Anatomisi

Sağ Gastroepiploik Arter (RGA) mideye ve omentuma kan sağlayan önemli bir kan damarıdır. Seyrini, dallarını ve klinik önemini anlamak hem cerrahi hem de tanısal ortamlarda çok önemlidir.

Sağ Gastroepiploik Arterin Kökeni ve Seyri

Köken:

    • Sağ Gastroepiploik Arter (RGA) tipik olarak gastroduodenal arterden kaynaklanır; bu arter, çölyak gövdesinden kaynaklanan büyük bir arter olan ortak hepatik arterin bir dalıdır.
    • Gastroduodenal arter, duodenumun ilk kısmının arkasına iner ve midenin alt sınırına yaklaşırken sağ gastroepiploik arteri verir.

    Yol:

      • RGA, duodenumun ilk kısmı ile pankreasın başı arasından yatay olarak geçer. Daha sonra midenin büyük eğriliğini takip ederek sola döner.
      • Atardamar, mideden bağırsaklara uzanan çift katlı periton olan büyük omentum katmanları içinde yoluna devam eder. Büyük eğrilik boyunca ilerlerken, karın organlarını koruyan ve yalıtan omentum katmanları içinde hareket eder.
      • RGA sonunda Sol Gastroepiploik Arter (LGA) ile anastomoz yaparak midenin büyük eğriliği boyunca bir vasküler ark oluşturur. LGA, çölyak gövdesinden kaynaklanan ve dalağı besleyen dalak arterinin bir dalıdır.

      Sağ Gastroepiploik Arterin Dalları

      Gastrik Dallar:

        • RGA, midenin büyük eğriliği boyunca hem ön hem de arka yüzeylerine kan sağlayan birkaç gastrik dal verir. Bu dallar mide duvarına nüfuz ederek midenin mukoza ve kas katmanlarını destekleyen zengin damar ağına katkıda bulunur.

        Epiploik Dallar:

          • Hem sağ hem de sol gastroepiploik arterler epiploik dallar verir. Bu dallar, büyük omentumun iki tabakası arasından aşağıya doğru geçerek omentumun üzerine yayılır. Epiploik dallar, diğer karın organlarından ziyade büyük omentumun kendisine kan sağlamaktan sorumludur.
          • Bu dallar transvers kolon üzerinden geçse de, ona kan sağlamazlar. Transvers kolon, kan ihtiyacını diğer kaynaklardan, özellikle üst mezenterik arterin ve alt mezenterik arterin dallarından alır.

          Terminal Dallar ve Anastomoz:

            • RGA sonunda mide büyük eğriliği boyunca devam eden ve sol gastroepiploik arterin dallarıyla anastomoz yapan terminal dallara ayrılır. Bu anastomoz mideye kollateral kan akışı sağlar ve gastroepiploik arterlerden biri tehlikeye girse bile güçlü bir kan temini sağlar.

            Klinik Önemi

            Cerrahi Önemi:

              • Sağ gastroepiploik arter, uygun uzunluğu, kalibresi ve kan akışı özellikleri nedeniyle genellikle koroner arter baypas greftlemesinde (KABG) kullanılır. Greft olarak kullanımı, orijinal kan kaynağına bağlı kaldığı ve greftleme işlemi sırasında sürekli kan akışına izin verdiği için avantajlı olabilir. – RGA’nın seyrini ve dallarını anlamak, gastrektomi, pankreatikoduodenektomi (Whipple prosedürleri) ve peptik ülser hastalığı ameliyatları gibi mide, pankreas veya duodenumu içeren abdominal cerrahilerde de kritik öneme sahiptir.

              Travma ve Hastalıktaki Etkileri:

                • Karın travması vakalarında, özellikle midenin büyük eğriliği veya büyük omentum söz konusu olduğunda, RGA kanama kaynağı olabilir. RGA’dan kaynaklanan kanamanın hızlı bir şekilde tanımlanması ve kontrol altına alınması, karındaki travmatik yaralanmaların yönetiminde hayati öneme sahiptir.
                • RGA ayrıca mide ve pankreas kanserlerinin yayılmasında da rol oynayabilir, çünkü bu tümörler atardamarı istila edebilir veya kaplayabilir. RGA, pankreas ve mide arasındaki yakın anatomik ilişki, onu onkolojik rezeksiyonlar sırasında dikkate alınması gereken önemli bir damar haline getirir.

                Radyolojik Tanımlama:

                  • Radyologlar, bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları veya anjiyografi gibi abdominal görüntüleme çalışmalarını yorumlarken RGA’nın anatomisini bilmek için gereklidir. RGA ve dallarının doğru bir şekilde tanımlanması, anevrizmalar, tıkanıklıklar veya anormal kan damarı oluşumları gibi durumların teşhis edilmesine yardımcı olabilir.

                  Keşif

                  Mide ve omentuma kan sağlayan önemli bir atardamar olan Sağ Gastroepiploik Arter (RGA), yüzyıllar boyunca evrimleşmiş bir keşif ve ayrıntılı anlayış geçmişine sahiptir. Aşağıda RGA’nın keşfi ve anlaşılmasındaki önemli kilometre taşları yer almaktadır:

                  1. Erken Anatomik Çalışmalar

                  • 16. Yüzyıl: Anatomik Bilginin Başlangıcı
                  • Andreas Vesalius (1543): Rönesans’ın öncü anatomistlerinden Andreas Vesalius, 1543’te insan anatomisinin en erken kapsamlı çalışmalarından biri olan “De Humani Corporis Fabrica”yı yayınladı. RGA gibi belirli atardamarların ayrıntıları tam olarak tanımlanmamış olsa da, çalışması daha sonraki anatomistlerin insan vücudunun damar yapısını daha ayrıntılı olarak keşfetmeleri ve tanımlamaları için temel oluşturdu.

                  2. Ayrıntılı Anatomik Resimlerin Geliştirilmesi

                  • 17. Yüzyıl: Sistematik Anatomik Açıklamalar
                  • Thomas Willis (1664): İngiliz bir doktor olan Thomas Willis, özellikle beyindeki damar sisteminin anlaşılmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Willis, RGA’yı özel olarak tanımlamasa da, “Cerebri Anatome” adlı eserinde ayrıntılı anatomik açıklama geleneğine katkıda bulunmuştur ve bu daha sonra RGA gibi karın damarlarını da kapsamıştır.
                  • 18. Yüzyıl: Anatomik Bilginin Genişlemesi
                  • Albrecht von Haller (1757): İsviçreli anatomist ve fizyolog Albrecht von Haller, karın damarları da dahil olmak üzere insan vücudunun ayrıntılı resimlerini sunan “Icones Anatomicae” adlı eserini yayınlamıştır. Bu eserler, mide ve omentuma giden atardamarların anlaşılmasına katkıda bulunmuş ve RGA gibi atardamarların daha iyi tanımlanmasına yol açmıştır.

                  3. 19. Yüzyıl: Gastroepiploik Arterlerin Tanımlanması ve Tanımlanması

                  • 1800’ler: Brüt Anatomik Diseksiyon Çağı
                  • Xavier Bichat (1800’ler): Fransız anatomist ve patolog Xavier Bichat, insan vücudunun anatomik yapılarının anlaşılmasını büyük ölçüde genişleten kapsamlı diseksiyonlar gerçekleştirdi. Organları ve kan tedariklerini tanımlama ve tanımlama konusundaki çalışmaları, gastroepiploik arterlerin daha ayrıntılı bir şekilde anlaşılmasının önünü açtı.
                  • Henri Rouvière (1899):
                  • İnsan damar sistemi üzerindeki ayrıntılı çalışmalarıyla tanınan Fransız anatomist Henri Rouvière, çalışmalarında gastroepiploik arterlerin tanımlarını verdi. En etkili eseri olan “Anatomie Humaine” daha sonra yayınlanmış olsa da, Rouvière’in erken dönem katkıları bu arterlerin anlaşılmasında önemliydi.

                  4. 20. Yüzyıl: Klinik Önemi ve Cerrahide Kullanımı

                  • 1930’lar: Erken Klinik Tanıma
                    1. yüzyılın başlarında, sağ gastroepiploik arter anatomik metinlerde açıkça tanımlanmış ve tanımlanmıştır. Gastrik kan teminindeki önemi, özellikle mide ve omentumla ilgili cerrahi prosedürler bağlamında kabul edilmiştir.
                  • 1960’lar: Gastrik Cerrahilerde Kullanımı
                  • RGA, özellikle mideyle ilgili olanlar olmak üzere çeşitli karın cerrahilerindeki rolü nedeniyle takdir edilmeye başlanmıştır. Cerrahlar, kalan mide dokularına yeterli kan teminini sağlamak için gastrektomi gibi prosedürler sırasında RGA’yı korumanın veya kullanmanın önemini fark etmişlerdir.
                  • 1980’ler: Koroner Arter Baypas Greftleme (CABG) Girişi
                  • 1987 – Tector ve meslektaşları: RGA, A. John Tector gibi cerrahlar tarafından koroner arter baypas cerrahisinde bir greft seçeneği olarak tanıtılmıştır. Atardamarın uzunluğu, çapı ve güçlü kan akışı nedeniyle uygun bir kanal olduğu bulunmuş ve bu da kalp cerrahisinde önemli bir gelişmeye işaret etmiştir.

                  5. 21. Yüzyıl: Sürekli Araştırma ve Uygulama

                  • 2000’ler-Günümüz: Gelişmiş Görüntüleme ve Anatomik Çalışmalar
                  • Bilgisayarlı tomografi (BT) anjiyografi ve manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi modern görüntüleme teknikleri, RGA’nın anatomisi ve varyasyonları hakkındaki anlayışı daha da geliştirmiştir. Bu görüntüleme yöntemleri, atardamarın invaziv olmayan bir şekilde görüntülenmesini sağlayarak ameliyat öncesi planlama ve tanıya yardımcı olur.
                  • Varyasyonlar ve Klinik Kullanım Üzerine Devam Eden Araştırmalar:
                  • Son çalışmalar, RGA’nın anatomisindeki varyasyonları, cerrahi prosedürlerdeki rolünü ve minimal invaziv ve robotik cerrahiler dahil olmak üzere gelişmiş cerrahi tekniklerdeki potansiyel kullanımını araştırmaya devam etmektedir.

                  İleri Okuma

                  1. Vesalius, A. (1543). De Humani Corporis Fabrica. Basel: Johannes Oporinus.
                  2. Haller, A. von. (1757). Icones Anatomicae. Göttingen: Vandenhoeck.
                  3. Bichat, X. (1801). Anatomie Générale. Paris: Brosson, Gabon.
                  4. Henle, J. (1871). Handbuch der Systematischen Anatomie des Menschen. Braunschweig: Vieweg.
                  5. Rouvière, H. (1899). Anatomie Humaine: Descriptive et Topographique. Paris: Masson.
                  6. Tector, A. J., Schmahl, T. M., & Canino, V. R. (1987). The right gastroepiploic artery: A third arterial conduit for coronary artery bypass. Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery, 94(2), 255-259.
                  7. Skandalakis, J. E., Colborn, G. L., Skandalakis, L. J., & Richardson, D. D. (1993). Surgical Anatomy: The Embryologic and Anatomic Basis of Modern Surgery. McGraw-Hill Education.
                  8. Horiguchi, A., Hayashi, T., Sumida, S., & Asano, Y. (1993). Anatomy of the gastroepiploic arteries with special reference to their suitability as grafts for coronary artery bypass surgery. Surgery Today, 23(1), 3-12.
                  9. Lippmann, M., & Seligson, R. C. (1988). Use of the gastroepiploic artery in coronary artery bypass surgery: Clinical results. Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery, 95(1), 2-11.
                  10. Fokin, A. A., & Robicsek, F. (2001). The right gastroepiploic artery as a coronary artery bypass graft. Annals of Thoracic Surgery, 72(3), 756-759.
                  11. Moore, K. L., Dalley, A. F., & Agur, A. M. R. (2017). Clinically Oriented Anatomy (8th ed.). Philadelphia: Wolters Kluwer.
                  12. Standring, S. (Ed.). (2020). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice (42nd ed.). New York: Elsevier.