Alıştırma Yönteminin Değiştirilmesi ile İki Kat Hızlı Öğrenme Mümkün Olabilir

Yeni bir motor becerinin –piyano çalmayı öğrenmek ya da yeni bir sporda uzmanlaşmak gibi– öğrenilmesinin püf noktası egzersiz yapmaya ne kadar saat ayırdığınız olmayabilir. Yapılan bir araştırma; yeni bir motor becerinin kazanılmasındaki anahtar etmenin, pratiğe harcanan süre değil de pratiğin yapılış biçimi olduğunu öne sürüyor.

Araştırmacıların bulgularına göre; yeni bir beceriyi kazanmak için yapılan alıştırmaları/görevi farklılaştırmak, öğrenme süreci boyunca beynin daha aktif olmasını sağlıyor ve istenilen duruma gelmek için harcanılan zamanı yarı yarıya azaltıyor.

Yapılan bu çalışma aslında, çok uzun zamandır yaygın olan; bir motor beceride uzmanlaşmak için onu sürekli tekrar etmelisin, savının aksini iddia ediyor. Örneğin; bir bilgisayar oyunundaki seviyeyi geçemediğinizi çünkü bu seviyeyi geçmek için oyunda uzmanlaşmanız gerektiğini düşünelim. Yaygın inanış, bu oyunda uzmanlaşmanın en iyi yolunun oyunu tekrar tekrar oynamaktan geçtiğini öne sürer. Fakat araştırmacılar, bu seviyeyi geçebilmeniz için çok daha hızlı (ve belki de eğlenceli) bir yöntem sunuyorlar.

Johns Hopkins University’den, araştırmacı Pablo Celnik’e göre; başarılmak istenilen görevin çok az miktarda değiştirilmiş versiyonu üzerinde pratik yapmak, aynı versiyon üzerinde tekrar tekrar alıştırma yapmaktan çok daha hızlı öğrenmemizi sağlıyor.

Araştırmacılar bu sonuca ulaşabilmek için, 86 gönüllünün yeni bir yeteneği kazanma süreçlerini çözümlediler. Gönüllü katılımcılar bilgisayar ekranındaki imleci fare yardımıyla kontrol etmek yerine küçük bir cihazı sıkarak hareket ettirdiler.

Gönüllüler üç gruba ayrıldılar ve bilgisayar ekranındaki imleci, bir cihazı sıkarak kontrol etmeyi öğrenmek için 45 dakika çalıştılar. Bu çalışmadan 6 saat sonra, gruplardan birine aynı çalışma tekrarlatıldı, ikinci gruba bu pratiğin çok az değiştirilmiş versiyonu (bu versiyonda cihazın sıkmaya verdiği tepki değiştirilmiş) çalıştırıldı. Son grup ise ilk çalışmadan 6 saat sonra herhangi bir alıştırma yapmadı ve kontrol grubu olarak kullanıldı.

Daha sonra katılımcılar belirli testlere tabi tutularak, cihazı nasıl kontrol ettikleri ölçüldü. Tahmin edersiniz ki, bu testlerde en başarısız olan grup tekrar yapmayan kontrol grubu oldu. Fakat, ilginç bir şekilde, iki kez aynı sistem üzerinde çalışan grup, sistemin çok az değiştirilmiş versiyonu üzerinde ikinci pratiğini yapan gruba göre daha kötü performans gösterdi. Değiştirilmiş versiyon üzerinde ikinci pratiği yapan grubun performansı, aynı sistem üzerinde iki kez pratik yapan gruba göre iki kat daha iyiydi.

Bu başarının sebebi ne olabilir?

Araştırmacılar bu durumun, ‘rekonsolidasyon’ ya da yeniden bir araya getirme olarak bilinen süreçten kaynaklandığını öne sürüyorlar. Bu süreç, hali hazırda var olan hatıraların geri çağrılıp, işlenip, yeni bilgi ile düzeltilmesini içeriyor. Uzunca bir süredir, rekonsolidasyonun motor becerileri güçlendirebileceği öne sürülüyordu. Fakat, yeni yapılan bu araştırma ile bu hipotez ilk defa test edilmiş oldu.

Bu durum, iki alıştırma arasındaki katılımcılara verilen 6 saatlik aranın nedenini de açıklığa kavuşturuyor. Daha önceki sinirbilim araştırmaları, bu sürenin hatıralarımızı rekonsolide etmemiz için geçen zaman olduğunu göstermişti.

Celnik’in belirttiğine göre sonuçlar, daha öncelerde rekonsolidasyonun motor becerilerle ilişkili olarak nasıl çalıştığı ile ilgili çok az şey bilmemizden kaynaklı, oldukça önemli. Fakat, eğer görev üzerindeki değişiklik çok fazla olursa, rekonsolidasyon boyunca herhangi bir kazanım gözlenmiyor. Yani yapılan değişikliklerin bilinçli ve az olması da oldukça önemli. Örneğin, tenis antrenmanlarında topların boyutu az miktarda değiştirilebilir ya da basketbol topunun ağırlığı değiştirilebilir.

Bu araştırma her ne kadar heyecan verici görünse de, yalnızca tek bir beceri gurubu dahil edildiği için yeni yapılacak çalışmalarla bu bulguların desteklenmesi gerekiyor.

Current Biology’de yayımlanan bu çalışma, aslında ilk akla gelen piyano ya da tenis öğrenmenin yanı sıra protez kullanımının öğrenilmesi ve kemik kırılmalarından sonraki fizik tedavi süreçlerinde yeniden becerilerin kazanmasında da etkili olabilir. Aynı zamanda, bu bulgular eğitim sistemine de entegre edilebilir.


İlgili makale: Nicholas F. Wymbs, Amy J. Bastian, Pablo A. Celnik Motor Skills Are Strengthened through Reconsolidation Current Biology 2015 DOI: http://dx.doi.org/10.1016/j.cub.2015.11.066

Yararlanılan kaynak:
  1. Bilimfili,
  2. Fiona Macdonald (February 4,2016)  ”Scientists have found a way to help you learn new skills twice as fast” Retrieved on 6 February 2016 from http://www.sciencealert.com/scientists-have-found-a-technique-that-helps-you-learn-new-skills-twice-as-fast

Müzik aleti çalmak çocukların beyin gelişimini etkiliyor!

Keman çalabilen ya da piyano dersleri alan çocuklar neredeyse Mozart kadar iyi öğrenebiliyorlar. Vermont College of Medicine Üniversitesi çocuk psikiyatrisi bölümünden araştırmacılar müzik eğitiminin, çocuklarda odaklanmayı arttırdığını, duygularını kontrol etmeye yardımcı olduğunu ve çocuklarda kaygıları azalttığını buldular. AraştırmaJournal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry ‘de yayınlandı.

İçlerinde psikiyatri profesörü James Hudziak, doktora dereceli Matthew Albaugh ve mezun araştırma asistanlarının bulunduğu araştırmacılar çalışmalarını şu ana kadar ki yapılmış beyin gelişimi ile müzik aleti çalmak arasındaki ilişkiyi inceleyen en büyük araştırma olarak tanımlıyorlar.

Çocuk yaşlarda beyin korteksinin kalınlığı değişir. MRI tekniği kullanılarak yapılan araştırmada çocuk yaşlarda kortikal kalınlaşma ya da incelmenin, beyin sağlıklı olsa bile, depresyona, kaygıya, saldırganlığa ve dikkat problemlerine neden olabildiği bulunmuştu. Şimdi yapılan araştırma ile de Hudziak, müzik eğitiminin bu problemlere etkilerini bulmayı amaçladı.

Hudziak’ın yarattığı, ‘’genç insanların bütün çevrelerinin psikolojik sağlıklarına olan etkilerini bir araya getirmek’’ olarak tanımlayabileceğimiz Vermont Aile Temelli Yaklaşımı modelini de destekleyen çalışmada; Hudziak’ın deyimiyle ‘’ Müzik en kritik rolü üstleniyor.’’

Çalışmada araştırmacılar aslında tam da tahmin ettikleri sonuca ulaştılar. Bir müzik aleti çalarken beynin motor bölümlerinde değişiklikler oluyor, çünkü müzik aleti çalma aktivitesi hareketlerin kontrolünü ve koordinasyonunu gerektiriyor. Daha da önemlisi, müzik aleti çalmak beyindeki davranış düzenleyen alanları etkiliyor. Örneğin, müzik aleti çalma pratikleri yapmak korteksin ‘’yürütme görevi, çalışma hafızası, dikkat kontrolü, gelecek için organizasyon ve planlama yapma’’ gibi görevleri üstlenen bölümünün kalınlığını etkiliyor.

Çocuktaki müzik altyapısının aynı zamanda önleyici kontrolde ve duygusal gelişimde kritik öneme sahip beyin bölgelerinin kortikal kalınlıklarıyla da ilişkili olduğu da görülüyor.

Araştırmacıların bulgularına göre mental olarak daha sağlıklı bireyler yetiştirmek için müzik aleti eğitimi şart. Hudziak’ın hipotezine göre keman çalmanın çocukların psikolojik rahatsızlıklarına bir şişe dolusu haptan daha fazla yararı var.


Kaynak: Bilimfili

Referans: James Hudziak, M.D. et al. Cortical Thickness Maturation and Duration of Music Training: Health-Promoting Activities Shape Brain Development. Journal of American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, December 2014 DOI: 10.1016/j.jaac.2014.06.015