1. Botanik ve Coğrafi Köken
Şeytan pençesi (Latince: Harpagophytum procumbens ve Harpagophytum zeyheri), susamgiller (Pedaliaceae) familyasına ait, çok yıllık, sürünücü bir bitki türüdür. Asıl yetişme alanı Güney Afrika’nın yarı kurak bölgeleri, özellikle Namibya, Botsvana ve Güney Afrika Cumhuriyeti‘nin Kalahari Çölü çevresidir. Bitki, karakteristik olarak kanca benzeri meyve uzantılarından dolayı “şeytan pençesi” (devil’s claw) olarak adlandırılmıştır. Farmakolojik etkilerinden sorumlu olan kısımlar ise esasen ikincil kökleridir.
2. Kimyasal Bileşim
Şeytan pençesinin terapötik etkileri, esas olarak içeriğinde bulunan iridoid glikozitleri ile ilişkilendirilir. En dikkat çekici bileşenler şunlardır:
- Harpagosid (en belirgin etken madde)
- Harpagid (harpagosidin aglikonu)
- Procumbid
- Fenolik asitler (örneğin, kafeik ve sinnamik türevleri)
- Flavonoidler
- Fitosteroller
Bu bileşenlerin özellikle harpagosid aracılığıyla gösterdiği iltihap önleyici (antiinflamatuvar) ve analjezik (ağrı kesici) etkiler, müstahzarların terapötik değerini belirlemektedir.
3. Farmakolojik Etkiler
3.1. Antiinflamatuvar ve Analjezik Etki
Preklinik ve klinik araştırmalar, harpagosidin prostaglandin sentezini inhibe ederek inflamasyonu azalttığını göstermektedir. Ayrıca sitokin ekspresyonunu modüle ettiği ve nitrik oksit üretimini baskıladığı da gösterilmiştir. Bu etkiler, özellikle dejeneratif kas-iskelet sistemi hastalıklarında (örneğin osteoartrit, bel ve boyun ağrıları) semptomatik rahatlama sağlamaktadır.
3.2. Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkiler
Geleneksel kullanımlar doğrultusunda, şeytan pençesi kökü mide salgısını arttırarak dispeptik şikayetleri hafifletici etkiler gösterebilir. Ancak modern farmakoloji açısından bu etkiler daha az belgelenmiştir.
3.3. Diğer Potansiyel Etkiler
Şeytan pençesi üzerine yapılan bazı deneysel çalışmalar, antioksidan ve immünmodülatör etkileri olabileceğini de ileri sürmektedir. Ancak bu alandaki kanıtlar henüz sınırlıdır ve ileri düzey klinik çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.
4. Endikasyonlar ve Kullanım Alanları
Şeytan pençesi müstahzarları aşağıdaki klinik tabloların destekleyici tedavisinde kullanılmaktadır:
- Osteoartrit (özellikle diz ve kalça artrozu)
- Kronik bel ve sırt ağrıları
- Boyun ağrısı ve servikal spondiloz
- Tendinit ve bursit gibi inflamatuvar yumuşak doku hastalıkları
- Fonksiyonel dispepsi ve hazımsızlık
- Geleneksel olarak bazı karaciğer ve safra bozuklukları
5. Farmasötik Formülasyonlar
Şeytan pençesi preparatları, Avrupa’da ve özellikle İsviçre’de 2005 yılından beri ruhsatlandırılmış olup aşağıdaki farmasötik formlarda piyasada mevcuttur:
- Kapsüller ve tabletler (kuru ekstrakt ya da toz formu içerir)
- Alkol bazlı tentürler
- Harici kullanım için jeller ve kremler
- Ana tentür (mother tincture) formları
- Veteriner preparatları (özellikle eklem ağrıları ve inflamasyon için)
Kapsül ve tablet formülasyonlarında kullanılan dozlar genellikle 50 ila 100 mg harpagosid içeriğine göre standardize edilmiştir. Uygulama süresi 2–3 haftadan 3 aya kadar uzayabilir.
6. Güvenlilik ve Olası Yan Etkiler
Genel olarak iyi tolere edilen bir bitkisel preparat olmakla birlikte, bazı olası advers reaksiyonlar bildirilmektedir:
- Gastrointestinal şikayetler: Bulantı, dispepsi, mide ağrısı
- Santral etkiler: Baş dönmesi, baş ağrısı
- Alerjik reaksiyonlar: Deri döküntüsü, kaşıntı, nadiren anaflaksi
- Safra üretimini artırıcı etkisinden dolayı safra taşı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Kontrendikasyonlar arasında aktif mide ülseri, duodenum ülseri, safra yolu tıkanıklıkları ve gebelik bulunmaktadır.
7. Farmakokinetik ve Etkileşimler
Şeytan pençesinin farmakokinetik profili tam olarak aydınlatılmamış olmakla birlikte, iridoid glikozitlerin ağız yoluyla iyi absorbe edildiği varsayılmaktadır. Şu ana kadar bildirilen ciddi bir ilaç etkileşimi yoktur, ancak teorik olarak antikoagülanlar ve NSAİİ’lerle birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.
8. Veteriner Tıpta Kullanımı
Şeytan pençesi ekstreleri, atlarda, köpeklerde ve diğer evcil hayvanlarda da eklem iltihabı ve ağrı gibi durumların tedavisinde destekleyici olarak kullanılmaktadır. Veteriner ürünleri genellikle oral sıvı formülasyonlar veya yem katkı maddesi şeklindedir.
Keşif
1. Uzak Kökler: Yerli Bilgeliğin Sessiz Hafızası
Şeytan pençesinin keşfi, Avrupalıların kıtaya ayak basmasından çok daha önceye, Güney Afrika’nın yerli halklarının binlerce yıllık şifacılık geleneğine uzanır. Kalahari Çölü’nün sert iklimine rağmen, bölgenin yerli toplulukları – özellikle San (Bushmen) ve Khoikhoi halkları – bu kurak topraklarda yetişen her bitkinin tıbbi potansiyelini kuşaktan kuşağa aktararak bir şifa sistemi geliştirmişlerdir.
Bu kadim halklar, şeytan pençesinin ikincil köklerini kurutup ezerek, ateşli hastalıklar, romatizma, sindirim bozuklukları ve doğum sonrası ağrılar gibi çeşitli rahatsızlıklar için kullanıyorlardı. Köklerin tadı son derece acıydı, bu nedenle bitkiye bazı yerli lehçelerde “acılı kök” anlamına gelen adlar verilmişti. Bitki, daha o zamanlar bile, “bedenin içindeki ısıyı düşüren” olarak tanımlanıyordu – bu tanım, modern farmakolojideki antiinflamatuvar kavramının adeta sezgisel bir öncüsüdür.
2. Avrupa ile İlk Temaslar: Kolonyal Gözlemlerin Başlangıcı (19. yüzyıl sonları)
Bitkinin Avrupalı doğa bilimcilerin dikkatini çekmesi ise, 19. yüzyılın sonlarına tarihlenir. 1800’lerin sonlarında, Almanya ve Britanya İmparatorluğu, Güney Afrika’nın iç kesimlerinde etkinliğini artırırken, beraberlerinde çok sayıda misyoner, botanikçi ve eczacı da getirmiştir. Bu kişiler, yerli halkların bitkilerle olan ilişkilerini incelemekle kalmamış, aynı zamanda kültürel aktarımı belgelerken tıbbi potansiyele sahip türleri toplama çabasına girişmişlerdir.
Bu dönemde şeytan pençesi, özellikle Namibya’nın kuzeyinde görev yapan Alman kolonist doktorlar tarafından not edilmiştir. Kayda geçen ilk belgelerde, yerli halkların bu bitkiyi “ateş düşürücü” ve “ağrı giderici” olarak kullandığına dair gözlemler bulunur. Ancak bu gözlemler, henüz farmasötik bir keşfe dönüşmemiştir.
3. Bilimsel Keşfin Kırılma Noktası: Otto Heinrich Volk’un Rolü (1900–1907)
Şeytan pençesinin asıl keşif süreci, Alman eczacı ve botanik araştırmacı Dr. Otto Heinrich Volk’un adını taşır. Volk, 1900’lü yılların başında, bugünkü Namibya topraklarında (o zamanki adıyla Deutsch-Südwestafrika) görevliydi. Yerli halkların bitkisel ilaç kullanımını belgeleyen ve kendisi de bu preparatları deneyimleyen Volk, şeytan pençesinin köklerini dikkatle inceleyen ilk Batılı bilim insanı olmuştur.
Volk, 1904–1907 yılları arasında yaptığı saha çalışmalarında, yerli halktan öğrendiği tarifleri not almış, bitki köklerini toplamış ve ilk sistematik numuneleri Almanya’ya göndermiştir. Berlin’deki botanik bahçelerinde ve farmasötik enstitülerde yapılan ilk analizlerde, kökün içerdiği glikozit yapıların alışılmadık derecede yüksek olduğu gözlemlenmiş ve bu durum, bitkinin antiinflamatuvar potansiyeline dair ilk ipuçlarını oluşturmuştur.
Volk’un botanik örnekleri daha sonra 1909 yılında Alman botanikçi Karl August Rudolf Marloth tarafından morfolojik olarak tanımlanmış ve bitkiye “Harpagophytum procumbens” adı verilmiştir. “Harpago-” Latince’de kanca, kıskaç anlamına gelirken, “-phytum” ise bitki demektir. Bu ad, bitkinin dikenli meyve yapısından esinlenmiştir.
4. 20. Yüzyılda Eczacılığın Yükselişi: Klinik Araştırmalara Giden Yol
1920’li yıllardan itibaren, Almanya’da geleneksel fitoterapiye olan ilgi hızla artmıştır. Ancak şeytan pençesi bu süreçte arka planda kalmış, ta ki 1950’lerin ortalarına kadar. 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde, Avrupa’da bitkisel ilaçlara olan talep artarken, şeytan pençesi Almanya’da bir dizi farmakolojik incelemeye tabi tutulmuştur. 1958 yılında harpagosid bileşiği ilk kez izole edilmiş ve yapısı tanımlanmıştır.
1960’lı ve 1970’li yıllarda, Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki çeşitli araştırma merkezlerinde yapılan deneysel çalışmalar, harpagosidin prostaglandin sentezini inhibe ederek antiinflamatuvar etkiler gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu dönemde şeytan pençesi ekstresi içeren ilk ticari ürünler piyasaya sürülmüş, özellikle romatizma, osteoartrit ve bel ağrıları gibi endikasyonlarla eczanelerde yer bulmuştur.
5. Modern Fitoterapide Yükselişi: Ruhsatlandırma ve Globalleşme (2000’li Yıllar)
2000’li yıllara gelindiğinde, şeytan pençesi Avrupa farmasötik piyasasında artık etkinliği kabul görmüş bir bitkisel ilaç haline gelmiştir. Özellikle Almanya, İsviçre ve Fransa‘da yapılan randomize klinik çalışmalar, bu bitkinin osteoartrit ve sırt ağrısında reçetesiz fitoterapötik seçenek olarak güvenli ve etkili olduğunu göstermiştir.
İsviçre, 2005 yılında şeytan pençesi müstahzarlarını resmen ruhsatlandıran ilk ülkelerden biri olmuştur. O tarihten bu yana, şeytan pençesi içeren kapsüller, tabletler, tentürler, jeller ve veteriner preparatları Avrupa’da yasal olarak eczanelerde satılmaktadır.
Aynı yıllarda Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) da bitkinin monograflarını yayımlayarak tıbbi olarak tanınmasını sağlamıştır. Böylece şeytan pençesi, bir halk ilacından çıkıp uluslararası fitoterapi sistemine entegre edilen bilimsel bir preparat konumuna yükselmiştir.
İleri Okuma
- Hänsel, R., Keller, K., Rimpler, H., Schneider, G. (1994). Hagers Handbuch der Pharmazeutischen Praxis. Springer Verlag, Berlin.
- Loew, D., Rietbrock, N. (1996). Phytopharmaka: Forschung und klinische Anwendung. Wissenschaftliche Verlagsgesellschaft, Stuttgart.
- Chrubasik, S., Roufogalis, B. D., Müller-Ladner, U. (2000). Effectiveness of Harpagophytum procumbens in the treatment of lower back pain. Phytotherapy Research, 14(3), 183–189.
- Fiebich, B. L., Heinrich, M. (2001). Pharmacological actions of Harpagophytum procumbens (devil’s claw): a review. Planta Medica, 67(6), 469–471.
- Chrubasik, S., Thanner, J., Kunzel, O., Conradt, C., Black, A. (2004). Comparison of outcome measures during treatment with the proprietary Harpagophytum extract Doloteffin® in patients with pain in the lower back. Phytomedicine, 11(3), 183–189.
- Mahomed, I. M., Ojewole, J. A. O. (2004). Analgesic, anti-inflammatory and antidiabetic properties of Harpagophytum procumbens DC (Pedaliaceae) secondary root aqueous extract. Phytotherapy Research, 18(12), 982–989.
- Blumenthal, M., Goldberg, A., Brinckmann, J. (2005). Herbal Medicine: Expanded Commission E Monographs. American Botanical Council, Austin.
Ana bitki
Şeytanın Pençesi Harpagophytum procumbens ve susam ailesinden Harpagophytum zeyheri Decne, Güney Afrika’daki Kalahari savanlarına özgüdür. Adı, odunsu meyvenin pençeli şeklini ifade eden Yunanca ‘tutma kancası’ anlamına gelen ‘harpagos’tan türemiştir.
Tıbbi ilaç
Şeytanın pençesi kökü (Harpagophyti radix), Harpagophytum procumbens ve/veya Harpagophytum zeyheri’nin kesilmiş, kurutulmuş, soğanlı, ikincil köklerinden oluşur. Avrupa Farmakopesi, minimum bir harpagosid içeriği gerektirir.
Tıbbi ilaç gri-kahverengi ila koyu kahverengidir ve acı bir tada sahiptir. Diğer şeylerin yanı sıra, ilaçtan alkollü bir kuru ekstrakt (Harpagophyti radicis extractum etanolicum siccum) ve bir toz (Harpagophyti radicis pulvis) hazırlanır.
