Tanım ve tarihçe
Lassa ateşi, Arenaviridae ailesinden Lassa mammarenavirus ile oluşan, çoğunlukla Batı Afrika’da endemik seyreden akut viral hemorajik bir hastalıktır. İlk kez 1969’da Nijerya’nın Lassa kasabasında tanımlanmıştır. Hastalık hafiften ağır multisistem tutulumuna uzanan geniş bir klinik yelpazede seyreder; ölümcüllük, özellikle hastaneye yatırılan ve/veya geç başvuran olgularda belirgindir.
Epidemiyoloji ve coğrafi dağılım
Hastalık Benin, Gana, Gine, Liberya, Mali, Nijerya ve Sierra Leone’da endemiktir; Togo ve diğer Batı Afrika ülkelerinde de olgular bildirilmiştir. Her yıl on binlerce olgu olduğu tahmin edilir ve mevsimsellik (genellikle kurak mevsim sonu/yağış başlangıcı) belirgindir. Endemik ülkelerden ABD, Birleşik Krallık, Almanya, İsveç gibi ülkelere seyahatle ilişkili “ithal” olgular düzenli aralıklarla rapor edilir.
Doğal rezervuar ve bulaş
Birincil rezervuar çokmeme-li fare olarak bilinen Mastomys natalensis’tir. Bunun yanı sıra Mastomys erythroleucus ve Hylomyscus pamfi türleri ile cüce fare (Mus baoulei) de rezervuar/taşıyıcı olarak gösterilmiştir. Bu kemirgenler insan yerleşimlerine çok yakın yaşar; insanların çoğu kemirgen idrarı, tükürüğü veya dışkısıyla kontamine gıdalar/ev eşyaları üzerinden enfekte olur.
İnsandan insana bulaş, enfekte kişinin kanı ve diğer vücut sıvılarıyla temasla mümkündür; nozokomiyal yayılım, uygun kişisel koruyucu ekipman (KKE) yokluğunda ya da yanlış kullanımında iyi tanımlanmıştır.
Viroloji ve patogenez
Lassa virüsü iki segmentli, ambisens genomlu bir mammarenavirüs olup nükleoprotein (NP), glikoprotein (GP), polimeraz (L) ve Z matriks proteinlerini kodlar. NP’nin ekzonükleaz aktivitesi tip I interferon yanıtını baskılayarak konak bağışıklık kaçışına katkı sağlar. Endotel disfonksiyonu, kapiller kaçak ve çoklu organ etkilenimi klinik şiddeti belirleyen ana mekanizmalardır. İmmün aracılı süreçler, özellikle sensörinöral işitme kaybı (SNİK) gibi sekellerin patogenezinde rol oynar.
Klinik özellikler
Kuluçka süresi: 5–16 gün.
Başlangıç belirtileri: Sinsi başlangıçlı ateş, halsizlik, miyalji, iştahsızlık; erken dönemde gastrointestinal yakınmalar (bulantı, kusma, ishal/konstipasyon, epigastrik veya diffüz karın ağrısı, disfaji) sıktır. İlk hafta içinde boğaz ağrısı (tonsillerde kirli beyaz/sarı eksüda ve psödomembran), retrosternal ağrı, öksürük ve kusma belirginleşebilir.
Fizik ve hemodinamik bulgular: Olguların önemli kısmında hipotansiyon, belirgin proteinüri, göreceli bradikardi görülebilir; yüzde/boyunda ödem ve konjonktival injeksiyon/ödem tarif edilmiştir.
Kanama eğilimi: Diş eti ve burun kanaması, ven ponksiyon yerlerinden sızıntı nadirdir ancak olabilir.
Nörootolojik: Olguların anlamlı bir bölümünde SNİK (çoğu kalıcı) gelişir.
Ağır hastalık: Şok, konfüzyon/deliryum, plevral efüzyon, yaygın nöbetler, nadiren perikardit; transaminaz yüksekliği ve yüksek ateş hastalık şiddetiyle ilişkildir.
Gebelik: Özellikle 3. trimester enfeksiyonu anne ve fetüs için son derece risklidir; maternal mortalite ve fetal kayıp oranı çok yüksektir.
Laboratuvar ve görüntüleme
- Hematolojik/Biyokimyasal: Lökopeni/lökositozdan biri görülebilir; trombosit sayısı normal veya azalmış olabilir. AST ve ALT genellikle AST ağırlıklı artar; AST ≥150 IU/L ağır hastalık ve mortalite ile güçlü biçimde ilişkilidir. Hipoproteinemi/hipoalbuminemi ve belirgin proteinüri tipiktir.
- Görüntüleme: Akciğer tutulumu şüphesinde akciğer grafisi bazal infiltrasyon ve plevral efüzyon gösterebilir.
Tanı
- Nükleik asit testi (RT-PCR): Erken ve hızlı doğrulama için birinci basamaktır.
- Seroloji: Lassa-spesifik IgM’in gösterilmesi veya IgG titrelerinde ≥4 kat artış tanısal değer taşır.
- Antijen tespiti: Uygun platformlarla mümkündür.
- Kültür: Yüksek enfektivite nedeniyle BSL-4 koşulları dışında önerilmez ve rutin değildir.
- Örnek yönetimi: Numunelerin uygun KKE ile alınması, sızdırmaz, zinciri izlenebilir paketlenmesi ve yetkin laboratuvarlara gönderilmesi gerekir.
Ayırıcı tanı
Sıtma (özellikle falciparum), tifo/paratifo, leptospiroz, diğer viral hemorajik ateşler (Ebola, Marburg, Kırım-Kongo), meningokoksemi, riketsiyal enfeksiyonlar, ağır sepsis, dengue ve COVID-19’un ağır formları klinik olarak ayırıcı tanıda yer alır. Endemik bölgede ateş+boğaz ağrısı+retrosternal ağrı+proteinüri kombinasyonu güçlü ipucu kabul edilir.
Klinik gidiş ve prognoz
Hastalık genellikle 12–15. gün civarında iyileşme veya ölümle sonuçlanır; hastaneye yatırılan ağır multisistem olgularda mortalite %16–45 aralığındadır. Gebelik sırasında (özellikle 3. trimester) anne ölümü ve fetal kayıp oranları yüksektir. SNİK hastaların kayda değer bir kısmında gelişir ve çoğu kez kalıcıdır.
Tedavi
Destekleyici yaklaşım
Erken sıvı-elektrolit dengesi, hemodinamik izlem, oksijenasyon, beslenme, ağrı/kusma kontrolü ve eşlik eden bakteriyel enfeksiyonların uygun antibiyotiklerle yönetimi esastır. Olası böbrek ve karaciğer disfonksiyonu yakın izlenmelidir.
Antiviral tedavi: Ribavirin
Ribavirin, uzun yıllardır standart bakımın temelini oluşturur; en güçlü yararının hastalığın ilk 6 gününde, özellikle AST yüksekliği olan olgularda görüldüğü bildirilmiştir. IV uygulama için sıklıkla kullanılan rejim:
- Yükleme: 30 mg/kg IV (en çok 2 g) tek doz
- İdame 1: 16 mg/kg IV 6 saatte bir, 4 gün (maks. 1 g/dose)
- İdame 2: 8 mg/kg IV 8 saatte bir, 6 gün (maks. 500 mg/dose)
Gebelikte ribavirin teratojeniktir; bununla birlikte, çok yüksek maternal mortalite riski nedeniyle ağır olgularda klinik karar kapsamında yarar-risk değerlendirilerek kullanılabilir.
Not: Son yıllarda, ribavirinin etkinliğine ilişkin temel kanıtların sınırlılıkları (özellikle 1980’lere ait randomize olmayan/heterojen karşılaştırmalar) vurgulanmış; yeni karşılaştırmalı klinik tedavi çalışmaları başlatılmıştır. Bu nedenle güncel ulusal/uluslararası rehberlere erişilerek klinik kararlar olgusal şiddet, başvuru zamanı ve laboratuvar parametreleri ile bireyselleştirilmelidir.
Diğer ajanlar ve araştırmalar
Favipiravir başta olmak üzere bazı nükleoz( t )id analogları ve monoklonal antikorlar için klinik/klinik-öncesi veriler artmaktadır; ancak lisanslı, standart bir alternatif tedavi henüz yoktur. Konvalesan plazma ağır olgularda denenmişse de yarar göstermediği için rutinde önerilmemektedir.
Gebelik ve obstetrik yönetim
Ağır seyrin baskınlığı nedeniyle erken dönemde multidisipliner yaklaşım gerekir. Anne yaşamını tehdit eden tabloda, özellikle 3. trimesterde, uterin boşaltım (kürtaj veya doğumun sonlandırılması) maternal mortaliteyi azaltabilir; karar, klinik durum ve aileyle paylaşılan bilgilendirme çerçevesinde, etik ve ulusal mevzuata uygun şekilde verilmelidir.
Enfeksiyon kontrolü ve mesleki korunma
- Standart-temas-damlacık önlemleri; kan/vücut sıvısı teması olasılığında gözlük/yağmurluk tipi önlük/çift eldiven dahil KKE kullanımı.
- Aerosol oluşturan işlemler (entübasyon, bronkoskopi, resüsitasyon vb.) sırasında N95/FFP2-3 düzeyinde solunum koruması ve mümkünse negatif basınçlı oda.
- Numune alma/taşıma ve çevresel dekontaminasyon için eğitimli personel, yazılı iş akışları ve çift kap containment ilkeleri.
- Temaslı izlem ve sağlık çalışanları için maruziyet değerlendirmesi zorunludur.
Toplum düzeyinde korunma
- Gıdaların kemirgenlere dayanıklı kaplarda saklanması; ev içi kemirgen kontrolü ve çevresel hijyen.
- Kemirgenlerle temas (avlama, hazırlama, tüketim) ve kemirgen dışkısı/idrarlı yüzeylerle çalışma sırasında koruyucu tedbirler.
- Endemik bölgelerde risk iletişimi, toplum eğitimi ve güvenli defin uygulamaları.
Aşılar
Lisanslı bir Lassa aşısı yoktur. Bununla birlikte, CEPI destekli programlar kapsamında IAVI’nin tek dozluk vektör aşı adayı dâhil çeşitli platformlar faz 1–2 düzeyinde ilerlemektedir; 2024’te Nijerya’da ilk faz 2 uygulamaları başlatılmış, 2025’te bölgesel sahiplenmeyi güçlendiren siyasi taahhütler bildirilmiştir.
Sağlık sistemi ve halk sağlığı boyutları
- Sürveyans ve haftalık durum raporları özellikle Nijerya’da hastalık yükünün takibinde kritik rol oynar; eyaletler arasında belirgin farklılıklar vardır.
- İthal olgular için giriş noktasında uyarı sistemleri, referans merkezlerine hızlı yönlendirme ve laboratuvar ağları gerekir.
- One Health yaklaşımıyla rezervuar ekolojisi, mevsimsellik, arazi kullanımı/iklim değişimi gibi çevresel belirleyiciler üzerine çalışmalar bulaşın azaltılmasına katkı sağlar.
Özet klinik yönetim ilkeleri (pratik hatırlatıcı)
- Endemik bölgede ateş + boğaz ağrısı + retrosternal ağrı + proteinüri → Lassa düşün; RT-PCR’ı gecikmeden planla.
- Erken destek (sıvı, elektrolit, hemodinami) ve erken antiviral (uygunsa ribavirin; özellikle ilk 6 gün ve AST yüksekliği varlığında) prognozu belirler.
- BSL-4 dışında kültür yok; numune ve bakım süreçlerinde KKE ve standartlaştırılmış protokoller şart.
- Gebelik: Yüksek risk; obstetrik kararlar uzman ekip ve bilgilendirilmiş onam ile.
- Taburculuk sonrası SNİK açısından odyolojik izlemi planla; rehabilitasyon ve damgalanmayı azaltmaya yönelik sosyal destekleri devreye sok.
Keşif
Aşağıdaki anlatı, Lassa hummasının keşfini, onu “bulan” insanları ve günümüzde süren araştırmaların dönüm noktalarını, klinik ve tarihsel bağlamla iç içe bir hikâye olarak bir araya getirir.
“Lassa” adının doğduğu günler: Savaşın, yolların ve bir misyon hastanesinin ortasında
1969’un kurak ve tozlu bir Ocak sabahı, kuzeydoğu Nijerya’daki küçük Lassa kasabasının misyon hastanesinde çalışan Amerikalı hemşire Laura Wine’ın ateşi düşmüyordu. Sıtma için verilen ilaçlar etkisizdi; semptomlar hızla ağırlaşıyordu. Bölgedeki iç savaş ulaşımı güçleştirse de Wine, daha donanımlı bir merkeze—Jos’taki misyon hastanesine—nakledildi. Orada, hastayla en yakın teması olan hemşireler Charlotte Ann Shaw ve Lily Lyman “Penny” Pinneo devreye girdi. Klasik enfeksiyon şemaları—antibiyotikler, antimalaryaller—sonuç vermedi; Wine ve ardından Shaw yaşamını yitirdi. Pinneo ise saatler ve günler süren bir bakım maratonunun sonunda hayatta kaldı; fakat hâlâ kimse neye karşı savaştığını bilmiyordu. Bu dramatik hastane kümesinin, o günlerde sıradan bir “şüpheli sıtma” vakası olarak kayıtlara gömülüp gitmesi pekâlâ mümkündü; ne var ki ekip, alışılmışın dışındaki klinik tabloyu ciddiye aldı ve örnekleri yurt dışındaki virologlara ulaştırma kararını verdi.
Yale’e giden kan tüpleri ve yeni bir virüsün vaftizi
New York’a getirilen Penny Pinneo’dan alınan kan örnekleri, Yale Arbovirus Research Unit (YARU) laboratuvarında Jordi Casals-Ariet, Sonja Buckley ve Wilbur Downs gibi dönemin öncü virologlarının masasına kondu. Laboratuvarda yapılan taramalar, bilinen ajanların ötesinde bir şeye işaret ediyordu. Bir süre sonra, bilim insanları tamamen yeni bir arenavirüsün varlığından kuşkulanmaya, sonra da buna ikna olmaya başladılar. Gelenek uyarınca, virüse, ilk hastaların görüldüğü yerin adı verildi: Lassa. Bu keşif romantik bir masal gibi anlatılabilir; fakat perde arkasında laboratuvar güvenliğinin kırılganlığına dikkat çeken acı bir bedel de vardı: Laboratuvar teknisyeni Juan Román enfekte oldu ve kısa süre sonra öldü; Casals’ın kendisi de ağır hastalandı, ancak Pinneo’nun konvalesan plazmasıyla hayatta kaldı. O günlerden itibaren, Lassa yalnızca yeni bir virüs değil, aynı zamanda yüksek biyogüvenlik standartlarının da miladı olacaktı.
“Yeni” hastalığın ilk haritası: Jos, Lassa ve klinik-tanısal pusula
1970–1972 arasında yayımlanan öncül klinik ve epidemiyolojik raporlar, tablonun kaba hatlarını çizdi: yüksek ateş, boğaz ağrısı ve belirgin proteinüri üçlüsü; nozokomiyal kümeler; laboratuvarlarda AST ağırlıklı transaminaz artışı. Jos’taki salgının çözümlemesi, bir yandan ölümcüllüğü, diğer yandan da klinik spektrumun genişliğini görünür kıldı. Bu ilk yılların yazıları, Lassa’nın “tıbbî karakterini” tanımlayan temel kaynaklar hâline geldi ve sahadaki hekimlerin, “sıtma değilse ne?” sorusuna yanıt ararken kullanacağı tanısal pusulayı sağladı.
Evin içindeki düşman: Kemirgen rezervuarının izinde
Bir salgın hastalığın kalıcı çözüme kavuşması, yalnızca hastanedeki mücadeleyle değil, ekolojik döngünün anlaşılmasıyla mümkündür. 1974’te Batı Afrika’daki evlerin içine kadar giren çokmemeli fare (Mastomys natalensis), Lassa virüsünün doğal rezervuarı olarak tanımlandı. Bu bulgu, “bulaşın niçin ev içlerinde kümelendiği” sorusuna güçlü bir yanıt sundu ve halk sağlığı önlemlerinin yönünü belirledi. Takip eden yıllarda M. erythroleucus, Hylomyscus pamfi ve daha sonra Mus baoulei gibi türlerde de virüs saptanarak rezervuar yelpazesi genişledi; böylece Lassa’nın tekdüze bir zoonoz olmadığı, farklı kemirgen-ekoloji düğümleri üzerinden insanlara ulaştığı anlaşıldı.
Kenema hattı: Saha istasyonları, klinik dersler ve ilk tedavi sinyali
1976’dan itibaren Sierra Leone, Kenema’da kurulan özel klinik-araştırma hattı, Karl M. Johnson’ın önderliğinde ve Joseph B. McCormick–Patricia Webb gibi isimlerin katkılarıyla, sahada prospektif veri üretimini mümkün kıldı. Bu program, Lassa’nın “hastalık spektrumu”, “hane içi yayılım dinamikleri” ve “erken laboratuvar belirteçleri” hakkında literatürün belkemiğini oluşturdu. 1980’lerin ortasında gelen en çarpıcı sonuçlardan biri, ribavirin’in—özellikle hastalığın ilk günlerinde ve AST yüksekliğinde—ölümü belirgin biçimde azalttığı yönündeydi. Bugün etki büyüklüğüne ve yöntemsel sınırlılıklara dair tartışmalar sürse de, o dönemde bu bulgu, klinik pratiği on yıllarca şekillendirdi. Aynı yıllarda yapılan odyolojik çalışmalar, Lassa humması sonrası sensörinöral işitme kaybının şaşırtıcı sıklığını ve kalıcılığını ortaya koydu; bu, hastalığın uzun vadeli yükünü görünür kılan kritik bir kavrayıştı.
Moleküler çağ: Soy hatları, sessiz dolaşım ve filocoğrafya
Genom dizilemenin sıradanlaştığı 2000’ler ve 2010’larda, Lassa virüsünün tek bir çizgiden ibaret olmadığı açıkça gösterildi: en az yedi soy hattı (I–VII) tanımlandı. Nijerya’nın farklı bölgelerinde farklı hatların dolaşması, Mano River Union ülkelerinde (Sierra Leone, Gine, Liberya) IV. soyun baskın seyretmesi ve Benin–Togo hattında yeni soyların belirmesi, epidemiyolojiyi “harita okuma” mahareti gerektiren bir sahaya dönüştürdü. 2018 Nijerya patlamasıyla birlikte genomik sürveyansın önemi daha da arttı; 2020’lerin ortasında makine öğrenimi ile hızlandırılmış soy atama yaklaşımları sahaya indi. Bu, yalnızca akademik bir icat değil; bir salgında hangi hattın hangi klinik paterni veya bulaş zincirini taşıdığını hızla görmek anlamına geliyor.
“Bir sonraki adım” arayışı: Antiviral adaylar, monoklonal antikorlar ve aşı cephesi
Ribavirinin tarihsel yeri tartışılırken, favipiravir gibi nükleoz( t )id analogları ve monoklonal antikor yaklaşımları laboratuvarlardan klinik eşiğine taşındı; deneysel modellerde umut veren sonuçlar literatüre girdi. Fakat asıl stratejik sıçrama, aşı alanında yaşandı: CEPI desteğiyle geliştirilen ve IAVI tarafından yürütülen tek dozluk rVSV vektörlü Lassa aşısı, 2024–2025 yıllarında Batı Afrika’da ilk Faz 2 çalışmalarına geçti. Bu programlar yalnızca bağışık yanıtı ölçmekle kalmıyor; geniş yaş aralıkları, HIV ile yaşayan bireyler gibi grupları da kapsayarak gelecekteki yaygın uygulamanın lojistiğini ve eşit erişim modellerini test ediyor. Aynı çatı altında, mRNA tabanlı hızlı-yanıt aşı platformları da Lassa için aday havuzuna girdi. Bölgesel hükümetlerin, 2025’te Lassa aşısının bölgesel sahiplenilmesini hedefleyen politik taahhütleri, yarım asırlık bir araştırma yolculuğunun toplumsal karşılığını şimdiden kuruyor.
Bugünden geriye bakınca: İlk hemşirelerin gölgesinde büyüyen bir bilim hattı
Lassa hummasının hikâyesi, ön saflarda çalışan hemşirelerin ve saha hekimlerinin dikkat kesilmesiyle başladı; yüksek güvenlikli laboratuvarların inşasıyla kurumsallaştı; kemirgen ekolojisi ve filocoğrafya ile derinleşti; antiviral ve aşı çalışmalarıyla somut bir korunma vaadine yaklaştı. 1969’da Lassa kasabasındaki o loş servis odasında başlayan anlatı, bugün Kenema’dan Abuja’ya, Cotonou’dan Freetown’a uzanan bir bilim, etik ve dayanışma hattına dönüştü. Bu hat, her yeni vaka, her yeni dizileme çıktısı ve her yeni aşı gönüllüsüyle yazılmaya devam ediyor.
İleri Okuma
- Frame JD, Baldwin JM Jr., Gocke DJ, Troup JM. “Lassa Fever, a New Virus Disease of Man from West Africa.” Am J Trop Med Hyg. 1970;19:670–676.
- Troup JM ve ark. “An outbreak of Lassa fever on the Jos plateau, Nigeria, in January–February 1970. A preliminary report.” Am J Trop Med Hyg. 1970;19:695–696.
- Carey DE ve ark. “Epidemiological aspects of the 1970 epidemic, Jos, Nigeria.” Trans R Soc Trop Med Hyg. 1972;66(3):402–408.
- Monath TP, Newhouse VF, Kemp GE ve ark. “Lassa virus isolation from Mastomys natalensis…” Science. 1974;185:263–265.
- McCormick JB ve ark. “Lassa fever. Effective therapy with ribavirin.” N Engl J Med. 1986;314:20–26.
- McCormick JB ve ark. “A case-control study of the clinical diagnosis and course of Lassa fever.” J Infect Dis. 1987.
- Cummins D ve ark. “Acute sensorineural deafness in Lassa fever.” JAMA. 1990;264:2093–2096.
- Lecompte E ve ark. “Mastomys natalensis and Lassa fever, West Africa.” Emerg Infect Dis. 2006;12:1971–1974.
- Yun NE, Walker DH. “Pathogenesis of Lassa fever.” Viruses. 2012.
- Bond N. “A Historical Look at the First Reported Cases of Lassa Fever.” Open Forum Infect Dis. 2013.
- Olayemi A ve ark. “New hosts of the Lassa virus.” Sci Rep. 2016.
- Yadouleton A ve ark. “Lassa virus in pygmy mice (Mus baoulei), Benin.” Emerg Infect Dis. 2019.
- Ehichioya DU ve ark. “Phylogeography of Lassa Virus in Nigeria.” J Virol. 2019.
- Salam AP ve ark. “Time to reconsider the role of ribavirin in Lassa fever.” PLoS Negl Trop Dis. 2021.
- Raabe V, Sullivan NJ. “Lassa Virus Infection: a Summary for Clinicians.” Int J Infect Dis. 2022.
- Sulis G ve ark. “Lassa fever vaccine candidates: a scoping review.” Vaccine. 2023.
- Garry RF ve ark. “Lassa fever — the road ahead.” Nat Rev Microbiol. 2023.
- ASTMH Blog. “In Memoriam: Karl M. Johnson, MD.” 16 Kasım 2023.
- WHO. “Lassa fever – Fact sheet.” 5 Aralık 2024.
- Yale Daily News. “Yale experts explain Lassa fever.” 19 Kasım 2024.
- CEPI. “Participants in Nigeria vaccinated in first-ever Phase 2 Lassa fever vaccine clinical trial.” 2024–2025.
- IAVI. “First-ever Phase 2 Lassa vaccine clinical trial now fully active across West Africa.” 26 Ağustos 2024.
- WHO EML. “Ribavirin (L.1) – briefing document.” 2025.
- NCDC. “Haftalık Durum Raporları – Lassa ateşi epidemiyolojik verileri.” 2025.
- CDC. “About Lassa Fever.” 31 Ocak 2025.
- NETEC. “Personal Protective Equipment and Biocontainment for Lassa Fever.” 2024.
- IAVI. “West African leaders commit to advance a Lassa vaccine for the region.” 2025.
- Daodu RO ve ark. “Rapid Lassa virus lineage assignment with random forest.” 2025.