Fenotip

Genetik alanında, bir fenotip (sizin “fenotip” olarak adlandırdığınız şey olabilir) bir organizmanın gözlemlenebilir karakteristikleri veya özellikleri kümesidir. Bu özellikler boy, renklenme ve göz rengi gibi fiziksel özelliklerin yanı sıra davranışsal özellikler ve genel sağlık gibi çok çeşitli nitelikleri içerebilir. (Bkz; Fen-o-tip)

Bir organizmanın fenotipi, genetik yapısı (genotipi) ve içinde yaşadığı çevre tarafından belirlenir. Genotipler bir organizmanın taşıdığı depolanmış genetik bilgiyi temsil ederken, fenotipler bu genlerin çevre ile nasıl etkileşime girdiğinin görünür sonucudur.

Tıpta fenotipler, belirli bir genetik bozuklukla ilişkili fiziksel veya biyokimyasal özellikler gibi hastalıklar veya sendromlarla ilgili özellikleri ifade edebilir. Fenotipleme genetik araştırmanın önemli bir parçasıdır ve bilim insanlarının farklı genlerin sağlık ve hastalığa nasıl katkıda bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.

Tarih

Fenotip terimi 1909 yılında Danimarkalı botanikçi Wilhelm Johannsen tarafından Yunanca phainein (göstermek) ve typos (tip) kelimelerinin birleşimiyle oluşturulmuştur. Bir organizmanın morfolojisi, fizyolojisi, davranışı ve biyokimyasal özellikleri gibi gözlemlenebilir özelliklerini ifade eder. Fenotip, genotip (bir organizmanın genetik yapısı) ve çevrenin (bir organizmayı etkileyen dış faktörler) etkileşimi ile belirlenir. Fenotip kavramı, organizmaların çevrelerine nasıl uyum sağladıklarını ve doğal seçilimden nasıl etkilendiklerini yansıttığı için genetik, evrim ve ekoloji çalışmalarının merkezinde yer alır.

Kaynak:

  1. Griffiths AJF, Wessler SR, Carroll SB, Doebley J. Introduction to Genetic Analysis. 12th edition. New York: W.H. Freeman and Company; 2020.
  2. Houle D, Govindaraju DR, Omholt S. Phenomics: the next challenge. Nat Rev Genet. 2010;11(12):855-866. doi:10.1038/nrg2897.

Polygen Hastalıklar

Birçok gen, maternal faktörler, çevre faktörleri(beslenme, hareket ve nikotin) rol oynar.Çoğunlukla yetişkinken karşılaşılır.

Multifaktöriyel hastalıklar olarak da bilinen poligenik hastalıklar, genellikle çevresel faktörlerle birlikte birden fazla genin birleşik etkisinden kaynaklanan durumlardır. Bu hastalıklar fenotipte sürekli bir varyasyon ile karakterize edilir ve basit Mendel kalıtım modelini takip etmez.

Yaygın poligenik hastalık örnekleri şunlardır:

Kardiyovasküler Hastalıklar: Hipertansiyon ve koroner arter hastalığı gibi durumlar, diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı seçimleriyle birlikte çoklu genetik faktörlerin etkileşiminden kaynaklanır.

  • Koroner kalp hastalığı

Diyabet: Hem tip 1 hem de tip 2 diyabetin obezite, diyet ve fiziksel aktivite gibi faktörlerin yanı sıra çeşitli genlerin katkısından etkilendiği bulunmuştur.

Astım: Hava yollarının bu kronik enflamatuar hastalığı birçok genle ilişkilendirilmiştir. Astımın şiddeti ve ilerlemesi alerjenlere maruz kalma, tütün dumanı ve viral enfeksiyonlar gibi çevresel faktörlerden de etkilenebilir.

Ruhsal Hastalıklar: Şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon, birden fazla genin katkıda bulunduğunu düşündüren karmaşık kalıtım modellerine sahiptir. Çevresel stres faktörleri de önemli bir rol oynamaktadır.

  1. Morbus Alzheimer,
  2. Tümör-/Damar-/madde alışverişi hastalıkları,
  3. Psikolojik Labillik,
  4. Şizofreni ve diğer ruhsal hastalıklar.

Kanser: Bazı kanserler büyük ölçüde tek gen mutasyonlarından kaynaklanırken (meme kanserinde BRCA1 veya BRCA2 gibi), birçok kanser türü zaman içinde birden fazla gendeki mutasyonların birikmesinden kaynaklanır.

Obezite: Birçok gen vücut ağırlığının düzenlenmesine katkıda bulunur ve bu durum diyet ve egzersiz gibi çevresel etkilerle birleştiğinde obeziteye yol açabilir.

  1. esensiyel Hipertoni,
  2. Römatoid Artrit,

Poligenik hastalıkların teşhis ve tedavisi, çok faktörlü yapıları nedeniyle karmaşıktır. Yaklaşımlar genellikle yaşam tarzı değişikliklerini, semptomları yönetmek veya hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için ilaç tedavisini ve bazı durumlarda ameliyat gibi müdahaleleri içerir. Genetik danışmanlık, ailesinde poligenik hastalık öyküsü olan hastalar için faydalı olabilir.

Kaynak:

  1. Manolio, T.A., et al. (2009). Finding the missing heritability of complex diseases. Nature, 461(7265), 747-753.
  2. Wray, N.R., et al. (2018). The genetics of mood disorders. Annual review of genomics and human genetics, 19, 1-26.
  3. Pearson, T.A., & Manolio, T.A. (2008). How to interpret a genome-wide association study. Jama, 299(11), 1335-1344.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.

Poligen

Bir poligen veya kantitatif gen, fenotipik bir özelliği toplu olarak etkileyen bir grup geni ifade eder. Bu özellikler genellikle iki veya daha fazla genin (poligenik kalıtım) eklemeli etkisinden etkilenen insanlarda boy, ten rengi veya vücut kütlesi gibi bir popülasyonda sürekli bir dağılım gösterir. (bkz: poligene)

Poligenik modelde, her genin özellik üzerinde küçük bir katkı etkisi vardır ve bu etkiler çok çeşitli fenotipler üretmek için birleşebilir. Bu, özelliklerin tek bir gen tarafından belirlendiği ve tipik olarak birkaç farklı fenotipe sahip olduğu Mendel kalıtım modelinden farklıdır.

Poligenik özellikler çevreden de etkilenebilir. Örneğin, bir kişi kendisini kilo almaya yatkın hale getiren genlere sahip olabilir, ancak bu kişi sağlıklı beslenir ve düzenli egzersiz yaparsa aşırı kilolu olmayabilir. Dolayısıyla, nihai fenotip hem genetik hem de çevresel faktörler tarafından belirlenir.

Ayrıca, poligenik özelliklerin popülasyonlarda genellikle çan eğrisi dağılımını izlediğini de belirtmek gerekir. Bu, çoğu bireyin orta düzeyde bir fenotipe sahip olduğu, yalnızca birkaç bireyin aşırı fenotip gösterdiği anlamına gelir.

İnsanlarda poligenik kalıtım örnekleri arasında ten rengi, göz rengi, zeka gibi özellikler ve saldırganlık veya fedakarlık gibi davranışlar yer alır. Diyabet, astım gibi bazı hastalıklar ile şizofreni ve bipolar bozukluk gibi akıl hastalıklarının da birden fazla genden etkilendiği düşünülmektedir.

Tarih

Poligenik terimi, tek bir gen yerine birden fazla gen tarafından etkilenen bir özelliği veya hastalığı ifade eder. Poligenik özellikler genellikle bir popülasyonda boy, ten rengi veya kan basıncı gibi sürekli bir varyasyon gösterir. Poligenik hastalıklar karmaşık ve çok faktörlüdür; diyabet, kanser veya şizofreni gibi hem genetik hem de çevresel faktörleri içerir.

Poligenik kalıtım kavramı ilk olarak 1903 yılında Danimarkalı botanikçi Wilhelm Johannsen tarafından ortaya atılmıştır. Johannsen, bir organizmanın genetik yapısını tanımlamak için genotip terimini ve gözlemlenebilir özelliklerini tanımlamak için fenotip terimini kullanmıştır. Ayrıca, bir veya birkaç gen tarafından belirlenen niteliksel özellikler ile birçok gen ve çevreden etkilenen niceliksel özellikler arasında ayrım yapmıştır.

Poligenik kalıtımın matematiksel temeli, 1918’de İngiliz istatistikçi Ronald Fisher tarafından geliştirilmiş ve her biri küçük ve eklemeli etkiye sahip birçok genin birleşik etkilerinin bir popülasyonda fenotiplerin normal dağılımını nasıl üretebileceğini göstermiştir. Fisher ayrıca fenotiplerin ortalamadan ne kadar farklılık gösterdiğinin bir ölçüsü olan varyans kavramını ortaya atmış ve bunu genetik ve çevresel bileşenlere ayırmıştır.

Poligenik kalıtımın moleküler mekanizmaları, 20. yüzyılın sonlarında ve 21. yüzyılın başlarında genomik ve biyoinformatik alanlarındaki ilerlemelerle aydınlatılmıştır. Araştırmacılar, genom çapında ilişkilendirme çalışmaları (GWAS) gibi teknikler kullanarak, poligenik özellikler ve hastalıklarla ilişkili binlerce genetik varyantı veya tek nükleotid polimorfizmini (SNP’ler) tanımlayabilmişlerdir. Ancak, bu varyantlar kalıtımsallığın yalnızca küçük bir kısmını veya genetik faktörlerden kaynaklanan fenotipik varyasyon oranını açıklamaktadır. Kayıp kalıtım sorunu, poligenik araştırmalardaki en büyük zorluklardan biri olmaya devam etmektedir.

Kaynak:

  1. Griffiths, A. J. F., Wessler, S. R., Carroll, S. B., & Doebley, J. (2015). Introduction to Genetic Analysis (11th ed.). W.H. Freeman.
  2. Pierce, B. A. (2020). Genetics: A Conceptual Approach. Macmillan Learning.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.

Genotip

Genotip, bir organizmanın genetik yapısını veya taşıdığı gen kümesini ifade eder. Bir hücrenin ve dolayısıyla bir organizmanın veya bireyin genetik yapısının, o hücrenin/organizmanın/bireyin belirli bir özelliğini (fenotip) belirleyen kısmıdır. (bkz: Gen-o- typ)

Genotipler bir organizmaya ebeveynleri tarafından aktarılır. Eşeyli üreyen organizmalarda genotip, hem anneden miras alınan hem de babadan miras alınan genler dahil olmak üzere organizmanın taşıdığı genlerin tamamıdır.

Embriyonik oluşumdan yetişkinliğe kadar bir bireyin kalıtsal potansiyellerini ve sınırlamalarını belirleyen genotiptir. Cinsel yolla üreyen organizmalar arasında, bir bireyin genotipi, her iki ebeveynden miras alınan genlerin tüm kompleksini içerir.

Örneğin, göz rengi genini tartışıyorsak, genotip, kişinin sahip olduğu genin spesifik formu olacaktır ve genellikle “BB”, “Bb” veya “bb” gibi harflerle temsil edilir; burada her “B” veya “b” bir alel, genin bir versiyonudur.

Ancak, bir genotipteki tüm genler ifade edilmeyebilir. Hangi genlerin ifade edildiği, nasıl ifade edildikleri ve ne derecede ifade edildikleri sadece genotipin kendisinden değil aynı zamanda çevresel faktörlerden de etkilenir. İfade edilen genler bir organizmanın fenotipini temsil eder.

Tarih

Genotip terimi 1903 yılında Danimarkalı botanikçi Wilhelm Johannsen tarafından bir organizmanın gözlemlenebilir özelliklerinin veya fenotipinin aksine genetik yapısını tanımlamak için ortaya atılmıştır.

Genotip, ebeveynlerden miras alınan alellerin kombinasyonu ile belirlenir ve harfler veya sayılar gibi bir dizi sembolle temsil edilebilir. Genotip fenotipi etkiler, ancak fenotip ile aynı şey değildir, çünkü fenotip de çevresel faktörlerden ve gelişimsel süreçlerden etkilenir. Genotip iki kategoriye ayrılabilir: bir hücrenin çekirdeği içindeki kromozomlarda bulunan genleri ifade eden nükleer genotip ve çekirdek dışında bulunan mitokondri ve kloroplast gibi organellerde bulunan genleri ifade eden sitoplazmik genotip. Genotip araştırmalarının tarihi, farklı özelliklere sahip bezelye bitkilerini çaprazlayarak kalıtımın temel ilkelerini keşfeden Gregor Mendel’in deneylerine kadar uzanmaktadır. Mendel’in çalışmaları, Thomas Hunt Morgan ve meslektaşları tarafından önerilen kromozomal kalıtım teorisi ile yeniden keşfedilip bütünleştirildiği 20. yüzyılın başlarına kadar büyük ölçüde göz ardı edilmiştir. Daha sonraki 20. ve 21. yüzyıllarda moleküler biyoloji ve biyoteknolojinin gelişmesi, bilim insanlarının genotipleri DNA dizileri düzeyinde tanımlamalarını ve manipüle etmelerini sağlayarak tıp, tarım ve evrimsel biyoloji gibi alanlarda ilerlemelere yol açmıştır.

Kaynak:

  1. Hartl, D. L., & Ruvolo, M. (2012). Genetics: Analysis of Genes and Genomes (8th ed.). Jones & Bartlett Learning.
  2. Pierce, B. A. (2020). Genetics: A Conceptual Approach. Macmillan Learning.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.