Doğanın Nazik Rahatlatıcısı: Maden Suyu Kabızlığı Nasıl Hafifletebilir?

Maden suyu, tadını değiştiren veya ona terapötik değer kazandıran mineraller veya diğer çözünmüş maddeler içeren bir su türüdür. Bu mineraller tuz, sülfür bileşikleri ve gazları içerebilir, bu da onu musluk suyundan farklı kılar. Bu tür su genellikle bu maddeleri doğal olarak içeren bir mineral kaynağından elde edilir. Çoğu durumda, maden suyu içerdiği gazlar nedeniyle karbonatlıdır.

Maden suyu yüzyıllardır tedavi edici özelliklerinden dolayı ödüllendirilmiş olup, dünyanın farklı bölgeleri kendilerine özgü mineral bileşimleriyle bilinmektedir. Avrupa’da insanlar Roma döneminden beri Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerdeki doğal kaplıcalara ve mineral kaynaklarına akın ederek kabızlık da dahil olmak üzere çeşitli rahatsızlıklardan kurtulmak istemişlerdir.

Maden suyu kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi sağlığa faydalı bir dizi mineral içerebilir. Bu mineraller kemik sağlığı, kalp sağlığı ve vücut sıvılarının düzenlenmesi de dahil olmak üzere çeşitli vücut fonksiyonları için gereklidir.

Maden Suyu ve Kabızlık

Her gün yeterli miktarda sıvı tüketmek kabızlığı önlemeye ve hafifletmeye yardımcı olabilir. Dehidrasyon, dışkıyı sertleştirerek geçmesini zorlaştırabileceğinden kabızlığın yaygın nedenlerinden biridir. Maden suyu içmek günlük sıvı alımınıza katkıda bulunabilir ve kabızlığı önlemeye yardımcı olabilir.

Dahası, bazı maden suyu türleri özellikle yararlı olabilir. Örneğin, magnezyum ve sülfat açısından zengin maden suyu müshil etkisi göstererek kabızlığı hafifletmeye yardımcı olabilir. Bunu kolona su çekerek yaparlar, bu da dışkıyı yumuşatır ve bağırsak hareketlerini teşvik eder.

Bazı maden sularını doğal bir müshil olarak etkili kılan faktörlerden biri magnezyum ve sülfat içerikleridir. Araştırmalar, günde 25-50 gram magnezyum tüketmenin bağırsak hareketlerini iyileştirmeye yardımcı olabileceğini göstermektedir. Örneğin İtalya’nın meşhur San Pellegrino gibi maden suları önemli düzeyde magnezyum içerir. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) günlük 300-400 mg magnezyum alımını önermektedir; bu miktar diyet ve gerekirse takviye yoluyla sağlanabilir. Kabızlığı olanlar için biraz daha yüksek miktarlar faydalı olabilir, ancak takviyelerden günde 350 mg’lık tolere edilebilir üst alım seviyesini aşmamak önemlidir. Yüksek dozlar ishal gibi yan etkilere neden olabilir.

Sülfatlı maden suları da hafif bir müshil olarak işlev görebilir. Bağırsaktaki sülfat iyonları suyun kolon tarafından emilmesini önleyebilir, bu da daha yumuşak bir dışkıya yol açar ve bağırsak hareketini teşvik eder. Alman maden suyu markası “Hepar”, litre başına 1.100 mg’ın üzerinde sülfat içerir ve maden suları arasında en yükseklerden biridir. Bununla birlikte, müshil olarak spesifik sülfat dozu bireyler arasında büyük ölçüde değişebilir ve aşırı tüketim ishale yol açabilir, bu nedenle alımın ölçülü olması ve gerekirse bir sağlık uzmanına danışılması çok önemlidir.

Maden suyu kabızlığı hafifletmeye yardımcı olsa da, lif açısından zengin dengeli bir diyetin, yeterli hidrasyonun ve düzenli fiziksel aktivitenin yerini tutmayacağını unutmamak da önemlidir. Daha ciddi bir durumun belirtisi olabileceğinden, kronik veya şiddetli kabızlık için her zaman bir sağlık uzmanına danışın.

Laksatifler

Laksatifler kabızlığı önlemek ve tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır. Dışkıyı daha kolay yapmanıza yardımcı olmak için çeşitli şekillerde çalışırlar. Her biri farklı şekilde çalışan çeşitli laksatif türleri vardır:

Hacim oluşturucu laksatifler: Bunlar dışkınıza hacim ve nem katarak bağırsaklarınızdan daha kolay geçmelerini sağlar.

Uyarıcı laksatifler: Bunlar bağırsaklarınızdaki kasları kasılmaları için uyararak dışkının kolonunuzdan geçmesine yardımcı olur.

Ozmotik laksatifler: Bunlar sıvıların kolon boyunca hareket etmesine yardımcı olur.

Dışkı yumuşatıcılar: Bunlar dışkıya nem katarak bağırsaklarda daha kolay hareket etmesini sağlar.

Kayganlaştırıcı laksatifler: Bunlar dışkının yüzeyini ve bağırsağın iç yüzeyini kaplayarak nemi tutar, dışkının daha yumuşak olmasını ve daha kolay geçmesini sağlar.

Tuzlu laksatifler: Bunlar dışkıyı yumuşatmaya yardımcı olmak için kolona su çeker.

Prokinetik laksatifler: Bunlar gastrointestinal sistem kaslarını uyararak sindirim ritmini artırır.

Laksatifler kabızlığı gidermek için etkili olsa da, bir sağlık uzmanına danışmadan düzenli olarak kullanılmaması gerektiğini lütfen unutmayın. Aşırı kullanım bazen dehidrasyon, vücutta mineral dengesizlikleri ve bağırsak hareketleri için laksatiflere bağımlılık gibi ciddi yan etkilere yol açabilir.

Maden Suyu ve Müshil Kombinasyonu

Daha önce de belirttiğim gibi, maden suyu, özellikle magnezyum ve sülfat açısından zengin türleri, doğal bir müshil görevi görebilir. Bu, ara sıra kabızlık çeken bireyler için reçetesiz satılan laksatiflere nazik bir alternatif olabilir. Ancak, kronik kabızlık daha ciddi bir durumun işareti olabileceğinden bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Lif bakımından zengin bir diyet uygulamanın, yeterli miktarda sıvı almanın ve düzenli fiziksel aktivite yapmanın uzun vadede kabızlığı önlemenin en etkili yolları olduğunu unutmayın. Kabızlık kronik bir sorun haline gelirse, altta yatan diğer potansiyel durumları ekarte etmek için tıbbi yardım almak çok önemlidir.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.

Neden Farklı Ağrı Kesiciler Sadece Belli Ağrı Türlerinde Etkilidir?

Hiçbir ağrı kesici, bütün ağrı çeşitlerini kapsamaz.

Kafanız, dişiniz veya sırtınız olsun, bir yeriniz ağrıdığı zaman başka bir şey hakkında düşünmek zordur. Eğer çok güçlü değilse, bazıları bunu atlatabilir. Fakat çoğu durumda ağrı sadece daha kötüye gider ve siz bir şey alana kadar geçmeyecektir. Ağrıyı kesen ilaçlar analjezik olarak adlandırılır ve nasıl çalıştıklarına bağlı olarak çeşitlilik gösterirler. Tek bir ağrıkesici bütün ağrı türlerini dindiremez. Hafif ağrılarda işe yarayanlar genelde daha güçlü bir ağrıkesici ile birleştirilmedikleri sürece, şiddetli ağrı üzerinde ufak bir etkiye sahip olurlar.

Eğer ağrınızı etkin bir şekilde kontrol etmek istiyorsanız, ilacınızı onun türüne ve şiddetine göre seçmeniz gerekecektir.

Nosiseptif ağrı

Nosiseptif ağrı, vücut dokusundaki hasar yüzünden oluşur. Eğer ağrı bir baş ağrısı veya burkulan bir ayak bileği kadar hafifse, genel olarak kullanılan reçetesiz ağrı kesiciler etkili olur. Bunlar içinde parasetamol içeren tabletler (Panadol markası gibi), aspirin veya ibuprofen gibi steroit yapısında olmayan anti-enflamatuvar ilaçlar (NSAID’ler) bulunur. Parasetamol, beyne giden ağrı sinyallerini köreltmeye yardımcı olur. NSAID’ler, vücutta üretilen ateş, iltihap ve ağrıya yol açan enzimlerin etkinliklerini kısıtlarlar.

Küçük bir kodein ölçüsüyle beraber parasetamol, aspirin veya ibuprofen içeren hap karışımı, orta derecedeki ağrıyı tedavi etmede kullanılabilir. Avustralya’da bu türden ağrıkesicileri sadece bir eczanede alabilirsiniz. Reçetesiz satılanlar Panadein, Aspalgin ve Nurofen Plus gibi markalara sahiplerdir. Avustralya hükümeti, 2016’nın ortasından itibaren kodein içeren herhangi bir ilacın sadece reçete ile satılacağını açıkladı.

Parasetamol için en yüksek yetişkin dozunun günde 4 gram (sekiz hap) olduğunu unutmamak önemlidir. Önerilen dozdan daha fazlasını almak, karaciğerinize zarar verebilir.

Şiddetliden orta düzeye kadar olan ağrıları dindirmek için genellikle doktor tarafından yazılan ağrıkesiciler, kodein ile beraber opiyoid ağrı kesiciler olan parasetamol hapları (Panadein Forte) ve tramadol haplardır.

Kırılan bir kemikten veya bir ameliyattan sonra yaşadığınız şiddetli ağrı, genelde doktorunuz yazacağı güçlü ağrıkesiciler gerektirir. Bu, bir hap veya iğne ile verilen morfin olabilir. Morfin benzeri ilaçlar, ağrıyı kesmek için beyinde, omurilikte ve diğer vücut bölgelerinde bulunan, opiyoid alıcıları olarak adlandırılan belirli proteinlerle etkileşime girerek ağrıyı dindirirler. Bu opioid alıcıları, endorfin adı verilen vücudun kendi doğal ağrı kesici moleküllerinin kullandıkları ile aynıdır.

Nöropatik ağrı

Nöropatik ağrı, sinirlere gelen zarar yüzünden kaynaklanır. Nosiseptif ve iltihapsal ağrı durumlarının dindirilmesi için etkili olan morfin, NSAID’ler ve parasetamol gibi ağrıkesiciler, nöropatik ağrının dindirilmesi için etkili değillerdir. Bunun sebebi, sinir yaralanmasını takip eden nöropatik ağrının altında yatan işleyişlerin, nosiseptif ve şiddetli iltihapsal ağrıya sebep olanlardan farklı olmasıdır.

Aslında depresyon ve epilepsiyi tedavi etmek için geliştirilmiş ilaçlar, nöropatik ağrının dindirilmesi için ilk seçenek tedavileri olarak önerilirler.


 

Antidepresanlar, vücudun ağrı ile mücadele eden yollarını destekleyerek nöropatik ağrıyı hafifletirler. Buna, ağrı sinyalini omurilik seviyesinde engelleyen, beyindeki sinyal gönderimini artırmak da dahildir. Anti-epilepsi ilaçlarının nöropatik ağrıyı dindirdiği detaylı mekanizmalar türlü türlüdür fakat kesin etki, ağrı sinyallerini köreltmek üzerinedir.

Migren ağrısı

Migren, özellikle güçten düşüren bir ağrı türüdür. Genelde mide bulantısı, kusma ve ışık ile sese duyarlılık eşlik eder. Birkaç saatten birkaç güne kadar sürebilir. Bazı insanlar, yanıp sönen ışıklar veya koku algılamada değişimler gibi migrenin geldiğini gösteren erken uyarı işaretleri niteliğindeki belirtiler yaşarlar.

Eğer parasetamol, aspirin, ibuprofen veya ergotamin (beyindeki kan damarlarını daraltarak migreni hafifletmek için özel olarak yapılmıştır) gibi ağrıkesiciler, belirtilerin başlangıcında alınırsa migren çoğu kez durdurulabilir veya şiddeti azaltılabilir. Şiddetli bir migren nöbetinden ıstırap çekenler için, triptan olarak bilinen reçeteye yazılan ilaçlar, beyin kan damarı genişlemesini tersine çevirerek etkili tedaviler olabilirler.

Devamlı iltihapsal ağrı

Devamlı ağrı, yetişkinlerde her beş kişiden birini etkileyebilir. En yaygın olanlarından birisi, eklem iltihabının en yaygın türü olan, osteoarteritinden kaynaklanan ağrıdır. Osteoarterit ağrı, genelde diz veya kalçada bulunan eklem yerindeki hastalıktan kaynaklanan devamlı bir iltihapsal ağrıdır. Eklem kıkırdağı ve altındaki kemik bozuldukça, eklem iltihaplanır ve bu da ağrıyı tetikler. Osteoarterit için ilk tercih edilen ağrıkesici parasetamoldur.

Daha şiddetli ağrıya sahip olan insanlar için, naproksen gibi NSAID’ler daha etkili olabilir. Fakat bunların devamlı kullanımı, yan etkilerin artmasıyla ilişkilendirilmiştir, özellikle mide zarının ülserleşmesi ve kanamasıyla. Daha az yaygın şekilde, morfin veya morfin gibi güçlü ağrı kesici ilaçlar reçeteye yazılır.

Kanser ağrısı

Çoğu kanser ağrısı, tümörün vücudunuzdaki kemiklere, sinirlere veya diğer organlara baskı yapmasından kaynaklanır. Kemoterapi veya radyoterapi gibi kanser tedavileri ile de ağrı meydana gelebilir. Genellikle parasetamol ile birlikte düzenli olarak ağızdan alınan morfin benzeri ağrı kesiciler, ortadan şiddetliye kadar devamlı kanser ağrısı için reçeteye yazılır.

Tedavinin başlangıcında veya bir doz artışından sonra genellikle uykulu olma hali meydana gelse de, genelde bu durum birkaç hafta sonra azalır. Mide bulantısı, kusma ve kabızlık yan etkilerini en aza indirmek için, tedavinin başlangıcında mide bulantısına karşı ve kabız giderici etkenler verilir.

Yine de, kabızlık devam ederken kabız giderici kullanımının sürdürülmesi çok önemlidir.

 


Kaynak :

  1. Bilimfili
  2.  Here’s why different painkillers are only effective for certain types of pain, www.sciencealert.com/here-s-why-different-painkillers-are-only-effective-for-certain-types-of-pain