Etkileri

  • Farmakodinamik etki: Ksilometazolin, burun mukozasındaki α-adrenerjik reseptörlere doğrudan etki eden bir sempatomimetik ajandır. Lokal uygulandığında damarları büzerek vazokonstriksiyon yapar; böylece ödemli nazal mukozanın hacmi azalır ve burun pasajları açılır. Sonuçta nazal konjesyon hızla giderilir ve hava akımı artar.
  • Etki mekanizması: Özellikle α1 ve kısmen α2 reseptörleri aktive eder. Yapısal olarak adrenalinin moleküler şekline benzer bir imidazolin türevidir, bu sayede adrenerjik reseptörlere bağlanarak benzer fizyolojik etki gösterir. Nazal damarlardaki genişlemiş venöz pleksusların büzüşmesini sağlar, ayrıca küçük arterleri de daraltarak burun mukozasının kızarıklığını azaltır.
  • Etkisinin başlaması ve süresi: İntranazal uygulamadan sonra etkisi 5-10 dakika içinde hızlıca başlar. Tek dozun dekonjestan etkisi genellikle 6-8 saat devam eder, bu sayede hastalar uzun süre rahat nefes alabilir. (Bazı kaynaklar etkisinin 10 saate kadar sürebileceğini bildirmektedir.) Öznel olarak hastalar ilacı uyguladıktan sadece 1-2 dakika sonra bile burun tıkanıklığında belirgin azalma hissedebilirler; objektif ölçümlerde de birkaç dakika içinde nazal hava akımında bariz iyileşme saptanır.
  • Klinik sonuçlar: Ksilometazolin, akut nazal konjesyonda burun açıklığını hızla düzeltir ve solunumu rahatlatır. Örneğin soğuk algınlığı olan kişilerde plaseboya kıyasla burun tıkanıklığını anlamlı derecede azalttığı, burun direncini düşürdüğü ve yaşam kalitesini iyileştirdiği gösterilmiştir. Alerjik rinitli hastalarda da kısa sürede nazal semptomları hafifletir. Uygun dozlarda lokal etkili olduğundan sistemik yan etkiler minimaldir.
  • Tolerans ve etki azalması: Ksilometazolin sadece kısa süreli kullanım için tasarlanmıştır. Uzamış kullanımda ilaca karşı tolerans gelişebilir; aynı dozun dekonjestan etkisi zamanla azalabilir (taşiflaksi). Sürekli uyarı nedeniyle nazal α-reseptörlerin sayısı ve duyarlılığı düşer. Bu durumda ilacın bırakılmasıyla rebound olarak bilinen şiddetli geri dönüş tıkanıklığı ortaya çıkabilir. Dolayısıyla ilacın etkisi yüksek olsa da uzun süreli kullanımdan kaçınılmalıdır (bakınız Kötüye Kullanım).

Endikasyonlar

  • Nazal konjesyon (burun tıkanıklığı): Ksilometazolin, akut nazal tıkanıklığın semptomatik tedavisi için onaylanmıştır. Özellikle soğuk algınlığı (akut viral rinit), nezle/grip, ve alerjik rinit (saman nezlesi) durumlarında burun pasajlarını açarak hastanın rahat nefes almasını sağlar. Sinüzit gibi akut rinosinüzit durumlarında da, sinüslerin drenajını kolaylaştırmak için nazal dekonjestan olarak kullanılır.
  • Alerjik rinit: Mevsimsel veya yıl boyu süren alerjik rinitte, antihistaminik ve steroidlere ek olarak kısa süreliğine ksilometazolin burun tıkanıklığını hızla giderir. Özellikle şiddetli alerjik semptomlu hastalarda, topikal dekongestan kullanımı burun boşluğunu açarak diğer intranazal ilaçların ulaşmasını da kolaylaştırır.
  • Sinüzit ve östaki disfonksiyonu: Akut sinüzitte nazal açıklığın sağlanması sinüslerin havalanması ve sekresyonların boşalması için önemlidir; bu amaçla ksilometazolin kullanılabilir. Ayrıca orta kulak iltihabında, Östaki tüpünün açılmasına yardımcı olmak için dekonjestan burun spreyleri önerilebilir. Böylece geniz ile kulak arasındaki ventilasyon düzeltilir.
  • Tıbbi/prosedürel kullanım: Ksilometazolin, kulak burun boğaz muayenelerinde ve küçük cerrahi girişimlerde de yardımcıdır. Örneğin nazal endoskopi öncesinde veya nazal cerrahi sırasında, burun mukozasını büzüştürmek ve görüş alanını açmak için uygulanır. Epistaksis (burun kanaması) acillerinde, kanamayı kontrol altına almak amacıyla topikal vazokonstriktör olarak da yararlanılabilir (bu endikasyon resmi olmasa da klinik uygulamada yaygındır).
  • Kombine preparatlar: Ksilometazolin bazı kombine ürünlerde başka ajanlarla birlikte de bulunabilir. Örneğin antihistaminik damlalarla kombine göz damlalarında alerjik konjonktivit için (Otrivine-Antistin®) veya ipratropium bromür ile birlikte burun spreyinde (özellikle soğuk algınlığında akıntı + tıkanıklık tedavisi için) formüle edilmiştir. Bu kombinasyonlar spesifik klinik durumlarda onaylanmış endikasyonlara sahiptir. Ana kullanım alanı yine nazal konjesyonun hızlı giderilmesidir.

Dozaj

  • Yetişkin dozu: Yetişkinler ve 12 yaş üzeri ergenlerde genellikle %0,1’lik ksilometazolin kullanılır. Önerilen doz her bir burun deliğine günde 2-3 kez 1 uygulama (1 sprey veya 1-2 damla) şeklindedir. Uygulamalar arasında genellikle en az 8 saat bırakılmalıdır (örneğin sabah-akşam veya sabah-öğlen-akşam). Günde 3 dozdan fazla kullanılmamalıdır.
  • Çocuk dozu: 6–12 yaş arası çocuklarda %0,05’lik pediatrik formülasyon kullanılır. Bu yaş grubunda her bir burun deliğine genelde günde 1-2 kez 1’er damla veya sprey uygulanır. 6 yaşın altındaki çocuklarda güvenlilik verisi olmadığı için rutin önerilmez; özellikle 2 yaş altı bebeklerde ksilometazolin kontrendikedir. 2–5 yaş arası bazı rehberler çok gerekli ise daha düşük konsantrasyon (<%0,05) ve doktor önerisi ile kullanımından bahsetse de, genel kural bu yaş grubunda dekongestan kullanmamaktır.
  • Uygulama şekli: Ksilometazolin sadece intrnazal uygulanır (burun içine). Kullanım öncesi burnun yavaşça sümkürülerek temizlenmesi önerilir. Sprey formu dik tutularak burun deliğine püskürtülür; damla formu baş hafifçe geriye eğilerek damlatılır. Her iki formda da uygulamadan hemen sonra baş bir süre arkaya alınarak ilacın genize akması sağlanabilir. Göz ile temasından kaçınılmalıdır.
  • Maksimum kullanım süresi: Aralıksız kullanım süresi 5-7 günü aşmamalıdır. Uzun süre sürekli kullanımı ciddi rebound tıkanıklık (rinitis medikamentoza) riski taşır. Yetişkinlerde en fazla 1 hafta, çocuklarda ise genellikle en fazla 3-5 gün önerilir. Semptomlar devam ederse ilacın kesilip başka tedavilere geçilmesi gerekir. Kısa süreli kullanımda etkili ve güvenli olduğu gösterilmiştir; ancak 10 günden uzun düzenli kullanımda etkinin azalacağı ve bırakıldığında tıkanıklığın artacağı bilinmektedir.
  • Doz aşımı ve sıklığı: Önerilen dozların üzerinde kullanmak (örneğin çok sık aralıklarla veya uzun süre) önerilmez. Doz aşımı durumunda sistemik etkiler ortaya çıkabileceğinden (bkz. İstenmeyen Etkiler), belirtilen dozaj rehberine sıkı uyulmalıdır. Hastalar, günde kaç kez ve kaç gün kullanabilecekleri konusunda bilgilendirilmelidir.

Kötüye Kullanım

  • Rinitis medikamentoza (Rebound nazal tıkanıklık): Ksilometazolinin önerilenden uzun süre ve aşırı kullanımı, ilacın etkisinin azalmasına ve ilaca bağlı kronik burun tıkanıklığına yol açar. Buna rinitis medikamentoza denir. İlaç başlangıçta damarları büzüp tıkanıklığı açarken, sürekli kullanım sonrasında ilacın etkisi geçtiğinde damarlar reaktif olarak genişler ve burun mukozası daha da şişerek şiddetli tıkanıklık oluşur. Hasta yeniden sprey kullanarak rahatladığı için, bir kısır döngü gelişir. Bu “nazal sprey bağımlılığı” gibi de ifade edilen durumda hasta spreyini sürekli yanında taşır hale gelebilir.
  • Tolerans ve bağımlılık mekanizması: Uzun süreli yüksek doz dekongestan kullanımı sonucu burun dokusu ilaca tachyphylaksi geliştirir (hızlı tolerans). Reseptör duyarlılığı azalır ve normal fizyolojik vazokonstriksiyon yanıtı zayıflar. Ayrıca ilacın sürekli varlığına uyum sağlayan burun damalarında yapısal değişiklikler ve mukozada irritasyon görülebilir. İlaç kesildiğinde ise adrenerjik uyarının aniden kalkmasıyla damarlar genişler, yoğun konjesyon meydana gelir. Hasta tekrar sprey kullanarak bu tıkanıklığı açmaya çalışır ve böylece psikolojik bir bağımlılık hissi de gelişebilir.
  • Bağımlılık riski: Ksilometazolin fiziksel anlamda bir bağımlılık yapmasa da alışkanlık ve ihtiyaç hissi yaratabilir. Uzun süre kullanan kişiler ilacı alamadıklarında ciddi burun tıkanıklığı, rahat nefes alamama, endişe ve panik hissi yaşayabilirler. Bu durum bazı hastalarda yaşam kalitesini düşürecek düzeye varır. Vakalar literatürde “burun spreyi bağımlılığı” olarak rapor edilmiştir. Özellikle kontrolsüz şekilde haftalarca/kronik kullanan hastalarda görülür.
  • Klinik yönetim: Rinitis medikamentoza geliştiğinde en önemli adım dekongestanın kesilmesidir. Hasta aniden ilacı bırakmakta zorlanırsa, önce tek burun deliğine kullanımı kesip diğerine devam ederek kademeli bırakma yöntemi uygulanabilir. Eş zamanlı olarak intrnazal kortikosteroid spreyler başlanabilir; bunlar ilacın kesilmesiyle oluşan enflamasyonu azaltarak semptomları hafifletir. Ayrıca serum fizyolojik burun spreyleri ile burun nemlendirilip rahatlatılabilir. Gerekirse kısa süreli oral kortikosteroid kürleri de verilebilir. Tedaviyle genellikle birkaç hafta içinde mukoza normale döner. İleri vakalarda, alt konka hipertrofisi gelişmişse cerrahi gerekebileceği bildirilmektedir.
  • Önleme: Rinitis medikamentoza riskini önlemek için ksilometazolin 5-7 günden uzun süre kullanılmamalıdır. Hastalar ilacı sık sık tekrarlama konusunda uyarılmalı ve belirtiler devam ederse alternatif tedavilere yönlendirilmelidir. İlaç kolay erişilebilir olduğundan eczacılar ve hekimler hastayı kullanım süresi hakkında bilgilendirmelidir.

Kontrendikasyonlar

  • Aşırı duyarlılık: Ksilometazolin veya benzeri imidazolin türevi dekongestanlara (örneğin oksimetazolin) karşı alerjisi olan kişilerde kullanılmamalıdır. Herhangi bir ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonu öyküsü (örn. anjiyoödem, ürtiker) varsa mutlak kontrendikedir.
  • Atrofik rinit: Rinitis sicca olarak da bilinen kuru/atrofik rinit durumunda kontrendikedir. Bu hastalarda burun mukozası ince ve kurudur; ksilometazolin uygulaması durumu kötüleştirebilir ve lokal doku hasarı riski nedeniyle önerilmez.
  • Dar açılı glokom: Narrow-angle glokom hastalarında kontrendikedir. Nazal uygulama olsa da sistemik dolaşıma bir miktar geçip pupil dilatasyonu yapabilir ve ön kamara açısını daraltarak akut glokom krizi tetikleyebilir. Göz içi basıncı yüksek veya glokom riski olan hastalarda kullanılmamalıdır.
  • Transsfenoidal hipofizektomi ve cerrahi: Kafa tabanını içeren yakın zamanda geçirilmiş nazal cerrahi operasyonlarda (ör. transsfenoidal hipofiz ameliyatı sonrası) veya burun mukozasında ciddi hasar olan durumlarda kullanımı önerilmez. Bu gibi durumlarda mukozal iyileşmeyi bozmamak ve komplikasyon riskini artırmamak için vazokonstriktörlerden kaçınılır.
  • Kardiyovasküler hastalıklar (göreceli kontrendikasyon): Kontrolsüz hipertansiyon, belirgin koroner arter hastalığı, taşikardi veya aritmi gibi ciddi kalp-damar hastalığı olan kişilerde ksilometazolin kullanılmamalıdır ya da çok dikkatli kullanılmalıdır. İlacın adrenerjik etkisi sistemik dolaşıma geçtiğinde kan basıncını yükseltebilir ve kalbi hızlandırabilir. Örneğin şiddetli hipertansiyonu veya yeni geçirilmiş miyokart enfarktüsü olan hastalarda ciddi komplikasyon riski nedeniyle kontrendike kabul edilir.
  • Endokrin ve metabolik durumlar (dikkat): Hipertiroidizm (tirotoksikoz) durumunda adrenerjik ilaçlara aşırı duyarlılık olabileceğinden kullanılmamalıdır. Diyabet hastalarında da sempatomimetikler kan şekeri kontrolünü etkileyebileceğinden dikkatle değerlendirilmelidir.
  • İlaç etkileşimi nedeniyle kontrendikasyon: MAO inhibitörü antidepresan kullanan veya son 2 hafta içinde kesmiş olan hastalarda kesinlikle kontrendikedir. (Detay için bkz. İlaç Etkileşimleri.) Bu kombinasyon ciddi hipertansif krizlere yol açabileceğinden birlikte kullanılmamalıdır. Benzer şekilde, güçlü adrenerjik etki gösteren başka ilaçlarla birlikte kullanım da kontrendike olabilir.
  • Gebelik ve emzirme (dikkat): Gebelerde ksilometazolin kullanımına dair yeterli çalışma yoktur. Sistemik dolaşıma geçebileceği ve uteroplasental kan akımını azaltabileceği endişesiyle gebelikte önerilmez (gerekirse doktor kontrolünde kısa süreli kullanılmalı). Emziren annelerde de, süte geçiş potansiyeli düşük olsa da, bebekte olası yan etkilerden kaçınmak için kullanımdan kaçınılması tavsiye edilir.
  • Çocuklar: Yukarıda belirtildiği gibi küçük çocuklarda (özellikle 2 yaş altı) güvenli olmadığından kontrendikedir. 6 yaş altı çocuklarda hekime danışılmadan kullanılmamalıdır.

İlaç Etkileşimleri

  • MAO inhibitörleri: Ksilometazolin, monoamin oksidaz inhibitörleri (ör. fenelzin, tranilsipromin, selegilin) kullanan hastalarda kesinlikle birlikte alınmamalıdır. Bu tür antidepresanlar, adrenerjik maddelerin yıkımını engeller; ksilometazolinin sistemik vazokonstriktör etkisi abartılı bir şekilde artarak hipertansif kriz gelişebilir. MAOI kullanan kişilerde dekongestan içeren reçetesiz ilaçların dahi ciddi başağrısı, yüksek tansiyon, hatta beyin kanaması riskine yol açabileceği bildirilmiştir.
  • Tetrasiklik/Trisiklik antidepresanlar: Eski tip antidepresanlar (ör. amitriptilin, imipramin gibi trisiklikler veya maprotilin gibi tetrasiklikler) adrenerjik sistemle etkileşime girer. Bu ilaçlar norepinefrin geri alımını engelleyerek veya adrenerjik nöronlarda birikimine yol açarak, ksilometazolinin vazopressör etkisini güçlendirebilirler. Birlikte kullanıldığında kan basıncında tehlikeli yükselmeler veya kalp ritim bozuklukları görülebilir. Bu nedenle ağır depresyon tedavisi alan hastaların ayrı bir dekongestan kullanmadan önce doktoruna danışması gerekir.
  • Beta-blokerlar: Sistemik beta-bloker kullanan hipertansif hastalarda ksilometazolin kullanımı beklenmedik etkileşimlere yol açabilir. Özellikle non-selektif beta blokerlar (örn. propranolol) kullanıldığında, ksilometazolinin α-adrenerjik etkisine karşı oluşabilecek refleks taşikardi beta-blokaj altında bastırılırken, α-vazokonstriktör etki artabilir. Sonuçta aşırı hipertansiyon gelişebilir. Beta1-selektif bloker (örn. bisoprolol) kullanan bir hastada dahi, pediatrik doz ksilometazolin sonrasında 2 saat içinde hipertansif acil tablo oluştuğu literatürde rapor edilmiştir. Bu etkileşimlerin mekanizması tam anlaşılmasa da, ciddi kardiyovasküler riski olan hastalarda dekongestan kullanımında dikkatli olunmalıdır.
  • Diğer sempatomimetikler: Ksilometazolinin başka adrenerjik ajanlarla birlikte kullanımı aditif etki yapabilir. Örneğin psödoefedrin veya fenilefrin gibi sistemik dekonjestanlarla beraber alınırsa kalp hızında artış, tansiyonda yükselme ve sinirlilik, titreme gibi yan etkiler daha belirgin görülebilir. Amfetamin türevi uyarıcı ilaçlar veya tiroid hormonları ile birlikte de teorik olarak hipertansiyon ve taşikardi riski artar.
  • Kan basıncını etkileyen ilaçlar: Antihipertansif ilaç kullanan hastalarda ksilometazolin, ilacın etkisini geçici olarak azaltabilir (nazal vazokonstriksiyon nedeniyle sistemik basınç yükselmesi yaparak). Örneğin kontrollü hipertansiyon hastasında kullanılacaksa, kan basıncı takibi önerilir. Tersine, monoamin salınımını artıran ilaçlar (ör. efedrin) ile birlikte alınırsa ksilometazolinin etkisi aşırı olabilir.
  • Diğer etkileşimler: Ksilometazolin lokal uygulandığı için etkileşim potansiyeli sistemik ilaçlara göre daha düşüktür. Ancak aşırı doz alındığında ya da küçük çocukların yanlışlıkla yutması halinde sistemik toksisite artar ve bu durumda özellikle santral sinir sistemi depresanları (sedatifler, alkol) ile ilave sedasyon görülebilir ya da MAOI, TCA ile ani ciddi hipertansiyon oluşabilir. Linezolid (MAO inhibisyonu yapan bir antibiyotik) alan hastalarda da benzer riskler mevcuttur. Ayrıca inhalasyon anestezikleri (halotan gibi) miyokardı katekolaminlere duyarlı hale getirdiğinden, ameliyat sırasında topikal adrenerjik kullanımı aritmi riskini yükseltebilir.

İstenmeyen Etkiler

  • Lokal yan etkiler: En sık görülen istenmeyen etkiler uygulama bölgesine ait hafif rahatsızlıklardır. Bunlar arasında burunda yanma veya batma hissi, kuruluk, karıncalanma ve hafif irritasyon sayılabilir. İlacın kendisi hafif bir burun akıntısı veya hapşırma refleksini tetikleyebilir. Bazı hastalarda burun kanaması (epistaksis) veya kanlı-balgamlı burun akıntısı görülebilir (klinik çalışmalarda epistaksis ~%3, kanlı mukus %10’a varan oranda bildirilmiştir). Bu lokal etkiler genellikle tedavinin kesilmesiyle kendiliğinden geçer.
  • Sistemik yan etkiler: Önerilen dozlarda sistemik emilimi düşük olsa da, hassas kişilerde veya yüksek doz/alımda bazı sistemik etkiler görülebilir. Baş ağrısı, bulantı, baş dönmesi ve çarpıntı bildirilmiş yaygın olmayan yan etkilerdir. İlacın uyarıcı sempatik etkisi nedeniyle uykusuzluk veya sinirlilik, titreme de olabilir (özellikle yatma zamanı kullanıldığında bazı kişilerde uykuya dalma güçlüğü yapabilir). Klinik çalışmalarda baş ağrısı insidansı ~%3 civarında bulunmuştur; ayrıca kadın hastalarda %10’a varan oranda adet dönemi kramplarında artış gibi sistemik etkiler not edilmiştir. Bu tip etkiler nadiren ilacın kesilmesini gerektirir.
  • Kardiyovasküler etkiler: Ksilometazolinin az da olsa sistemik dolaşıma geçebilen kısmı kan basıncını yükseltebilir ve nabız değişikliklerine yol açabilir. Özellikle yüksek doz kullanımda veya duyarlı bireylerde hipertansiyon, taşikardi veya aritmi ortaya çıkabilir. Bu ciddi etkiler nadirdir; sağlıklı kişilerde önerilen dozlarda genellikle görülmez. Ancak daha önce bahsedilen etkileşimler veya aşırı kullanım bu tip kardiyak yan etki riskini artırır.
  • Rebound tıkanıklık: İlaç birkaç günden uzun süre düzenli kullanıldığında rinitis medikamentoza gelişebilir (bkz. Kötüye Kullanım). Bu durumda ilacın etkisi kısalıp tıkanıklık daha kötü hale gelir. Bu istenmeyen durum, özellikle uzun süreli kontrolsüz kullanımın bir komplikasyonu olarak ortaya çıkar ve tedavisi ilacın kesilmesini gerektirir.
  • Nadir ve ciddi advers olaylar: Son derece nadir durumlarda ciddi sistemik reaksiyonlar görülebilir. Örneğin literatürde, ksilometazolin kullanımını takiben akut koroner sendrom (kalp krizi) geçiren ya da hemorajik inme geçiren hastalar raporlanmıştır; bunlar genellikle ilacın çok yüksek dozda kullanımı veya predispozan risk faktörlerinin varlığı ile ilgilidir. Yine nadiren, özellikle küçük çocuklarda yanlışlıkla yutulması durumunda santral sinir sistemi depresyonu (aşırı uyku hali, hipotoni, hatta koma) gelişebilir; çocuklarda doz aşımında başlangıçta taşikardi, ardından bradikardi ve apne görülebildiği bildirilmiştir.
  • Alerjik reaksiyonlar: Ksilometazoline karşı alerji nadirdir ancak oluşabilir. Yerel alerjik reaksiyon belirtisi olarak burun içinde şiddetli yanma, kaşıntı, şişme görülebilir. Çok nadiren anafilaksi bildirilmiştir: Örneğin adenotomi öncesi profilaktik olarak ksilometazolin damla uygulanan bir olguda, birkaç dakika içinde anafilaktik şok geliştiği ve acil tedaviyle düzeldiği rapor edilmiştir. Bu gibi ciddi alerjik olaylar oldukça seyrek olsa da, herhangi bir kullanımda beklenmedik sistemik belirtiler ortaya çıkarsa acil müdahale gerekebilir.

Kimyasal Yapı ve Özellikler

  • Moleküler formül ve kütle: Ksilometazolinin serbest baz formunun moleküler formülü C₁₆H₂₄N₂’dir. Genellikle hidroklorür tuzu halinde kullanılır; ksilometazolin hidroklorür formül olarak C₁₆H₂₄N₂·HCl (veya C₁₆H₂₅ClN₂) şeklindedir. Molekül ağırlığı baz form için yaklaşık 244,4 g/mol, hidroklorür tuzu için 280,8 g/mol’dür.
  • Yapısal sınıf: Kimyasal olarak ksilometazolin, imidazolin türevleri adı verilen bir bileşik sınıfına aittir. Molekül, 2-konumundan aromatik bir halka ile bağlanmış dihidroimidazol (imidazolin) çekirdeğine sahiptir. Aromatik halka, 4-konumunda tert-bütil ve 2,6-konumlarında dimetil substitüentleri taşıyan bir benzen türevidir. Bu sayede ksilometazolinin tam adı 2-(4-tert-bütil-2,6-dimetilbenzil)-2-imidazolin olarak ifade edilebilir. Yapısal dizaynı açısından, adrenalinin kimyasal şekline benzetilerek sentezlenmiştir; böylece adrenerjik reseptörlere afinitesi yüksektir. Ksilometazolinin yapısı, yine imidazolin grubu diğer nazal dekonjestanlar olan oksimetazolin ve nafazolin ile benzerlik gösterir (küçük yapısal farklar olmakla birlikte hepsi imidazolin iskeletine sahiptir).
  • Fizikokimyasal özellikler: Ksilometazolin hidroklorür, oda sıcaklığında beyaz veya kirli beyaz kristal toz halindedir ve kokusuzdur. Higroskopik olabilir ve ışığa maruz kaldığında bozulabileceğinden genellikle ışık geçirmeyen ambalajda saklanır. Suda ve alkollerde kolay çözünür (özellikle metanol, etanol gibi polar organik çözücülerde); buna karşın eter, benzen gibi apolar çözücülerde hemen hemen çözünmez. Erişilabilen kaynaklarda erime noktası ~150°C civarında belirtilmiştir (hidroklorür tuzu için). Çözeltisinin pH’ı yaklaşık 5-6 aralığındadır.
  • Kimyasal stabilite: Farmasötik formülasyonlarda ksilometazolin genellikle stabil bir bileşiktir. Oda sıcaklığında saklanır; aşırı sıcaktan korunması önerilir. Sulu çözeltilerine genellikle benzalkonyum klorür gibi antimikrobiyal koruyucular eklenir (burun spreylerinde). İlaç, 1950’li yıllarda geliştirilmiş ve 1956’da patentlenip 1959’da tıbbi kullanıma girmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün Temel İlaçlar listesinde yer alır. Bu uzun süredir kullanımda olması, kimyasal ve fiziksel açıdan güvenilir ve üretiminin iyi karakterize edilmiş olduğunu gösterir.

Keşif
  • Geliştirici firma: Ksilometazolin ilk olarak İsviçre merkezli Ciba-Geigy (bugünkü Novartis) ilaç firması tarafından geliştirildi.
  • Kimyasal sentez: Etkin madde olan ksilometazolin hidroklorür, yapısal olarak imidazolin türevleri sınıfına aittir. Molekül, adrenalin benzeri sempatomimetik ilaçların etkilerini taklit etmek amacıyla tasarlanmıştır.
  • Patent başvurusu ve tarih: Ksilometazolinin ilk tescilli kimyasal formülü, 1950’li yılların başında Ciba laboratuvarlarında sentezlendi. Molekül için patent başvurusu 1956 yılında yapıldı.
  • Pazara çıkış yılı: Ksilometazolin, 1958 yılında ilk kez Almanya’da tıbbi kullanım için onaylandı. Aynı yıl İsviçre ve diğer Avrupa ülkelerinde Otrivin® markasıyla piyasaya sürüldü.
  • Dünya çapında yayılması: 1960’lardan itibaren hem Avrupa hem de Kuzey Amerika’da yaygın olarak kullanılmaya başlandı. 1980’li yıllarda jenerik versiyonları üretilerek daha yaygın hale geldi.
  • Güncel statü: Bugün ksilometazolin, Dünya Sağlık Örgütü’nün Temel İlaçlar Listesi‘nde yer almakta olup, hem reçetesiz (OTC) hem de reçeteli formlarda tüm dünyada yaygın biçimde kullanılmaktadır.


İleri Okuma
  1. Ziegler, D., & Haag, M. (1978). Xylometazoline in the treatment of nasal congestion. Pharmazie, 33(2), 72–74.
  2. Harrison, W. M., McGrath, P. J., Stewart, J. W., & Quitkin, F. M. (1989). MAOIs and hypertensive crises: the role of OTC drugs. Journal of Clinical Psychiatry, 50(2), 64–65.
  3. Graf, P., & Juto, J. E. (1995). Sustained use of xylometazoline nasal spray shortens the decongestive response and induces rebound swelling. Rhinology, 33(1), 14–17.
  4. Graf, P. (1997). Rhinitis medicamentosa: aspects of pathophysiology and treatment. Allergy, 52(Suppl 40), 28–34.
  5. Heikkinen, T., & Järvinen, A. (2003). The common cold. The Lancet, 361(9351), 51–59.
  6. Barnes, M. L., Biallosterski, B. T., Gray, R. D., Fardon, T. C., & Lipworth, B. J. (2005). Decongestant effects of nasal xylometazoline and mometasone furoate in persistent allergic rhinitis. Rhinology, 43(4), 291–295.
  7. Fischer, J., & Ganellin, C. R. (2006). Analogue-based Drug Discovery. John Wiley & Sons, p. 552.
  8. Haenisch, B., Walstab, J., Herberhold, S., Bootz, F., Tschaikin, M., Ramseger, R., et al. (2010). Alpha-adrenoceptor agonistic activity of oxymetazoline and xylometazoline. Fundamental & Clinical Pharmacology, 24(6), 729–739.
  9. Eccles, R., Mårtensson, K., & Chen, S.-C. (2010). Effects of intranasal xylometazoline, alone or in combination with ipratropium, in patients with common cold. Current Medical Research and Opinion, 26(4), 889–899.
  10. Haenisch, B., Walstab, J., Herberhold, S., Bootz, F., Tschaikin, M., Ramseger, R., et al. (2010). Alpha-adrenoceptor agonistic activity of oxymetazoline and xylometazoline. Fundamental & Clinical Pharmacology, 24(6), 729–739.
  11. Mortuaire, G., de Gabory, L., François, M., Massé, G., Bloch, F., Brion, N., et al. (2013). Rebound congestion and rhinitis medicamentosa: nasal decongestants in clinical practice (critical review). European Annals of Otorhinolaryngology, Head and Neck Diseases, 130(3), 137–144.
  12. Deckx, L., De Sutter, A., Guo, L., Mir, N., & Van Driel, M. L. (2016). Nasal decongestants in monotherapy for the common cold. Cochrane Database of Systematic Reviews, 2016(10), CD009612.
  13. Haldar, R., Bajwa, S. S., & Kaur, J. (2017). Xylometazoline nasal drops induced anaphylaxis: an atypical perioperative complication. Journal of Anaesthesiology Clinical Pharmacology, 33(3), 399–401.
  14. WHO Expert Committee (2019). Model List of Essential Medicines – 21st List. World Health Organization.
  15. Zucker, S. M., Barton, B. M., & McCoul, E. D. (2019). Management of rhinitis medicamentosa: a systematic review. Otolaryngology–Head and Neck Surgery, 160(3), 429–438.
  16. Bhalla, H., Gupta, A., & Patel, T. (2021). Use of paediatric xylometazoline nasal drop is not a child’s play in hypertensive patients on bisoprolol: a case report. Current Drug Safety, 16(3), 293–295.
  17. Proudman, R. G., Akinaga, J., & Baker, J. G. (2022). The signaling and selectivity of α-adrenoceptor agonists for the human α2A, α2B and α2C-adrenoceptors and comparison with human α1 and β-adrenoceptors. Pharmacology Research & Perspectives, 10(5), e01003.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.