Son bulgular, Nunavut’taki Thule-Inuit yerleşimlerinin daha önce düşünülenden daha eskiye dayanıyor olabileceğini gösteriyor. Yeni bir çalışma, Kanada’nın Kuzey Kutbu’ndaki Paleo-Inuit ve Thule-Inuit halklarının binlerce yıla yayılan eski kültürlerine ışık tutuyor. Ottawa Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan Jules Blais liderliğindeki araştırmacılar, tortu örneklerinin analizi yoluyla Nunavut’taki Somerset Adası’nda insan yerleşimlerine dair kanıtlar ortaya çıkardı.

Kuzey Kutbu, Paleo-Inuit (MÖ 2500 – MS 1250) ve Thule-Inuit (MS 1200 – 1500) gibi çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Tarihsel kanıtlar az olsa da, bu yeni çalışma onların varlığına dair değerli bilgiler sunmaktadır.

Çalışma, Kanada’nın Nunavut bölgesindeki Somerset Adası’nda Paleo-Inuit varlığına dair kanıtların eksik olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yenilikçi araştırma metodolojileri, geleneksel eserler olmaksızın geçmiş insanlık tarihi hakkında ayrıntılı bilgiler ortaya koymuştur.

Somerset Adası, Kanada’nın Nunavut bölgesindeki Kanada Arktik Takımadaları’nda yer alan büyük ve ıssız bir adadır. Uzak ve engebeli arazisiyle bilinen ada, 24.000 kilometrekarenin üzerinde bir alana yayılıyor ve bu da onu Kuzey Yarımküre’de kalıcı nüfusu olmayan en büyük adalardan biri yapıyor. Arazisi tundra, kayalık platolar ve birkaç buz örtüsü ile karakterize edilir ve yıl boyunca soğuk bir iklim hüküm sürer.

Profesör Jules Blais şöyle diyor:

“Gölet tortu örneklerini analiz ederek, alan işgalinin ayrıntılı geçmişini oluşturabildik. Bu, Paleo-Inuit varlığının açık kanıtlarını ve Thule-Inuit’in daha önce tahmin edilenden daha erken geldiğine dair göstergeleri içeriyor.”

Araştırmada Somerset Adası’ndaki tarih öncesi yerleşimleri incelemek için arkeolojik kanıtlar ve tortul biyobelirteçler kullanıldı. Ada göletlerinden alınan tortu çekirdekleri eser elementler ve organik bileşikler açısından analiz edildi. Sonuçlar Thule-Inuit nüfusunun 13. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar arttığını gösterdi. Araştırmacılar ayrıca yirminci yüzyıl tortularında kurşun, bakır, çinko ve nikel gibi metallerin yüksek seviyelerde bulunduğunu ve bunun da o dönemde hava kirliliğine işaret ettiğini ortaya koydu.

İleri Teknikler ve Çıkarımlar

Blais şöyle diyor:

“Genelleştirilmiş eklemeli modeller (GAM’lar) ve radyokarbon tarihleme tekniklerini kullanarak, tortu kayıtlarında Thule-Inuit’in adaya gelişi ve adayı terk edişiyle ilgili beklenen tarihlere karşılık gelen kilit zaman noktalarını belirledik. Bu yaklaşım, sediman vekillerinde önemli değişim dönemlerini tespit etmemizi sağlayarak adadaki insan işgalinin tarihini anlamak için kronolojik bir çerçeve sağladı.”

Bu araştırma, arkeolojide disiplinler arası yaklaşımların önemini vurgulamakta ve geçmişteki insan faaliyetlerinin ve çevresel koşulların yeniden yapılandırılmasında tortul arşivlerin önemini vurgulamaktadır.

Blais çalışmanın daha geniş kapsamlı sonuçlarını açıklıyor.

“Tarih öncesi alışkanlıkları ortaya çıkarmak için tortul biyobelirteçlerin ve kemik örneklerinin kullanılması, disiplinler arası çalışmaların gücünü göstermektedir. Keşiflerimiz sadece Kuzey Kutbu’ndaki Thule-Inuit ve Paleo-Inuit toplulukları hakkındaki bilgilerimizi arttırmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni arkeolojik tekniklerin potansiyelini de gösteriyor.”

İleri Okuma

  1. Gallant, L. R., Hargan, K. E., Kimpe, L. E., Michelutti, N., Grooms, C., Savelle, J. M., Smol, J. P., & Blais, J. M. (2024). Sedimentary biomarkers and bone specimens reveal a history of prehistoric occupation on Somerset Island (Arctic Canada). Proceedings of the Royal Society B, 1 July 2024. DOI: 10.1098/rspb.2023.2915