“Postoperatif” terimi, cerrahi bir operasyonu takip eden dönemi ifade ederken “enfeksiyon”, Latince lekelemek veya bozmak anlamına gelen “infectio” kelimesinden türemiştir. Tarihsel olarak, ameliyat sonrası enfeksiyon riski, ameliyatın ortaya çıkışından bu yana önemli bir endişe kaynağı olmuştur. 19. yüzyılın sonlarında Joseph Lister tarafından aseptik tekniklerin geliştirilmesi, postoperatif enfeksiyonların azaltılmasında bir dönüm noktası oldu.

Ameliyat sonrası enfeksiyon, cerrahi bir işlem sonrasında vücudun ameliyatın yapıldığı bölgesinde meydana gelen herhangi bir enfeksiyonu kapsar. Yüzeysel cilt enfeksiyonlarından, cerrahi alan enfeksiyonları (CAE), zatürre, idrar yolu enfeksiyonları (İYE) ve kan dolaşımı enfeksiyonları gibi daha ciddi iç enfeksiyonlara kadar değişebilir.

Özellikle Cerrahi Alan Enfeksiyonu (CAE) olarak adlandırılan postoperatif enfeksiyon, cerrahi prosedürlerin ardından önemli ve potansiyel olarak ciddi bir komplikasyon içerir. Bu enfeksiyonlar derinin yüzeysel tutulumundan, cerrahi işlem sırasında erişilen doku, organ veya boşlukların daha derin tutunmasına kadar değişen bir spektrumda ortaya çıkabilir.

Ameliyat Sonrası Enfeksiyon Gelişiminde Risk Faktörleri

Cerrahinin Türü ve Süresi: Cerrahi müdahalenin doğası ve kapsamı CAE risk profilini kritik derecede etkiler. Uzun süreli cerrahi operasyonlar ve acil prosedürler olarak sınıflandırılanlar, ameliyat sonrası enfeksiyon riskini önemli ölçüde artırır.

Hastayla İlgili Faktörler: Hastaya özgü çok sayıda faktör, postoperatif enfeksiyonlara karşı duyarlılığa katkıda bulunur. Bunlar yaş, beslenme durumu, obezite, sigara içme alışkanlıkları, diyabet, bağışıklık sistemi baskılanmış durumlar ve uzak anatomik bölgelerdeki enfeksiyonların önceden varlığını kapsar.

Perioperatif Bakım: Cerrahi alanın hazırlanmasında uygulanan stratejiler, antibiyotik profilaksisinin akılcı kullanımı ve cerrahi yaraların dikkatli bakımı CAE riskini önemli ölçüde etkilemektedir.

Ameliyat Sonrası Enfeksiyonun Klinik Belirtileri

Belirti ve Semptomlar: Ameliyat sonrası enfeksiyonun klinik görünümü tipik olarak cerrahi insizyon bölgesinde ağrı, eritem (kızarıklık) ve ödem (şişlik) içerir. Ek olarak yaradan irin veya diğer seröz sıvıların çıkması, ateş ve genel halsizlik veya halsizlik bir enfeksiyonun göstergesi olabilir.

Patofizyoloji: Patogenez, cerrahi bölgedeki mikrobiyal istilayı ve konağın bağışıklık savunmasının üstesinden gelmeyi içerir. Riski etkileyen faktörler arasında cerrahi ortam, ameliyatın türü ve süresi, hastanın sağlığı ve bağışıklık durumu ve profilaktik antibiyotik uygulamasının etkinliği yer alır.

Ameliyat Sonrası CRP Yüksekliği

C-reaktif protein (CRP), 1930 yılında Tillett ve Francis tarafından, akut inflamasyonu olan hastaların serumunda Pnömokok’un C-polisakaritiyle reaksiyona giren bir madde olarak keşfedildi. Terim, C-polisakarit ile reaktif doğasını yansıtır.

Tanım ve Genel Bakış: CRP, karaciğer tarafından üretilen ve iltihaplanmaya yanıt olarak kan dolaşımına salınan bir proteindir. Ameliyat sonrası CRP yükselmesi cerrahiye beklenen bir yanıttır ve vücudun cerrahi travmaya karşı inflamatuar yanıtını yansıtır. CRP seviyeleri tipik olarak ameliyat sonrası 2 ila 6 saat içinde artar, 48 saatte zirveye ulaşır ve 7-10 güne kadar yüksek kalabilir.

Patofizyoloji: Cerrahi travma, öncelikle interlökin-6 (IL-6) gibi sitokinlerin uyarılması altında hepatositlerde CRP sentezinin artmasına yol açan bir akut faz tepkisini başlatır. Ameliyat sonrası yüksek CRP seviyeleri vücudun doku hasarına, enfeksiyona veya iltihaplanmaya verdiği tepkiyi gösterebilir.

Ameliyat Sonrası Enfeksiyonların Yönetimi

Tedavi Yöntemleri: Postoperatif enfeksiyonları yönetmenin temel taşı antibiyotik uygulanmasını gerektirir. Ayrıca yaranın debridmanı, enfekte doku veya implantların çıkarılması veya abse oluşumlarının drenajı için cerrahi müdahale gerekli olabilir. Patojenlerin kan dolaşımına yayılmasıyla karakterize edilen enfeksiyonun sepsise ilerlediği senaryolarda, durum hayatı tehdit eden bir acil duruma dönüşebilir.

Önleme Stratejileri

Önlemeye Odaklanma: CAE’lere karşı önleyici tedbirler, antibiyotiklerin profilaktik uygulanmasını, cerrahi tekniklerin iyileştirilmesini ve kapsamlı perioperatif ve postoperatif bakımı vurgulayan çağdaş cerrahi uygulamanın önemli bir yönünü oluşturur. Ek olarak, hastayla ilişkili değiştirilebilir risk faktörlerinin ele alınması, postoperatif enfeksiyon riskinin azaltılmasının ayrılmaz bir parçasıdır.

Kaynak:

  1. Allegranzi B, Bischoff P, de Jonge S, Kubilay NZ, Zayed B, Gomes SM, Abbas M, Atema JJ, Gans S, van Rijen M, Boermeester MA. New WHO recommendations on preoperative measures for surgical site infection prevention: an evidence-based global perspective. Lancet Infect Dis. 2016 Dec;16(12):e276-e287. doi: 10.1016/S1473-3099(16)30398-X. Epub 2016 Nov 15. PMID: 27816414.
  2. Owens CD, Stoessel K. Surgical site infections: epidemiology, microbiology and prevention. J Hosp Infect. 2008 Nov;70 Suppl 2:3-10. doi: 10.1016/S0195-6701(08)60017-1. PMID: 18938031.
  3. Mangram, A. J., Horan, T. C., Pearson, M. L., Silver, L. C., & Jarvis, W. R. (1999). Guideline for prevention of surgical site infection, 1999. Infection Control & Hospital Epidemiology, 20(4), 250-278.
  4. Leaper, D. J., Tanner, J., Kiernan, M., Assadian, O., & Edmiston, C. E. Jr. (2015). Surgical site infection: poor compliance with guidelines and care bundles. International Wound Journal, 12(3), 357-362.
  5. Pepys, M. B., & Hirschfield, G. M. (2003). C-reactive protein: a critical update. Journal of Clinical Investigation, 111(12), 1805-1812.
  6. Ljungqvist, O., Scott, M., & Fearon, K. C. (2017). Enhanced Recovery After Surgery: A Review. JAMA Surgery, 152(3), 292-298.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.