Fasciculus thalamicus

“Talamik fasikül” teriminin etimolojisi tam olarak açık değildir. “Fasciculus” kelimesi Latince “demet”, “thalamus” kelimesi ise Yunanca “oda” anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, “talamik fasikül” terimi kelimenin tam anlamıyla “talamustan gelen lif demeti” anlamına gelir.

Talamik pedinküller olarak da bilinen talamik fasikül, talamusu beynin diğer bölümlerine bağlayan ana beyaz madde yollarını içerir.

Üç ana talamik fasikül grubu vardır:

  1. Anterior talamik pedinkül: talamusu frontal loba bağlar ve anterior talamik radyasyonu içerir.
  2. Posterior talamik pedinkül: talamusu oksipital ve temporal loblara bağlar ve posterior talamik radyasyonu içerir.
  3. İnferior talamik pedinkül: talamusu beyin sapına bağlar ve talamokortikal radyasyonlar ve talamostriat lifler gibi yolları içerir.

Bu bağlantılar, beyinde önemli bir röle istasyonu olan talamusun beynin çeşitli bölgelerinden bilgi almasını ve iletmesini sağlar. Bu, duyusal algı, motor kontrol ve bilinç dahil olmak üzere birçok işlev için çok önemlidir.

Tarih

“Talamik fasikül” teriminin bilinen ilk kullanımı İsviçreli nöroanatomist Constantin von Monakow’un 1909 tarihli bir makalesinde yer almıştır. Ancak şu anda talamik fasikulus olarak adlandırdığımız yapı ilk kez 1874 yılında Alman anatomist Carl Weigert tarafından tanımlanmıştır.

Talamik fasikulus, talamusu globus pallidusa bağlayan bir sinir lifleri demetidir. Beynin talamus ve orta beyin arasında kalan bir bölgesi olan subtalamusta yer alır.

Talamik fasikulus motor kontrolde önemli bir rol oynar. Globus pallidustan talamusa sinyaller taşır, talamus da bu sinyalleri serebral kortekse gönderir. Serebral korteks bu sinyalleri istemli hareketi kontrol etmek için kullanır.

Talamik fasikulus inme, kafa travması ve beyin tümörleri dahil olmak üzere bir dizi durumdan zarar görebilir. Talamik fasikülün hasar görmesi güçsüzlük, titreme ve koordinasyon güçlüğü gibi çeşitli motor sorunlara yol açabilir.

Özetle, “talamik fasikül” teriminin etimolojisi tam olarak açık değildir. Terim ilk olarak 20. yüzyılın başlarında kullanılmıştır ve talamusu globus pallidusa bağlayan bir sinir lifi demetini ifade eder. Talamik fasikulus motor kontrolde önemli bir rol oynar ve hasar görmesi çeşitli motor sorunlara yol açabilir.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.

Kaynak:

Schmahmann JD, Pandya DN. Fiber Pathways of the Brain. Oxford University Press; 2009.

Türk Tıp Öğrencisi Dünya’da Bir İlki Başardı!

Dünyada ilk kez bir tıp öğrencisi CERN(Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi)’e kabul edildi. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi 3’üncü sınıf öğrencisi Ahmet Serdar Mutluer, Ağustos ayında Research (Araştırma) programı kapsamında, Nörobilim(Sinir bilim) alanında CERN’de staj yapmaya hak kazandı.

Katıldığı birçok yarışmadan dereceyle dönen Mutluer, dünyada ilk kez bir tıp öğrencisi olarak CERN’de Nörobilim(Sinir bilim) alanında staj yapacak. CERN’de Türkiye’yi temsil etmekten dolayı kendisi ve ülkesi adına gurur duyduğunu belirten Mutluer, tıp eğitimini aldığı Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nin bilimsel çalışmalarına ve CERN’e başvurma sürecine çok büyük destek verdiğini söyledi. Bilimsel çalışmalara olan ilgisinin çocukluğundan beri olduğunu kaydeden Mutluer, “Bugün bu hedeflerim doğrultusunda bana destek olan Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu ve hocalarıma teşekkür ediyorum” dedi. Üniversitede proje grubuyla birlikte Fizik, Kimya, Matematik gibi birçok alanla ortak çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Mutluer, yaptığı çalışmalardan dolayı hocalarının CERN’in bilimsel araştırmalar programına katılmasını tavsiye ettiklerini belirtti.

DÜNYADA BİR İLK

Dünyada ilk defa bir medikal öğrencinin CERN’e kabul edildiğinin altını çizen Mutluer, “Aslında CERN’de daha çok teknik alanda araştırmalar yürütülüyor. Parçacık fiziği ve yüksek enerji fiziği üzerine çalışmalar yapılıyor. Medikal alanda okuyan öğrencinin CERN’de ne işi var şeklinde sorulabilir. CERN, sadece belli bir konu üzerine yoğunlaşmış bir merkez değil. Yenilenebilir enerji, medikal görüntüleme teknikleri, kanser tedavi yöntemleri, proton tedaviler, parçacık fiziği üzerine yapılan çalışmalar mevcut. Bundan sonraki hedeflerim arasında gelecek yıllarda yazları yine araştırma programlarına dâhil olmayı ve CERN ile ortak bir projede yer almayı hedefliyorum” dedi. Mutluer, CERN’e başvuruyu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği irtibat ofisi görevlileri aracılığıyla gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

TERCİHLERİNİZİ DOĞRU YAPIN

6’ncı LED Yarışması’nda “Verimli güç kontrolü ile yükselticiler kullanılarak LED sistemlerle kablosuz veri iletimi” adlı çalışmasıyla birincilik ödülü kazanan Mutluer, bilimsel araştırmalara ilgisi olan ve bu alanda eğitim almak isteyen adaylara şu tavsiyelerde bulunarak “Hepimiz hayatımızın pek çok alanında birçok sınava giriyoruz. Sınavlara her zaman girebilirsiniz, sınav hayatınızda çok şey değiştirmez. Ancak yapılan tercihler hayatınıza yön verir. Bu yüzden sizi ileriye taşıyacak ve hayallerinizi kısıtlamayacak tercihler yapın ve kendinizden ödün vermeyeceğiniz adımlar atın” dedi.

Kaynak: GÜL KABA-UĞUR GÜLBOY (İHA)

Click here to display content from www.iha.com.tr.

Kaynak:

Gerçek Altıncı Hissiniz

Antik Yunan ve Aristo’dan beri temelde 5 duyumuz olduğu herkesçe bilinir. Bu beş duyu ile; çevremizi görür, duyar, koklar, dokunur tadarız. Peki size gizli bir süper gücünüz olduğunu söyleseydik?

Propriyosepsiyon Duyusu

Gözlerinizi kapayın ve avuç içiniz yukarı bakacak şekilde bir elinizi önünüze doğru uzatın. Muhtemelen diğer elinizi havada duran elinizin tam yanına getirebilirsiniz. Peki gözleriniz kapalı olduğu halde elinizin nerede olduğunu nasıl biliyorsunuz? Burada dokunma duyunuzun iş üstünde olduğu tahmininde bulunabilirsiniz, fakat aslında olan tam olarak bu değil.

Doğru cevap farklı bir yetiye ait: Birçoğumuzun hafife aldığı; altıncı hissimiz.

Propriyosepsiyon kelimesi Latince kökenli ve “kişinin kendini kavraması” anlamına gelen bir kelimedir. Propriyosepsiyon denen iç algımız; boşlukta bulunan uzuvlarımızın vücudumuzun geri kalanına göre nerede olduğunu bilme duyusudur.

Elinize bakmadan ve tam olarak nerede olduğunu görmemenize rağmen, bazı nesneleri tutabilir ve onları hareket ettirebilirsiniz.

Bu altıncı hissimiz; aslında basit bir duyu değildir. Vücudumuzun duruş pozisyonunu (ve onu değiştirmek için ne kadar efor harcanması gerektiğini) kestirebilmek için, beynimiz vücudumuz boyunca çalışan sayısız kaynaktan gelen bilgiye dayanır. Bunların arasında; kaslarda, tendonlarda, eklemlerde ve deride; çekmeye, harekete ve basınca duyarlı sinir uçları da vardır. Aynı zamanda, dengede durmamıza yardımcı olan iç kulağımızdaki vestibüler sistem de bu süreçte görev alır. Bu organlarımızdan gelen girdiler denge ve hareket koordinasyonumuzdan sorumlu beyin parçası olan beyinciği besler. Bilim insanları beynin bu girdileri direkt olarak diğer kaynaklardan gelen bilgilerle birleştirdiğini düşünüyorlar.

Peki propriyosepsiyonu anlamamız neden bu kadar önemli? 

Kısaca söyleyelim; çünkü gündelik yaşamımız için oldukça önemli. Çünkü propriyosepsiyon sayesinde bakmadan hareket edebiliriz. Karanlık bir odada olduğunuzu hayal edin. Propriyosepsiyonunuz olmadan hareket edemezsiniz, çünkü ayaklarınızı göremezsiniz.

Öte yandan; propriyosepyon çok karmaşık olmasından kaynaklı, kolayca aldatılabilir. Bunu kendiniz de deneyebilirsiniz. İşte size kendi başınıza deneyebileceğiniz bir test:

Pinokyo illüzyonu 

İşaret parmağınızı burnunuzun ucuna değdirin. Bir arkadaşınızdan telefonunun titreşimini çalıştırarak bisepsinize (burnunuza değdirdiğiniz kolunuzda) değdirmesini isteyin. Telefonun oluşturduğu bu titreşimler kas liflerinize gider ve gerildiğini düşünmeye sebep olur. Bu da kolunuzun yüzünüzden uzaklaştığı hissini verir ve burnunuza hala dokunduğunuz için de bu sinyaller beyninizde burnunuzun uzadığı algısını oluşturur.

Propriyosepsiyon aldatılabilir bir histir, fakat oldukça önemli bir histir. Bilim insanları; beynin, gelen bilgileri nasıl işlediği ve sentezlediğine dair çalışmalarını sürdürüyorlar. Ve bütün süper güçlerde olduğu gibi, bu gücün temelinde de hala çözülmeyi bekeleyen gizemler var. Kim bilir, belki bir gün, siz, bir “süper kahraman” olur ve propriyosepsiyonla ilgili her şeyi açığa çıkarırsınız.


Kaynakça: Bilimfili,
1- en.Wikipedia, “Proprioception”, https://en.wikipedia.org/wiki/Proprioception
2- Society for Neuroscience, “Your Sixth Sense”, https://www.youtube.com/watch?v=A1BVp5aivtA&list=PLUXnlfxIfR9-la3KEenkj1ZDrHqxUJkvt&index=3

Oyun Bağımlısı Gençlerin Beyinlerinde Güçlü Bağlantılar Bulundu

Internet oyunu rahatsızlığına sahip binlerce gencin sahip olduğu belirtiler, başka bağımlılıklarla tıpatıp aynı görünebilir: Zaman ve oyuna harcanan para üzerinde kontrol kurulamaması, aile ve arkadaşlardan uzaklık, göz ardı edilen okul ödevleri. Addiction Biologydergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre ise bu kişilerin beyinleri de diğer bağımlılar gibi normal bireylerin beyinlerden farklı görünebilir. Oyun bağımlılığı olan gençlerin beyinlerindeki değişik bölgeler arasında normal insanların beyinlerine oranla daha güçlü bağlantılar görülebilir. Beyin fonksiyonları açısından bakıldığında kötü bir şey değilmiş gibi görünen bu bağlantılar, aynı zamanda bazı psikiyatrik sorunlara da yol açabiliyorlar.

Yayımlanan araştırmada araştırmacılar, internet oyunu bağımlılığı olan 78 genç ile bağımlılıkları olmayan 73 gencin beyin fMRI taramalarını alıp karşılaştırmaya tabi tuttular. Yapılan karşılaştırmada ise beyinde yer alan 25 farklı bölgenin bağlantılarına bakıldı.

Ortaya çıkan sonuçta internet oyunu bağımlılığı olan gençlerin beyinlerindeki bazı bölgeler arasında daha güçlü bağlantılar olduğu tespit edildi. Bunlardan bazıları bireyin bilişsel kabiliyetini artıran etkiler yaratıyordu. Mesela bağımlı bireyler, oyunlarda yaşanan saldırılar gibi ani ve önemli olaylara daha çabuk tepki verebiliyorlar.

Çalışmanın yazarlarından Jeffrey Anderson, PsyPost’a şu açıklamalarda bulundu: “Beyin ağları arasındaki bu güçlü bağlılık, hedeflere daha güçlü bir şekilde dikkat edilmesini ve çevre hakkındaki yeni bilgilerin daha çabuk algılanmasını sağlayabilir. Beyinde yaşanan değişimler sonunda bazı bireylerin daha verimli düşünmesine yol açabilir.”

Ancak ortaya çıkan diğer sonuçlar ise araştırmacıları endişelendiren niteliktelerdi. Güçlü bağlar down sendromlu, şizofrenik ve otizmli bireylerde de görülen dürtülerin kontrolü hususundaki zayıflığın, bağımlı insanlarda da görülmesine yol açabilir. Bu tarz bağlantılar ise bireyin dikkatinin daha çabuk dağılmasına yol açabilir.

Yapılan araştırma, internet oyunu bağımlılığı alanında gelecekte sinir bilimsel açıdan yapılacak araştırmalar açısından çok güzel bir temel oluşturmakta. Araştırmanın kadınları incelemediğini ve dolayısıyla internet oyunu bağımlılığına sahip tüm bireylerin beyinleri hakkında genelleme yapmanın doğru olmayacağını belirtmekte fayda var. Araştırmacılar bağımlılığa sahip kadınların, erkek bağımlılara kıyasla daha fazla ruh hali bozukluklarına sahip olduklarına dikkat çekiyorlar. Ayrıca araştırmacılar oyun bağımlılığına sahip bireylerin bu tarz bağlantılar geliştirdiği sonucuna ulaşmış olsalar da bu tarz beyin yapısına sahip bireylerin oyun bağımlısı oldukları ihtimali de bir kenarda durmakta.

Gelecek çalışmada araştırmacılar, bu bağlantıların bilişsel kabiliyeti ne düzeyde etkilediğini ölçmek istiyorlar.

Kaynak:

  1. Popsci Türkiye
  2. Doug Hyun Han,*, Sun Mi Kim, Sujin Bae, Perry F. Renshaw and Jeffrey S. Anderson Brain connectivity and psychiatric comorbidity in adolescents with Internet gaming disorder Addiction Biology 22 DEC 2015 DOI: 10.1111/adb.12347