“Onkotik basınç” terimi, Yunanca kökenli iki kelimeden türetilmiştir:
- “Onkos” (ὄγκος): Yunanca “şişlik”, “kütle” veya “hacim” anlamına gelir. Bu kelime, özellikle hücrelerin içinde veya dışındaki sıvıların hareketiyle ilişkili hacim değişimlerini anlatırken kullanılır. Dolayısıyla, “onkos” burada sıvının yoğunlaşma veya şişme eğilimini ifade eder.
- “-tik” (Türkçede kullanılan “-ik” eki): Bu ek, bir durumu veya kavramı tanımlamak için kullanılan bir sıfat ekidir ve burada “onkotik” terimi, “onkos”un etkilerini tanımlar.
“Onkotik basınç”, bu bağlamda, sıvıların, özellikle de kan damarlarında bulunan proteinlerin etkisiyle uyguladığı basıncı ifade eder. Onkotik basınç, plazma proteinlerinin sıvıyı çekme ve tutma özelliği ile ortaya çıkar. Bu nedenle, sıvıların damarlar içinde kalmasını sağlamak için önemli bir rol oynar.
Kaynaklar:
- Starling, E. H. (1896). The factors involved in the transfer of fluid from the capillaries to the tissues. Journal of Physiology, 19(1), 1-6.
- Pflüger, H. (1890). Zur Physiologie der Gefäße. Pflügers Archiv für die gesamte Physiologie des Menschen und der Tiere, 46(1), 45-53.
Onkotik basınç, plazma proteinlerinin (özellikle albümin gibi büyük moleküllerin) bir sıvıdaki ozmotik basıncı artırıcı etkisidir. Bu basınç, sıvıların, özellikle de kanın, damarlar içinde tutunmasını sağlar ve sıvıların damar dışına (interstisyum) sızmasını engeller. Onkotik basınç, genellikle vücutta sıvı dengesinin korunmasında kritik rol oynar.
Onkotik Basınç ve Ozmotik Basınç Arasındaki Farklar:
- Ozmotik Basınç: Bir çözeltinin, çözeltideki tüm çözünmüş maddeler nedeniyle oluşan basınçtır. Ozmotik basınç, çözeltideki tüm çözünmüş maddelerin (iyonlar, moleküller vb.) suyu çekme eğilimiyle ilişkilidir ve Van’t Hoff yasasına göre hesaplanabilir. Bu basınç, genellikle çözeltinin genel ozmotik etkilerini tanımlar.
- Onkotik Basınç: Ozmotik basıncın özel bir türüdür ve yalnızca büyük moleküllerin (özellikle proteinler) çözeltideki etkisini ifade eder. Plazma proteinleri, hücre zarlarından geçemediğinden, kan damarlarında suyun tutulmasına katkı sağlar. Onkotik basınç, özellikle plazmadaki proteinlerin suyu tutma yeteneğiyle ilişkilidir.

Onkotik Basınca Örnekler:
- Beyin ve Böbrekler: Beyin gibi sert yapılar, bir kapsül ile çevrili olup, onkotik basıncın önemli olduğu yerlerdir. Bu tür yapılar, sıvıların interstisyumda birikmesini engelleyerek vücutta sıvı dengesinin sağlanmasına yardımcı olur.
- Sert Yapılar: Böbrek kapsülü gibi sert yapılar da onkotik basıncın etkililiğini gösterir.
Ödemde Onkotik Basınç:
Ödem, interstisyumda sıvı birikmesi sonucu meydana gelir. Bu sıvı birikimi, onkotik basınç ve hidrostatik basınç arasındaki dengenin bozulmasıyla gerçekleşir. Düşük plazma onkotik basıncı, proteinlerin eksikliği veya bozulmuş protein yapısı nedeniyle kan damarlarında sıvı kaybına yol açar. Bu da hücre dışı ödemi tetikler.
Onkotik Basınç Neden Oluşur?
Onkotik basınç, esas olarak plazma proteinlerinden kaynaklanır. Plazma proteinlerinin, özellikle albüminin, damar duvarlarına karşı su çekme etkisi vardır. Onkotik basınç, vücutta sıvı dağılımını düzenler ve kan damarlarının sıvıyı dışarıya sızdırmasını engeller. Bunun yanında, dehidrasyon veya sıvı kaybı sırasında, onkotik basınç artabilir çünkü vücutta azalan su miktarı, plazma proteinlerinin konsantrasyonunu artırır.
Bu bağlamda, onkotik basınç, vücuttaki sıvı dengesinin düzenlenmesinde ve ödemin engellenmesinde kritik bir rol oynar.
Keşif
Onkotik basınç, genel olarak vücut sıvılarındaki ozmotik basıncın proteinler tarafından yaratılması konsepti, ilk kez Pflüger (1890’lar) tarafından literatüre kazandırılmıştır. Bununla birlikte, onkotik basınçla ilgili ilk deneysel veriler Starling tarafından 1896 yılında ortaya konmuştur. Starling, sıvıların damarlar içinde ve dışında hareketini açıklamak için, damarlardaki basınç ile interstisyum arasındaki sıvı hareketinin temel prensiplerini tanımlamıştır.
Starling’in “Starling Kanunu“ olarak bilinen çalışmasında, onkotik basıncın sıvıların damarlar içinde tutulmasını sağladığı ve sıvıların damar dışına çıkışını engellediği teorisini geliştirmiştir. Bu keşif, özellikle sıvıların damarlar ve interstisyum arasındaki hareketini anlamada temel bir dönüm noktası oluşturmuştur.
Keşif Tarihleri:
- Pflüger (1890’lar): Plazma proteinlerinin onkotik basınca katkıda bulunduğu fikrini ortaya atmıştır.
- Starling (1896): Starling, onkotik basınçla ilgili deneysel verileri açıklayarak, sıvıların damarlar ve interstisyum arasındaki hareketinin temel ilkelerini tanımlamıştır.
Bu keşifler, modern fizyoloji ve kardiyovasküler tıbbın temel taşlarından biri olarak kabul edilir.
İleri Okuma
- Pflüger, H. (1890). Zur Physiologie der Gefäße. Pflügers Archiv für die gesamte Physiologie des Menschen und der Tiere, 46(1), 45-53.
- Starling, E. H. (1896). The factors involved in the transfer of fluid from the capillaries to the tissues. Journal of Physiology, 19(1), 1-6.
- Boron, W. F., & Boulpaep, E. L. (2005). Medical Physiology. Elsevier, 2nd Edition, p. 1602-1608.
- Guyton, A. C., & Hall, J. E. (2016). Textbook of Medical Physiology. Elsevier, 13th Edition, p. 255-259.
- Guyton, A. C., & Hall, J. E. (2011). Guyton and Hall Textbook of Medical Physiology. Saunders, 12th Edition, p. 213-217.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.