Tanım ve terminoloji
Meme çıkıntısı (Lat. processus mammillaris), alt torasik (genellikle T11–T12) ve lomber omurların üst eklem çıkıntılarının (processus articulares superiores) arka-dış (posterolateral) yüzeylerinden köken alan, çift, küçük kemik kabarıntıdır. Terminologia Anatomica’da “processus mammillares” olarak geçer. “Mammilla-” önekinin kökeni Latince mammilla (“meme ucu, küçük çıkıntı”) olup, yapının yuvarlak ve belirgin kabarıklığını tarif eder.
Topografya ve morfoloji
- Seviye dağılımı: Üst torasik vertebralarda belirgin değildir; alt torasikte incipient, lomber segmentlerde (özellikle L1–L5) belirginleşir.
- Konum ilişkisi: Her bir mamillar çıkıntı, aynı seviyedeki üst faset ekleminin kapsülüne komşudur; dorsalde processus spinosus, lateralde processus transversus, inferiorda processus accessorius ile üç boyutlu bir kompleks oluşturur.
- Şekil ve boyut: Oval-konveks, yüzeyi kas ve bağ tutunmalarına uygun pürtüklüdür. Lomber seviyede anteroposterior çapı artar; L4–L5’te daha hacimlidir.
- Kapsül ve bağlar: Faset ekleminin arka-dış kapsüler lifleri meme çıkıntısına yakın seyrederek eklem stabilitesine katkıda bulunur. Lomber bölgede mamillar ve aksesuar çıkıntı arasında, çoğu bireyde, lifli-osteofibröz bir bant olan mamillo-aksesuar bağ (MAB; ligamentum mamilloaccessorium) bulunur; bu bağ, arada küçük bir tünelcik oluşturur.
Embriyoloji ve gelişim
Meme çıkıntısı, arkus posterior kompleksinin sekonder ossifikasyon merkezlerinden şekillenen posterior elementlerin bir parçasıdır. Faset eklem yüzeyleri ve bunlara eşlik eden çıkıntıların ossifikasyonu adölesan dönemde tamamlanır; mekanik yüklenmeye yanıt olarak genç erişkinlikte hacim ve kabarıklık nispeten artabilir.
Komşuluklar ve ilişkili yapılar
- Eklemsel komşuluk: Üst faset yüzünün posterolateralinde yer alır; kapsülün posterosuperior lifleri ve ligamentum flavumun lateral kenarıyla yakın ilişkidedir.
- Sinir-damar ilişkileri: Lomber dorsal ramus’un medial dalı, MAB ile aksesuar çıkıntı arasında tasvir edilen osteofibröz kanala yakın veya içinden geçebilir; bu varyant, medial dalın mekanik irritasyonuna yatkınlık yaratabilir. Segmental damar dalları posterior elementler boyunca seyreder, fakat doğrudan meme çıkıntısına yapışık bir “ana damar” tanımlanmaz.
Kas ve bağ dokusu tutunmaları
- Kaslar:
- Multifidus (Mm. multifidi): En belirgin tutunma; lomber segmentte her bir multifidus demeti, alttaki vertebradan başlayıp üstteki meme çıkıntısına ve faset kapsülü çevresine yoğun tendonöz liflerle sonlanır.
- Intertransversarii (Mm. intertransversarii mediales lumborum): Özellikle medyal lifleri mamillar-aksesuar kompleks boyunca tutunma noktaları bulur.
- Longissimus thoracis’in lomber bölümü: Lateralde aksesuar çıkıntı ve transvers çıkıntı üzerinde yoğunlaşsa da faset-mamillar çizgi ile fasiyal devamlılık gösterir.
- Bağlar: Faset kapsülü, MAB ve kısa intertransvers bağ lifleri bu bölgeyi üç boyutlu bir askı sistemi gibi destekler.
Biyomekanik ve işlev
- Posterior kolon stabilitesi: Meme çıkıntısı, faset eklemlerle birlikte lomber omurganın “arka ankraj”ını güçlendirir; ekstansiyon ve rotasyon sırasında kasların moment kolunu artırarak mikro-kolon stabilizasyonuna katkı verir.
- Kas kolu ve propriosepsiyon: Multifidus için distal kiriş benzeri bir kaldıraç noktası oluşturarak segmental denge ve proprioseptif geri bildirimi optimize eder.
- Yük paylaşımı: Lomber lordozda, özellikle ekstansiyon ve aksiyel rotasyon kombinasyonlarında, faset eklem reaksiyon kuvvetlerinin bir kısmı meme çıkıntısı aracılığıyla kapsül-kas bileşkesine aktarılır.
Varyasyonlar ve yaşa bağlı değişiklikler
- Morfolojik varyantlar: Tekli yuvarlak kabarıntı en yaygın formdur; bazen elonge, sirkumferensiyel osteofitik “başlık” veya birden fazla küçük tüberkül görülebilir.
- Kalsifikasyon/ossifikasyon: MAB kısmi ossifikasyona uğrayarak belirgin bir kemiksi köprü oluşturabilir; bu durum medial dal için daha rijit bir tünel doğurur.
- Dejenerasyon: Yaşla birlikte faset artropatisine eşlik eden skleroz ve osteofitler meme çıkıntısını belirginleştirebilir; ileri dejenerasyonda ise kontur düzensizleşir.
Görüntüleme özellikleri
- Radyografi: Direkt grafilerde seçilmesi güçtür; oblik projeksiyonlarda faset siluetiyle birlikte küçük yuvarlak kabarıntı olarak izlenebilir.
- BT (CT): Yüksek mekânsal çözünürlükle meme, aksesuar ve transvers çıkıntıların karşılıklı ilişkisi, MAB’nin ossifikasyonu ve osteofitoz net gösterilir. Pedikül vidası planlamasında üç boyutlu rekonstrüksiyonlarda güvenilir yer işaretidir.
- MRG: Kortikal ayrıntı sınırlı olsa da T1-ağırlıklı kesitlerde multifidus tendonlarının mamillar bölgeye demetlenmesi ve faset kapsül kalınlaşmaları değerlendirilebilir; yağ-su ayrım teknikleri ile entezis çevresinde ödem/kronik değişiklikler saptanabilir.
- Ultrasonografi: Yüksek frekanslı problarla yüzeyelleşen lomber seviyelerde (özellikle L3–L5) mamillar kontur ve multifidus entezisi deneyimli uygulayıcı tarafından ayırt edilebilir; girişimsel işlemlerde ek kılavuzluk sağlayabilir.
Klinik önemi
- Faset eklem kaynaklı bel ağrısı: Meme çıkıntısı, faset kapsülü ve multifidus entezisiyle birlikte nosiseptif bir kompleksin parçasıdır. Kapsüler gerilme, mikroinstabilite veya osteoartritik değişimler ağrıya katkı verebilir.
- Dorsal ramus medial dal sıkışması/irritasyonu: MAB’nin kemikleşmesiyle oluşan kanalda medial dalın irritasyonu tarif edilmiştir; bu, faset eklem ağrısının patogenezinde ve bazı olgularda palpasyonla lokalize edilebilen paravertebral hassasiyette rol oynayabilir.
- Girişimsel ağrı tedavileri:
- Medial dal blokları ve radyofrekans denervasyon: Hedef nokta, mamillar çıkıntı ile üst faset eklem hattının birleşiminde, medial dalın osteofibröz yatağına komşudur. Mamillar çıkıntı, floroskopi/US eşliğinde güvenilir landmark sağlar.
- Faset eklem enjeksiyonları: Kapsül içine yaklaşımda mamillar kontur, iğne yönlendirmesinde referans alınır.
- Cerrahi anatomi:
- Wiltse aralığı: Longissimus ile multifidus arasındaki doğal planla yaklaşımlarda, disseksiyon mamillar çizgiye kadar taşınır; burada kasların kemik tutunmaları ayırt edilir.
- Pedikül vidası yerleştirme: Birçok tekniğin giriş noktası tarifinde mamillar çıkıntı, pars interartikülaris ve transvers çıkıntı ile birlikte üçlü bir referans oluşturur.
- Spondiloliz/spondilolistezis: Pars defektlerine eşlik eden posterior element yeniden şekillenmeleri mamillar konturu değiştirebilir; BT değerlendirmesinde önem taşır.
- Sporcu ve mesleki zorlanmalar: Hiperlordoz-ekstansiyon dominant kalıp ve tekrarlayan rotasyon yükleri (artistik cimnastik, atıcılık, bel kuvet gerektiren işler) mamillar-entezis kompleksinde hassasiyet ve entezopatiye yol açabilir.
Karşılaştırmalı anatomi ve evrimsel notlar
Meme çıkıntıları, memelilerde bel bölgesinin derin epaksiyal kaslarına kaldıraç sağlayan adaptif tüberküller olarak tanımlanır. İki ayaklı postürde lomber stabilite gereksiniminin artması, insanlarda bu yapıların belirginleşmesiyle ilişkilendirilir. Kuadrupedlerde de mevcuttur ancak segmental morfoloji ve vurgu türden türe değişir.
Muayene ve yüzey anatomi ipuçları
Derin palpasyonla doğrudan hissedilemez; ancak spinos çıkıntı hizalaması ve paraspinal kas olukları referans alınarak mamillar hat boyunca lokal hassasiyet alanları saptanabilir. Ultrason eşliğinde multifidus kalınlığı ve entezis görüntülenerek rehabilitasyon takibi yapılabilir.
Rehabilitasyon ve fonksiyonel yaklaşımlar
Multifidus aktivasyonunu hedefleyen düşük yük-yüksek tekrar stratejileri (örn. segmental stabilizasyon egzersizleri) mamillar entezis hattında kuvvet aktarımını iyileştirir. Faset kapsül irritasyonunda ekstansiyon ve kompresyonu artıran pozisyonlardan kaçınma, kalça-pelvis mobilitesini artırma ve lumbopelvik ritmi düzenleme önerilir.
Keşif
Antik omurganın dili: ilk tasvirlerin gölgesinde bir “küçük kabarıntı”
Omurga posterior elemanlarının ilk sistematik betimlemeleri, Helenistik ve Roma tıbbında kemik yüzeylerinin işlevsel ayrışmasını amaçlayan şematik anlatımlarla başlar. Galenos geleneğinde faset eklemlerinin (zygapofizyaller) ve arkus posteriorun hareketle ilişkili yüzeyleri tanımlanırken, bugün “meme çıkıntısı” diye andığımız küçük tüberkülün özgül adı geçmese de, üst eklem çıkıntılarının arka-dış sahasında kas/bağ tutunmalarına elverişli “pürtüklü alanlar”ın tasviri omurganın derin kaslarına atıfla anlatılır. Böylece “mevcudiyet”i sezilen, fakat “adı” henüz olmayan bir ayrıntının tohumları atılır.
Rönesans laboratuvarı: Vesalius’tan Eustachius’a görsel devrim ve ayrıntının yükselişi
1543’te Vesalius’un ayrıntıyı merkeze alan anatomik çizimleriyle, üst faset eklemi çevresindeki kabarıntıların biçimsel ayırımı daha belirgin bir görsel dile kavuşur. Vesalius’un öğrencileri ve çağdaşları—Falloppio, Colombo, Fabricius—omurga posterior elemanlarını giderek daha rafine bir çizgisel kesinlikle resmeder. 16.–17. yüzyılın bu “bakış eğitimi” döneminde, alt torasik ve lomber fasetlerin arka-dış kenarına yakın küçük kemik kabarıntı, atlasların marjlarında ve plak kenarlarında kimi kez nokta, kimi kez kısa bir tüberkül olarak görünür; adı hâlâ serbest, ama konturu her yeni baskıda biraz daha belirgindir.
Eustachius’un erken modern plaklarının 18. yüzyıldaki yayımları ve Albinus’un yüksek sadakatli gravürleri, posterior elementler üzerinde kas-tendon tutunma yerlerinin topografik sürekliliğini vurgular. Tam da bu vurgu sayesinde, bugün “processus mammillaris” dediğimiz yapının, üst eklem çıkıntılarının arkasında, multifidus ve kısa intertransvers lifler için bir “askı noktası” gibi konumlandığı alışkanlık haline gelir.
Klasik atlasların dili: adın şekillenmesi, biçimin ayıklanması
- yüzyılda Cruveilhier, Henle, Luschka ve hemen ardından Gray/Testut çizgisi, kemik yüzey ayrıntılarının “kas-fonksiyon” ekseninde okunmasını standartlaştırır. Lomber seviyede belirginleşen, alt torasikte ise sönük/başlangıç düzeyinde görülen küçük tüberkül, artık yalnız görüntü değil, bir “işlev ipucu” olarak da haritaya işlenir: multifidus demetlerinin ve medyal intertransvers liflerin kısa kaldıraç kolları. Bu dönem metinleri, mamillar kabarıntının just posterior-lateral konumu ile faset kapsül liflerinin ilişkisini vurgulayarak, kapsül–entezis–kas üçlemini anatomik bir cümleye dönüştürür.
Ad koymanın siyaseti: BNA’dan Terminologia Anatomica’ya standartlaşma
1895 Basel Nomina Anatomica, 1955 Nomina Anatomica ve nihayet 1998’den itibaren Terminologia Anatomica çizgisi, “processus mammillaris” adını terminolojik olarak mühürler. Böylece yüzlerce yıllık çizim ve betim, evrensel bir Latince başlık altında buluşur. Aynı süreç, komşu ayrıntıların (özellikle “processus accessorius”) adlandırmasını da netleştirir; mamillar–aksesuar ikilisinin bir fonksiyonel “hat” oluşturduğu fikri terminolojiyle birlikte didaktik bir standarda dönüşür.
Yapıdan işleve: 20. yüzyılın biyomekaniği ve “küçük tüberkül”ün büyük rolü
- yüzyıl ortasından itibaren omurganın mekanik davranışını kantitatif olarak inceleyen çalışmalar, fasetlerin yük paylaşımındaki rolünü tarif ederken, multifidusun segmental stabilizasyondaki katkısını öne çıkarır. Mamillar çıkıntı bu bağlamda iki nedenle görünürlük kazanır:
- Multifidusun kısa moment kolu için “distal kiriş” benzeri bir irtibat noktası sunar.
- Faset kapsülünün posterosuperior lifleriyle teması, ekstansiyon–rotasyon yüklerinde kapsül geriliminin mamillar çizgide yoğunlaşabileceğini düşündürür.
Bu arka plan, klinik biyomekanikte gelişen iki hattı besler: rehabilitasyonda segmental stabilizasyonun anatomik dayanakları ve faset kaynaklı ağrının patogenezinde kapsül–entezis birliğinin önemi.
Bir bağın hikâyesi: mamillo–aksesuar bağ ve osteofibröz tünel fikri
Lomber bölgede mamillar ile aksesuar çıkıntı arasındaki lifli yapı—mamillo–aksesuar bağ—zaman içinde “osteofibröz tünel” kavramıyla anılır hale gelir. Bu tünel hattı, dorsal ramusun medial dalının komşuluğunu açıklamak ve medial dal girişimlerinin hedeflemesini somut bir kemik–yumuşak doku geometrisine oturtmak için anahtar bir şema sunar. Yaşla ossifikasyon eğilimi gösteren bu bağ, bazı bireylerde kemiksi bir köprüye dönüşür; böylece medial dalın irritasyonuna zemin hazırlayan rijit bir oluk oluşabilir. Anatominin “küçük” bir ayrıntısı, ağrı biliminin “büyük” bir açıklayıcısına evrilir.
Görüntülemenin sahne ışığı: CT ve MR ile konturun derinliği
Bilgisayarlı tomografinin uzamsal çözünürlüğü, mamillar–aksesuar–transvers üçlüsünün karşılıklı ilişkisini üç boyutlu olarak yakalar. Pedikül vidası planlamasında mamillar çıkıntı, pars interartikülaris ve transvers çıkıntı ile birlikte güvenilir bir üçlü referans çerçevesi oluşturur. MR ise multifidus tendon liflerinin mamillar konturda demetlenmesini ve faset kapsül kalınlaşmasını yumuşak doku penceresinde sergiler; yağ–su ayırımlı diziler, entezis çevresinde ödem ve kronik dejeneratif değişimlerin ayıklanmasına imkân verir. Böylece, “göz”ün yüzyıllardır gördüğü çıkıntı, “ölçüm”e konu olur.
Girişimsel çağ: medyal dal blokları, RFA ve ultrason eşliğinde hedefleme
Faset kaynaklı bel ağrısında medyal dal blokları ve radyofrekans denervasyon teknikleri yaygınlaşırken, mamillar çıkıntının topografik değeri yeni bir rol kazanır: floroskopi ve ultrason eşliğinde iğne yolunun “kemik izi”. Mamillar–faset hattı, hedef dokunun (medial dalın osteofibröz yatağı) tam yanında bir işaret taşı gibi kullanılır. Ultrasonografi, L3–L5 düzeyinde tecrübeli uygulayıcıya, mamillar konturu ve multifidus entezisini yüzeyelleşen pencereden seçme imkânı verir; invaziv olmayan bir “nokta doğrulama” yaklaşımı doğar.
Evrimsel bakış: epaksiyal kaldıraç ve ikiayaklılığın omurgası
Memelilerde derin epaksiyal kaslar, kısa kaldıraç kollarını kemiksi çıkıntılar üzerinden ekleme iletimine dönüştürür. İnsanlarda ikiayaklı postürün gerektirdiği lumbal stabilite, mamillar çıkıntıların belirginliğini fonksiyonel bir “kaldıraç makası” gibi artırır. Kuadrupedlerde var olan fakat segmental vurgusu türden türe değişen bu tüberkül, insan omurgasında lordoz–rotasyon kombinasyonlarının yönetiminde sessiz bir denge öğesidir.
Günümüze köprü: morfometri, navigasyon ve ağrı fenotiplemesi
Son yıllarda üç eğilim bu küçük yapıyı yeniden gündeme taşır:
- Morfometrik çalışmalar: Lomber seviyelerde mamillar çıkıntının boyut, açı ve komşuluk metrikleri; pedikül vidası navigasyonunda kemik referans kümeleri; cerrahi yaklaşılarda Wiltse aralığının derinlik haritaları.
- Fenotipleme ve görüntü biyobelirteçleri: Faset artropatisi ve entezopati birlikteliklerinin BT/MR üzerinden yarı nicel skorlanması; mamillo–aksesuar bağın ossifikasyon derecelerinin ağrı fenotipleriyle eşleştirilmesi.
- Rehabilitasyon mekaniği: Multifidus hedefli egzersizlerin (düşük yük–yüksek tekrar) entezis çevresi yağ–kas kompozisyonuna etkisi; segmental kontrolün mamillar–faset hattı üzerinden yeniden eğitimi.
Haritaya düşen isimler: birikimli keşfin aktörleri
Bu hikâyede “tek bir mucit” yoktur; ayrıntı, nesiller boyunca çizgiden çizgiye taşınır. Rönesans’tan başlayan görsel devrimin taşıyıcıları (Vesalius ve çevresi), 18. yüzyılın yüksek sadakatli gravür ustaları (Eustachius’un mirası, Albinus’un plakları), 19. yüzyılın sistematik atlasçıları (Cruveilhier, Henle, Luschka, Gray/Testut), 20. yüzyılın terminologları (BNA–Nomina–Terminologia çizgisi), biyomekanikçiler ve klinik anatomistler (omurga stabilitesi, faset ağrısı, dorsal ramus topografyası), 21. yüzyılın görüntülemecileri ve girişimselci–rehabilitasyoncu ekipleri… Hepsi, alt torasik ve lomber fasetlerin arkasındaki bu küçük tüberkülün hem adını hem anlamını katman katman örer.
Dönüp bakınca: küçük bir çıkıntının büyük öğretisi
Meme çıkıntıları, anatomide ayrıntının yalnız başına “süs” olmadığını, işlevin dili olduğunu hatırlatır. Bir gravür kenarında başlayan işaret, bir standardın başlığına, sonra bir klinik hedefe, sonra da ağrı fenotiplerini ayrıştıran bir biyobelirteç adayına dönüşür. Keşif, adlandırma, ölçüm ve müdahale—dört halka—aynı küçük kabarıntıda buluşur.
İleri Okuma
- Vesalius, A. De humani corporis fabrica. Basel, 1543.
- Eustachius, B. Tabulae anatomicae. Roma (ölüm sonrası yayım), 1714.
- Albinus, B. S. Tabulae sceleti et musculorum corporis humani. Lugduni Batavorum, 1747.
- Cruveilhier, J. Anatomie descriptive; Anatomie pathologique. Paris, 1831–1842.
- Henle, J. Handbuch der systematischen Anatomie des Menschen. Braunschweig, 1855.
- Gray, H. Anatomy: Descriptive and Surgical. London, 1858.
- Testut, L. Traité d’anatomie humaine. Paris, 1889.
- Basle Nomina Anatomica Komitesi. Basle Nomina Anatomica (BNA). Basel, 1895.
- International Anatomical Nomenclature Committee. Nomina Anatomica. İlk baskı, 1955.
- Farfan, H. F. Mechanical Disorders of the Low Back. Philadelphia, 1969.
- White, A. A.; Panjabi, M. M. Clinical Biomechanics of the Spine. 1. baskı, 1978; 2. baskı, 1990. Philadelphia.
- Bogduk, N.; Wilson, A. S.; Tynan, W. The human lumbar dorsal rami. Journal of Anatomy 134(2):383–397, 1982.
- Kapandji, I. A. The Physiology of the Joints, Vol. 3: The Trunk and the Vertebral Column. 5. baskı, Churchill Livingstone, Edinburgh, 1992.
- Moore, K. L.; Dalley, A. F. Clinically Oriented Anatomy. 4. baskı, Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia, 1997.
- Federative Committee on Anatomical Terminology (FCAT). Terminologia Anatomica. 1. baskı, 1998.
- Maigne, J.-Y. Diagnosis and Treatment of Pain of Vertebral Origin. 2. baskı, Williams & Wilkins, Baltimore, 2004.
- Netter, F. H. Atlas of Human Anatomy. 5. baskı, Elsevier, Philadelphia, 2010.
- Standring, S. (Ed.) Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice. 42. baskı, Elsevier, London, 2020.