B semptomları** terimi, ilk olarak 1971 yılında Hodgkin lenfoma evrelerini sınıflandırmak için geliştirilen Ann Arbor evreleme sisteminden kaynaklanmaktadır. Bu sistemde, sistemik semptomların varlığı veya yokluğu hastalığın evresini belirlemek için çok önemlidir. Bu semptomlar -ateş, gece terlemesi ve kilo kaybı-, bu semptomların yokluğunu ifade eden “A” tanımından ayırt etmek için özellikle “B” semptomları olarak kategorize edilmiştir. İşte bu sınıflandırmanın kökeni ve arkasındaki mantığın bir dökümü:

Ann Arbor Evreleme Sistemi**:

  • Ann Arbor sistemi lenfomaların (hem Hodgkin hem de Hodgkin dışı) evrelendirilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Hastaları lenf nodu tutulumunun yeri ve derecesine ve sistemik semptomların varlığına göre sınıflandırır.
  • Bu sistemde, lenfomanın her bir evresi (I ila IV), bu sistemik semptomların mevcut olup olmamasına göre “A” veya “B ” olarak sınıflandırılır:
    • A: Sistemik semptomların yokluğu (ateş, gece terlemesi, kilo kaybı).
    • B: Sistemik semptomların varlığı (ateş >38°C, sırılsıklam gece terlemeleri, 6 ay içinde vücut ağırlığının >%10’u oranında açıklanamayan kilo kaybı).

Neden “B” Tanımlaması?

  • Semptomların kendisi öncelikle hastalığın ciddiyetinin bir göstergesi olarak “B” olarak sınıflandırılır. “B “** harfinin kullanımı büyük ölçüde keyfidir; evreleme nomenklatüründe bu spesifik sistemik semptomların varlığını belirtmenin uygun bir yolu olarak hizmet eder.
  • B semptomları olan hastaları olmayanlardan ayırt ederek, klinisyenler prognozu daha iyi tahmin edebilir ve tedavi stratejilerini uyarlayabilir. B semptomlarının varlığı genellikle lenfomanın daha agresif bir formuna veya daha ileri bir hastalık evresine işaret eder.
Kaynak:
http://telemedicina.med.muni.cz/pediatric-oncology/res/photogallery/1-hodgkin-16.jpg

Klinik Önemi:

  • B Belirtileri = İlerlemiş / Daha Agresif Hastalık**: Hodgkin lenfoma ve birçok Hodgkin dışı lenfoma bağlamında, B semptomlarının varlığı tipik olarak *daha kötü prognoz* ile ilişkilidir. Bunun nedeni, bu semptomların genellikle kansere karşı daha büyük bir sistemik enflamatuar yanıtı veya daha yüksek bir tümör yükünü yansıtmasıdır.
  • Evreleme Örneği**: Örneğin, B semptomları olmaksızın birden fazla lenf nodu bölgesine yayılmış olan Hodgkin lenfomalı bir hasta *Evre IIIA* olarak sınıflandırılabilirken, B semptomlarının varlığıyla aynı ölçüde hastalık Evre IIIB olarak sınıflandırılacaktır. “B”, hastalığın sistemik doğası nedeniyle potansiyel olarak daha yoğun bir tedavi rejimine ihtiyaç duyulduğunu gösterir.

Tanımladığınız semptomlar –açıklanamayan ateş (>38°C), gece terlemeleri ve 6 ay içinde vücut ağırlığının %10’undan fazla kasıtsız kilo kaybı– topluca B semptomları olarak bilinir. Bu semptomlar tipik olarak belirli lenfoma türleri ve diğer bazı hematolojik maligniteler ile ilişkilidir. Bunlar hastalığın daha fazla sistemik tutulumunun göstergesi olarak kabul edilir ve genellikle daha kötü bir prognoz ve daha agresif bir hastalık seyri ile ilişkilidir. Aşağıda B semptomları ve ilgili durumlar arasındaki ilişkinin bir açılımı yer almaktadır:

B Belirtileri

  • Tanım: B semptomları, aşağıdakileri içeren bir dizi sistemik semptomu ifade eder:
  • Ateş**: Kalıcı veya tekrarlayan, genellikle 38°C’nin üzerinde, diğer enfeksiyonlara atfedilemeyen.
  • Gece Terlemeleri**: Yatak örtülerini ıslatabilen ve dış sıcaklıklarla ilgisi olmayan şiddetli, sırılsıklam terlemeler.
  • İstenmeyen Kilo Kaybı**: Tipik olarak diyet veya fiziksel aktivitede değişiklik olmaksızın 6 ay içinde vücut ağırlığının %10’undan fazlasının kaybedilmesi olarak tanımlanır.

B Belirtileri ile İlişkili Durumlar:

Hodgkin Lenfoma (HL)

    • Patofizyoloji**: Reed-Sternberg hücrelerinin varlığı ile karakterize bir lenfoma türü. HL’de B semptomları, özellikle ileri evrelerde yaygındır.
    • B Semptomlarının Önemi**: Bu semptomlar daha yüksek bir hastalık evresine işaret eder ve evrelemede “A” (B semptomlarının yokluğu) veya “B” (B semptomlarının varlığı) olarak kullanılır. Örneğin, Evre IIIB, B semptomları olan evre III hastalığı gösterir.
    • Prognostik Çıkarımlar**: HL’de B semptomlarının varlığı daha kötü bir prognozla ilişkilidir ve genellikle daha yoğun tedavi gerektirir.
    • Diğer Klinik Özellikler**: Ağrısız lenfadenopati, pruritus (kaşıntı) ve alkol tüketiminden sonra lenf düğümlerinde ağrı da dikkate değer semptomlardır.

    Hodgkin Dışı Lenfoma (NHL)

      • Patofizyoloji**: B hücrelerini, T hücrelerini veya doğal öldürücü hücreleri etkileyen çeşitli lenfoid maligniteler grubu. B semptomları, diffüz büyük B hücreli lenfoma (DLBCL) gibi bazı agresif formlarda daha sık görülür.
      • B Semptomlarının Önemi**: HL’ye benzer şekilde, NHL’deki B semptomları sistemik hastalığı gösterir ve evreleme ve tedavi planlamasını değiştirebilir.
      • Prognostik Çıkarımlar**: B semptomlarının varlığı genellikle daha agresif bir hastalık seyrine ve daha agresif kemoterapi protokollerine potansiyel bir ihtiyaca işaret eder.
      • Diğer Klinik Özellikler**: Büyümüş lenf düğümleri, hepatosplenomegali (büyümüş karaciğer veya dalak) ve ekstranodal tutulumla ilgili semptomlar (örn. GI yolu, merkezi sinir sistemi).

      Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) ve Diğer Lösemiler

        • Patofizyoloji**: KLL ve bazı akut lösemiler, sistemik inflamasyon ve immün disregülasyon nedeniyle B semptomları ile ortaya çıkabilir.
        • B Semptomlarının Önemi**: KLL’de B semptomları genellikle daha agresif bir hastalık evresine (örn. Richter transformasyonu) geçişi işaret eder.
        • Prognostik Çıkarımlar**: Lenfomalarda olduğu gibi, KLL’de de B semptomlarının varlığı ilerlemiş hastalık ve kötüleşen sağkalım sonuçları ile ilişkilidir.

        Diğer Hematolojik Maligniteler:

          • B semptomları kavramı en çok lenfomalarla yakından ilişkili olsa da, multipl miyelom ve bazı miyeloproliferatif neoplazmlar gibi diğer hematolojik malignitelerin ileri evrelerinde de benzer tablolar ortaya çıkabilir.
          • Önem**: Bu durumların sistemik enflamasyonu ve metabolik talepleri benzer konstitüsyonel semptomlar üretebilir.

          Tanısal ve Klinik Önemi:

          • B semptomları, Hodgkin ve Hodgkin dışı lenfoma için evrelemede** önemli bir rol oynar, tedavi kararlarını ve prognostik değerlendirmeleri etkiler.
          • Lenfomalar için Ann Arbor evreleme sistemine** dahildirler ve hastalığın boyutunu ve daha yoğun tedavilere olan ihtiyacı belirlemeye yardımcı olurlar.
          • B semptomlarının varlığı genellikle hastalığın boyutunu değerlendirmek için görüntüleme (BT, PET-CT) ve kemik iliği biyopsisi dahil olmak üzere ek tanısal çalışma ihtiyacını gösterir.
          Keşif

          B semptomlarının** tarihi, lenfoma ve diğer hematolojik malignitelerdeki sistemik semptomların gelişen anlayışına dayanmaktadır. Tıp tarihindeki bu yolculuk, bu semptomları hastalık şiddetinin belirteçleri olarak anlamamızı şekillendiren önemli anları vurgulamaktadır.

          1. Lenfoma Hastalarında İlk Gözlemler (1800’ler)

          • B semptomlarının hikayesi, resmi bir isme sahip olmadan önce başlar. Hodgkin lenfomayı ilk kez 1832 yılında tanımlayan Thomas Hodgkin gibi hekimler, 19. yüzyıla kadar geriye giderek, bazı hastalarının nispeten lokalize lenf nodu büyümesine rağmen açıklanamayan ateşler, gece terlemeleri ve zayıflama sergilediğini kaydetmiştir.
          • Bu gözlemler henüz sistematik olarak kategorize edilmemişti, ancak şişmiş lenf düğümleri olan bazı hastalar sistemik semptomlar gösterirken diğerlerinin neden göstermediğine dair sorular ortaya çıkardı. O zamanlar anlaşılamamıştı, ancak bu ilk raporlar görünür lenf nodu değişikliklerinin ötesine geçen bir hastalık ilerlemesine işaret ediyordu.

          2. Ann Arbor Evreleme Sistemi (1971)

          • B semptomlarının tarihindeki en önemli an 1971 yılında Hodgkin lenfoma için Ann Arbor Evreleme Sisteminin geliştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Aralarında Peter P. Carbone ve Henry S. Kaplan‘ın da bulunduğu bir uzmanlar komitesi, Hodgkin lenfomanın evrelerini sınıflandırmak için standart bir yol oluşturmak amacıyla bu sistemi tasarladı.
          • İlk kez, sistemik semptomlar açıkça tanımlandı ve “B semptomları ‘ olarak kategorize edildi; bu, bu hastaları bu tür semptomları olmayan ve ’A ” olarak sınıflandırılan hastalardan ayıran bir tanımlamaydı.
          • Ann Arbor sistemi üç temel semptom tanımlamıştır: 38°C’nin üzerinde ateş, boğucu gece terlemeleri ve 6 ay içinde vücut ağırlığının %10’undan fazla açıklanamayan kilo kaybı. Bu belirtiler, hastalığın ne kadar yayıldığını ve vücut üzerindeki etkisini belirlemede çok önemli bir bileşen haline geldi.
          • “B ”** harfini kullanma kararı biraz keyfiydi ancak klinik bir ortamda bu semptomların varlığını bildirmek için basit ve pratik bir yol oluşturmaya yardımcı oldu.

          3. Tedavi Kararlarında B Semptomlarının Rolü (1980’ler-1990’lar)

          • Lenfomalar için kemoterapi ve radyoterapi ilerledikçe, B semptomlarının varlığı prognoz ve tedavi planlamasında giderek daha önemli hale geldi. 1980’ler ve 1990’lar** boyunca onkologlar, B semptomları olan hastaların olmayanlara kıyasla genellikle daha kötü bir prognoza sahip olduğunu fark ettiler.
          • Bu dönem, semptomları yalnızca tanımaktan bunların patofizyolojik önemini anlamaya doğru bir geçişe işaret ediyordu. B semptomları sistemik enflamatuar yanıtın ve yüksek tümör yükünün bir işareti olarak görülmüştür. Sonuç olarak, B semptomları olan hastalar genellikle daha yoğun kemoterapi rejimleri ile tedavi edildi.
          • Bu anlayış, Hodgkin lenfoma için ABVD rejimi (Adriamycin, Bleomycin, Vinblastine ve Dacarbazine) gibi daha agresif tedavi protokollerine yol açtı ve bunlar sağkalım oranlarını iyileştirmek için bu semptomların varlığına göre özel olarak ayarlandı.

          4. B Hodgkin Lenfomanın Ötesindeki Semptomlar (2000’ler)

          • 2000’lerin başında Hodgkin dışı lenfomaların (NHL) ve diğer kan kanserlerinin sınıflandırılması daha rafine hale geldikçe, B semptomları kavramı Hodgkin lenfomanın ötesine geçti. Araştırmacılar, bu semptomların yaygın büyük B hücreli lenfoma (DLBCL) gibi agresif NHL türlerinde ilerlemiş hastalığı da işaret ettiğini bulmuşlardır.
          • Bu dönemde yapılan çalışmalar, B semptomlarının altında yatan mekanizmanın muhtemelen malign hücreler ve bağışıklık sistemi tarafından IL-1, IL-6 ve TNF-α gibi inflamatuar sitokinlerin** salınımını içerdiğini ortaya koydu. Bu, B semptomlarının anlaşılmasını derinleştirerek, bunları kanser hücrelerinin doğrudan bir etkisi olmaktan ziyade sistemik bağışıklık reaksiyonları ile ilişkilendirdi.

          5. Modern Anlayış ve PET-BT Entegrasyonu (2010’lar)

          • Pozitron emisyon tomografisi (PET)** taramalarının 2010’larda evreleme ve yanıt değerlendirmesine entegre edilmesi, lenfoma hastalarında B semptomlarının nasıl değerlendirildiğini daha da rafine hale getirdi. PET taramaları, lenfomalardaki metabolik aktivitenin daha kesin bir görünümünü sağlayarak, sistemik tutulumun boyutunu B semptomlarının varlığıyla görsel olarak ilişkilendirmenin bir yolunu sundu.
          • Bu dönemde ayrıca, B semptomlarının varlığını basitçe not etmekten prognostik değerlerini ayrıntılı olarak anlamaya doğru bir vurgu kayması görüldü. B semptomları, NHL için Uluslararası Prognostik İndeks (IPI) gibi risk tabakalandırma sistemlerinin bir parçası haline geldi ve tedavinin yoğunluğuna ilişkin kararlara rehberlik etti.
          • PET taramaları tümörün tedaviye verdiği yanıtların izlenmesinde kritik önem kazanırken, B semptomlarının öznel raporu hasta değerlendirmesinin önemli bir parçası olmaya devam etti. Bu semptomların varlığı, görüntülemenin belirsiz olduğu durumlarda bile rezidüel hastalık aktivitesini gösterebilmekte ve bu semptomların klinik değerlendirmedeki öneminin devam ettiğini vurgulamaktadır.

          İleri Okuma
          1. Carbone, P. P., Kaplan, H. S., Musshoff, K., Smithers, D. W., & Tubiana, M. (1971). Report of the Committee on Hodgkin’s Disease Staging Classification. Cancer Research, 31(11), 1860-1861.
          2. Cheson, B. D., Fisher, R. I., Barrington, S. F., Cavalli, F., Schwartz, L. H., Zucca, E., & Lister, T. A. (2014). Recommendations for initial evaluation, staging, and response assessment of Hodgkin and non-Hodgkin lymphoma: the Lugano classification. Journal of Clinical Oncology, 32(27), 3059-3068.
          3. Ansell, S. M. (2015). Hodgkin lymphoma: 2015 update on diagnosis, risk-stratification, and management. American Journal of Hematology, 90(11), 1125-1132.
          4. Alizadeh, A. A., Armand, P., & Shipp, M. A. (2018). Clinical characteristics and treatment of B-cell non-Hodgkin lymphoma. New England Journal of Medicine, 378(15), 1485-1496.
          5. Hallek, M., Shanafelt, T. D., & Eichhorst, B. (2018). Chronic lymphocytic leukaemia. The Lancet, 391(10129), 1524-1537.