Etimoloji
Desloratadin isminin etimolojisi, kimyasal yapısından ve ana aktif madde olan Loratadin‘den türetilişinden türetilebilir.
“Des-“:
- “Des-” öneki Latince de- kelimesinden gelir ve “olmayan” veya “çıkarılmış” anlamına gelir. Eczacılık terminolojisinde, bir kimyasal yapının bir kısmının çıkarıldığını veya değiştirildiğini belirtir.
- Bu durumda, “des-” loratadinin demetilasyonlu formunu ifade eder, çünkü desloratadin loratadinin ana aktif metabolitidir ve CYP450 enzimleri (esas olarak CYP3A4) tarafından enzimatik parçalanma sonucu oluşur.
“Loratadin”:
- “Loratadin”in kendisi birkaç kimyasal ve muhtemelen fonetik bileşenden oluşmaktadır:
- “Lor-” diğer farmasötik maddelerde bulunanlara benzer bir kimyasal omurganın kısaltılmış veya değiştirilmiş hali olabilir.
- “-atadin” birçok ikinci nesil antihistaminikte kullanılan standardize eke aittir, örneğin; örneğin rupatadin ve ebastadin.
Bu nedenle desloratadin kelimesi tam olarak “loratadin’in demetillenmiş formu” anlamına gelir ve bu da aktif bir metabolit olarak işlevini yansıtır.
Farmakolojik özellikler ve etki mekanizması
Desloratadin, H1 reseptör antagonistleri sınıfından ikinci kuşak bir antihistaminiktir. Özellikle saman nezlesi (alerjik rinit), kurdeşen (ürtiker) ve diğer alerjik reaksiyonlar gibi alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılır. Desloratadin, periferik H1 histamin reseptörlerini seçici olarak bloke ederek, kan-beyin bariyerini önemli ölçüde geçmeden histamin aracılı alerjik reaksiyonu önler. Sonuç olarak birinci kuşak antihistaminiklere kıyasla sedasyon veya yorgunluk gibi merkezi sinir sistemi yan etkilerine daha az neden olur.
Desloratadin, loratadinin (Claritine®) birincil aktif metabolitidir ve daha uzun bir yarı ömre sahiptir. Etki süresinin uzun olması nedeniyle alerjik semptomların kontrol altına alınmasında günde bir kez alınması yeterlidir. Desloratadin, esas olarak hidroksilasyon ve ardından glukuronidasyon yoluyla aşağı akış biyotransformasyonu yoluyla daha ileri metabolize edilir.
Farmakokinetik ve metabolizma
Desloratadin oral yoldan alındıktan sonra hızla emilir ve yaklaşık üç saat sonra maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşır. Terminal yarı ömrü yaklaşık 27 saat olup, günde bir kez alınmasına olanak sağlar. Biyoyararlanımı yüksektir ve gıda alımından bağımsızdır.
Desloratadin, ana madde olan loratadin ile karşılaştırıldığında sitokrom P450 enzimlerine (CYP3A4 ve CYP2D6) karşı daha düşük bir afiniteye sahiptir, bu da onu ilaç etkileşimlerine daha az duyarlı hale getirir. Ancak desloratadin, ağırlıklı olarak böbrekler yoluyla atılmadan önce, özellikle hidroksilasyon ve ardından glukuronik asitle konjugasyon yoluyla daha ileri metabolize edilir.
Klinik kullanım ve dozaj formları
Desloratadin, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli dozaj formlarında mevcuttur:
- Film tablet (5 mg): Erişkinlerde ve ergenlerde alerjik hastalıkların tedavisinde standart doz.
- Çözelti (0,5 mg/ml, Aerius® ve jenerikleri): Tercihen çocuklarda kullanılır. 2011 yılında daha önce kullanılan şurup yerine şeker ve renklendirici içermeyen bir solüsyon kullanılmaya başlandı.
Yetişkinler ve 12 yaş ve üzeri çocuklar için önerilen günlük doz genellikle günde bir kez 5 mg’dır. 6-12 yaş arasındaki çocuklarda günlük doz 2,5 mg iken, 1-5 yaş arasındaki çocuklarda 1,25 mg önerilmektedir.
Yan etkiler ve güvenlik
Desloratadin’in iyi tolere edildiği düşünülmektedir; en sık görülen yan etkiler şunlardır:
- ağız kuruluğu
- Baş ağrısı
- Yorgunluk ve uyuşukluk (birinci nesil antihistaminiklere göre daha az belirgin)
Nadir görülen ancak potansiyel olarak ciddi yan etkiler şunlardır:
- taşikardi
- kalp aritmileri
- aşırı duyarlılık reaksiyonları
Desloratadin yatıştırıcı olmadığından ve eski antihistaminiklerin aksine bilişsel performansta önemli bir bozulmaya neden olmadığından makine kullanması veya araba kullanması gereken kişiler tarafından da kullanılabilir.
Gelişim tarihi ve ekonomik arka plan
Desloratadin, patent koruması sona erdikten sonra loratadinin (Claritine®) halefi olarak geliştirilmiştir. Desloratadin, loratadinin ana aktif metaboliti olarak hareket ettiği ve bazı farmakokinetik avantajlar sağladığı için yeni bir patentle tek başına bir ilaç olarak pazarlanabilir.
Loratadin büyük oranda CYP3A4 ve CYP2D6 aracılığıyla metabolize edilirken, desloratadin daha olumlu bir farmakogenetik profile sahiptir ve metabolizmada bireyler arası daha az değişkenlik vardır. Bu sayede tedavi etkinliği daha tutarlı hale gelir ve diğer ilaçlarla etkileşim riski azalır.
2001 yılında Aerius® ticari adı altında İsviçre pazarına sunuldu. Desloratadin’in jenerik versiyonları 2012 yılında piyasaya sürüldü ve bu sayede hastalar için daha geniş bir ulaşılabilirlik ve maliyet tasarrufu sağlandı. Desloratadin ile psödoefedrinin sabit kombinasyonu henüz İsviçre’de mevcut değildir, ancak benzer kombinasyonlar diğer ülkelerde pazarlanmıştır.
Keşif
Desloratadin’in geliştirilmesi antihistaminiklerin tarihiyle yakından bağlantılıdır ve alerjik hastalıkların tedavisinde önemli bir ilerlemeyi temsil eder. Antihistaminiklerin, özellikle H1 reseptör antagonistlerinin keşfi, birkaç on yıl boyunca çeşitli bilimsel atılımlar ve yeniliklere tanık oldu. İkinci nesil bir ilaç olan desloratadin, 20. yüzyılın ortalarında başlayan gelişmelere dayanmaktadır.
1907–1913: Histaminin biyolojik bir aracı olarak ilk kanıtı
- İngiliz farmakologlar Henry H. Dale (1875–1968) ve George Barger (1878–1939), histamin‘i ilk kez biyojenik bir madde olarak izole edip karakterize ettiler ve kardiyovasküler sistem üzerindeki fizyolojik etkilerini ve alerjik reaksiyonlardaki rolünü tanımladılar.
- Çalışmaları, histamin reseptörlerinin anlaşılması ve alerjik ve inflamatuar süreçlerin aracıları olarak işlevlerinin temellerini atıyor.
1937: İlk antihistaminiklerin keşfi
- İsviçreli-İtalyan farmakolog Daniel Bovet (1907–1992), ilk sentetik antihistaminikleri keşfeder ve histaminin tetiklediği fizyolojik reaksiyonlar üzerindeki inhibe edici etkilerini açıklar.
- Bu araştırma, alerjik hastalıkların tedavisinde merkezi rol oynayan H1 reseptör antagonistlerinin geliştirilmesine öncülük ediyor.
1940’lar–1950’ler: H1 antihistaminiklerin ilk nesli
- Sonraki on yıllarda, difenhidramin (1943) ve klorfeniramin (1949) dahil olmak üzere çok sayıda birinci nesil antihistaminik geliştirildi.
- Bu ilaçlar etkilidir ancak kan-beyin bariyerini geçip merkezi H1 reseptörlerini bloke ettikleri için sakinleştirici yan etkileri vardır.
1970’ler–1980’ler: İkinci nesil antihistaminiklerin geliştirilmesi
- Araştırmacılar, periferik H1 reseptörlerini seçici olarak bloke eden ve merkezi sinir sistemine çok az nüfuz eden veya hiç nüfuz etmeyen sakinleştirici olmayan antihistaminikler geliştirmeye başlıyorlar.
- 1970’lerin sonlarında terfenadin ilk sedatif olmayan H1 antihistaminiklerden biri olarak keşfedildi.
- 1981: Bernard E. Beranek ve Schering-Plough’daki ekibi, geliştirilmiş farmakokinetik özelliklere ve daha uzun yarı ömre sahip bir antihistaminik olan loratadin sentezler.
1990’lar: Desloratadin’in loratadin’in aktif bir metaboliti olarak tanımlanması
- Loratadin’in farmakokinetik çalışmaları sırasında, birincil aktif metaboliti olan desloratadin‘in, in vitro ortamda daha uzun bir yarı ömre ve periferik H1 reseptörlerine daha yüksek bir afiniteye sahip olduğu keşfedilmiştir.
- Schering-Plough‘daki Edward M. Gidley ve Robert J. Eglen de dahil olmak üzere bilim insanları, desloratadin üzerine araştırmaları ilerletiyor ve metabolizmasında loratadinden daha az bireyler arası değişkenlik olduğunu kabul ediyorlar.
1998–2001: Desloratadin’in klinik gelişimi ve pazarlama onayı
- 1998: İlk klinik çalışmalar, desloratadin’in loratadin ile en azından eşit, hatta daha iyi bir etkinliğe sahip olduğunu, ancak ilaç etkileşimi riskinin daha düşük olduğu, daha stabil bir farmakokinetik yapıya sahip olduğunu göstermektedir.
- 2000: Desloratadin için pazarlama yetkilendirme başvuruları birçok ülkede ilaç otoritelerine sunuldu.
- 2001: Desloratadin, İsviçre ve ABD’de Aerius® ismiyle onaylandı. Avrupa onayı da kısa süre sonra gelecek.
2011: Şeker ve renklendirici içermeyen çözümün tanıtımı
- Çocuklarda kullanılan antihistaminiklerde şeker kullanımına ilişkin endişeler nedeniyle, başlangıçta şurup halinde satılan desloratadin formülasyonu, etkin madde konsantrasyonu değiştirilmeden şekersiz bir solüsyonla değiştirilmiştir.
2012: Jenerik desloratadin’in tanıtımı
- Sonbahar 2012: Aerius®’un patent koruması sona erdikten sonra, desloratadin jenerik olarak piyasaya sürülecek ve bu antihistaminiğe erişim daha da kolaylaşacak.
İleri Okuma
