana odaklanmak stresi azaltmaya yardımcı olabilir ve ajitasyona yol açan olumsuz duyguların tırmanmasını önleyebilir.
Keşif
1. Eski Zamanlar: Ruhsal Rahatsızlığın İlk Teorileri
- Antik Yunan’da ajitasyon, bedensel hümörlerdeki dengesizliklerle ilişkilendirilirdi. Tıbbın babası Hippocrates, aşırı kara safranın ajitasyona benzeyen semptomlar da dahil olmak üzere psikolojik huzursuzluğa neden olduğunu öne sürmüştür. Bu erken dönem anlayış, ajitasyonun tamamen ruhani veya doğaüstü olmaktan ziyade daha geniş tıbbi koşulların bir parçası olarak görülmesinin temelini atmıştır.
2. Orta Çağ: Dini Yorumlar ve İzolasyon
- Orta Çağ boyunca, ajitasyon ve diğer akıl sağlığı sorunları genellikle dini bir mercekten görülmüş, sıklıkla şeytani ele geçirilme veya doğaüstü nedenlere bağlanmıştır. Tedirgin bireyler bazen şeytan çıkarma ayinlerine veya manastır ve tımarhanelere kapatılmaya tabi tutulurdu; bu da o dönemde akıl sağlığına ilişkin tıbbi bilgi eksikliğini yansıtıyordu.
3. 18. Yüzyıl: Aydınlanma ve Erken Dönem Psikiyatrik Yaklaşımlar
- Aydınlanma dönemi, ajitasyon da dahil olmak üzere ruhsal bozuklukların anlaşılmasında bir dönüm noktası olmuştur. Fransız bir hekim olan Philippe Pinel akıl hastalarının insancıl bir şekilde tedavi edilmesini savunmuş, hastaları zincirlerinden kurtarmış ve daha şefkatli bir yaklaşımı teşvik etmiştir. 1700’lerin sonunda Paris’teki Bicêtre Hastanesi’nde yaptığı çalışmalar, ajitasyonun ahlaki bir kusurdan ziyade tıbbi bir mesele olarak ele alınması fikrini ortaya atmıştır.

4. 19. Yüzyıl: Psikiyatrinin Doğuşu ve Bilimsel Keşif
- 19. yüzyıl, psikiyatrinin tıbbi bir disiplin olarak resmileşmesine tanık oldu. Fransız nörolog Jean-Martin Charcot, ajitasyon da dahil olmak üzere zihinsel rahatsızlıkları olan hastaları incelemeye başlayarak sinir sistemi bozukluklarının anlaşılmasına katkıda bulundu. Bu dönem aynı zamanda ajitasyonla ilgili semptomların mani ve şizofreni gibi daha geniş psikiyatrik durumlar içinde kategorize edilmesinin başlangıcına işaret ediyordu.
5. 20. Yüzyılın Başları: Biyolojik ve Psikanalitik Perspektifler
- 20. yüzyılın başları, ajitasyonu çözülmemiş psikolojik çatışmalara bağlayan Freud’un psikanalizi gibi yeni teorileri tanıttı. Eş zamanlı olarak, ajitasyonun beyindeki nörolojik ve kimyasal dengesizliklere bağlandığı biyolojik yaklaşımlar ortaya çıktı ve barbitüratlar gibi erken yatıştırıcı tedavilerin geliştirilmesine yol açtı.
6. 1950s: Antipsikotik İlaçların Tanıtımı
- 1950’ler, ilk antipsikotik ilaç olan klorpromazinin keşfiyle önemli bir atılıma işaret ediyordu. Bu, özellikle şizofreni ve ağır psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda ajitasyon tedavisinde devrim yarattı. Antipsikotikler, psikiyatri hastanelerinde fiziksel kısıtlama ve izolasyon ihtiyacını azaltarak akut ve kronik ajitasyonun yönetiminde standart haline geldi.
7. 1980’ler-1990’lar: Atipik Antipsikotiklerin Gelişimi
- 20. yüzyılın sonlarında risperidon ve olanzapin gibi atipik antipsikotikler kullanılmaya başlanmış ve ajitasyonun eski ilaçlara göre daha az yan etkiyle yönetilmesi için daha güvenli ve etkili seçenekler sunulmuştur. Bu dönem ayrıca, özellikle acil durum ortamlarında akut ajitasyon ataklarını sakinleştirmek için yaygın olarak kullanılan benzodiazepinleri de tanıttı.
8. 2000’ler: Hedefe Yönelik Terapilerin ve Protokollerin Kullanımı
- 2000’li yıllara gelindiğinde, ajitasyon yönetimi hedefe yönelik tedavilerin ve daha yapılandırılmış hastane protokollerinin kullanımıyla gelişmiştir. Akut ortamlarda haloperidol gibi ilaçlar optimize edilirken, bilişsel-davranışçı terapi (BDT) ve çevresel modifikasyonlar gibi farmakolojik olmayan müdahaleler, özellikle demans veya kronik akıl hastalığı olan hastalarda uzun vadeli ajitasyon yönetimi için daha yaygın hale geldi.
9. 2010s: Şiddetli Psikiyatrik Ajitasyonda İmmünoterapinin Tanıtımı
- Şiddetli ajitasyon da dahil olmak üzere psikiyatrik bozukluklarda bağışıklıkla ilgili faktörlerin araştırılması, altta yatan inflamasyon ve nöroimmün tepkileri ele almayı amaçlayan yeni tedavilere yol açmıştır. Henüz deneysel aşamalarda olsa da, bu tedaviler özellikle geleneksel tedavilere dirençli durumlarda ajitasyon tedavisinde yeni bir sınır sağlamıştır.
10. 2020s: Yapay Zeka ve Kişiselleştirilmiş Tıbbın Entegrasyonu
- 2020’lerde, yapay zeka (AI) alanındaki gelişmeler ajitasyonun teşhis ve tedavisini dönüştürmeye başladı. Psikiyatrik ve yaşlı bakım ortamlarında ajitasyon seviyelerini gerçek zamanlı olarak izlemek için yapay zeka algoritmaları geliştirildi. Kişiselleştirilmiş tıp da, ajitasyonu en az yan etkiyle daha etkili bir şekilde yönetebilecek ilaçları uyarlamak için genetik bilgileri kullanarak ilgi görmeye başladı.
İleri Okuma
- Yudofsky, S. C., Silver, J. M., & Jackson, W. (1986). Agitation in cognitive disorders: A methodological review and classification. Journal of Neuropsychiatry and Clinical Neurosciences, 2(4), 300-308.
- Buckwalter, K. C., & Hall, G. R. (1987). “Older adults with a history of agitation.” Journal of Gerontological Nursing, 13(4), 21-26.
- Haber, P. S., & Day, C. A. (2000). “Alcohol use disorders: pharmacological treatment options.” CNS Drugs, 14(2), 119-139.
- Lindenmayer, J. P., Kotsaftis, P., & Kurian, P. (2000). “Clinical and research implications of behavioral symptoms in dementia.” Psychiatric Quarterly, 71(1), 5-15.
- Jacobi, J., Fraser, G. L., & Coursin, D. B. (2002). “Clinical practice guidelines for the sustained use of sedatives and analgesics in the critically ill adult.” Critical Care Medicine, 30(1), 119-141.
- Cummings, J. L., & Mega, M. S. (2003). Neuropsychiatric aspects of dementia: Agitation and its management. Alzheimer Disease and Associated Disorders, 17(3), 196-201.
- Tandon, R., & Jibson, M. D. (2002). Strategies for maximizing the treatment of agitation in schizophrenia. Psychiatric Services, 53(5), 652-661.
- Harris, P. B. (2002). The importance of creating a therapeutic environment for individuals with dementia. Journal of Gerontological Social Work, 37(3-4), 79-100.
- Pinner, G., & Bouman, W. P. (2003). To use or not to use benzodiazepines for the treatment of agitation in the elderly. International Journal of Geriatric Psychiatry, 18(7), 556-557.
- Hodgson, N. A., & Gitlin, L. N. (2004). Agitation in individuals with dementia: Considerations for evidence-based practice. Journal of Gerontological Nursing, 30(3), 9-17.
- Battaglia, J. (2005). “Pharmacological management of acute agitation.” Drugs, 65(9), 1207-1222.
- Zeller, S. L., & Rhoades, R. W. (2010). “Systematic reviews of assessment measures and pharmacologic treatments for agitation.” Clinical Therapeutics, 32(3), 403-425.
- Van der Leeuw, J., de Bree, R., & Kuik, D. J. (2012). Agitation and aggression in elderly patients with dementia: A systematic review of pharmacologic treatments. Journal of Clinical Psychopharmacology, 32(5), 592-599.
- Nordstrom, K., Zun, L. S., Wilson, M. P., & Stiebel, V. (2012). Agitation in the emergency department: A survey of clinical practice patterns. Western Journal of Emergency Medicine, 13(1), 37-42.
- Campbell, I. C., & Vitiello, B. (2014). “Antipsychotic use in acute agitation: recent advances.” Expert Review of Neurotherapeutics, 14(11), 1281-1290.
- Garriga, M., Pacchiarotti, I., & Kasper, S. (2016). Assessment and management of agitation in psychiatry: Expert consensus. World Journal of Biological Psychiatry, 17(2), 86-128.

Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.