İnsan Öncesi Atalarımız Ellerini Modern İnsan Gibi Kullanıyorlardı

Yeni yapılan bir araştırma, Australopithecus africanus gibi insansı atalarımızın düşündüğümüzden çok daha önce bir zamanda ellerini insan gibi kullandığını ortaya koydu.

London College Üniversitesi, Kent Üniversitesi, Avusturya Vienna Üniversitesi ve Almanya’daki Max Planck Institute for Evolutionary Anthropology’den araştırmacılar 2-3 milyon yıl öncesine ait fossilerin taş kullanımı noktasında arkeolojik kanıtlar içeren araştırma sonuçlarını yayınladılar.

insan-oncesi-atalarimiz-ellerini-modern-insan-gibi-kullaniyorlardi-1-bilimfilicom

Belirgin bir biçimde insanın anahtar çevirmek gibi ve elle bir şeyi sıkmakta harcadığı güç gibi (bir çekici kullanırken sapını sıkıca tutmamız gibi) keskin yeteneklerinin el kullanımında, ağaca tırmanma yetisinin azalması ve araç-gereç üretimi ve kullanımı gibi evrimsel değişim sürecinin iki önemli noktasıyla bağlantılı olduğu anlaşıldı.  Ancak bu lokomotor ve el becerisine ait bu değişimlerin tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmiyor.Dr. Matthew Skinner ve Dr. Tracy Kivell, kemiğin iç sünger yapısı olarak bilinen trabekül denilen yapı üzerinde yaptıkları ölçümlerde fosil türlerinin ellerini nasıl kullandıkları ortaya çıkaran yeni bir teknik kullandılar. Trabekülar kemik yaşam süresi içerisinde çok çabuk bir şekilde biçimini değiştirerek canlının yaşam süresindeki mevcut davranışlarını etkileyebilir.

Araştırmacılar ilk olarak insan ve şempanzelerin el kemiklerindeki trabekül üzerinde ölçümler yaptılar. Ölçümler neticesinde insanların sahip olduğu baş parmak ve diğer parmaklar arasında sıkıştırma yetisinin şempanzelerden belirgin farklılıklar taşıdığını gösterdi. İnsana özgü bu yeteneğin  ağaçlara tırmanmayan ve taşlardan araç gereç yapabilen Neanderthaller gibi insan türlerinde de var olduğu görüldü.

Bu bulgular daha önce yayınlanan australopitlerdeki araç-gereç kullanımına arkeolojik kanıtlar sunuyor. Aynı zamanda da insandan çok önce yaşamış ve ellerini insan gibi kullanabilen atalarımıza da iskeletsel kanıtlar sağlıyor.


Kaynak: University of Kent 

Makale Referansı:

  1. Bilimfili,
  2. M. M. Skinner, N. B. Stephens, Z. J. Tsegai, A. C. Foote, N. H. Nguyen, T. Gross, D. H. Pahr, J.-J. Hublin, T. L. Kivell. Human-like hand use in Australopithecus africanus. Science, 2015; 347 (6220): 395 DOI:10.1126/science.1261735

Eller ve Yüzgeçler Aynı Genetik Kökene Sahip

Bilim insanları uzun süredir insan eli ve balık yüzgeci arasında genetik bir ilişkinin olup olmadığını araştırıyorlardı. Ve nihayet, yeni bir çalışma bu yapıların kesinlikle birbiriyle ilişkili olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmacılar fareler ile sıradışı bir tatlı su balığının gen dizilimlerini karşılaştırdılar ve farelerin el ve ayak gelişiminin, balık yüzgecinin gelişimiyle benzer genleri barındırdığı sonucuna ulaştılar. Bulgular günümüz kara hayvanlarının kollarının balıksı ataların yüzgeçlerinden evrimleştiği sonucuna götürüyor.

Chicago Üniversitesi Organizmal Biyoloji bölümünden Neil Shubin; bilek ve parmak fosillerinden elde edilen verilerin bariz bir şekilde sucul yaşamın kökenlerine işaret ettiğini, fakat yüzgeçlerin ve kolların farklı amaçlara sahip olduğunu, dolayısıyla ayrışma sürecinden beri farklı yönlerde evrimleştiğini söylüyor.

El ve Bacak Bağlantısı

2004 yılında, Shubin ve takım arkadaşları yaklaşık 360 milyon yıl önce Devonien dönemin sonlarında yaşamış ön ve arka ayakları olan nesli tükenmiş Tiktaalik roseae isminde bir türün fosillerini buldular. Bilim insanları bu türün balıklar ve amfibiler arasında bir bağ olabileceğini düşündüler.

O günden sonra, birçok paleontojist T. roseae gibi antik balıkların yüzgeçlerinin nasıl güçlü ve kemiksi yapıya dönüştüğünü anlama arayışına girdiler.

İlk bakışta yüzgeçler kara hayvanlarının kollarından tamamen farklı görünürler. El ve ayak bilekleri, uzun ve ince kemiklere bağlanan küçük küresel kemikler ( el ve ayak parmakları) barındırıyorlar. Buna karşın günümüz balıklarının yüzgeçleri dairesel kemik olarak tanımlanan küçük yuvarlak uzun kemiklerle son buluyorlar.

Bilim insanları şimdiye kadar yüzgeç ve kol arasında bir bağlantı bulamamışlardı ancak 22 Aralık 2014’te Proceeding of the National Academy of Sciences dergisinde yayınladıkları makalede bugüne kadar yanlış balık üzerinde araştırma yaptıklarını yazdılar. Birçok çalışma teolost balığı denilen devasa bir balık grubu üzerinde yapılıyordu.

El ve Ayak Bilekleri Kökeni.

Çalışmada, Shubin ve takım arkadaşları vücut gelişimi için oldukça önemli olan Hox genleri denilen gen dizilimi; günümüz kara hayvanlarındakinin teolost balıklarından çok farklı olduğuna ulaştılar.

Öte yandan, bu genler 300 milyon yıldan fazla bir süre önce teolost soyunun bütün genomlarının kopyalandığı bir olaya maruz kaldığını gösteriyor. Bu ikiye katlama, evrimsel süreçte birkaç defa meydana gelmiş ve türün geniş yelpazede bir çevre çeşitliliğine adapte olmasına yardımcı olmuştu.

Genom kopyalaması olmadan önce bazı balıklar teolost türünden ayrıldılar. Bu balıklardan birisi de Kuzey Amerika ilkel sularında yaşayan benekli zarganadır. Araştırmacılar benekli zargananın Hox genleri ile farelerin Hox genlerini karşılaştırdılar ve olağanüstü bir benzerlik olduğunu buldular.

Sonrasında, araştırmacılar gelişmekte zargananın yüzgeciyle ilgili olan geni gelişen bir fareye yerleştirdiler ve yerleştirme sonucunda farenin bu genle yine normal bir fare kolları ve bacakları geliştirdiğini gördüler. Bulgular gösteriyor ki; dört ayaklı kara hayvanlarının el ve ayak bilekleri antik balığın yüzgeciyle benzer bir şekilde evrimleşiyor.

Kaynak:

  1. Bilimfili
  2. University of Chicago
  3. Neil H. Shubina,1, Edward B. Daeschlerb, and Farish A. Jenkins, Jr.c,2 Pelvic girdle and fin of Tiktaalik roseae  vol. 111 no. 3  Neil H. Shubin,  893–899, doi: 10.1073/pnas.1322559111 December 3, 2013