Foramina transversaria, insan omurgasının servikal bölümünde yer alan yedi boyun omurunun (C1–C7) her birinin enine çıkıntılarında (processus transversus) bulunan karakteristik kemik kanallardır. Bu yapılar, servikal omurganın diğer bölgelerden ayırt edilmesini sağlayan özgün anatomik özelliklerden biridir. Fonksiyonel açıdan foramina transversaria, başın ve beynin posterior bölgelerine kan sağlayan vertebral damarların ve eşlik eden sinir liflerinin güvenli bir şekilde geçişini sağlar. Dolayısıyla, hem anatomik hem de klinik açıdan büyük öneme sahiptir.


Anatomi

Konum ve Yapısal Özellikler

Foramina transversaria, servikal vertebraların her iki tarafında, processus transversus’un anterior ve posterior tüberkülleri arasında bulunur. C1 (atlas) ile C7 (vertebra prominens) arasında sıralanmış olan bu açıklıklar, çoğunlukla oval veya yuvarlak formdadır ve yukarıdan aşağıya doğru belirli varyasyonlar gösterir. Özellikle C1 ve C2 vertebralarında (atlas ve axis) foramina daha geniştir ve damarsal yapılara daha fazla alan sağlar. C7 seviyesinde ise foramen genellikle daha küçüktür ve çoğu zaman vertebral arterin geçişine izin vermez; bu seviyede genellikle yalnızca küçük venöz yapılar bulunur.

İçerik

  1. Vertebral Arterler (Arteriae Vertebrales):
    Foramina transversaria’nın en önemli içeriğini vertebral arterler oluşturur. Bu arterler subklavian arterlerden köken alır ve genellikle C6 vertebranın forameni transversarium’una girerek C1 seviyesine kadar yukarı doğru ilerler. Atlas seviyesinde foramenden çıktıktan sonra sulcus arteriae vertebralis boyunca medial yöne kıvrılır ve foramen magnum’dan geçerek kafa boşluğuna girer. Vertebral arterler, beyin sapı, serebellum ve oksipital lob gibi hayati bölgelerin kanlanmasında anahtar rol oynar.
  2. Vertebral Venler (Venae Vertebrales):
    Arterlere paralel seyreden bu venler, servikal omurga boyunca venöz drenajı sağlar. Baş ve boyun bölgesinden toplanan kan, vertebral venöz pleksus aracılığıyla subklavian venlere taşınır. Bu venöz sistem, kafatası içi ve omurilik çevresi venöz sistemlerle bağlantılı olup, intrakranial basınç değişimlerinde önemli bir rol oynar.
  3. Sempatik Sinir Lifleri:
    Vertebral arterlerin etrafında plexus vertebralis adı verilen sempatik sinir ağı bulunur. Bu lifler, arterlerin tonusunu düzenleyerek serebral dolaşımın otonom kontrolüne katkı sağlar. Sempatik pleksusun irritasyonu, bazı klinik sendromlarda (örneğin servikal sempatik sendrom) baş ağrısı ve baş dönmesi gibi semptomlarla ilişkilendirilebilir.

Varyasyonlar

Foramina transversaria’nın morfolojik özellikleri bireyler arasında belirgin varyasyonlar gösterebilir.

  • Çift Foramina: Bazı bireylerde tek bir foramina yerine iki küçük açıklık bulunabilir. Bu durum, vertebral arterin dallanma paternlerini etkileyebilir ve cerrahi müdahalelerde dikkat gerektirir.
  • Asimetrik Genişleme: Travma, dejeneratif değişiklik veya konjenital faktörler nedeniyle bir tarafta foramenin genişlemiş olması mümkündür.
  • C7 Seviyesinde Arterin Yokluğu: Çoğunlukla vertebral arter C7 forameni transversarium’una girmez; ancak nadir olgularda arter daha alt seviyelerden giriş yapabilir, bu da görüntüleme ve cerrahi planlamada önem taşır.

Klinik Önemi

Travmatik Yaralanmalar:
Servikal omurga kırıkları, özellikle C5–C7 düzeyinde, foramina transversaria’nın içinden geçen vertebral arterin yaralanmasına neden olabilir. Bu tür bir arter hasarı vertebrobaziler sistemin dolaşımında bozulmaya, serebellar infarkt veya beyin sapı iskemisine yol açabilir. Klinik olarak baş dönmesi, diplopi, dizartri veya ani bilinç kaybı gibi semptomlarla ortaya çıkabilir.

Çıkıklar ve Sıkışmalar:
Servikal omurların dislokasyonu veya subluksasyonu, foraminal kanalı daraltarak içinden geçen damar ve sinir yapılarını sıkıştırabilir. Bu durum, geçici iskemik ataklar veya kronik vertebrobaziler yetmezlik tablosuna neden olabilir.

Dejeneratif Değişiklikler:
Yaşla birlikte gelişen servikal spondiloz ve osteofit oluşumları, foramina transversaria üzerinde baskı yapabilir. Osteofitik çıkıntılar, vertebral arterin lümenini daraltarak serebral kan akışında azalmaya yol açabilir. Bu tablo klinikte baş dönmesi, senkop, bulanık görme veya denge bozuklukları ile kendini gösterebilir. Ayrıca, foraminal stenoz sonucu venöz drenaj da etkilenebilir.

Konjenital Anomaliler:
Çift veya anomal seyre sahip foramina transversaria, vertebral arterin beklenmedik bir rotaya sahip olmasına neden olabilir. Bu durum, görüntüleme incelemelerinde yanlış yorumlamalara veya cerrahi sırasında vasküler komplikasyonlara zemin hazırlayabilir.

Cerrahi Hususlar:
Servikal omurga cerrahisinde, özellikle anterior ve posterior yaklaşımlarda, foramina transversaria’nın anatomisinin eksiksiz bilinmesi hayati önem taşır. Dekompresyon, diskektomi veya füzyon işlemleri sırasında vertebral arterin seyrine dikkat edilmemesi, ciddi hemorajik komplikasyonlara veya nörolojik sekellere neden olabilir. Bu nedenle, preoperatif dönemde BT anjiyografi veya MR anjiyografi gibi görüntüleme yöntemleriyle foramen ve içeriğinin detaylı değerlendirilmesi önerilir.


Radyolojik Görünüm

Foramina transversaria, radyolojik olarak servikal vertebraların karakteristik “çift delikli” görünümünü oluşturur. Özellikle BT veya MR kesitlerinde, simetrik foramenlerin değerlendirilmesi vertebral arterin patolojilerini (örneğin disseksiyon, oklüzyon, kompresyon) saptamak açısından önem taşır. C7 seviyesindeki foramenlerin sıklıkla arter içermemesi, radyolojik yorumlamada dikkate alınması gereken bir anatomik ayrıntıdır.


Keşif

Servikal omurganın “imzası” sayılan foramina transversaria’nın öyküsü, erken modern bilimin anatomiyi laboratuvara dönüştürdüğü 16. yüzyılda başlar ve görüntüleme devrimleriyle, mikrocerrahi ve veri odaklı morfometriyle günümüze kadar kesintisiz bir hat olarak uzanır.

Rönesans’tan Aydınlanma’ya: Tanımlamanın temelleri (16.–18. yüzyıllar)

1543’te Andreas Vesalius’un De Humani Corporis Fabrica’sı, omurganın kemik mimarisini otopsi temelli, çizimle desteklenmiş bir bütünlük içinde ilk kez gösterdiğinde, servikal vertebraların enine çıkıntılarındaki deliklerin ayırt edici bir özellik olduğuna dikkat çekti; böylece, daha sonra “foramen transversarium” olarak yerleşecek nitelemeye giden yolun taşı döşendi. 17. yüzyılda dolaşım fiziolojisini yeniden yazan William Harvey, arter–ven topolojisini dinamik bir sistem içinde ele alarak vertebral damarların beyin dolaşımındaki işlevsel değerini kavramanın önkoşulunu sağladı. Aynı yüzyılda Thomas Willis’in posterior serebral dolaşımı kavramsallaştırması (Circle of Willis) vertebral arterlerin beyin kanlanmasındaki payını netleştirdi; böylece transvers foraminaların yalnızca bir “kemik delik” değil, hayati bir damar yolunun kalkanı olduğu fikri yerleşti.

18. yüzyıl Aydınlanma anatomisi, iki paralel hat üzerinden bu resmi yoğunlaştırdı. Birincisi, Jean-Baptiste Winslow ve Albrecht von Haller gibi sistematikçiler, omurgayı hem morfolojik hem fonksiyonel düzlemde betimlerken servikal segmentin özgünlüklerine yer verdiler. İkincisi, Bernhard Siegfried Albinus’un büyük atlası gibi görsel başyapıtlar, servikal iskeletin plaka-plaka çözümlemesini, enine çıkıntılar ve bunların içinden geçen oluşumların mekânsal ilişkilerini olağanüstü bir doğrulukla resmetti. Kalpte uzmanlaşmış Jean-Baptiste de Sénac’ın bütüncül vasküler bakışı da, vertebral arterlerin kardiyovasküler sistem içindeki bağlamını genişletti. Böylece “foramen transversarium” hem terminolojide hem çizimlerde standartlaştı; dahası, burada seyreden damar-sinir paketinin klinik anlamı giderek daha anlaşılır hale geldi.

    Modernleşme ve klinikleşme: Ders kitaplarından ameliyathaneye (19. yüzyıl)

    1858’de Henry Gray’nin Anatomy: Descriptive and Surgical’ı, foramina transversaria’yı yalnızca tanımlamakla kalmadı; cerrahi yönelim için gerekli işaret taşlarından biri olarak konumladı. Böylece, anatomik bilgi ameliyat sahasına doğrudan tercüme edilebilir bir “cerrahi anatomi” diline kavuştu. Yüzyılın sonunda Wilhelm Röntgen’in X-ışınlarını tanımlamasıyla kemik yapılara “içeriden bakış” dönemi başladı; servikal vertebra silueti ve transvers foraminaların radyografideki izdüşümleri, travma ve dejenerasyonun değerlendirilmesinde yeni bir çağ açtı.

    Görüntüleme devrimleri ve damar anatominin haritalanması (20. yüzyıl)

    1927’de Egas Moniz’in serebral anjiyografiyi klinik pratiğe sokması, vertebral arterin canlı insanda izlenebilirliğini sağladı ve foramen transversarium ile damar yatağı arasındaki korelasyonu ilk kez dinamik biçimde gösterdi. 1953’te Seldinger tekniğiyle kateterizasyonun güvenli ve tekrarlanabilir hale gelmesi, vertebral arter görüntülemesini standartlaştırdı. Aynı dönemde Oscar Batson’un 1940’ta tanımladığı vertebral venöz pleksus, transvers foramina içinden geçen venöz dönüşün onkoloji ve enfeksiyon patofizyolojisiyle kesişimini açıklığa kavuşturdu.

    1970’lerde bilgisayarlı tomografi (Hounsfield) ve hemen ardından manyetik rezonans görüntüleme (Lauterbur) ile ince kemik kanallar ve intraforaminal yumuşak dokular katman katman görünür oldu. 1980’ler–1990’larda BT anjiyografi ve MR anjiyografi, vertebral arterin V2 (foraminal) segment varyasyonlarının preoperatif haritalanmasını günlük pratiğe taşıdı. Bu dönemde literatüre giren “Bow Hunter sendromu” (rotasyonla tetiklenen vertebral arter tıkanması) olguları, foramina transversaria çevresindeki kemik-damar ilişkisinin yalnızca statik değil, dinamik nitelikte de değerlendirilmeye muhtaç olduğunu gösterdi; servikal spondiloz kaynaklı osteofitler ve atlantoaksiyal düzeydeki yapısal varyasyonlar, vertebrobaziler yetmezliğin mekanik nedenleri arasında yerini aldı.

    Veri çağında ayrıntı: Morfometri, varyasyon ve risk tabakalama (21. yüzyıl)

    2000’lerden itibaren çok dedektörlü BT, yüksek çözünürlüklü MRA ve 3B yeniden yapılandırmalar, foramina transversaria’nın boyut, şekil ve sayısal varyasyonlarını nüfus temelli ölçekte taramayı mümkün kıldı. Bu çalışmalar, çift (aksesuar) foramen, asimetrik çap, C7 düzeyinde damar içeriğinin farklılığı ve atipik giriş seviyeleri gibi varyantların beklenenden daha yüksek sıklıkta olduğunu; ayrıca bu varyantların vertebral arter dominansı, hipoplazi ve cerrahi risk ile ilişkilenebildiğini gösterdi. Özellikle V2 segment varyasyonları üzerine odaklanan seriler, vida yolu planlamasından (lateral kitle/pedikül) ön ve arka yaklaşımların güvenlik koridorlarına, rotasyonel oklüzyon şüphesi olan hastalarda ise provokatif dinamik görüntüleme protokollerine kadar doğrudan uygulamaya dönük sonuçlar sağladı.

    Son yıllarda yayımlanan BT/CTA temelli morfometrik çalışmalar, çift foramen transversarium prevalansının topluluklar arasında anlamlı değişkenlik gösterdiğini; osteofitik daralmanın foramen çapına etkisinin ölçülebilir olduğunu ve C5–C6 düzeyinde atipik giriş olasılığının cerrahi planlamada dikkate alınması gerektiğini ayrıntılı biçimde belgeledi. Aynı çizgide, Bow Hunter sendromuna dair güncellenen kılavuz ve derlemeler, dinamik oklüzyonun çok düzeyde (atlantoaksiyal ve subaksiyal) ortaya çıkabileceğini ve tanıda baş–boyun rotasyonunu içeren görüntülemelerin değerini vurguluyor. Kısacası, foramina transversaria’nın hikâyesi bugün, klasik anatominin dingin levhalarından çok kesitli görüntülemenin canlı ve ölçülebilir uzayına taşınmış durumda; ve her yeni teknoloji, cerrahın navigasyonunu ve klinisyenin risk tabakalama doğruluğunu biraz daha artırıyor.




    İleri Okuma
    • Vesalius A. (1543). De Humani Corporis Fabrica Libri Septem. Basel: Joannes Oporinus. (Wikipedia)
    • Harvey W. (1628). Exercitatio Anatomica de Motu Cordis et Sanguinis in Animalibus. Frankfurt: William Fitzer.
    • Willis T. (1664). Cerebri Anatome: cui accessit nervorum descriptio et usus. London: Roycroft. (Medical News Today)
    • Winslow J-B. (1732). Exposition anatomique de la structure du corps humain. Paris: Desprez & Desessartz. (Academia)
    • Albinus B.S. (1747). Tabulae sceleti et musculorum corporis humani. Leiden: Johan & Herman Verbeek. (Internet Archive)
    • Sénac J-B. (1749). Traité de la structure du cœur, de son action et de ses maladies. Paris: Briasson. (PMC)
    • Haller A. von (1757–1766). Elementa Physiologiae Corporis Humani. Lausanne/Neapoli editions. (biodiversitylibrary.org)
    • Gray H. (1858). Anatomy: Descriptive and Surgical. London: John W. Parker & Son. (Wikipedia)
    • Gray H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelphia: Lea & Febiger.
    • Röntgen W.C. (1895). Ueber eine neue Art von Strahlen. Sitzungsberichte der Physikalisch-Medizinischen Gesellschaft zu Würzburg (Dec 1895). (PubMed)
    • Moniz E. (1927). L’Encéphalographie artérielle, son importance dans la localisation des tumeurs cérébrales. Revue Neurologique (Paris), 2:72–90. (The Lancet)
    • Batson O.V. (1940). The Function of the Vertebral Veins and Their Role in the Spread of Metastases. Annals of Surgery, 112(1):138–149. (PMC)
    • Hollinshead W.H. (1954). Anatomy for Surgeons, Vol. 1: The Head and Neck. New York: Harper & Row.
    • Seldinger S.I. (1953). Catheter Replacement of the Needle in Percutaneous Arteriography: A New Technique. Acta Radiologica, 39(5):368–376. (PubMed)
    • Hounsfield G.N. (1973). Computerized Transverse Axial Scanning (Tomography). Part I: Description of System. Br J Radiol, 46(552):1016–1022. (PubMed)
    • Lauterbur P.C. (1973). Image Formation by Induced Local Interactions: Examples Employing Nuclear Magnetic Resonance. Nature, 242:190–191. (Nature)
    • Langer B. (1978). Anatomical Variations of the Vertebral Artery. Journal of Anatomy, 127(3):415–422.
    • Sorensen B.F. (1978). Bow Hunter’s Stroke. Neurosurgery, 2(3):259–261. (PubMed)
    • Mitchell J., et al. (1998). Vertebral Artery Injury in Cervical Spine Trauma. Spine, 23(8):879–885.
    • Bogduk N. (2005). Clinical Anatomy of the Cervical Spine. Edinburgh: Elsevier.
    • Bruneau M., Cornelius J.F., et al. (2006). Anatomical Variations of the V2 Segment of the Vertebral Artery. Operative Neurosurgery, 59(Suppl 1):ONS-20–ONS-26. (OUP Academic)
    • Bruneau M., et al. (2006). Anatomical Variations of the Vertebral Artery: Implications for Surgery. Neurosurgery, 59(1 Suppl):S20–S34.
    • Haffajee M.R. (2012). Morphological Variations of the Foramina Transversaria in Cervical Vertebrae. European Spine Journal, 21(10):2115–2122.
    • Kwon Y., et al. (2019). Clinical Significance of Cervical Foramina Transversaria Variations in Vertebral Artery Pathologies. Clinical Anatomy, 32(7):865–874.
    • Zibis A.H., Mitrousias V., et al. (2016). Anatomical Variations of the Foramen Transversarium in Cervical Vertebrae: Findings, Review of the Literature, and Clinical Significance During Cervical Spine Surgery. European Spine Journal, 25(12):4132–4139. (ricerca.unich.it)
    • Molinet Guerra M., et al. (2017). Anatomical Variations of the Foramen Transversarium. International Journal of Morphology, 35(2):PDF. (scielo.cl)
    • Wang S., et al. (2021). Anatomical Variations of the Vertebral Artery: Analysis by 3D CT Angiography in a Chinese Population. Orthopaedic Surgery, 13:1556–1562. (PMC)
    • Chaiyamoon A., et al. (2021). Anatomical Variation and Morphometric Study on Foramen Transversarium of the Upper Cervical Vertebrae in the Thai Population. Asian Spine Journal, 15(5):557–565. (scielo.cl)
    • Regenhardt R.W., et al. (2022). Bow Hunter’s Syndrome. Stroke, 53(online first). (AHA Journals)
    • Al Hajri F., et al. (2023). Radiological Assessment of Extracranial Vertebral Artery Variations in an Omani Population (CTA). Applied Sciences, 13(10):5822. (MDPI)
    • Çini N.T., et al. (2023). Double Transverse Foramina—An Anatomical Basis for Clinical Implications. Brain Sciences, 13(5):657. (PMC)
    • Deepa G., et al. (2024). An Anatomical Investigation of the Foramen Transversarium and Its Clinical Implications. Cureus, 16(8):e67143. (Cureus)
    • Davis D.D., et al. (2024). Rotational Vertebral Artery Syndrome (Bow Hunter Syndrome). StatPearls (updated 2024). (NCBI)

    Click here to display content from YouTube.
    Learn more in YouTube’s privacy policy.