“Çölyak “** terimi (Amerikan İngilizcesinde ”celiac “ olarak da yazılır) Yunanca ‘göbek’ veya ‘karın’ anlamına gelen koilia (κοιλία) kelimesinden türetilmiştir. “Çölyak” kelimesi tıbbi terminolojide karın boşluğu ile ilgili her şeyi tanımlamak için kullanılır. Zaman içinde bu terim özellikle çölyak (çölyak) arter, çölyak pleksus ve çölyak hastalığı ile ilişkilendirilmeye başlanmıştır; bunların her biri karın bölgesinin farklı anatomik veya patolojik yönleriyle ilgilidir.

1. Anatomik Referanslar:
  • Çölyak Arteri**: Çölyak arter, karın organlarına kan sağlayan büyük bir arterdir. Diyaframın hemen altında abdominal aorttan çıkar ve üç dala ayrılır: *sol gastrik arter*, *splenik arter* ve ortak hepatik arter. Bu dallar mideye, dalağa, karaciğere, pankreasa ve on iki parmak bağırsağının bazı bölümlerine kan sağlayarak onu karın organlarının işlevi için hayati bir yapı haline getirir.
  • Çölyak Pleksusu**: Solar pleksus olarak da bilinen çölyak pleksus, üst karın bölgesinde, çölyak arterin yakınında bulunan karmaşık bir sinir ağıdır. Karın organları üzerindeki otonomik kontrolde, özellikle ağrı sinyali ve sindirim işlevi ile ilgili olarak kritik bir rol oynar.
  • Çölyak Gövdesi**: Bazen çölyak arter ile eşanlamlı olarak anılan çölyak trunkus, abdominal aortun kısa, ilk dalıdır. Üst abdominal iç organlara kan akışını sağlar.
2. Patoloji Derneği:

Çölyak Hastalığı**: Bu belki de terimin modern tıp literatüründeki en yaygın kullanımıdır. Çölyak hastalığı (Amerikan İngilizcesinde “celiac disease” olarak yazılır) öncelikle *ince bağırsağı* etkileyen kronik bir otoimmün bozukluktur. Genetik olarak yatkın bireylerde ortaya çıkar ve buğday, çavdar ve arpada bulunan bir protein olan glütenin alınmasıyla tetiklenir. Çölyak hastalığı olan bireylerde gluten alımı, ince bağırsaktaki villuslarda (küçük parmak benzeri çıkıntılar) bağışıklık aracılı hasara yol açarak besinlerin emilememesine neden olur. Çölyak hastalığının başlıca belirtileri arasında kronik ishal, karın ağrısı, şişkinlik, kilo kaybı ve çocuklarda gelişememe yer alır. Sıkı bir glütensiz diyet, durumu yönetmek için tek etkili tedavidir. Çölyak hastalığı serolojik testlerle (anti-doku transglutaminaz gibi antikorlar) teşhis edilir ve villöz atrofi gösteren ince bağırsak biyopsisi ile doğrulanır.

3. Çölyak Lenf Düğümleri:

Çölyak lenf düğümleri, üst karın bölgesinde, çölyak arter ve abdominal aortun yakınında bulunan bir grup lenf düğümüdür. Lenfatik sistemin bir parçasıdırlar ve karın organlarından lenflerin boşaltılmasında rol oynarlar. Bu lenf düğümlerinin büyümesi, enfeksiyonlar, iltihaplanma veya karın iç organlarını içeren maligniteler gibi çeşitli durumlar nedeniyle meydana gelebilir.

4. Embriyoloji:

İnsan embriyolojik gelişimi bağlamında, “coelom” (“coeliac” kelimesinden türetilmiştir) terimi, sonunda torasik ve abdominal boşlukları oluşturan vücut boşluğunu ifade eder. Koelomik boşluk peritoneal boşluğa (karın boşluğu), plevral boşluklara (akciğerlerin etrafında) ve perikardiyal boşluğa (kalbin etrafında) ayrılır. Dolayısıyla, coelom karın boşluğunun öncülüdür ve “coeliac” terimini karın bölgesi ile daha da ilişkilendirir.

Tıbbi Bağlamda Kullanımı:

Tıbbi terminolojide “çölyak” kullanımı hem karın bölgesinin anatomik yapılarına hem de çölyak hastalığı gibi belirli patolojik durumlara atıfta bulunabilir. Bununla birlikte, günümüzde yaygın tıbbi uygulamada “çölyak”, özellikle gluten duyarlılığı ve ince bağırsağı etkileyen otoimmün reaksiyonlarla ilgili tartışmalarda çoğunlukla çölyak hastalığı ile ilişkilendirilmektedir.

Terimin Tarihsel Gelişimi:

Tarihsel olarak, “çölyak” öncelikle karın içindeki anatomik yapılara, özellikle de çölyak arter ve pleksusa atıfta bulunmak için kullanılmıştır. Çölyak hastalığı ile ilişkilendirme 20. yüzyılda, özellikle hastalığın bağışıklık aracılı doğasının anlaşılmasıyla daha belirgin hale gelmiştir. Günümüzde çölyak hastalığı, genetik yatkınlığı olan yaygın bir otoimmün bozukluk olarak kabul edilmekte olup, farkındalığın artması ve teşhis olanaklarının gelişmesi sayesinde yaygınlığı giderek artmaktadır.


İleri Okuma
  1. Gray, H. (1918). Anatomy of the Human Body (20th ed.). Lea & Febiger. (Chapter on the Coeliac Artery and Plexus).
  2. Marsh, M. N. (1992). “Gluten, Major Histocompatibility Complex, and the Small Intestine: A Molecular and Immunobiologic Approach to the Spectrum of Gluten Sensitivity (‘Coeliac Sprue’).Gastroenterology, 102(1), 330-354.
  3. Oberhuber, G., Granditsch, G., & Vogelsang, H. (1999). “The Histopathology of Coeliac Disease: Time for a Standardized Report Scheme for Pathologists.European Journal of Gastroenterology & Hepatology, 11(10), 1185-1194.
  4. Fasano, A., & Catassi, C. (2012). “Coeliac Disease.” New England Journal of Medicine, 367(25), 2419-2426.
  5. Ludvigsson, J. F., Leffler, D. A., Bai, J. C., et al. (2013). “The Oslo Definitions for Coeliac Disease and Related Terms.” Gut, 62(1), 43-52.