Spa

“Spa” kelimesi Latince “su yoluyla sağlık” anlamına gelen “salus per aquam” kelimesinden türetilmiştir. Bu terim ilk olarak 14. yüzyılda Belçika’da kaplıcalarıyla ünlü Spa kasabası için kullanılmıştır.

Türkçe kaplı ılıca (ılıg veya yılıg “ılık, sıcak” +çA) = Kaplıca

Genellikle spa veya şifalı sular olarak adlandırılan maden suları, yüzyıllardır tedavi edici özellikleri nedeniyle değer görmektedir. Termal kaynaklardan mineral banyolarına kadar bu sular, sağlık açısından sayısız fayda sağladığına inanılan çeşitli mineraller ve tuzlar bakımından zengindir. Bu makale kaplıca sularının tedavi edici özelliklerini, potansiyel sağlık faydalarını ve kullanımlarını destekleyen bilimsel kanıtları incelemektedir.

Kaplıca Suları ve Bileşimleri

Spa suları genellikle yeryüzünün derinliklerinde bulunan doğal kaynaklardan kaynaklanır. İçinden geçtikleri kayalardan aldıkları mineralleri ve tuzları taşırlar. Kaplıca sularının kesin bileşimi jeolojik kökenlerine bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle sülfür, kalsiyum, magnezyum, bikarbonat ve çeşitli eser elementler gibi mineraller içerir1.

Terapötik Uygulamalar

Dermatolojik Durumlar

Kaplıca suları, özellikle de sülfür bakımından zengin olanlar, çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Sülfürlü suların keratolitik ve antibakteriyel özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir, bu da onları sedef hastalığı, egzama ve akne gibi durumlar için faydalı hale getirmektedir2.

Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıkları

Kaplıca sularının sıcaklığı, kaldırma kuvveti etkisiyle birleştiğinde kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları olan kişiler için faydalı olabilir. Çalışmalar, spa terapisini takiben osteoartrit ve romatoid artrit hastalarında ağrı ve fonksiyonda iyileşmeler olduğunu göstermiştir3.

Kardiyovasküler Sağlık

Mineral veya termal sularda banyo yoluyla hastalıkların tedavisi olan balneoterapinin kardiyovasküler sağlık üzerinde faydalı etkileri olabileceğini gösteren yeni kanıtlar ortaya çıkmaktadır. Kaplıca sularında düzenli olarak banyo yapmak kan basıncında azalma ve vasküler fonksiyonlarda iyileşme ile ilişkilendirilmiştir4.

Güvenlik ve Önlemler

Kaplıca suları genel olarak güvenli kabul edilmekle birlikte, bazı tıbbi rahatsızlıkları olan kişiler bu suları kullanmadan önce tavsiye almalıdır. Bu durumlar arasında kardiyovasküler hastalıklar, ciddi solunum rahatsızlıkları ve açık yaralar veya cilt enfeksiyonları yer almaktadır.

Kaplıca suları çeşitli sağlık durumları için doğal bir tedavi seçeneği sunmaktadır. Etkinliğine ilişkin bilimsel araştırmalar halen devam etmekle birlikte, ön çalışmalar ve yüzyıllardır süregelen anekdot niteliğindeki kanıtlar bir dizi potansiyel sağlık faydasına işaret etmektedir. Kaplıca suyu tedavilerinin mekanizmalarını tam olarak anlamak ve etkinliğini doğrulamak için daha titiz bilimsel araştırmalara ihtiyaç vardır.

İşte sağlık ve zindelik için maden suyu kullanmanın faydalarından bazıları:

  • Geliştirilmiş dolaşım. Sudan gelen ısı dolaşımı iyileştirmeye yardımcı olabilir, bu da ağrı ve iltihaplanmayı azaltabilir.
  • Azaltılmış stres. Ilık su kasları gevşetmeye ve stres seviyelerini azaltmaya yardımcı olabilir.
  • İyileştirilmiş cilt sağlığı. Sudaki mineraller cildin görünümünü iyileştirmeye yardımcı olabilir.
  • Güçlendirilmiş bağışıklık. Sudaki mineraller bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilir.

Sağlığınızı ve zindeliğinizi iyileştirmenin bir yolunu arıyorsanız, bir spa’yı ziyaret etmeyi düşünün. Şifalı sular ağrıyı hafifletmeye, stresi azaltmaya ve genel sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Tarih

Maden suyunun sağlık ve zindelik amacıyla kullanımı antik çağlara kadar uzanmaktadır. Yunanlılar ve Romalılar doğal sıcak su kaynaklarının etrafına hamamlar ve kaplıcalar inşa etmişler ve suyun iyileştirici özellikleri olduğuna inanmışlardır.

Orta Çağ’da kaplıcalar tüm Avrupa’da popüler hale geldi. İnsanlar maden suyunda yıkanmak, suyu içmek ve buharı solumak için kaplıcalara giderdi. Kaplıcalar aynı zamanda sosyal buluşma yerleri olarak da görülüyordu ve genellikle kraliyet ailesinin ve zenginlerin uğrak yeriydi.

Kaplıcaların popülaritesi 19. yüzyılda azaldı, ancak o zamandan beri geri dönüş yaptılar. Bugün dünyanın her yerinde kaplıcalar var ve hidroterapi, masaj ve güzellik bakımları da dahil olmak üzere çeşitli tedaviler sunuyorlar.

İşte kaplıcaların tarihi hakkında bazı ek bilgiler:

Antik Yunan ve Roma. Yunanlılar ve Romalılar doğal kaplıcaların etrafına hamamlar ve kaplıcalar inşa eden ilk insanlardı. Suyun iyileştirici özellikleri olduğuna inanıyorlardı ve bunu çeşitli rahatsızlıkları tedavi etmek için kullandılar.

Orta Çağ. Kaplıcalar Orta Çağ’da tüm Avrupa’da popüler hale geldi. İnsanlar maden suyunda yıkanmak, suyu içmek ve buharı solumak için kaplıcalara giderdi. Kaplıcalar aynı zamanda sosyal buluşma yerleri olarak görülüyordu ve genellikle kraliyet ailesinin ve zenginlerin uğrak yeriydi.

  • 19. yüzyıl. Kaplıcaların popülaritesi 19. yüzyılda azaldı. Bunun nedeni kısmen, çeşitli rahatsızlıklar için daha etkili tedaviler sunan modern tıbbın yükselişiydi.
  • 20. yüzyıl. Kaplıcaların popülaritesi 20. yüzyılda yeniden canlanmaya başladı. Bu kısmen alternatif tıp ve bütünsel sağlığa olan ilginin artmasından kaynaklanıyordu.
  • 21. yüzyıl. Kaplıcalar artık her zamankinden daha popüler. Dünyanın her yerinde kaplıcalar var ve hidroterapi, masaj ve güzellik bakımları da dahil olmak üzere çeşitli tedaviler sunuyorlar.

Kaynak:

  1. Bender, T., Bálint, G., Prohászka, Z., Géher, P., & Tefner, I. K. (2014). Evidence-based hydro- and balneotherapy in Hungary—a systematic review and meta-analysis. International Journal of Biometeorology.
  2. Proksch, E., Nissen, H. P., Bremgartner, M., & Urquhart, C. (2005). Bathing in a magnesium-rich Dead Sea salt solution improves skin barrier function, enhances skin hydration, and reduces inflammation in atopic dry skin. International Journal of Dermatology.
  3. Verhagen, A. P., Bierma-Zeinstra, S. M., Cardoso, J. R., & de Bie, R. A. (2007). Balneotherapy for osteoarthritis. The Cochrane Database of Systematic Reviews.
  4. Gutenbrunner, C., Bender, T., Cantista, P., & Karagülle, Z. (2010). A proposal for a worldwide definition of health resort medicine, balneology, medical hydrology and climatology. International Journal of Biometeorology.
  5. Bender, T., Bálint, G., Prohászka, Z., Géher, P., & Tefner, I. K. (2014). Evidence-based hydro- and balneotherapy in Hungary—a systematic review and meta-analysis. International Journal of Biometeorology.
  6. Proksch, E., Nissen, H. P., Bremgartner, M., & Urquhart, C. (2005). Bathing in a magnesium-rich Dead Sea salt solution improves skin barrier function, enhances skin hydration, and reduces inflammation in atopic dry skin. International Journal of Dermatology.
  7. Verhagen, A. P., Bierma-Zeinstra, S. M., Cardoso, J. R., & de Bie, R. A. (2007). Balneotherapy for osteoarthritis. The Cochrane Database of Systematic Reviews.
  8. Gutenbrunner, C., Bender, T., Cantista, P., & Karagülle, Z. (2010). A proposal for a worldwide definition of health resort medicine, balneology, medical hydrology and climatology. International Journal of Biometeorology.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.

Femoral Anteversiyon

1. Tanım ve Terminoloji

Femoral anteversiyon (antetorsiyon) açısı — kısaca AÇ açısı — femur boyun ekseni ile distal femurda kondillerin arka (posterior) kenarına teğet çizgi arasında kalan açıdır. Açının pozitif değerleri femur boynunun kondiller düzlemi önünde (anteversiyon), negatif değerleri ise gerisinde (retroversiyon) yerleşimini ifade eder.

2. Embriyolojik ve Gelişimsel Anatomi

  • Embriyonik dönem: Alt ekstremite tomurcuğu intrauterin 6–8. haftalar arasında yaklaşık 30-40°’lik doğal bir medial rotasyonla gelişir; bu rotasyon proksimal femurda boyun-kondil düzlemi arasındaki torsiyonel farkı oluşturur.
  • Postnatal evre: Yenidoğanda anteversiyon genellikle 30–50° ölçülür ve yürümeye geçişle birlikte kemik modellemesi sonucunda her yıl ~1,0–1,5° azalır. Bu fizyolojik gerileme iskelet maturasyonunda (≈16–18 yaş) 8–16° aralığına kadar sürer. ( Normative data on femoral version – PMC , Femoral anteversion | Radiology Reference Article | Radiopaedia.org)
  • Cinsiyet ve ırk farkları: Kız çocuklarında ve bazı Asya popülasyonlarında anteversiyon ortalamalarının erkeklere göre 2–4° daha yüksek olduğu gösterilmiştir.

3. Normal Değerler

Yaş grubuOrtalama (°)Geniş aralık (°)Klinik yorum
Yenidoğan4030–50Fizyolojik artmış torsiyon
3–4 yaş2515–35Gerileme başlar
10–12 yaş155–25Çoğu hastada içine-basma azalır
≥18 yaş10–155–20Yetişkin fizyolojik değer

4. Ölçüm Teknikleri

4.1 Klinik Muayene
  • Craig testi (Trokanterik prominens açısı): Diz 90° fleksiyonda yatarken büyük trokanterin en lateral konumunda tibia vertikale göre açı ölçülür.
  • Staheli rotasyon profili: Prone pozisyonda maksimum aktif iç/dış rotasyon açıları karşılaştırılır.
4.2 Görüntüleme
YöntemAçıklamaAvantajDezavantaj
Aksiyel BTKalça ve diz seviyesinde 8–10 mm kalınlıklı kesitlerde boyun ekseni ve posterior kondil çizgisi açılarının ayrı ayrı ölçülüp toplanması/çıkarılmasıAltın standart; 3-B rekonstrüksiyon olanağıRadyasyon
MR (oblik aksiyel T1/T2)Aynı geometrik prensip; özellikle Lee ya da Murphy ölçüm yöntemleri kullanılırRadyasyonsuz; bütüncül eklem değerlendirmesiFA değerini 2–5° düşük saptayabilir
Ultrason, EOS, biplanar röntgenPediatrik hastalarda sınırlıDüşük maliyetOperatör bağımlı, erişkin kemikte yetersiz

MR-BT karşılaştırma çalışmaları, dört farklı ölçüm tekniğinde korelasyonun yüksek (r > 0,85) olmasına rağmen MR’nin gerçek torsiyonu sistematik olarak 3–4° düşük tahmin edebildiğini rapor etmiştir. (Discrepancies in Magnetic Resonance- and Computed Tomography-Based Femoral Version Measurements Despite Strong Correlations – PubMed)

5. Patolojik Sapmalar ve Klinik Önemi

DurumAnteversiyonKlinik tablo
Koksa antetorta≥30° (erişkin)İçe-basma yürüyüş, patellofemoral maltracking, anterior labrum yüklenmesi, diz iç rotasyonu
Koksa retrotorta≤5–10°Dışa-basma yürüyüş (“out-toeing”), femoroasetabuler çarpma (cam tipi), posterior kalça ağrısı
Aşırı tibial eksternal torsiyon eşlik ederseMaskelenmiş intoeingDiz/ayak progrese pozitif açı korunabilir

Artmış anteversiyon; patellofemoral ağrı, ön diz instabilitesi, osteoartrit, gelişimsel kalça displazisi ve labral yırtık insidansını artırır. Azalmış anteversiyon (retroversiyon) ise cam-tipi FAI, kalça abduksiyon kısıtı ve lumbosakral adaptif hiperlordoz ile ilişkilidir. (Femoral anteversion | Radiology Reference Article | Radiopaedia.org)

6. Tedavi Yaklaşımları

6.1 Konservatif
  • Doğal seyir izlem: Çoğu pediatrik olgu 8–10 yaşına kadar spontan düzelir.
  • Fizyoterapi: Pelvis-kalça kas kuvvet dengesi, proprioseptif egzersiz.
  • Ayakkabı tabanlık/ortez: Diz-ayak projeksiyonunu nötralize etme amaçlı fakat kanıt kısıtlı.
6.2 Cerrahi – Derotasyon Osteotomisi
  • Endikasyon: Semptomatik (>25–30°) ante/retroversiyon, konservatif yanıtsızlık, açık epifiz sonrası.
  • Teknikler: Subtrokanterik, intertrokanterik veya distal femoral kesiler; kilitleme plakları ya da intramedüller çivi ile fiksasyon; hedef torsiyon ±10–15°.
  • Sonuçlar: 2–5 yıl takipte WOMAC, IKDC, HOOS skorlarında anlamlı iyileşme; komplikasyon %5-10 (kaynamama, sinir irritasyonu). ( Femoral Derotational Osteotomies – PMC )

7. Güncel ve Gelecek Eğilimler

  • 3-B model tabanlı planlama: Yapay zekâ destekli otomatik torsiyon ölçümü ve hasta-özel kılavuz (PSI) üretimi.
  • Biyomekanik simülasyon: Dinamik yürüyüş analizine torsiyon verisinin entegrasyonu, kişiselleştirilmiş rehabilitasyon protokolleri.
  • Uzun dönem kohortlar: Anteversiyon değerlerinin osteoartrit gelişimi üzerindeki nedensel etkisini tanımlayan prospektif çalışmalar planlanmaktadır.
Keşif

Femoral Anteversiyonunun (AT Açısı) Keşif Tarihi ve Tarihsel Gelişimi

19. yüzyıl – “kavramsal keşif”

  • 1868–1870 (Julius Wolff) – Berlinli anatom-cerrah Julius Wolff, kadavra femurlarında kondiler‐boyun eksenleri arasındaki torsiyonel sapmayı inceleyerek “Femur boynunun fizyolojik öne eğikliği”ni tanımladı. Bulgularını önce 1868’de Prusya Bilimler Akademisi’ne sundu; ardından “Ueber die innere Architectur der Knochen und ihre Bedeutung für die Frage vom Knochenwachsthum” başlıklı makalesiyle yayımladı (Virchows Archiv, 50: 389-450, 1870). Bu çalışma, daha sonra ünlü monografı “Das Gesetz der Transformation der Knochen” (1892) içinde genişletilerek yer aldı. (Femoral anteversion | Radiology Reference Article | Radiopaedia.org, The classic: on the inner architecture of bones and its importance for …)

Erken 20. yüzyıl – Radyografik ölçüme geçiş

1950’ler – Klinik/radyolojik standardizasyon

1950’ler–1970’ler – Biplan radyografi & nomogramlar
Ogata-Goldsand, Rippstein ve Ryder‐Crane gibi araştırıcılar iki düzlemli radyografiyi optimize eden modifikasyonlar yayımladılar; ancak yöntem yüksek varyasyon gösterdi. (The real measurement of anteversion of the femoral neck by computed tomography (CT scan) | European Journal of Orthopaedic Surgery & Traumatology )

1978 – Bilgisayarlı tomografi çağı

  • Weiner-Cook-Hoyt-Oravec (1978) – Anteversiyon ölçümünde ilk BT tekniği; tek oturumda boyun ve kondil eksenlerinin aynı aksiyel planda üst üste getirilerek doğrudan gonyometrik ölçüme imkân tanıdı (Orthopedics 1(4): 299-306). Teknoloji kısa sürede altın standart hâline geldi. (Computed tomography in the measurement of femoral anteversion – PubMed)

1980’ler–2000’ler – Manyetik rezonans ve üç-boyutlu rekonstrüksiyon
MR tabanlı protokoller (örn. Murphy metodu, 1987) radyasyonsuz torsiyon analizi sağladı; 1990’lardan itibaren BT-temelli 3-B modelleme, anteversiyonun cerrahi planlamadaki önemini pekiştirdi. (Assessment of Femoral Antetorsion With MRI)

Günümüz – Yapay zekâ, EOS ve otomatik ölçüm
Derin öğrenme algoritmaları ve düşük dozlu biplan-röntgen (EOS) sistemleri, femoral torsiyonu milimetrik doğrulukla otomatik saptayabilmekte; hasta-özel 3-B baskılı kesi kılavuzları (PSI) derotasyon osteotomilerini kişiselleştirmektedir.



İleri Okuma
  1. Wolff J. (1870). Ueber die innere Architectur der Knochen und ihre Bedeutung für die Frage vom Knochenwachsthum. Virchows Archiv, 50, 389-450. (Ueber die innere Architectur der Knochen und ihre Bedeutung für …)
  2. Wolff J. (1892). Das Gesetz der Transformation der Knochen. Berlin: A. Hirschwald. (Das Gesetz der Transformation der Knochen | WorldCat.org)
  3. Rogers S.P. (1931). A method for determining the angle of torsion of the neck of the femur. Journal of Bone and Joint Surgery, 13(4), 821-824. (a method for determining the angle of torsion of the neck of the femur)
  4. Dunn D.M. (1952). Anteversion of the neck of the femur: a method of measurement. Journal of Bone and Joint Surgery British Volume, 34-B(2), 181-186. (Anteversion of the neck of the femur; a method of measurement)
  5. Dunlap K., Shands A.R., Hollister L.C., Gaul J.S., Streit H.A. (1953). A new method for determination of torsion of the femur. Journal of Bone and Joint Surgery American Volume, 35-A(2), 289-311. (A new method for determination of torsion of the femur – PubMed)
  6. Fabry, G.; MacEwen, G.D.; Shands, A.R. (1975). Torsion of the femur. Journal of Bone and Joint Surgery Am, 55(8), 1726-1738.
  7. Weiner D.S., Cook A.J., Hoyt W.A., Oravec C.E. (1978). Computed tomography in the measurement of femoral anteversion. Orthopedics, 1(4), 299-306. (Computed tomography in the measurement of femoral anteversion – PubMed)
  8. Ogata K., Goldsand E.M. (1979). A simple biplanar method of measuring femoral anteversion and neck-shaft angle. Journal of Bone and Joint Surgery American Volume, 61-A, 846-851. (The real measurement of anteversion of the femoral neck by computed tomography (CT scan) | European Journal of Orthopaedic Surgery & Traumatology )
  9. Murphy S.B., Simon S.R., Kijewski P.K., Wilkinson R.H., Griscom N.T. (1987). Femoral anteversion. Journal of Bone and Joint Surgery American Volume, 69-A(8), 1169-1176. (Femoral anteversion: significance and measurement – PMC)
  10. Nelitz, M. (2018). Femoral derotational osteotomies. Current Reviews in Musculoskeletal Medicine, 11(2), 272-279.
  11. Luijkx, T.; Wilczek, M.; Knipe, H. (2023). Femoral anteversion. Radiopaedia.org (reference article, rID-30356).
  12. Dunlap, K.; Shands, A.R.; Hollister, L.C.; Gaul, J.S.; Streit, H.A. (1953). A new method for determination of torsion of the femur. Journal of Bone and Joint Surgery Am, 35-A, 289-311.
  13. Reikerås, O., & Høiseth, A. (1982). Femoral neck angles: a specimen study with special regard to bilateral differences. Acta Orthopaedica Scandinavica, 53(5), 775-779.
  14. Murphy, S. B., Simon, S. R., Kijewski, P. K., Wilkinson, R. H., & Griscom, N. T. (1987). Femoral anteversion. Journal of Bone and Joint Surgery, 69(8), 1169-1176.
  15. Tomczak, R. J., & Guenther, K. P. (1997). Imaging and intervention in developmental dysplasia of the hip. European Radiology, 7(1), 31-37.
  16. Hefti, F. (2007). Pediatric Orthopedics: Essentials of Practice (pp. 307-313). Springer.
  17. Argenson, J.N.; Flecher, X.; Parratte, S.; Aubaniac, J.M. (2007). Anatomy of the dysplastic hip and consequences for total hip arthroplasty. Clinical Orthopaedics and Related Research, 465, 40-45.
  18. Hetsroni, I.; Dela Torre, K.; Duke, G.; Lyman, S.; Kelly, B.T. (2013). Sex differences of hip morphology in young adults with hip pain and labral tears. Arthroscopy, 29(1), 54-63.
  19. Staheli, L. T. (2016). Femoral anteversion and tibial torsion: significance and assessment. In Practice of Pediatric Orthopedics (pp. 79-83). Lippincott Williams & Wilkins.
  20. Litrenta, J.M.; Domb, B.G. (2018). Normative data on femoral version. Journal of Hip Preservation Surgery, 5(4), 410-424.
  21. Standring, S. (Ed.). (2021). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice (42nd ed., pp. 1461-1463). Elsevier.
  22. Zhang, S.; Liu, K.; Gao, G.; Lang, N.; Xu, Y. (2024). Discrepancies in Magnetic Resonance- and Computed Tomography-Based Femoral Version Measurements Despite Strong Correlations. Arthroscopy, 40(9), 2400-2410.e2.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.