Tanım ve Terminoloji
Çapraz oluk, sfenoid kemiğin korpusunun üst yüzünde, her iki optik kanalın (canalis opticus) medial ağızlarını birbirine bağlayan enlemesine yerleşimli, sığ bir kemik oluğudur. Klasik anatomi literatüründe sulcus chiasmatis veya sulcus prechiasmaticus adlarıyla anılır. “Çapraz” nitelemesi, olukla topografik ilişki içinde bulunan optik kiazmanın (chiasma opticum) kısmi lif çaprazlaşmasına gönderme yapar; “oluk” ise Latince sulcus teriminin Türkçesidir. Bu oluk, arka-aşağıda hipofiz çukuru (fossa hypophysialis, sella turcica), ön-yukarıda planum/jugum sphenoidale ile sınırlanır ve iki yanda optik kanalların intracraniyal açıklıklarına uzanır.
Dış Yapı ve Komşuluklar
- Ön: Planum (veya jugum) sphenoidale üzerinden ön çukur (fossa cranii anterior) tabanı ve lamina cribrosa bölgesine geçiş.
- Arka: Tuberculum sellae ve onun arkasında hipofiz çukuru; daha posterior’da dorsum sellae.
- Lateral: Her iki tarafta canalis opticus’un kranial ağzı; bunların lateral-posteroinferiorunda carotidopterigoid kompleksin kemik elemanları ve ICA’nın parasellar segmentleri.
- Üst: Suprasellar (kiazmatik) sisterna, optik kiazma ve A1/ACoA kompleksinin damarları.
- Alt: Sfenoid korpusunun pnömatize olabildiği sinus sphenoidalis; cerrahi yaklaşımlar açısından önemli bir referans düzlemi.
Mikrotopografi ve Variasyon
Çapraz oluğun derinliği ve belirginliği bireysel olarak değişkendir. Oluk, çoğu kadavrada belirgin bir kama-benzeri çentiklenme olarak izlenirken, bazı bireylerde neredeyse düzdür. Optik kiazmanın sella ile ilişkisine göre üçlü bir varyasyon tanımlanır:
- Prefiks (önde yerleşimli): Kiazma planum/jugum sphenoidale’ye daha yakın; çapraz oluk üzerinde veya önünde.
- Normal: Kiazma sulcus chiasmatis’in hemen üstünde.
- Postfiks (arkada yerleşimli): Kiazma tuberculum sellae’ye yaklaşır, sella üzerine doğru “sarkar”.
Bu varyasyonlar, suprasellar kitlelerin görme alanı etkileri ve cerrahi planlamada belirleyicidir.
Gelişimsel ve Evrimsel Bağlam
Embriyogenezde retina, diencephalon kökenli bir uzantıdır; n. opticus (CN II) aksonları optic stalk boyunca ilerlerken orta hat düzeyinde kısmi deküssasyon yaparak kiazmada yeniden örgütlenir. Kiazmadaki kısmi çaprazlaşma, nazal retina liflerinin kontralateral, temporal retina liflerinin ipsilateral seyriyle sonuçlanır ve iki gözden gelen bilgiyi retinotopik ve binoküler eşleştirme ilkeleriyle kortekse dağıtır. Evrimsel olarak balıklardan memelilere uzanan omurgalı çizgisinde görsel alanın beden orta hattına göre “yansıtmalı” haritalanması, çaprazlaşmanın seçilimsel olarak korunmasına yol açmıştır. Bazı türlerde (örn. çoğu teleost) çaprazlaşma tam’a yakındır; primatlarda stereopsis gereksinimiyle kısmi çaprazlaşma baskındır.
Nörovasküler İlişkiler
- Damarlar: Kiazmanın ve çapraz oluğun üstünde ön serebral arter (ACA), anterior communicating (ACoA) ve özellikle internal karotis arter’in (ICA) superior hipofizer dalları kritik komşulardır. Bu arteriyel halka, suprasellar bölgenin tümöral ve anevrizmatik patolojilerinde klinik belirti örüntülerini belirler.
- Zarlar ve Sarnıçlar: Oluk üzerinde yer alan kiazmatik/suprasellar sisterna, araknoid kalınlaşmalar ve perforan damarlarla zengin bir alandır. Perioptik subaraknoid boşluk, dura ve skleral kılıflarla süreklilik gösterir.
Radyolojik Anatomik Belirteçler
- BT (kemik pencere): Sulcus chiasmatis, optik kanalların kranial ağzını birleştiren ince bir oluk olarak izlenir; sfenoid sinüs pnömatizasyon derecesi, sella morfolojisi ve carotico-optic recess gibi varyantlar birlikte değerlendirilir.
- MR: T1/T2 ağırlıklı incelemelerde oluk doğrudan değil, onun üstündeki kiazma, hipofiz sapı ve suprasellar sisterna üzerinden dolaylı olarak konumlandırılır. 3D-T2 CISS/FIESTA dizileri optik yolların kılıfları ve sisternal ilişkileri için yararlıdır.
Klinik Önemi
- Görme Alanı Sendromları: Sella ve suprasellar lezyonların, özellikle hipofiz adenomlarının prefiks/postfiks kiazma varyasyonlarına bağlı olarak oluşturduğu bitemporal hemianopi, kıyısal (junctional) skotomlar ve asimetrik defektler çapraz oluk seviyesindeki anatomik ilişkilerle açıklanır.
- Tümörler: Tuberculum sellae ve planum sphenoidale meningiomları, kraniofarenjiyom, optik yol gliomları ve hipofiz makroadenomları, kiazma-oluk kompleksini yukarıdan/aşağıdan sıkıştırabilir. Kompresyonun süresi ve şiddeti, papillomakül demet lifleri üzerinden kalıcı görme kaybına neden olabilir.
- Vasküler Patolojiler: ACoA/ACA ve paraklinoid ICA anevrizmaları, çapraz oluğun üstünde yerleşerek kiazma basısı veya subaraknoid kanama ile prezente olabilir; ani görme kaybı/alanda kararma alarm bulgusudur.
- Enfeksiyon-Inflamasyon: Optik nörit, perinevrit veya sarkoidoz benzeri meninks tutulumu, perioptik subaraknoid boşluk sürekliliği nedeniyle suprasellar alana yayılabilir.
- Doğumsal Anomaliler: Ağır albinizmde kiasmatik misroutingi; konjenital akiazmia (son derece nadir) gibi durumlar, çaprazlaşma düzeninin bozulmasıyla karakterizedir.
Cerrahi ve Endoskopik Yaklaşımlar
- Endonazal transsfenoidal ve genişletilmiş endonazal yaklaşımlarda çapraz oluk, önde limbus/tuberculum sellae, yukarıda planum sphenoidale, lateralde optik strut ve carotico-optic recess ile birlikte kritik bir yol bul işaretidir. Kiazmanın prefiks konumu, planum rezeksiyonu ve suprasellar diseksiyon penceresini daraltabilir; postfiks durumda sella içerisi dekompresyonu daha doğrudan kiazmatik rahatlama sağlayabilir.
- Mikronöroanatomik ilişkiler: Perforan dallar (özellikle superior hipofizer arter dalları) ve araknoid bantlar, kiazma-oluk düzeyinde korunmalıdır; aksi halde anterior görme yolu iskemi riski artar.
- İntraoperatif görüntüleme/nöronavigasyon: Oluk ve komşu landmark’ların (opticocarotid üçgen, medial optikokavernöz üçgen) hassas tanınması, komplikasyonları azaltır.
Fonksiyonel-Nörobiyolojik Çerçeve
Çapraz oluğun anatomik bağlamı olan kiazmada kısmi deküssasyon, görsel alanların kontralateral kortekse projeksiyonunun yapısal temelidir. Nazal retina liflerinin karşıya geçmesi, optik trakt düzeyinde her traktın kontralateral görme alanının tamamını taşımasını sağlar. Bu organizasyon:
- Retinotopi: Makülal liflerin kiazma merkezine, periferik liflerin daha dorsolateral katmanlara yerleşimiyle, kompresyon paternlerinin klinik korelasyonlarını açıklar.
- Binoküler füzyon ve stereopsis: İki gözden gelen kısmen farklı perspektiflerin primer görsel kortekste (V1) eşleştirilmesi, kısmi çaprazlaşmanın evrimsel faydasıdır.
Ölçümler ve Morfometri
Kadaverik ve MR temelli çalışmalarda sulcus chiasmatis’in genişlik ve derinliğinde geniş bireysel dağılımlar bildirilmiştir; hipofiz çukuru derinliği, planum uzunluğu ve sfenoid pnömatizasyonu bu metriklerle koreledir. Preoperatif planlamada sella derinliği, planum-tuberkulum mesafesi ve optik kanal-oluk açısı özellikle endoskopik erişim penceresini öngörmek için kullanılır.
Adlandırma ve Etimoloji
- Chiasma: Eski Yunanca χίασμα (chíasma), “Χ (chi) harfi biçiminde çaprazlaşma” anlamı. Optik liflerin orta hatta çapraz düzenlenişini nitelemek için seçilmiştir.
- Sulcus: Latince “oluk/yarık”; kemik veya beyin yüzeyindeki doğrusal çöküntüleri tanımlar.
- Çapraz oluk: Türkçede, kiazmanın “çapraz” lif düzenini çağrıştıran, sfenoid korpus üzerindeki “oluk”a işaret eden yalın ve yerleşik bir karşılıktır.
- Sulcus chiasmatis vs. sulcus prechiasmaticus: Bazı anatomik kaynaklar, kiazmanın oluk üzerinde her zaman tam karşılık gelmediğine vurgu yapmak için “prechiasmaticus” kullanımını tercih eder; her iki terim klinik ve anatomi literatüründe birbirinin yerine kullanılmaktadır.
Patolojiye Özgü İşaretler
- Bitemporal hemianopi: Klasik suprasellar kitle bulgusu; prefiks kiazmalarda erken ortaya çıkabilir.
- Junctional skotom: Kiazma-optik sinir geçiş bölgesinin etkilenmesinde tipik.
- “Empty sella” ve kiazma: Diyafragma sellanın yetmezliği ve suprasellar/parasellar BOS dinamiklerinin değişimi, kiazma konfigürasyonunu etkileyebilir.
- Anevrizma-kaynaklı akut görme kaybı: ACoA/ACA/paraklinoid ICA anevrizmalarının ani genişlemesi/kanaması, oluk-üstü kiazmayı hızla etkileyebilir.
Muayene, İzlem ve Tedavi İlkeleri
- Nöro-oftalmolojik değerlendirme: Standart ve bilgisayarlı perimetri, afferent pupil defekti, renk görme, optik koherens tomografi (RNFL/GCL) izlemi.
- Görüntüleme: Kontrastlı hipofiz MR protokolleri (ince kesit, dinamik), gerektiğinde BT-anjiyografi/MR-anjiyografi ile damar analizi.
- Tedavi: Etiyolojiye göre medikal (örn. dopamin agonistleri), endoskopik transsfenoidal/kraniyotomik rezeksiyon, endovasküler anevrizma tedavileri; görsel fonksiyonun zamana duyarlı kurtarılabilirliği nedeniyle erken dekompresyon ilkesi.
Keşif
İnsanın başını öne eğdiğinde burnunun arkasında, ama beyninin altında bir yerde, ışığın sinyale dönüştüğü gözlerden çıkan liflerin birbirine “X” harfi gibi dokunduğu bir eşiğin kemik imzası yatar: sfenoid korpusunun tepesindeki yalın bir oluk. Bugün sulcus chiasmatis ya da sulcus prechiasmaticus dediğimiz bu oluk, bir bakıma görmenin anatomik kader çizgisidir. Onun tarihini izlemek, antik çağın göz kavrayışından modern nöro-görüntüleme ve endoskopik kraniobaz cerrahisine uzanan bir bilme serüvenini takip etmektir.
Antik tasavvur: “Çaprazın” ilk gölgesi
Galen, optik sinirlerin orta hatta karşılaştığını ve bir tür kesişim oluşturduğunu anlatırken, bonyapısal ayrıntılardan ziyade sinir yollarının işlevsel topografyasına odaklanıyordu. Anatomik terminoloji henüz olgunlaşmamış, kavramlar metaforlarla taşınıyordu; “kesişim” fikri vardı ama bu kesişimin altında yatan kemik saha, yani çapraz oluğun kendisi henüz sahneye çıkmamıştı. Yine de, görme yollarının orta hatta “çaprazlandığı” fikri, sonraki yüzyıllarda gelecek ayrıntılı betimlemelerin tohumunu attı.
Rönesans’ın gözle görüp elle yazan anatomistleri
Vesalius, 1543’te yayımlanan eserinde optik sinirlerin buluşma bölgesini olağanüstü çizimlerle tarif etti; yine de bonyapının bu küçük ama kritik kıvrımı belirgin bir adla sahne almadı. Varolio, beyin tabanının makro-şemasını yeniden kurarken, Willis sinir ağlarının terminolojisini keskinleştirirken, sfenoid çevresinin konturlarını çizdiler; “oluk” daha çok resimlerin fonunda, kiazmanın sahnesini hazırlayan bir platform gibiydi. Rönesans’ın katkısı, kemik-sinir-topografya üçlüsünü aynı kadraja sokmak oldu.
Aydınlanma ve erken modern anatominin kemik dili
Haller ve Winslow gibi sistematikçiler, kranyal tabanın osteolojisini disipline ederken sfenoidin korpus, planum ve sella bileşenlerini dilimize yerleştirdiler. Çapraz oluğun lokasyonu—optik kanalların kraniyal ağızları arasında, planum/jugum sphenoidale’nin hemen arkasında, tuberculum sellae’nin önünde—bu dönemin ayrıntı arayışında giderek daha netleşti. Söz, çizimin arkasına saklanan kıvrımdan kemik bir “işaret”e evriliyordu.
On dokuzuncu yüzyıl: terminolojinin kristalleşmesi
Anatominin el kitapları, atlaslar ve kadavra laboratuvarlarıyla birlikte sulcus kavramı, hem beyin yüzeyinde hem kemikte standardize oldu. Henle’nin sistematik anatomi çalışmaları, ardından Gray’in el kitabının erken baskıları, sfenoid üzerinde kiazmaya yataklık eden bu oluğu metinleştirdi. Artık kiazmanın “nerede” olduğu yalnızca nörolojik bir merak değildi; cerrahın parmağının, radyoloğun gözünün, anatomistin kaleminin buluştuğu ortak bir koordinattı.
Yirminci yüzyılın başı: hipofiz çağı ve “çapraz”ın klinikleşmesi
Cushing, pitüiter cerrahinin patikasını açarken, Hirsch transsfenoidal koridoru modernleştirirken, kiazma–sella ilişkisi klinik semptomatolojiyle örüntü kazandı: bitemporal hemianopinin mekânsal mantığı, planumdan tuberkuluma uzanan kısa aks üzerinde anlaşılır oldu. Bu dönemin en çarpıcı katkılarından biri, Bergland ve arkadaşlarının 1960’ların sonlarında tanımladığı prefiks–normal–postfiks kiazma sınıflamasıydı: kiazmanın sulcus chiasmatis’e göre öne, tam üzerine ya da geriye yer değiştirmesi, tümce sonu bir dipnot değil, görme alanı kusurlarının dramatik bir “başlangıç sahnesi” olarak kabul gördü.
Radyolojinin devreye girişi: görünmeyeni görünür kılmak
Bilgisayarlı tomografinin kemik penceresi, çapraz oluğu çizgisel bir çöküntü olarak seçmeyi öğretti; manyetik rezonans, doğrudan oluğu değil, onun üstündeki suprasellar sisterna, kiazma ve hipofiz sapı üzerinden topografyayı kurmayı sağladı. İnce kesit dinamik hipofiz protokolleri, planum–tuberkulum eksenini işlevsel bir sahneye dönüştürdü; kiazmanın hangi tümörle, hangi yönden, hangi damar eşliğinde sıkıştığı giderek daha rafine biçimde çözüldü.
Mikronöroanatomik haritalar: delik iğneden ipliği geçiren cerrahlar
Rhoton ve çağdaşları, suprasellar cisternanın mikroskobik atlasını çıkarırken, superior hipofizer arter dallarından opticocarotid üçgene, optik struttan carotico-optic recesse uzanan bir işaret ağı kurdular. Bu düzlemde sulcus chiasmatis, yalnızca bir oluk değil, yaklaşımın ilk cümlesi, diseksiyonun virgülü, korunması gereken perforanların noktalama işareti oldu. “Görmeyi kurtarmak” klinik bir hedef olmaktan, anatomik bir stratejiye dönüştü.
Endoskopik devrim: burnun içinden ışığa ulaşmak
Yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren Guiot–Hardy çizgisi, De Divitiis–Cappabianca okuluyla birleşip endoskopik endonazal yaklaşımı genişletti. Kassam ve ekipleri, genişletilmiş endonazal koridorlarla planum sphenoidale ve tuberculum sellae’yi güvenle aşmayı, kiazma altına tavan–taban hâkimiyeti kurmayı gösterdi. Sulcus chiasmatis bu dönemde, navigasyon ekranlarında ve endoskopik manzaralarda “neredeyiz?” sorusunun kısa ve kesin cevabı oldu. Prefiks kiazmalı olgularda, planum rezeksiyonunun sınırlarını; postfiks kiazmalarda, sella içi dekompresyonun görsel fayda zamanlamasını belirlemek için referans alındı.
Günümüzün ince işleri: görüntü, ölçü, ağ ve işlev
Yirmi birinci yüzyılın araştırma ufkunda, çapraz oluğun önemi üç eksende derinleşti:
- Yüksek çözünürlüklü görüntüleme ve morfometri
7T MR ve 3B BT ile planum–tuberkulum–oluk ilişkisi milimetrik doğrulukla ölçülüyor; prefiks/postfiks olasılığını öngören ölçüsel modeller, preoperatif planlamaya entegre ediliyor. CISS/FIESTA benzeri T2 ağırlıklı 3B diziler, kiazma ve optik sinir kılıflarını sisternal bağlamda katman katman gösteriyor. - Görsel yol biyobelirteçleri ve fonksiyon–anatomi köprüleri
Optik koherens tomografiyle retinal sinir lifi tabakasındaki incelme, kiazma basısının süresini ve geri dönüşebilirliğini öngörmekte kullanılıyor. Difüzyon tensör görüntüleme, nazal–temporal liflerin kısmi deküssasyon mimarisini olgu düzeyinde görünür kılıyor; görme alanı kusurları ile kiazmatik lif demetleri arasında birebir haritalar kuruluyor. - Cerrahi strateji ve damar sinir koreografisi
Endoskopik koridorlarda superior hipofizer dalların korunması, görme kurtarıcı etkiyi maksimize etmek için protokolleşiyor. İntraoperatif floresan anjiyografi ve nöronavigasyon, tuberculum sellae rezeksiyonunun sınırlarını “oluk çizgisi”ne göre ayarlıyor; opticocarotid ve medial optikokavernöz üçgenlerin güvenlik payları metriğe bağlanıyor.
Evrimsel ve geliştirimsel arka plan: neden çapraz, neden burada?
Diencephalon kökenli retina–optik sap ekseni, omurgalı soyunda görsel alanların kontralateral kortekse yansıtılmasını sağlayan kısmi çaprazlaşmayla evrildi. Primatlarda stereopsis gereksinimi, nazal liflerin karşıya, temporal liflerin aynı tarafa yönelmesiyle çözülürken, kiazmanın kafatası tabanı üzerindeki yerleşimi de bununla uyumlu bir “kablo yönetimi” sundu. Sfenoid korpusunun büyüme dinamikleri ve ön kranial tabanın şekillenmesi, kiazmanın altına işte bu yalın, ama kritik oluğu bıraktı: sinir demetlerinin zarar görmeden “X” yapabileceği güvenli bir çöküntü.
Klinik yankılar: bir oluğun hikâyesi, bir hastanın görüşü
Hipofiz makroadenomlarında giderek silinen renkler, üst–temporal görme alanında kırpılmalar, meningiomlarda yavaşça daralan periferik vizyon… Bütün bu klinik tablolar, sulcus chiasmatis düzleminde geçen sessiz bir basının imzalarıdır. ACoA ya da paraklinoid ICA anevrizmalarında ani kararma, yine bu eşikteki nörovasküler koreografinin kısa bir hatasıdır. Çapraz oluğun iyi anlaşılması, işte bu yüzden yalnızca anatomik bir zarafet değil; görmenin korunması için zamana duyarlı bir karar desteğidir.
Ufuk çizgisi: ağ-odaklı görme, geri-kazandırma girişimleri ve sayısal ikizler
Nörovasküler “mikro-iklim”in simülasyonları, sulcus chiasmatis çevresindeki BOS akışı ve arteriyel nabız aktarımının kiazmatik lifler üzerindeki etkisini modellemeye başladı. Görme yolu rejenerasyonu ve remiyelinizasyon araştırmaları, kronik kompresyon sonrası fonksiyonun nereye kadar geri gelebileceğini sorguluyor. 3B baskılı kraniobaz modellerinde hastaya özgü oluk–planum–tuberkulum mimarisi, cerraha ameliyattan önce prova sahnesi sunuyor. Bu eğilimlerin ortak paydası, tekil bir oluğu çok katmanlı bir sistem düğümü olarak okumak: kemik, damar, sinir ve beyin–göz fiziğinin düğümlendiği, küçük ama kritik bir eşik.
İleri Okuma
- Gray, H. (1858). Anatomy: Descriptive and Surgical. John W. Parker and Son.
- Henle, J. (1871). Handbuch der systematischen Anatomie des Menschen. Vieweg.
- Bergland, R. M., Ray, B. S., & Torack, R. M. (1968). Anatomical variations in the position of the optic chiasm. Journal of Neurosurgery, 28(6), 494–501. https://doi.org/10.3171/jns.1968.28.6.0494
- Yasargil, M. G. (1984). Microneurosurgery, Vol. I: Microsurgical Anatomy of the Basal Cisterns and Vessels. Georg Thieme Verlag.
- Gibo, H., Lenkey, C., & Rhoton, A. L. (1981). Microsurgical anatomy of the suprasellar region. Journal of Neurosurgery, 55(4), 560–572. https://doi.org/10.3171/jns.1981.55.4.0560
- Rhoton, A. L. (2002). The Supratentorial Cranial Space: Microsurgical Anatomy. Neurosurgery, 51(4 Suppl), S1–S386. https://doi.org/10.1227/01.NEU.0000028488.93942.8E
- DeLano, M. C., & Funaki, T. (2000). Imaging of the optic chiasm and optic pathways. Neuroimaging Clinics of North America, 10(1), 153–177.
- Skandalakis, J. E., & Colborn, G. L. (2004). Skandalakis’ Surgical Anatomy: The Embryologic and Anatomic Basis of Modern Surgery. PMP Books.
- Liu, J. K., & Couldwell, W. T. (2004). Tuberculum sellae meningiomas: Classification and surgical strategies. Neurosurgical Focus, 16(4), E2. https://doi.org/10.3171/foc.2004.16.4.3
- Kassam, A. B., Gardner, P. A., Snyderman, C. H., Carrau, R. L., & Mintz, A. H. (2005). Expanded endonasal approach: Fully endoscopic, completely transnasal approach to the anterior cranial base and clivus. Neurosurgical Focus, 19(1), E6. https://doi.org/10.3171/foc.2005.19.1.7
- Chacko, G., Chacko, A. G., & Paparello, S. (2011). Optic chiasm and visual pathways: Anatomy and imaging. In Handbook of Clinical Neurology, Vol. 102, 3–24. Elsevier.
- Haines, D. E. (2012). Neuroanatomy: An Atlas of Structures, Sections, and Systems (9th ed.). Wolters Kluwer/Lippincott Williams & Wilkins.
- Kiernan, J. A. (2012). Barr’s The Human Nervous System: An Anatomical Viewpoint (10th ed.). Wolters Kluwer/Lippincott Williams & Wilkins.
- Osborn, A. G. (2018). Osborn’s Brain: Imaging, Pathology, and Anatomy (2nd ed.). Elsevier.
- Moore, K. L., Dalley, A. F., & Agur, A. M. R. (2018). Clinically Oriented Anatomy (8th ed.). Wolters Kluwer.
- Standring, S. (2021). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice (42nd ed.). Elsevier.
