Genel bakış ve sınırlar
Cranium’un iç tabanı (basis cranii interna), önden arkaya doğru derinliği artan üç çukura ayrılır: fossa cranii anterior, fossa cranii media ve fossa cranii posterior. Bu fossalar, dura mater’in çadır ve septumları, venöz sinüsler, kafa sinirlerinin deliklerden geçişleri ve ana arter/ven yolları ile yakın ilişkilidir. Klinik, cerrahi ve radyolojik yaklaşımlarda; kemik birleşme çizgileri (sütürler), kanallar, oluklar ve perforasyonların doğru tanımlanması nörovasküler yapıların korunması açısından kritiktir.
- Ön-orta sınır: Os sphenoidale’in ala minor’larının arka kenarı ve processus clinoidei anteriores ile belirlenir.
- Orta-arka sınır: Dorsum sellae, processus clinoidei posteriores ve iki yanda pars petrosa ossis temporalis’in margo superior’larının oluşturduğu hatla belirlenir (petroklival hat).
Fossa cranii anterior (Ön kraniyal fossa)
Kemik bileşenleri ve morfoloji
- Os frontale: Pars orbitalis, fossanın büyük kısmını oluşturur; ince ve konkav bir tabanla orbitlerin tavanlarını sınırlar. Orta hatta crista frontalis ve onun distalinde foramen caecum bulunabilir (çoğunlukla kördür; bazen emissary ven içerir).
- Os ethmoidale: Orta hatta crista galli ve her iki yanda lamina cribrosa (foveolae olfactoriae). Lamina cribrosa, çok sayıda foramencik içerir.
- Os sphenoidale: Alae minores’in üst yüzleri ve jugum sphenoidale anterior fossanın arka kenarını oluşturur; arkada sulcus prechiasmaticus ve devamında canalis opticus (sınır bölgesi) yer alır.
İçerik ve komşuluklar
- Lobus frontales’in inferior yüzleri, koku epiteli ile ilişkili olfaktör liflerin geçtiği lamina cribrosa üzerine oturur. Dura mater’de falx cerebri’nin ön bağlanma yeri crista galli’dir.
Önemli delikler/kanallar ve ilettikleri
- Lamina cribrosa: Fila olfactoria (CN I), küçük arteriyoller ve lenfatik boşluklarla ilişkili kanalcıklar; travmada KKH (kafa kaidesi kırıkları) sonrası rinore gelişebilir.
- Foramen ethmoidale anterius ve posterius: A. ve N. ethmoidalis ant./post. (n. nasociliaris’in dalları) ve eşlik eden venler orbita–kavité bağlantısını sağlar.
- Canalis opticus (sınır bölgesi): N. opticus (CN II) ve A. ophthalmica orta fossaya geçiş komşuluğundadır.
- Foramen caecum (bazen patent): Emissary ven aracılığıyla sinus sagittalis superior ile vena nazalis arasında bağlantı bulunabilir.
Klinik notlar
- Anterior taban kırıkları: Lamina cribrosa hasarı anosmi, BOS rinore ve menenjit riskine yol açar.
- Endoskopik endonazal yaklaşımlar sırasında kribriform plak yüksekliği ve olfaktör fossa derinliği (Keros sınıflaması) cerrahi güvenlik için belirleyicidir.
Fossa cranii media (Orta kraniyal fossa)
Kemik bileşenleri ve morfoloji
- Os sphenoidale: Gövde (corpus) üstünde sulcus prechiasmaticus, tuberculum sellae, fossa hypophysialis (sella turcica) ve arkada dorsum sellae. Yanlarda alae majores fossanın tabanını genişletir.
- Os temporale (pars squamosa ve pars petrosa’nın anterior yüzü): Öne doğru incelen “tegmen tympani” orta kulak çatısını oluşturur; üzerinde eminentia arcuata (superior semisirküler kanal izdüşümü) ve hiatus canalis nervi petrosi majoris/minoris yer alır.
- Petroz apeks yakınında impressio trigeminalis ve burada dura uzantısı içinde Meckel’in kavitesi (ganglion trigeminale) bulunur.
İçerik ve komşuluklar
- Lobi temporales’in inferior yüzleri, ortada hipofiz bezi, önde optik kiazma ve her iki yanda sinus cavernosus kompleksi ile komşuluk.
- Sinus cavernosus içinde A. carotis interna (ACI) ve N. abducens (CN VI); lateral duvarında CN III, CN IV, V1, V2 ilerler.
- Meckel kavitesi: Ganglion trigeminale ve proksimal trigeminal kök.
Önemli delikler/fissür ve kanallar
- Fissura orbitalis superior: CN III, CN IV, V1, CN VI, V. ophthalmica superior ve sempatik lifler.
- Foramen rotundum: N. maxillaris (V2) → fossa pterygopalatina.
- Foramen ovale: N. mandibularis (V3), A. meningea accessoria, sıklıkla N. petrosus minor ve emissary ven.
- Foramen spinosum: A. meningea media, V. meningea media, R. meningeus (nervus spinosus) V3.
- Foramen lacerum (canalis lacerus alanı): Üst yüzeyi fibro-kıkırdak ile doludur; gerçek intrakraniyal geçiş değildir. N. canalis pterygoidei (n. Vidianus) burada oluşur; ACI’nın canalis caroticus’tan çıkışı lacerumun üst komşuluğundadır.
- Canalis caroticus: ACI ve plexus caroticus internus (sempatik).
- Hiatus canalis nervi petrosi majoris/minoris: N. petrosus major (n. facialis’ten, parasempatik) ve N. petrosus minor (n. glossopharyngeus kökenli liflerle) orta fossaya açılır.
- Varyantlar: Foramen Vesalii (foramen emissarium sphenoidale), canaliculus innominatus (n. petrosus minor için), foramen of Huschke erişkin dönemde nadir açıklık olarak kalabilir.
Damar ve dura ilişkileri
- A. meningea media’nın kemik olukları (sulci arteriosi) özellikle pterion bölgesinde yüzeyeldir.
- Dura burada diaphragma sellae ile hipofiz üzerini örter; kavernöz sinüs duvarları çok katlıdır.
Klinik notlar
- Epidural hematom: Pterion kırıklarında A. meningea media yırtılabilir.
- Kavernöz sinüs trombozu/fistülü: Orbital konjesyon, oftalmopleji ile prezente olur; sinüs içindeki nörovasküler demet etkilenir.
- Orta taban kırıkları: Tegmen tympani ve petroz yüzey hasarında BOS otore gelişebilir; fasiyal kanal ve işitme-koku ile ilişkili komplikasyonlar görülebilir.
- Transsfenoidal/transsellar cerrahi: Sella, tuberculum ve planum sphenoidale ile optik aparata yakın cerrahi corridor’lar içerir.
Fossa cranii posterior (Arka kraniyal fossa)
Kemik bileşenleri ve morfoloji
- Os occipitale’nin skuamöz kısmı, pars basilaris (clivus) ve yanlarda partes laterales;
- Os temporale (pars petrosa’nın posterior yüzü);
- Tabanın ortasında foramen magnum, önünde clivus (dorsum sellae’den foramen magnuma eğimli yüz).
- İç yüzeyde impressiones cerebellares ve geniş venöz sinüs olukları (sulcus sinus transversi, sulcus sinus sigmoidei).
İçerik ve komşuluklar
- Cerebellum, pons ve medulla oblongata; tentoryum serebelli ile orta fossadan ayrılır.
- Büyük venöz yapılar: Sinus transversus, sinus sigmoideus, sinus occipitalis ve önde sinus petrosus superior/inferior.
Önemli delikler/kanallar
- Foramen magnum: Medulla oblongata ve meninksler, Aa. vertebrales, plexus venosus vertebralis internus ile bağlantılı venöz pleksuslar, radices spinales n. accessorii (XI) (kraniale bileşen yukarı çıkar), lig. apicis dentis ve membrana tectoria ile komşuluk.
- Foramen jugulare: İki fonksiyonel bölüme ayrılır:
- Pars nervosa (anteromedial): CN IX (glossopharyngeus) ve sinus petrosus inferior drenajı.
- Pars vascularis (posterolateral): CN X (vagus), CN XI (accessorius) ve sinus sigmoideus → V. jugularis interna’ya devam.
- Porus acusticus internus & Meatus acusticus internus (İç akustik kanal): CN VII (facialis), CN VIII (vestibulocochlearis) ve A. labyrinthi.
- Canalis nervi hypoglossi (hypoglossal kanal): CN XII ve eşlik eden venöz pleksus.
- Canalis condylaris: Emissary ven; sinus sigmoideus ile plexus venosus vertebralis arasında bağlantı.
- Foramen mastoideum: Değişken; emissary ven ve küçük arteriyoller.
- Ek açıklıklar: Apertura externa aqueductus vestibuli (endolenfatik kese yolu) ve apertura canaliculi cochleae (perilenfatik kanal) petroz kemikte yer alır.
Klinik notlar
- Arka çukur kitleleri/ödemi hızla beyin sapı kompresyonuna yol açabilir; foramen magnum herniasyonu hayatî risk taşır.
- Juguler foramen sendromları (Vernet, Collet-Sicard): CN IX–XI ± XII tutulumu; disfaji, disfonî, SCM/trapez zayıflığı.
- İç akustik kanal patolojileri: Schwannomlar (vestibüler), fasiyal kanal varyasyonları cerrahi planlamayı etkiler.
- Dorello kanalı (petroklival bölgede, Gruber ligamanı altında): CN VI kavernöz sinüse girmeden önce burada seyreder; intrakraniyal hipertansiyonda hassastır.
Venöz sinüsler, dura ve kemik gelişimi ile ilişkiler
- Dural septumlar: Falx cerebri (ön fossada crista galli’ye tutunur), tentorium cerebelli (arka fossayı orta fossadan ayırır; kenarı boyunca sinus petrosus sup. seyreder).
- Başlıca sinüs olukları: Orta fossada sulcus caroticus ve kavernöz sinüs yatağı; arka fossada sulcus sinus transversi ve sigmoidei derin izler bırakır.
- Gelişimsel notlar: Anterior tabanın önemli kısmı intramembranöz (os frontale), orta ve arka tabanın çoğu endokondral (sphenoid, petroz ve occipital baziler kısım). Sfenooksipital sinkondroz geç kapanır; kranyobazal açı ve foramen magnum morfolojisini etkiler.
Görüntüleme ve cerrahi işaretler
- BT ince kesitler kemik deliklerin (rotundum/ovale/spinosum/hypoglossi/jugulare) kalibrasyon ve varyasyonlarını gösterir; travmada taban kırık çizgileri ve hava-sıvı seviyeleri (hemosinus) değerlendirilir.
- MR ile kavernöz sinüs içerikleri, hipofiz, Meckel kavitesi, iç akustik kanal ve posterior fossa kitleleri detaylandırılır.
- Endoskopik yaklaşımlar (endonazal transsellar, transpterygoid): Planum–tuberculum–sella ilişkileri, ICA seyrinin lacerum/karotid kanal komşuluğu ve vidian kanalı hattı kritik navigasyon işaretleridir.
- Otomastoide cerrahiler: Tegmen tympani ve semisirküler kanalların kemik izdüşümleri (eminentia arcuata) intraoperatif yönlendirme sağlar.
Keşif
Erken tasavvurlar ve antik miras
Kafatası tabanının (basis cranii) “fossalara” ayrıldığı fikri modern bir kavramsallaştırmadır; ancak kökleri, kafatasının iç yüzeyini doğrudan görme/yorumlama çabalarına dayanır. Antik Yunan’da Alkmai̇on (Alcmaeon) hayvan disseksiyonlarıyla kranyal sinirleri ve foraminal geçişleri sezgisel biçimde ayırt etmiş; Galenos, insan disseksiyonu yapamamasına rağmen (çoğunlukla primat ve domuz) kafatası tabanındaki açıklıkları “sinir çiftleri” ile ilişkilendirerek sistematize etmiştir. Galenos’un şeması, optik kiazma ve carotid dolaşımın sifon benzeri seyrini kavramsallaştırsa da, foraminal morfoloji ve gerçek geçiş içerikleri bakımından hatalara açıktı; çünkü insan kafatası tabanının doğrudan, geniş yüzeyli disseksiyonu uzun yüzyıllar mümkün olmadı.
Rönesans kırılması: insan disseksiyonu ve katmanlı anatomi
1543’te Vesalius’un De humani corporis fabrica’sı, kafatası tabanının kemik bileşenlerini insan üstünde ayrıntıyla betimleyerek Galenik şemaya meydan okudu. Vesalius ve çağdaşı Ingrassia, sfenoidin (os sphenoidale) gövde–kanat–processus pterygoideus bileşimini ve sella turcica’yı, lamina cribrosa–crista galli kompleksinin etmoidal (os ethmoidale) yerleşimini netleştirdi. Eustachius’un bakır gravürleri, temporal kemiğin (os temporale) petroz parçasının üç boyutlu topografisini ve orta kulak–iç kulakla ilişkisini (tegmen tympani, porus/meatus acusticus internus) görsel bir dil hâline getirdi. Falloppio’nun fasiyal kanal ve stapes çevresi tarifleri, orta kranial fossanın cerrahi önemini yüzyıllar öncesinden işaret etti. Vidus Vidius’un adıyla anılan “vidian siniri” (n. canalis pterygoidei), pterigoid kanal üzerinden orta fossanın derin komşuluklarına giden otonom rotalara tarihsel bir etiket kazandırdı.
17. yüzyıl: damar–sinir haritaları ve nomenklatürün yerleşmesi
Thomas Willis’in 1664 tarihli Cerebri Anatome’si, arteriyel çemberin (Willis poligonu) betimlenmesini cranial taban geometrisiyle birleştirdi: sella–planum sphenoidale–clivus ekseni boyunca kiazma, hipofiz ve kavernöz sinüs komşuluğu ilk kez sistematik bir dolaşım–nöroanatomi hikâyesine oturdu. Pacchioni’nin araknoid granülasyonları, dura ve venöz sinüslerle (özellikle transvers ve sigmoid oluklar) taban kemikleri arasındaki anatomik karşılıklı biçimlenimi açıklamaya başladı. Valsalva ve Vieussens, temporal kemik labirentinin ve posterior fossanın mikroyapılarını (endolenfatik ve perilinfatik kanalların dış açıklıkları dahil) kulak üzerinden okuyarak, petroz kitle ile arka çukur arasındaki sınırı keskinleştirdi.
18. yüzyıl: trigeminal kavite, foraminal ayrışma ve “12 çift” sinir düzeni
Johann Friedrich Meckel’in trigeminal ganglionun dural bir invajinasyon içinde yer aldığı “Meckel kavitesi” betimi, orta fossanın medial–lateral derinlik anatomisini yeni bir düzeye taşıdı. Soemmerring’in kranyal sinirleri “12 çift” olarak sınıflaması ve Jacobson’un timpanik dalların topografisini detaylandırması, foramen–kanal–fissür ağını işlevsel bir haritaya dönüştürdü: foramen rotundum (V2), ovale (V3) ve spinosum (a. meningea media) gibi “iletişim kapıları” artık yalnız kemik delikler değil, klinik işaretlerdi. Morgagni’nin patolojik anatomiye dayalı vaka birikimi, fossaların lezyonlara verdiği farklı klinik tabloları (anosmi, oftalmopleji, disfaji vb.) sindiren bir anlatı oluşturdu.
19. yüzyıl: topografik anatominin altın çağı ve cerrahiye hazırlık
Hyrtl, Henle ve çağdaşları topografik planları standartlaştırdı; temporal kemiğin cerrahi yolları için “eminentia arcuata”, kavernöz sinüsün duvar katmanları, karotid kanalın (canalis caroticus) petroz segmenti gibi ayrıntılar, çizimlerde üç boyutlu sezgi doğurdu. Otoloji ve baş-boyun cerrahisi gelişirken, juguler foramenin “pars nervosa” ve “pars vascularis” ayrımına giden gözlemler olgunlaştı; Vernet ve Collet–Sicard’ın tanımladığı juguler foramen sendromları (20. yüzyıl başında isimlerini alacaktır) için anatomik zemin hazırlandı. Onodi’nin 1904’te betimleyeceği posterior etmoid varyantının (Onodi hücresi) optik sinir–sphenoid ilişkisine dair tehlikeleri, fiilen 19. yüzyıl atlaslarında topografik şüphe olarak mevcuttu.
Görüntüleme devrimleri: iç tabanı “görür” kılmak
1895’te Röntgen’in X-ışınları, basis cranii’yi dinamik değerlendirmeye açtı. 1919’da Dandy’nin pneumoensefalografisi ve 1927’de Moniz’in serebral anjiyografisi, fossalar arası damar–sinir–serebral kompartıman ilişkilerini canlıda katman katman ayırdı: kavernöz sinüste karotid sifon, posterior fossada vertebral–baziler sistemin clivus ile komşuluğu artık yalnız kadavra bulgusu değildi. 1970’lerde Hounsfield’ın BT’si, 0,5–1 mm kesitlerle temporal kemik ve kribriform plak gibi ince yapılarda kemik–hava–yumuşak doku kontrastını standartlaştırdı; kısa sürede MR (Lauterbur ve Mansfield’ın öncülüğü) kavernöz sinüs duvar katmanlarını, Meckel kavitesi içeriklerini ve iç akustik kanal patolojilerini non-invaziv ve multiplanar olarak görünür kıldı. Yüksek çözünürlüklü temporal kemik BT’si ve çok dedektörlü BT anjiyografi, karotid kanal varyantlarını ve juguler bulb yüksekliğini cerrahi planlama parametresi hâline getirdi.
Mikrocerrahi anatominin doğuşu: kavernözden petroza
- yüzyıl ortasında mikrocerrahi aletler ve operatif mikroskop, anatomiye “işlevsel derinlik” kazandırdı. Yasargil’in serebrovasküler mikrocerrahisi, posterior fossanın güvenli koridorlarını ve tentoryal kenar ilişkilerini operatif dilde standardize etti. Parkinson’un kavernöz sinüs duvarlarına yönelik disseksiyonları, kavernözün “lateral duvar katları” ve sinir demetlerinin (III, IV, V1, V2) katmanlar arası düzenini klinik olarak tevil edilebilir hâle getirdi. Dolenc’in transcavernöz yaklaşımları, karotid–kavernöz fistüller ve intrakavernöz anevrizmalara doğrudan cerrahi erişimle taban anatomisini yeni bir cesaret düzeyine taşıdı. Rhoton okulunun renk-kodlu mikrofotoğrafları ve ölçümsel atlasları, anterior–orta–posterior fossalar arası sınırları (clinoid prosesler, petroz kenar, dorsum sellae, petroklival hat) milimetrik parametrelerle eğitim standardı yaptı.
Lateral ve posterior taban: otolojinin anatomiyi dönüştürmesi
William House’un orta fossa yaklaşımı ve translabirentin yollar, iç akustik kanal–fasiyal kanal–labirent üçlüsünü cerrahi koordinat sistemine çevirdi. Ugo Fisch’in lateral kafa tabanı teknikleri, petroz apeks, juguler foramen ve infratemporal fossa arasında “kemikten kemik çıkararak” ilerleyen güvenli tüneller tarif etti. Böylece posterior fossanın sinüs olukları (transvers–sigmoid), kondiler kanal ve hipoglossal kanal çevresi, vasküler ve nörolojik komplikasyonların öngörülebilir risk haritalarına dönüştü.
Anterior tabanın rinobazal devrimi: mikroskoptan endoskopiye
Hipofiz cerrahisinin transsfenoidal rotası 1907’de Schloffer ile klinik sahneye çıkıp, 20. yüzyıl ortasında Guiot ve özellikle Jules Hardy’nin mikroskop eşliğindeki modernizasyonuyla güvenli bir standarda kavuştu. 1990’lardan itibaren Jho–Carrau, Cappabianca ve Kassam ekolleri endoskopik endonazal cerrahiyle “transkribriform, transplanum, transsellar, transpterygoid” gibi modüler koridorları tanımladı; lamina cribrosa’nın yüksekliği ve olfaktör fossanın derinliği (Keros sınıflaması) burun tabanından kafatası tabanına ilerleyen cerrahide hayati parametre hâline geldi. Pterigopalatin fossadan infratemporal fossaya uzanan transpterygoid hat, foramen rotundum/ovale ve vidian kanal eksenlerini endoskopik anatominin ana mihverleri yaptı.
Nomenklatürün incelmesi: “foramen lacerum” ve sınır anatomisi
Modern disseksiyon ve görüntüleme, bazı “geçit”lerin aslında gerçek intrakraniyal geçiş olmadığını gösterdi: foramen lacerum’un fibro-kıkırdakla dolu üst yüzeyi boyunca, iç karotidin horizontal–vertikal segment dönüşünün yalnızca komşuluk ilişkisi bulunduğu; n. canalis pterygoidei’nin pterigopalatin fossaya yön tayininde esas işaret olduğu anlaşıldı. Juguler foramenin pars nervosa–pars vascularis bölünmesi, hem MR/BT kriterleri hem de cerrahi gözlemle fonksiyonel/kesitsel bir standarda kavuştu. Meckel kavitesinin dural sınırları, Dorello kanalında VI. sinirin Gruber ligamanı altındaki hassas seyrinin intrakraniyal hipertansiyon ve kavernöz patolojilerde nasıl etkilenebildiği mikroanatomik isabetle doğrulandı.
Embriyoloji ve varyasyon: morfolojinin kökenine dönüş
- yüzyıl embriyoloji çalışmaları, ön tabanın büyük ölçüde intramembranöz (os frontale), orta–arka tabanın endokondral (sfenoid, petroz, baziler oksipital) gelişimini ve sfenooksipital sinkondrozun geç kapanmasının foramen magnum–clivus açılanmasını belirlediğini gösterdi. Bu, etmoid tavan derinliği, kribriform plaka yüksekliği ve optik kanalla posterior etmoid (Onodi) ilişkisi gibi cerrahi riskleri gelişimsel bir süreklilik içinde okumayı mümkün kıldı.
Klinik sendromlar ve anatominin “sınavı”
Vernet sendromu (IX–XI), Collet–Sicard (IX–XII) ve Garcin (tek taraflı total kraniyal sinir tutuluşu) gibi sendromlar, juguler foramen–pars lateralis occipitalis–petroz–sırt komşuluklarının klinik izdüşümüdür. Kavernöz sinüs trombozu/AV fistül tabloları, FOS üzerinden göz hareketleri ve venöz dönüş bozukluklarını anatominin diliyle “okuma” becerisini gerektirir. Pterion kırıklarıyla epidural hematom, a. meningea media oluklarının orta fossa tavanında ne kadar yüzeyel olduğunu dramatik biçimde hatırlatır; anterior taban kırıkları ise lamina cribrosa’nın BOS bariyeri olarak ne kadar kritik olduğunun klinik dersleridir.
Günümüz: çok disiplinli atlaslar, dijital planlama ve navigasyon
Bugün basis cranii, klasik atlasların (Gray, Testut–Latarjet, Sobotta), mikrofotoğrafik eserlerin (Rhoton okulu), yüksek çözünürlüklü BT/MR protokollerinin ve üç boyutlu segmentasyon–navigasyon yazılımlarının kesiştiği bir bilgi uzamı içinde öğretilir. “Fossa cranii anterior–media–posterior” ayrımı yalnızca morfolojik bir sınıflama değil; endoskopik endonazal modüllerden translabirentin/labirent koruyan yaklaşımlara, far-lateral/tentoryal–petroza yaklaşımlara uzanan operasyonel bir yol haritasıdır. Kribriform plaka derinliğinden (Keros), kavernöz duvarın tabakalarına; karotid kanal varyasyonlarından (juguler bulb yüksekliği, dehisanslar) kondiler–hipoglossal kanalların emisser ilişkilerine kadar ayrıntı, artık preoperatif planlama dosyasının standart sayfalarıdır.
İleri Okuma
- Vesalius A. (1543). De humani corporis fabrica. Basel: Oporinus.
- Willis T. (1664). Cerebri Anatome. London: Roycroft.
- Pacchioni A. (1705–1706). De durae meningis gözlemleri. Roma yayınları.
- Meckel J. F. (18. yy başı). Ganglion trigeminale ve dural invajinasyon üzerine betimler.
- Morgagni G. B. (1761). De sedibus et causis morborum. Padova.
- Soemmerring S. T. (1778–1795). De basi encephali et originibus nervorum cranio egredientium.
- Henle J. (1855–1873). Handbuch der systematischen Anatomie des Menschen.
- Hyrtl J. (1860’lar). Topographische Anatomie ders kitapları.
- Onodi A. (1904). Über die Nebenhöhlen ve arka etmoid varyantı (Onodi hücresi).
- Schloffer H. (1907). Transsfenoidal hipofiz cerrahisi ilk uygulamalar.
- Dandy W. E. (1919). Pneumoencephalography.
- Moniz E. (1927). Angiographie cérébrale.
- Hardy J. (1967). Mikroskopik transsfenoidal yaklaşım.
- House W. F. (1961). Middle fossa approach ve otolojik kafa tabanı cerrahisi.
- Parkinson D. (1965). Kavernöz sinüs duvar disseksiyonları.
- Dolenc V. (1980’ler). Transkavernöz–paraklinoid yaklaşımlar.
- Yasargil M. G. (1969–1977). Microneurosurgery ciltleri.
- Rhoton A. L. Jr. (1975–2000). Microsurgical Anatomy makale serileri.
- Keros P. (1960’lar). Kribriform plaka ve olfaktör fossanın derinlik sınıflaması.
- Jho H. D., Carrau R. (1990’lar). Endoskopik endonazal hipofiz/kranyobazal yaklaşımlar.
- Cappabianca P., Kassam A. (2000’ler). Genişletilmiş endonazal modüller ve cerrahi anatomisi