Calman Gap terimi, ilk kez 1984 yılında İskoç hekim ve halk sağlığı uzmanı Kenneth Charles Calman tarafından tanımlanmış ve özellikle kronik hastalıklar, terminal dönem sağlık sorunları ve yaşlılıkla ilişkili yaşam kalitesi tartışmalarında temel referans haline gelmiştir. Calman’a göre bireylerin yaşadıkları yaşam kalitesi düşüşü, yalnızca somut sağlık kayıplarından değil, aynı zamanda bu sağlık durumuna dair kişisel beklentileri ile mevcut gerçeklikleri arasındaki açıklıktan kaynaklanır. Bu açıklık, literatürde “Calman Gap” olarak adlandırılır.

Kavramsal Temelleri ve Tanımı
Calman Gap, özünde bireyin yaşam kalitesini belirleyen sübjektif değerlendirmeler ile objektif sağlık durumu arasındaki ilişkisel uyumsuzluğu ifade eder. Calman’ın orijinal tanımı şu şekilde özetlenebilir:
“Bir bireyin yaşam kalitesi, kişinin sağlık durumuna dair beklentileri ile gerçekte deneyimlediği sağlık durumu arasındaki farkla şekillenir. Bu fark ne kadar büyükse, yaşam kalitesi algısı o ölçüde olumsuz etkilenir.”
(Calman, 1984)
Bu bağlamda yaşam kalitesi, yalnızca klinik göstergelerle ölçülen bir parametre değil, aynı zamanda kişinin geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki sağlık beklentileriyle kıyaslayarak yaptığı öznel bir değerlendirmedir. Bir başka ifadeyle, bireyin kendini iyi hissetmesi, mevcut sağlık durumunun kendisinden çok, bu durumun onun zihnindeki beklentilere ne ölçüde uyduğuna bağlıdır.
Temel Bileşenler
Calman Gap modeli, üç temel unsur üzerine kuruludur:
- Bireyin Gerçek Sağlık Durumu: Objektif olarak ölçülebilen fiziksel ve psikolojik sağlık göstergeleri (örneğin: mobilite, ağrı düzeyi, bilişsel işlevler).
- Bireysel Beklentiler: Kişinin yaşamdan, işlevsellikten ve sağlıktan ne beklediği. Bu beklentiler; sosyo-kültürel arka plan, yaşam öyküsü, eğitim düzeyi ve kişilik özelliklerinden etkilenir.
- Beklenti-Gerçeklik Arasındaki Fark (Gap): Bu iki unsur arasındaki açıklık, yaşam kalitesi üzerindeki en belirleyici etkendir. Beklentiler çok yüksek olduğunda ya da sağlık durumu belirgin şekilde kötüleştiğinde bu “gap” büyür.
Psikolojik ve Sosyal Yansımalar
Calman Gap yalnızca bir klinik kavram değil, aynı zamanda güçlü bir psikososyal model sunar. Bu modelin temel varsayımı, bireylerin yaşadıkları sağlık sorunlarına verdikleri öznel tepkilerin, bu sağlık sorunlarının objektif ağırlığından daha önemli olabileceğidir. Örneğin:
- İleri evrede bir hastalığa sahip olan ama beklentilerini bu doğrultuda yeniden yapılandırmış bir birey, göreli olarak yüksek yaşam kalitesine sahip olabilir.
- Öte yandan fiziksel olarak hafif bir rahatsızlığı olan ama eski “mükemmel sağlık” durumunu arzulayan bir birey ciddi bir yaşam kalitesi düşüşü yaşayabilir.
Bu durum, özellikle rehabilitasyon, geriatri, palyatif bakım ve kronik hastalık yönetimi alanlarında büyük önem taşır. Zira müdahalelerin yalnızca fiziksel iyileştirmeye değil, aynı zamanda bireyin beklentilerini gerçekliğe uyumlayacak şekilde yeniden yapılandırmasına da odaklanması gerektiği ortaya konmaktadır.
Klinik Uygulamalardaki Önemi
Calman Gap modelinin klinik pratiğe yansımaları şunlardır:
- Hasta Merkezli Yaklaşım: Her hastanın beklentilerinin ve yaşam kalitesi tanımının farklı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
- İletişimin Önemi: Sağlık profesyonelleri, hastaların beklentilerini anlamaya yönelik açık ve empatik iletişim kurmalıdır.
- Uyumlandırma Müdahaleleri: Psiko-eğitim, destekleyici psikoterapi ve bilişsel-davranışçı müdahalelerle, bireylerin beklentilerini yeniden yapılandırmak yaşam kalitesini iyileştirebilir.
- Tedavi Planlarında Bireyselleştirme: Yaşam kalitesi hedefleri kişiselleştirilmeli, bireyin kendi değer sistemine ve beklentilerine göre optimize edilmelidir.
Keşif
I. Ön-Arka Plan (1940–1983)
Yaşam Kalitesine İlgi ve İlk Kavramsallaştırmalar
- 1946 – Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sağlığı sadece “hastalık ve sakatlığın olmaması” değil, aynı zamanda “fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hâli” olarak tanımlar. Bu tanım, ileride “yaşam kalitesi” tartışmalarının temelini oluşturur.
- 1966 – Raymond Bauer, sosyal göstergeleri tanımlarken ilk kez yaşam kalitesini ölçmeye yönelik ampirik bir çerçeve sunar.
- 1970’ler – Sosyal tıp, sağlık sosyolojisi ve etik literatüründe “yaşam kalitesi (Quality of Life – QoL)” kavramı öne çıkmaya başlar. Bu dönemde henüz “beklenti” ve “gerçeklik” arasındaki fark açık şekilde kavramsallaştırılmamıştır.
- 1977 – George Engel, biyopsikososyal modelini tanımlar. Bu model, bireyin sağlık durumunu yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal bileşenlerle değerlendirme ihtiyacını vurgular. Calman Gap’e giden yolu teorik olarak hazırlar.
II. Kavramın Doğuşu (1984)
Calman’ın Hipotezi
- 1984 –
🔹 K.C. Calman, Journal of Medical Ethics dergisinde yayımladığı “Quality of life in cancer patients: an hypothesis” başlıklı makalesinde, “yaşam kalitesindeki azalma”, bireyin sağlıkla ilgili beklentileri ile mevcut durumu arasındaki farktan kaynaklanır şeklinde özetlenebilecek hipotezini ortaya koyar.
🔹 Bu model ilk kez, bireysel beklentileri açıkça tanımlanabilir bir parametre olarak merkeze alır.
III. Erken Etkiler ve Yaygınlık (1985–1999)
Uygulama Alanlarının Genişlemesi
- 1985–1990 – Kavram ilk olarak onkoloji, palyatif bakım ve geriatri gibi disiplinlerde kullanıma girer. “Yaşamın sonunda yaşam kalitesi” çalışmaları bu modelden etkilenir.
- 1989 – WHOQOL Group tarafından yaşam kalitesini ölçmek için geliştirilen ilk uluslararası ölçeklerden biri olan WHOQOL-100 çalışmaları başlatılır. Beklentilerin ölçülmesi bu dönemde daha çok araştırmacı ilgisi çeker.
- 1993 – McDowell ve Newell, yaşam kalitesi ölçümlerinin subjektif doğasına dikkat çeker ve Calman’ın beklenti-realite vurgusunu destekler.
- 1999 – Albrecht & Devlieger, “disability paradox” kavramını tanımlar. Engelli bireylerin kötü sağlık göstergelerine rağmen yüksek yaşam kalitesi bildirmesi, Calman Gap’in psikolojik uyumlanma yönünü destekler.
IV. Teorik Genişleme ve Psikometriye Entegrasyon (2000–2010)
- 2001 –
🔹 Carr, Gibson & Robinson “Is quality of life determined by expectations or experience?” başlıklı çalışmasında Calman Gap’i doğrudan test eder.
🔹 Bu çalışma, yaşam kalitesini etkileyen temel değişkenin objektif yaşam koşulları değil, bireysel beklentilerle yaşanan deneyim arasındaki fark olduğunu gösterir. - 2004 –
🔹 Schalock, özellikle zihinsel engelli bireylerde yaşam kalitesini değerlendirme üzerine kapsamlı modeller geliştirir.
🔹 Calman Gap, engellilik çalışmalarında “normatif beklentiler” ile “gerçek yaşantı” arasındaki farkı açıklamada kullanılır.
V. Klinik Uygulamalarda Standartlaşma (2011–2020)
Palyatif Tıptan Nörolojiye Uzanış
- 2012 – van Leeuwen et al. tarafından palyatif bakımda hastaların ölüm beklentileri ve mevcut sağlık durumları arasındaki farklara dayalı yaşam kalitesi iyileştirme protokolleri geliştirilir.
- 2015 – Nörolojide Calman Gap’in özellikle multipl skleroz (MS) ve Parkinson hastalığı gibi ilerleyici hastalıklarda kullanılabilirliği tartışılır.
- 2019 – The Lancet Neurology dergisinde, beklentilerin yönetilmesinin hastaların öznel iyilik hâline etkisi üzerine yapılan çok merkezli araştırmalar, Calman Gap’in güncel değerini vurgular.
VI. Dijitalleşme ve Bireyselleştirme Çağı (2021–Günümüz)
Dijital Sağlık, Yapay Zekâ ve Yaşam Kalitesi Takibi
- 2021 – Dijital sağlık uygulamaları, hastaların öznel beklentilerini takip etme kapasitesine ulaşmaya başlar. Mobil QoL uygulamalarında Calman Gap temelli algoritmalar önerilir.
- 2023 – Yapay zekâ destekli sağlık planlamasında, bireylerin yaşam kalitesi hedeflerinin kişiselleştirilmesi için Calman Gap ilkesi temel referans olarak kullanılmaya başlanır.
- 2024 – Nörobilimde yapılan çalışmalar, bireyin ödül beklentileri ile somut yaşantılar arasındaki farkı işleyen nörobiyolojik ağların (örneğin ventromedial prefrontal korteks) Calman Gap ile uyumlu bilişsel mekanizmalar içerdiğini gösterir.
🔍 Kavramın Diğer Modellerle İlişkisi
- WHOQOL ve SF-36 gibi yaşam kalitesi ölçüm araçları, başlangıçta Calman Gap’i doğrudan ölçememiştir. Ancak son dönemde “beklenti yönetimi” gibi alt ölçekler bu eksikliği kapatmaya başlamıştır.
- Self-Discrepancy Theory (E. Tory Higgins, 1987): Bireyin ideal benliği ile mevcut benliği arasındaki farktan doğan sıkıntı, Calman Gap ile kavramsal olarak örtüşür.
- Adaptation-Level Theory (Brickman & Campbell, 1971): Bireylerin mutluluk düzeylerinin zaman içinde beklentilerine göre normalize olması, Calman Gap’in zamansal boyutuna ışık tutar.
İleri Okuma
- Calman, K.C. (1984). Quality of life in cancer patients: an hypothesis. Journal of Medical Ethics, 10(3), 124–127.
- Higginson, I.J., & Carr, A.J. (2001). Measuring quality of life: Using quality of life measures in the clinical setting. BMJ, 322(7297), 1297–1300.
- Schalock, R.L. (2004). The concept of quality of life: what we know and do not know. Journal of Intellectual Disability Research, 48(3), 203–216.
- Albrecht, G.L., & Devlieger, P.J. (1999). The disability paradox: high quality of life against all odds. Social Science & Medicine, 48(8), 977–988.
- Carr, A.J., Gibson, B., & Robinson, P.G. (2001). Is quality of life determined by expectations or experience? BMJ, 322(7296), 1240–1243.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.