Küçük damarların hastalığıdır. (Bkz; Mikro–anji-yo-pati )
Diyabetik nefropati
Nedeni
- Diyabetik nefropati, esas olarak glomerüler bazal membranın hasar görmesinden kaynaklanır.
- İlk önce bazal membranın negatif yükünde bir kayıp olur (mikroalbüminüri aşaması), daha sonra bazal membranın gözenekleri daha büyük proteinler için geçirgen hale gelir.
- Spesifik tedavisi olmayan tip 1 diyabetlilerin yaklaşık %60’ında 20 yıllık diyabet süresinden sonra son dönem böbrek yetmezliği beklenebilir.
- Tip 2 diyabet hastaları daha iyi bir prognoza sahiptir ve 20 yıl sonra sadece %4-8’i böbrek yetmezliğine sahiptir.

Diyabetik nefropatide zararlı nokslar:
- Hiperglisemi →
- Bazal membran üzerinde doğrudan etkiler
- Hiperfiltrasyon
- Artan kesme kuvvetleri.
- Arteriyel hipertansiyon
- Hiperlipidemi
- Nikotin kötüye kullanımı
| Albümin/kreatinin oranı (spontan idrar) mg/g | |
| normal | <30 |
| mikroalbüminüri | 30-300 |
| makroproteinüri | >300 |
- Albümin atılımını belirlemenin diyabetik nefropati için en hassas tarama olduğu kanıtlanmıştır.
- Bu belirleme her diyabetik için yıllık olarak yapılmalıdır;
- ilk kez yükselen bir değer, arada geçen hastalıklara (örn. idrar yolu enfeksiyonu) bağlı artan albümin atılımını ekarte etmek için 2-4 hafta sonra doğrulanmalıdır.
- Bu arada spontan idrarda tayin kendini standart olarak belirlemiştir.
Protein atılımına ve böbrek fonksiyonuna göre (glomerüler filtrasyon hızı hesaplanarak), diyabetik nefropati aşamalara ayrılabilir:
| Evre | Böbrek fonksiyonu | Albümin/Kreatin Oranı | Crea, -Cl. ml/dak |
| 1a | sabit/Mikroalbuminüri | 30-300 | >90 |
| 1b | sabit/Mikroalbuminüri | > 300 | >90 |
| 2 | ↓ | > 300 | 60-89 |
| 3a | ↓↓ | > 300 | 45-59 |
| 3b | ↓↓ | > 300 | 30-44 |
| 4 | ↓↓↓ | > 300 | 15-29 |
| 5 | Terminal böbrek yetmezliği | ↓ | <15 |
Serum kreatinin böbrek fonksiyonundaki minör bozukluklar hakkında kesin bir bilgi vermediğinden, böbrek fonksiyonu glomerüler filtrasyon hızı (GFR) belirlenerek değerlendirilmelidir. GFR, 24 saatlik idrar örneği toplanarak en doğru şekilde belirlenebilir, ancak klinik uygulamada genellikle yaklaşık formüller (örn., Cockroft-Gault veya MDRD) kullanılır.