1. Nervus: neuron (νεῦρον) – hem “sinir” hem de “kiriş, bağ dokusu” anlamına gelir. Antik dönemde kasları harekete geçiren yapılar “ip gibi çekilen teller” olarak düşünüldüğü için, sinir sisteminin parçalarına “nervus” adı verilmiştir. Aynı kökten türeyen kelimeler:

2. Opticus opsis (ὄψις) → “görüş, görme”; optos (ὀπτός) → “görülebilir, görülen”. Optikos, görme duyusuyla ilişkili her şeyi tanımlamak için kullanılmıştır. Modern dillerde bu kökten türeyen kavramlar


  • Tam anlamı: “Görme siniri” ya da “görmeye ait sinir”
  • İşleviyle ilişkisi: Gözden çıkan sinir olduğu ve görsel uyarıları beyne taşıdığı için, fonksiyonu doğrudan adlandırmada yansıtılmıştır.
  • Tarihsel not: Terim, Galen (MS 2. yüzyıl) ve İbn Sînâ gibi klasik tıp otoriteleri tarafından da benzer biçimde kullanılmış ve Orta Çağ tıbbında Latince aracılığıyla kalıcı hale gelmiştir.


1. Genel Tanım ve Embriyolojik Köken

  • Nervus opticus (görme siniri), yalnızca görme duyusuna hizmet eden özel somatik afferent (SSA) lifler içerir.
  • Embriyolojik olarak diencephalon kökenlidir; bu nedenle anatomik olarak bir periferik sinir gibi görünse de, yapısal ve hücresel özellikleri bakımından merkezi sinir sistemi (MSS) dokusudur.
  • Oligodendrosit kökenli miyelin içerir; bu da rejenerasyon kapasitesinin düşük olmasına neden olur.

2. Başlangıç Noktası: Retina ve Discus Nervi Optici

  • Nervus opticus, retinada bulunan ganglion hücrelerinin aksonlarının birleşmesiyle oluşur.
  • Bu aksonlar, göz küresinin arka kutbunda yer alan discus nervi optici (optik disk) üzerinden gözden çıkar.
  • Optik diskte fotoreseptör hücresi bulunmadığı için bu bölge fizyolojik kör nokta olarak adlandırılır.

3. Sinirin Anatomik Seyri

  • Nervus opticus, orbitada kısa bir seyir izledikten sonra canalis opticus yoluyla kranium içerisine girer.
  • Her iki gözden gelen sinir lifleri, chiasma opticum adı verilen yapıda kısmen çapraz yapar:
    • Nazal retinal lifler karşıya geçer.
    • Temporal retinal lifler aynı tarafta kalır.
  • Chiasmadan sonraki yolak tractus opticus adını alır ve corpus geniculatum laterale’ye ulaşır.
  • Buradan çıkan üçüncü nöron lifleri, radiatio optica aracılığıyla primer görme korteksine (Brodmann alanı 17) projekte olur.

4. Işık Refleksinde Görevi (Pupilla Cevabı)

  • Nervus opticus, pupilla ışık refleksinin afferent kolunu oluşturur.
  • Retinadan gelen ışık bilgisi, pretektal alanlara projekte olur.
  • Pretektal nöronlar, bilateral olarak Edinger-Westphal çekirdeğini uyarır.
  • Bu çekirdekten çıkan parasempatik lifler, nervus oculomotorius (III. sinir) yoluyla m. sphincter pupillae’ye ulaşır.
  • Sonuç olarak, ışık yoğunluğuna bağlı olarak pupilla daralır (miyozis) veya genişler (midriyazis).

5. Klinik Anlam ve Lezyonlara Bağlı Bulgular

  • Optik sinir lezyonu → tek taraflı körlük (amauroza).
  • Chiasma opticum lezyonu (örneğin hipofiz tümörü) → bitemporal hemianopsi.
  • Tractus opticus lezyonu → karşı taraflı (kontralateral) homonim hemianopsi.
  • Papilla ödemi (discus nervi optici şişliği) → intrakraniyal basınç artışının önemli bir göstergesidir.
  • Optik nörit → genellikle multiple skleroz ile ilişkili olup ani, ağrılı görme kaybı ile seyreder.

Keşif

Nervus opticus’un keşfi ve tanımlanması, antik dönemden günümüze dek geçen süreçte anatomik bilgi, fizyolojik anlayış ve teknolojik ilerlemelerle kademeli olarak gelişmiştir.


1. Antik Çağ (M.Ö. 5.–1. yüzyıl)

Alkmaion (M.Ö. 5. yy)

  • İlk anatomik spekülasyonlar: Alkmaion, gözden beyne bir bağlantı olduğunu ilk düşünenlerdendir.
  • Hayvan diseksiyonlarına dayanarak, göz ile beyin arasında bir iletişim kanalı bulunduğunu ileri sürdü.

Hipokrat (M.Ö. 4. yy)

  • Gözle ilgili bazı sinir yapılarından bahsetmiştir, fakat sistematik bir görme siniri tanımı yapmamıştır.

Aristoteles (M.Ö. 384–322)

  • Görmenin gözden beyne iletildiğini kabul etti; ancak sinir yapısını yanlış yorumlayarak gözden çıkan hava akımları ile görmenin sağlandığını düşündü.
  • Yine de göz ile beyin arasındaki bağlantıyı tanımlaması önemlidir.

2. Helenistik Dönem ve Roma Tıbbı (M.Ö. 3. yy – M.S. 2. yy)

Herophilos & Erasistratos (M.Ö. 3. yy)

  • İskenderiye’de insan kadavraları üzerinde ilk sistematik diseksiyonları gerçekleştirdiler.
  • Nervus opticus’un anatomik olarak beyne bağlandığını doğru biçimde saptadılar.
  • Görsel yollarla ilgili temel gözlemleri tanımladılar.

Galen (MS 129–216)

  • Görme sinirlerini detaylı biçimde tanımladı ve nervus opticus terimini kullanmaya başladı.
  • Galen, görme sinirlerinin beyne bağlandığını, optic chiasma’nın varlığını ve kısmi çaprazlama olduğunu ileri sürdü.
  • Sinirleri “içi boş kanallar” olarak düşündü (yanlış), ancak anatomik yerleşimi büyük ölçüde doğruydu.
  • Galen’in görüşleri, 15. yüzyıla kadar Batı tıbbında otorite kabul edildi.

3. Orta Çağ – İslam Tıbbı (8.–13. yy)

İbn Sînâ (980–1037)

  • Nervus opticus ve görme yolları üzerine Galen’in bilgilerini sistematik hale getirdi.
  • “Göz siniri”nin beyindeki ventriküler sistemle ilişkili olduğunu düşündü (o dönem için yaygın görüştü).
  • Chiasma opticum’un anatomik varlığını metinlerinde vurguladı.

4. Rönesans Dönemi (15.–17. yy)

Leonardo da Vinci (1452–1519)

  • İnsan kadavralarındaki diseksiyonlarda optik siniri ve optik kiazmayı çizimlerle gösterdi.
  • Nervus opticus’un gözden beyne giden bir yapı olduğunu görsel olarak belgeledi.

Andreas Vesalius (1514–1564)

  • “De Humani Corporis Fabrica” (1543) adlı eserinde nervus opticus’u ayrıntılı şekilde çizdi ve tanımladı.
  • Optik sinirin beyinle bağlantısını ve kiazmayı doğru yerleştirdi.
  • Galen’in bazı hatalarını düzeltti.

5. Modern Dönem (18.–20. yy)

19. yy nöroanatomi

  • Mikroskop teknolojisinin gelişmesiyle sinirlerin hücresel yapısı (aksonlar, miyelin kılıflar) tanımlandı.
  • Nervus opticus’un oligodendrositlerle miyelinize olduğu ve MSS kökenli olduğu keşfedildi.
  • Görme yolları (retina → optic nerve → chiasma → tractus → LGN → radiatio optica → görsel korteks) nörofizyolojik olarak sistemleştirildi.

20. yy fizyoloji

  • Elektrofizyolojik çalışmalarla nervus opticus’un impuls iletim özellikleri ölçüldü.
  • Görsel alan testleriyle (perimetri) optik sinirin işlevsel rolü klinik olarak izlenebilir hâle geldi.
  • Görme sinirinin hasarında oluşan skotom, optik atrofi, glokom gibi hastalıklar tanımlandı.




İleri Okuma
  1. Galen (ca. 180). De usu partium corporis humani.
  2. Vesalius, A. (1543). De Humani Corporis Fabrica.
  3. Clarke, E., & O’Malley, C.D. (1968). The Human Brain and Spinal Cord: A Historical Study Illustrated by Writings from Antiquity to the Twentieth Century. University of California Press.
  4. Finger, S. (1994). Origins of Neuroscience: A History of Explorations into Brain Function. Oxford University Press.
  5. Standring, S. (Ed.). (2020). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice (42nd ed.). Elsevier.