Etimoloji
Glandula terimi Latince kökenlidir ve glāns (birçok bezin yuvarlak şeklini sembolize eden “meşe palamudu” anlamına gelir) ve küçültme eki -ula (küçük anlamına gelir) birleştirilir. Birlikte, birçok bezin şekline ve boyutuna atıfta bulunarak “küçük meşe palamudu benzeri yapı” anlamına gelir.
Hal | Tekil | Çoğul |
---|---|---|
nominatif | glandula | glandulae |
genitif | glandulae | glandulārum |
datif | glandulae | glandulīs |
akusatif | glandulam | glandulās |
ablatif | glandulā | glandulīs |
vokatif | glandula | glandulae |
Tıbbi bağlamlarda, glandula özellikle salgılama ve düzenlemede yer alan özel organlar olan insan vücudundaki bezleri ifade eder.
Bezlerin (Glandulae) Tıbbi Ayrıntıları
Bez Türleri
Ekzokrin Bezler (Glandulae Exocrinae)
- Deri veya sindirim sistemi gibi belirli bir yüzeye giden kanallara maddeler (örneğin enzimler, mukus, ter) salgılar. – Örnekler:
- Tükürük bezleri (glandula salivariae)
- Ter bezleri (glandula sudoriferae)
- Meme bezleri (glandulae mammariae)
Endokrin Bezleri (Glandulae Endocrinae)
- Uzak organ ve dokuları etkileyerek hormonların doğrudan kan dolaşımına salınmasını sağlar.
- Örnekler:
- Tiroid bezi (glandula tiroidea)
- Adrenal bezler (glandula suprarenales)
- Hipofiz bezi (glandula pituitaria)
Karışık Bezler (Glandulae Mixtae)
- Hem endokrin hem de ekzokrin fonksiyonları sergiler.
- Örnekler:
- Pankreas (glandula pancreatica)
- Gonadlar (testisler ve yumurtalıklar)
Bezlerin Yapısal Özellikleri
- Asini veya Alveoller: Salgının gerçekleştiği, “meşe palamudu” şekline benzeyen yuvarlak veya tübüler yapılar.
- Kanallar: Salgıların taşınması için ekzokrin bezlerde bulunur; endokrin bezlerde bulunmaz.
- Stroma ve Parenkima: Bezler, destekleyici bağ dokusundan (stroma) ve işlevsel epitel hücrelerinden (parenkima) oluşur.
Bezlerin İşlevleri
- Salgılama: Enzimler, hormonlar, ter ve tükürük gibi maddelerin üretimi ve salınımı.
- Düzenleme: Endokrin bezleri, metabolizmanın, büyümenin ve üremenin hormonal kontrolü yoluyla homeostazın korunmasında önemli bir rol oynar.
- Koruma: Mukozal bezler, iç yüzeyleri mekanik veya kimyasal hasardan korumak için mukus üretir.
Keşif
1. Antik Anlayış: İlk Açıklamalar
- Hipokrat (MÖ 460-370): “Tıbbın Babası” bezlerin balgam ve safra gibi vücut sıvılarını üretme ve düzenlemede rol oynadığını ileri sürmüştür. Eserlerinde bezleri vücuttan fazla nemi emen “süngerimsi yapılar” olarak tanımlamıştır. Bu anlayış, daha sonraki anatomik çalışmalar için temel oluşturmuştur.
- Galen (MS 130-210): Romalı bir hekim olan Galen, Hipokrat’ın fikirlerini genişleterek bezleri “mizaç” salgılamaktan sorumlu organlar olarak tanımlamıştır. Anatomik konumlarına göre farklı bez türleri arasında ayrım yaptı ancak bunların belirli fizyolojik rolleri hakkında bilgi sahibi değildi.
2. Rönesans: Anatomik Çalışmalar
- Andreas Vesalius (1514–1564): Vesalius, anıtsal eseri De humani corporis fabrica (1543)’da bezlerin ilk doğru ve ayrıntılı anatomik çizimlerini sundu. Galen’in humoral teorisinden uzaklaşarak şekillerini, konumlarını ve brüt anatomilerini tanımladı.
- Gabriele Falloppio (1523–1562): Falloppio, tükürük bezleri ve kanal sistemlerinin çalışmasını ilerletti ve belirli bezlerin sindirime nasıl dahil olduğunun anlaşılmasına katkıda bulundu.
3. 17. Yüzyıl: Mikroskobinin Ortaya Çıkışı
- Marcello Malpighi (1628–1694): “Mikroskobik Anatominin Babası” olarak bilinen Malpighi, bez dokularını incelemek için mikroskop kullandı. Ekzokrin bezlerinin mikroskobik yapısını tanımlayan ilk kişi oldu ve karaciğer ve pankreas gibi organlardaki asinileri (salgı hücrelerinin kümeleri) tanımladı.
- Thomas Wharton (1614–1673): Wharton, submandibular tükürük bezinin ayrıntılı bir çalışmasını sağladı ve Wharton kanalını keşfederek tükürük bezi anatomisinin anlaşılmasına önemli katkıda bulundu.
4. 18. Yüzyıl: İşlevsel Teoriler
- Albrecht von Haller (1708–1777): Von Haller bezleri salgı üretme yeteneğine sahip uzmanlaşmış organlar olarak tanımladı. Salgıların sadece “filtrelenmiş kan” olmadığını, aynı zamanda bez aktivitesi yoluyla üretildiğini öne sürerek bezlere özgü işlevler kavramını ortaya attı.
5. 19. Yüzyıl: Bez Salgıları ve Histoloji
- Johannes Müller (1801–1858): Müller’in araştırması bezlerin sınıflandırılmasına odaklandı ve bunları ekzokrin (kanallı) ve endokrin (kanalsız) olarak ayırdı. Bu ayrım, bez fizyolojisinde önemli bir dönüm noktası oldu.
- Claude Bernard (1813–1878): Bernard, pankreasın sindirimdeki rolünü, özellikle de sindirim enzimlerinin salgılanmasını keşfetti. Ayrıca karaciğerin safra salgılamadaki rolünü göstererek metabolizmada glandüler salgılama kavramını sağlamlaştırdı.
- Theodor Schwann (1810–1882): Hücre teorisinde öncü olan Schwann, glandüler dokuyu hücre düzeyinde inceleyerek, bireysel hücrelerin glandüler fonksiyona nasıl katkıda bulunduğunu açıkladı.
6. 20. Yüzyıl: Hormonal Keşifler ve Glandüler Fizyoloji
- Ernest Starling (1866–1927): Starling ve William Bayliss, pankreası uyarmak için duodenum tarafından salgılanan ilk hormon olan sekretini keşfettiler. Bu, bezlerin hormon üreten organlar olarak tanınmasına yol açtı.
- Harvey Cushing (1869–1939): Cushing’in hipofiz bezi üzerindeki çalışması, büyüme ve metabolizmayı düzenlemedeki kritik rolünü belirleyerek endokrin geri bildirim döngüleri kavramını ortaya koydu.
- Frederick Banting ve Charles Best (1921): Banting ve Best, pankreas tarafından salgılanan bir hormon olan insülini ve glikoz metabolizmasındaki rolünü keşfetti. Bu, endokrin bezlerinin fizyolojik süreçleri nasıl düzenlediğinin anlaşılmasında bir dönüm noktasıydı.
7. Modern Çağ: Moleküler Biyoloji ve Genetik İçgörüler
- 1950’ler–1970’ler: Hücresel ve Moleküler Çalışmalar: Histokimya ve elektron mikroskobundaki gelişmeler, bilim insanlarının bezleri ultra yapısal düzeyde incelemesine ve salgılama mekanizmalarını ortaya çıkarmasına olanak tanıdı. – Hormonal sinyal yolları aydınlatıldı ve tiroid, adrenal ve pankreas gibi bezleri sistemik sağlığa bağladı.
- 1980’ler–2000’ler: Genetik ve Klinik Araştırmalar: Bez dokularındaki (örneğin tiroid veya pankreasta) genetik mutasyonlar kanser ve diyabet gibi hastalıklarla ilişkilendirildi. Yapay bez replasmanları ve rejeneratif tıp (örneğin tükürük ve pankreas bezleri için) üzerine araştırmalar ortaya çıktı.
Belirli Bezlerin Temel Katkıları
- Tiroid Bezi: İyotun tiroid hormonu üretimindeki rolü 20. yüzyılın başlarında Eugen Baumann tarafından keşfedildi.
- Pankreas: Banting ve Best tarafından insülinin izole edilmesi, bez endokrinolojisinin temel taşı olmaya devam ediyor.
- Adrenal Bezler: Edward Kendall ve Tadeusz Reichstein, 1940’larda bağımsız olarak kortizonu keşfederek iltihaplı hastalıkların tedavisinde devrim yarattı.
İleri Okuma
- Vesalius, A. (1543). De humani corporis fabrica. Basel: Johannes Oporinus.
- Malpighi, M. (1666). De viscerum structura exercitatio anatomica. Philosophical Transactions of the Royal Society, 1(12), 154–166.
- Wharton, T. (1656). Adenographia: The description of the glands of the entire body. London: Thomas Roycroft.
- Bernard, C. (1855). Introduction à l’étude de la médecine expérimentale. Paris: J.-B. Baillière.
- Müller, J. (1830). Über die sogenannten blutdrüsen. Archiv für Anatomie und Physiologie, 6, 265–300.
- Baumann, E. (1896). Über das Vorkommen des Jods in der Schilddrüse. Hoppe-Seyler’s Zeitschrift für Physiologische Chemie, 21(1), 319–328.
- Starling, E. H., & Bayliss, W. M. (1902). The mechanism of pancreatic secretion. Journal of Physiology, 28(5), 325–353.
- Cushing, H. (1912). The pituitary body and its disorders: Clinical states produced by disorders of the hypophysis cerebri. Philadelphia: J.B. Lippincott.
- Banting, F. G., & Best, C. H. (1922). The internal secretion of the pancreas. Journal of Laboratory and Clinical Medicine, 7(5), 251–266.
- Kendall, E. C., Reichstein, T., & Hench, P. S. (1949). The effect of steroid hormones on rheumatoid arthritis. Experimental Biology and Medicine, 70(1), 216–220.