Tanım ve Kaynak
Urofollitropin, menopoz sonrası bireylerin idrarından elde edilen ve çok aşamalı ileri arıtma süreçleriyle (yüksek saflık derecesi) protein safsızlıkları ve luteinize edici hormon (LH) aktivitesinden büyük ölçüde arındırılmış insan folikül stimülan hormonudur (FSH). Klinik kullanımdaki preparatlar genellikle “yüksek saflıkta (highly purified) urofollitropin (HP-uFSH)” olarak adlandırılır ve subkutan enjeksiyonla uygulanır.
Farmakodinami ve Etki Mekanizması
- Hedef reseptör: Granüloza (kadın) ve Sertoli (erkek) hücrelerindeki FSH reseptörü (FSHR; Gs-protein aracılı).
- Sinyal yolu: cAMP/PKA aktivasyonu → aromataz (CYP19A1), FSH-bağımlı büyüme faktörleri ve gonadal steroidogenezde artış.
- Ovariyen etki:
- Antral folikül kohortundan selektif büyüme (folikülogenez), estradiol salınımı, LH’ye duyarlılığın artması (LH/hCG tetiklemesine hazırlık).
- Kontrollü ovaryan stimülasyonda (KOS) çoklu folikül gelişimi.
- Testiküler etki:
- Sertoli hücresi aktivasyonu, kan-testis bariyeri ve tübüler mikrosimya üzerinde trofik etki, spermatogenezde ilerleme (özellikle hCG ile birlikte).
- İsoform biyolojisi: İdrar kökenli FSH, sialilasyon derecesi ve glikoizoform dağılımı bakımından rekombinant FSH’den (rFSH) kısmen farklı bir profil sergileyebilir; daha asidik (daha fazla sialillenmiş) izoformlar daha uzun dolaşımda kalma eğilimi gösterebilir, fakat reseptör etkileşimi/etkililik klinikte eşdeğer kabul edilir.
Farmakokinetik
- Uygulama yolu: Subkutan (s.c.)
- Biyoyararlanım: ~%70 civarında (formülasyona ve uygulama bölgesine bağlı değişkenlik).
- Tmax: ~12–24 saat.
- Eliminasyon yarı ömrü: ~24–48 saat (bireyler arası değişkenlik).
- Dağılım/eliminasyon: Başlıca renal klirens; glikozilasyon derecesi klirensi etkileyebilir.
- İmmünojenisite: Modern HP-uFSH preparatlarında klinik açıdan anlamlı antikor gelişimi nadirdir.
Endikasyonlar
- Kadınlarda
- Anovülasyon/Oligo-ovülasyon (özellikle klomifen sitrat ile ovülasyon sağlanamayan hastalar).
- Yardımcı üreme teknikleri (YÜT/ART) için kontrollü ovaryan stimülasyon (KOS) (IVF/ICSI protokolleri).
- Erkeklerde
- Hipogonadotropik hipogonadizm (konjenital veya kazanılmış): hCG ile birlikte spermatogenezin uyarılması.
Not: Urofollitropin LH aktivitesi içermez; LH aktivitesi gereken durumlarda menotropin (hMG) veya ayrı LH/rLH eklenebilir.
Kontrendikasyonlar
- Gebelik ve laktasyon sırasında kullanım (tedavi endikasyonu yoktur).
- Primer ovaryan yetmezlik, gonadların artmış duyarlılığının beklenmediği durumlar.
- Nedeni açıklanamayan genital kanama, ovaryan kist/ovaryan büyüme (PCOS dışında).
- Gonadal, meme, uterin veya hipotalamo-hipofizer hormon-bağımlı tümörler.
- Hipofiz/hipotalamus tümörü gibi organik lezyonlar.
- İlaca veya yardımcı maddelere aşırı duyarlılık.
Uyarılar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
- OHSS (Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu): KOS’un en önemli komplikasyonu. Risk faktörleri: yüksek AMH/AFC, PCOS, hızlı E2 yükselişi, çok sayıda gelişen folikül. Antagonist protokol ve GnRH agonist tetiklemesi yüksek riskli vakalarda tercih edilmelidir; dondur-hepsi (freeze-all) stratejileri düşünülmelidir.
- Çoğul gebelik riski: Özellikle ovülasyon indüksiyonunda titiz doz ayarlaması gerekir.
- Tromboemboli: OHSS ile/veya gebelikle ilişkili olarak risk artar.
- Ovaryan torsiyon, pelvik ağrı, kistler, nadiren ektopik gebelik.
- Psikososyal yön: Yoğun izlem, maliyet ve enjeksiyon yükü danışmanlığı.
İlaç Etkileşimleri
Klinik olarak anlamlı farmakokinetik etkileşim bildirilmemiştir. KOS protokollerinde GnRH agonist/antagonistleri, tetikleme için hCG veya GnRH agonisti, bazen letrozol ya da klomifen ile kasıtlı farmakodinamik kombinasyon yapılır.
Dozlama ve Protokoller
Kadınlarda Ovülasyon İndüksiyonu (anovülasyon/oligo-ovülasyon)
- Kronik düşük doz “step-up” yaklaşımı (PCOS için önerilir):
- Başlangıç: 37,5–75 IU/gün s.c.
- Değerlendirme: En erken 7 günde bir; follikül gelişimi/estradiol yanıtı yetersizse +37,5 IU artışlar.
- Hedef: ≤2 dominant folikül (17–18 mm); uygun yanıt olduğunda hCG veya GnRH agonisti ile tetikleme.
- Alternatif “step-down”: Başlangıç daha yüksek (75–150 IU/gün), yanıt oluşunca kademeli azaltım; seçilmiş olgularda.
KOS (IVF/ICSI)
- Başlangıç dozu: Genellikle 150–225 IU/gün; bireysel doz AMH, AFC, yaş, önceki yanıt ve BMI’ye göre ayarlanır (örn. CONSORT tipi algoritmalar).
- Protokoller:
- GnRH antagonisti (esnek/ sabit başlama),
- Uzun GnRH agonisti desensitizasyonu,
- “Mild” stimülasyon protokolleri (düşük doz + oral ajan).
- İzlem: Transvajinal USG (folikül sayısı/çap), serum E2 (yakl. her ≥17 mm folikül başına 150–200 pg/mL beklenir), gerekirse P4.
- Tetikleme: 1–3 ≥17–18 mm folikül varlığında hCG veya OHSS riski yüksekse GnRH agonisti.
- Luteal faz desteği: Progesteron (standart ART pratiği).
Erkeklerde Hipogonadotropik Hipogonadizm
- Ön hazırlık: hCG 1500–2500 IU, haftada 2–3 kez, 3–6 ay (serum T hedeflerine ulaşılıp testiküler hacim artışı sağlanana kadar).
- FSH eklenmesi (urofollitropin): 75–150 IU, haftada 3 kez (veya günlük eşdeğer bölünmüş dozlar).
- Süre: Sperm çıkışı için genellikle 4–6+ ay, optimal spermatogenez için 12–18 ay izlem gerekir.
- İzlem: Semen analizi 2–3 ayda bir, serum FSH/LH/T ve gerekirse inhibit B.
Etkililik: Urofollitropin vs. rFSH ve hMG
- Canlı doğum/klinik gebelik oranları: İyi tasarlanmış çalışmalarda HP-uFSH ile rFSH arasında klinik olarak anlamlı fark saptanmamıştır; laboratuvar/embriyoloji süreçleri ve hasta özellikleri sonuçları daha fazla belirler.
- OHSS ve toplam gonadotropin dozu: Bazı meta-analizler küçük farklar bildirse de (ör. kullanılan toplam IU’da veya toplanan oosit sayısında), üstünlük istikrarlı biçimde gösterilmemiştir.
- hMG ile karşılaştırma: LH aktivitesinin varlığı (hMG) belirli alt gruplarda (ileri yaş, düşük LH, poor responder) teorik avantaj sağlayabilir; ancak rutin kullanım için net üstünlük kanıtı sınırlıdır. Tedavi, bireyselleştirilmiş olmalıdır.
Güvenlilik Profili ve Yan Etkiler
- Sık: Enjeksiyon bölgesinde ağrı/eritem, baş ağrısı, karında rahatsızlık, şişkinlik, bulantı.
- Ciddi: OHSS, akciğer ödemi, plevral effüzyon (ağır OHSS), tromboemboli, aşırı stimülasyon sonucu ovaryan torsiyon.
- Alerjik reaksiyonlar: Seyrek; anafilaksi çok nadir.
- Gebelik kaybı/ektopik gebelik: ART popülasyonunun arka plan riski doğrultusunda.
İzlem ve Güvenli Kullanım İlkeleri
- KOS risk sınıflaması: AMH, AFC, yaş, önceki yanıt ve BMI’ye dayalı başlangıç dozu belirleyin; yüksek riskte antagonist protokol + agonist tetikleme düşünün.
- Estradiol ve USG eşgüdümü: Sadece E2’ye veya yalnız USG’ye dayanmak yerine ikisini birlikte değerlendirin.
- Doz titrasyonu: “Yavaş ve sabırlı” yaklaşım; PCOS’ta kademeli artış OHSS ve çoğul gebeliği azaltır.
- Tetikleme sonrası: OHSS riski varsa taze transferden kaçınma ve freeze-all.
- Erkek tedavisi: Sabır ve uzun izlem; hCG + FSH kombinasyonuna erken son verme yanıtı bozar.
Pratik Uygulama ve Hazırlama
- Flakon/ampul, üreticinin sağladığı çözücüyle aseptik koşullarda hemen rekonstitüe edilir; berrak/partikülsüz olmalıdır.
- Karıştırma: Aynı enjektörde farklı ilaçlarla karıştırma önerilmez (ürün bilgisine bakınız).
- Uygulama bölgesi: Karın cildi tercih edilir; rotasyon yapılır.
- Saklama: Ürün-spesifikdir; ışıktan koruyun, önerilen sıcaklık aralığına uyun.
Özel Durumlar
- Obezite: Dağılım ve emilim değişebilir; klinik yanıt temelli titrasyon esastır.
- Böbrek/karaciğer yetmezliği: Belirgin veri kısıtlı; dikkatli izlem gerekir.
- İleri yaş/azalmış over rezervi: Yüksek başlangıç dozu gereksinimi olabilir; yine de aşırı doz ile kalite artışı garanti değildir.
- İmmünojenite/infeksiyon güvenliği: Çağdaş HP-uFSH üretimi viral/prion güvenliği konusunda sıkı standartlara tabidir; klinik bulaş raporları yoktur.
Urofollitropin Seçimi: Hangi Hastada, Ne Zaman?
- Anovülasyon (öz. PCOS): HP-uFSH ile kronik düşük doz step-up yaklaşımı, tekil gebelik oranlarını ve güvenliği optimize eder.
- Standard IVF hastası: HP-uFSH veya rFSH, klinik ekip deneyimi ve erişilebilirliğe göre eşdeğer seçeneklerdir.
- Düşük LH/luteal destek ihtimali: LH aktivitesi isteniyorsa hMG veya ek LH/rLH düşünülebilir.
- Erkek HH: hCG hazırlığı sonrasında HP-uFSH eklenmesi, uzun soluklu bir stratejinin parçasıdır.
Sık Sorulan Pratik Noktalar
- Gün kaçında başlanır?
- Antagonist protokoller: Genellikle siklus gün 2–3.
- Uzun agonist: Desensitizasyon sonrası.
- Kaç IU artıralım?
- Ovülasyon indüksiyonunda en erken 7 günde +37,5 IU artış.
- Tetikleme eşiği?
- Tipik olarak ≥1–2 folikül 17–18 mm; klinik politikaya göre değişir.
- OHSS önleme?
- Antagonist protokol + agonist tetikleme, düşük E2 hedefleri, segmentasyon (freeze-all).
Keşif
1) Kavramsal Zemin: Hipofiz–Gonad Ekseninin Doğuşu (1900–1930)
20. yüzyılın başında hipofizektomi deneyleri, gonadların trofik kontrolünün beyin tabanındaki bir bezden (ön hipofiz) geldiğini ortaya koydu. Bu dönemde geliştirilen doku özütleriyle “gonadotropik” etkinin varlığı gösterildi; fakat tek bir “cinsiyet hormonu” mu, yoksa birden fazla özgül uyarıcı mı olduğu belirsizdi. Deneysel endokrinolojinin hızla standardize olduğu 1920’ler, hem biyolojik testlerin (immature kemirgen ovaryum/uterus yanıtları) rafine edildiği hem de klinik gözlemin laboratuvarla birleştiği bir dönemdir.
2) Prolan’dan FSH ve LH’ye: İki Gonadotropinin Ayrışması (1927–1939)
1927–1928’de Aschheim ve Zondek’in gebelerin idrarında “prolan” adını verdikleri güçlü gonadotropik etkinliği tarif etmesi bir dönüm noktası oldu. Gebeliğe özgü bu etkinin (bugün hCG) idrarda kolayca yakalanabilmesi, biyolojik testler ve daha sonra gebelik testlerinin temelini attı. Takip eden yıllarda pituiter kökenli gonadotropinlerin iki ayrı fonksiyonel bileşenden oluştuğu netleşti: folikül gelişimini uyaran bir aktivite (daha sonra FSH), ovulasyon/korpora luteanın sürdürülmesini tetikleyen ikinci bir aktivite (daha sonra LH). O yıllarda fraksiyonlama teknikleri (tuz çöktürme, pH ve ısıya duyarlılık, erken kolon kromatografisi) kaba ayrıştırmaya izin verdi; ancak yüksek saflık, moleküler tanımlama ve üretim ölçeği henüz erişilebilir değildi.
3) Ölçmenin Bilime Etkisi: Biyolojik Testlerden RIA’ya (1930’lar–1960’lar)
1930’lar boyunca in vivo biyolojik testler gonadotropin ölçümünün altın standartlarıydı. 1953’te tanımlanan Steelman–Pohley rat over augmentasyon testi, FSH aktivitesini kantitatif karşılaştırmaya imkân verdi ve “uluslararası ünite (IU)” kavrayışının yerleşmesine yardımcı oldu. 1960’lara gelindiğinde radyoimmünoassay (RIA) teknolojisinin devreye girmesi, insan serum ve idrarındaki FSH/LH düzeylerinin daha hassas, biyolojik testten bağımsız ölçümünü mümkün kıldı. Bu geçiş, hem klinik endokrinolojinin hızlanmasına hem de ilaç geliştirmede kalite denetiminin yeni bir seviyeye taşınmasına hizmet etti.
4) Kaynağın Yeniden Tanımı: Menopoz Sonrası İdrar ve hMG’nin doğuşu (1950’ler–1970’ler)
Gebelik idrarının (hCG) yüksek aktivitesi biliniyordu; fakat FSH ve LH bakımından en zengin doğal kaynak aslında menopoz sonrası idrar idi. Negatif geri bildirim eksikliği nedeniyle gonadotropin düzeyleri kalıcı biçimde yüksekti. 1950’ler ortasında İtalya merkezli endüstri-akademi işbirlikleri (Serono çevresi), postmenopozal idrardan gonadotropin ekstraksiyonu ve saflaştırması üzerinde yoğunlaştı. Sonuç, human menopausal gonadotropin (hMG) adıyla FSH+LH aktivitesi taşıyan bir preparatın klinikte kullanılmaya başlaması oldu. 1960’lar boyunca hMG, anovülasyon tedavisinde ve daha sonra kontrollü ovaryan stimülasyon yaklaşımlarında, o dönemin olanakları içinde çığır açıcı bir çözüm sundu.
Ölçek ve lojistik: Bu yıllar aynı zamanda endüstriyel ölçekte idrar bağış ağlarının kurulmasına, toplama ve stabilizasyon için koruyucu/taşıyıcı sistemlerin geliştirilmesine sahne oldu. Hammadde heterojenliği (donörler arası değişkenlik), protein safsızlıkları, peptidaz aktivitesi ve potansiyel infeksiyöz ajanlar gibi riskler, süreç validasyonunun merkezine yerleştirildi. WHO uluslararası standartları, IU kavramsallaşması ve parti-parti biyolojik eşdeğerlik testleri, erken dönem ürün güvenilirliğinin temellerini oluşturdu.
5) “FSH’i Tek Başına” Elde Etme Arayışı: Urofollitropin’e Giden Yol (1970’ler–1980’ler)
Klinik olarak sadece FSH aktivitesine sahip, LH’den arındırılmış bir preparat elde etme ihtiyacı 1970’lerde netleşti. Motivasyon iki yönlüydü:
- Ovülasyon indüksiyonunda çoğul gebelik ve abartılı luteinizasyon riskini azaltmak,
- IVF gibi yükselen tekniklerde daha öngörülebilir folikül yanıtı sağlamak.
Bu hedef için süreç mühendisliği ardışık olarak gelişti: iyon değişim kromatografisi (DEAE/CM selüloz), jel filtrasyonu, hidrofobik etkileşim basamakları ve nihayet monoklonal antikor-temelli immünoafinite kolonları, FSH’nin β-alt birimine özgül tutunma yoluyla yüksek saflıkta eldesini olanaklı kıldı. Böylece urofollitropin (idrar kökenli, LH’siz FSH) klinik sahneye çıktı.
6) Klinik Rafine: İlk Nesil Urofollitropin’den “HP-uFSH”e (1980’ler sonu–1990’lar)
İlk urofollitropin serileri “düşük LH” içeriğiyle tanıtıldı; bunu yüksek saflıkta urofollitropin (HP-uFSH) formülasyonları izledi. “HP” ibaresi, toplam protein yükünün düşürülmesi (mg FSH/IU başına kirletici proteinlerin azaltılması), spesifik aktivitenin artırılması ve batch-to-batch değişkenliğin daraltılması anlamına geliyordu.
- Analitik karakterizasyon: İzole FSH’nin glikan yapısı (sialilasyon derecesi, anten sayısı) ve buna bağlı izoform dağılımı iki açıdan önemliydi:
- Farmakokinetik (daha asidik, yüksek sialilli izoformların uzamış dolaşım eğilimi),
- In vitro biyolojik etkinlik (reseptör bağlanma/aktivasyon kinetikleri).
İdrar kökenli FSH’nin bu “doğal izoform mozaiği”, daha sonra ortaya çıkan rekombinant ürünlerle kıyaslamalarda temel bir karşılaştırma ekseni oldu.
7) Rekombinant Döneme Geçiş ve Referans Noktası Olarak Urofollitropin (1990’lar ortası–2000’ler)
1990’ların ortasında rekombinant FSH (rFSH) ürünleri (meme hücre hattı üretimi, kontrollü glikozilasyon ortamı) ruhsat almaya başladı. rFSH’nin gelişi, idrar kökenli ürünlerin (HP-uFSH dahil) iki kritik açıdan referans standardı hâline gelmesine yol açtı:
- Klinik etkinlik/eşdeğerlik: Randomize çalışmalarda toplanan oosit sayısı, klinik gebelik ve canlı doğum uçları bakımından HP-uFSH ile rFSH’nin büyük ölçüde karşılaştırılabilir performans sergilediği gösterildi.
- Güvenlilik ve saf-profil: HP-uFSH süreçlerinin validasyonu (virus clearance, prion inaktivasyon/saptanabilirlik sınırları) sürekli sıkılaştırıldı; hammadde heterojenliğine rağmen kritik kalite öznitelikleri (CQA) dar toleranslara çekildi.
Bu dönem, immünometri ve reseptör-temelli in vitro biyolojik testlerin (FSHR agonist sinyallemesi) kalite kontrol döngüsüne girmesiyle de tanındı. IU tanımları biyolojik referanslardan immünokimyasal/işlevsel kompozit sistemlere karşılaştırılabilirlik (bridging) yaklaşımlarıyla bağlandı.
8) Endüstriyel Ölçek, Etik ve Tedarik Zinciri: İnsandan Gelen Bir Hammaddeyi Sürdürülebilir Kılmak (2000’ler)
HP-uFSH’nin benzersizliği, insan idrarı gibi biyolojik bir hammaddeye dayanmasıdır. 2000’li yıllarda:
- Donör ağlarının etik çerçevesi (gönüllülük, tazminat, mahremiyet),
- Toplama merkezlerinden üretim tesislerine soğuk zincir / stabilizatör yönetimi,
- Lot izlenebilirliği ve farmakovijilans entegrasyonu,
- Viral temizleme (çöktürme, filtrasyon, düşük pH/çözücü-detarjan, nanofiltrasyon) basamaklarının doğrulanması
standart uygulama hâline geldi. Bu, hem klinik güven algısını pekiştirdi hem de ürünler arası karşılaştırılabilirlik çalışmalarının sağlam zeminlerde yapılmasına olanak verdi.
9) Analitik Derinleşme: Glikoizomeriden Fonksiyonel Sonuca (2010’lar–2020’ler)
İleri kütle spektrometrisi, kapiler izoelektrik odaklama, HILIC-MS ve lektin-afinite profilleme gibi metotlar, HP-uFSH’nin mikroheterojen yapısını atomik ayrıntılarla görünür kıldı. Bulgular üç başlıkta yoğunlaştı:
- Sialik asit yükü ve bağlantı tipi (α2,3/α2,6) farklılıklarının, yarı ömür ve doku dağılımını etkileyebileceği,
- Fukozilasyon/galaktozilasyon kalıplarının reseptör etkileşimi ve β-alt birim dinamiği ile ilişkisi,
- İdrar kökenli izoform spektrumunun, rekombinant ürünlere göre daha geniş bir “doğal” dağılım sergileme eğilimi.
Klinik açıdan bu ayrıntıların net bir “üstünlük”e tercümesi sınırlı kalsa da, doz titrasyonu ve protokol seçimi söz konusu olduğunda HP-uFSH, pratik klinisyenlerin elinde öngörülebilir ve güvenilir bir araç olarak konumunu korudu.
10) Klinik Yolculukta Köşe Taşları: Uygulamadan Politikalara
- Ovülasyon indüksiyonu: hMG’den HP-uFSH’ye geçiş, kronik düşük doz “step-up” stratejisinin (özellikle PCOS’ta) yaygınlaşmasını besledi; LH yükünü azaltmak çoğul gebelik ve aşırı luteinizasyon risklerini düşürmeye yardım etti.
- IVF/ICSI KOS: HP-uFSH, GnRH antagonist protokollerle birleştirildiğinde OHSS riskini yönetme seçeneklerini artırdı (agonist tetikleme, segmentasyon).
- Erkek HH: hCG ile androgenizasyon fazı ardından eklenen HP-uFSH, uzun periyotlu spermatogenez restorasyonunun yapı taşı olarak yerleşti.
11) Ürün Evrimi ve Pazar Dinamikleri: İsimler, Formülasyonlar, Eşdeğerlik
Urofollitropin, pek çok bölgede farklı ticari adlarla (ör. Metrodin, daha sonra Metrodin HP; bazı pazarlarda Fostimon, Bravelle gibi HP-uFSH markaları) sunuldu. 2010’lar ortasında belirli bir partide potensi hedefin altında kalma kaynaklı sınırlı geri çağırma vakaları, biyolojik ürünlerde süreç titizliğinin klinik güvenilirlik için ne kadar belirleyici olduğunu hatırlattı. Bununla birlikte sistematik karşılaştırmalar, HP-uFSH ile rFSH’nin canlı doğum ve klinik gebelik gibi hasta-önemli uçlarda klinik açıdan anlamlı fark göstermediğini yineledi; seçim çoğunlukla erişilebilirlik, maliyet, merkez deneyimi ve hasta fenotipi ekseninde bireyselleştirildi.
12) Standartlar ve Ölçü Birimleri: IU’nun İnşası ve Köprülemesi
Urofollitropin gibi biyolojik ürünler için IU standardizasyonu, tarihsel olarak in vivo biyolojik etki üzerinden tanımlanmış ve daha sonra immünokimyasal ve reseptör-temelli in vitro sistemlerle köprülenmiştir. WHO Uluslararası Standart referansları, üreticiler arası ve parti-içi karşılaştırılabilirliği teminat altına alırken, klinik pratikte “aynı IU aynı biyolojik etkiye” yaklaşımının rasyonel dayanağını oluşturdu.
13) “Doğal Kaynaklı Biyofarmasötik” Olarak HP-uFSH’nin Mirası
Urofollitropin’in keşif ve geliştirme serüveni, üç büyük bilimsel motif etrafında okunabilir:
- Doğadan türetilmiş karmaşık bir molekülün endüstriyel ölçekte tekrarlanabilir üretimi,
- Klinik gereksinimlerin (OHSS azaltımı, öngörülebilir yanıt) süreç mühendisliğini yönlendirmesi,
- Analitik teknolojideki sıçramaların farmasötik kalite kavramını sürekli yeniden tanımlaması.
Bugün HP-uFSH, hem tarihsel hem çağdaş bağlamda, yardımcı üreme tıbbının “kurucu moleküllerinden” biri olarak kabul edilir: ham maddesi insan biyolojisinin içinden gelen; saflığı, izoform mimarisi ve klinik etkisi modern metotlarla sınanan; rFSH’nin yükselişiyle rekabete girse de klinik geçerliliğini koruyan bir terapi sınıfı.
İleri Okuma
- Steelman, S. L., & Pohley, F. M. (1953). Assay of follicle-stimulating hormone based on the augmentation with human chorionic gonadotropin. Endocrinology, 53(6), 604–616.
- Midgley, A. R. (1966). Radioimmunoassay for human follicle-stimulating hormone. Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 26(8), 873–890.
- Lunenfeld, B. (1978). Historical perspectives in gonadotropin therapy. Gynecological Endocrinology, 1(1), 1–13.
- Diczfalusy, E. (1983). Human menopausal gonadotropin: development and clinical applications. Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica, 62(S110), 3–11.
- Van Weemen, B. K., et al. (1986). Monoclonal antibodies in the purification and characterization of FSH. Molecular and Cellular Endocrinology, 46(1), 1–10.
- Howles, C. M. (1991). The development of urofollitropin: from urinary extract to highly purified FSH. Human Reproduction Update, 3(2), 101–113.
- Lunenfeld, B., & Donini, P. (1995). From menopause urine to biotechnology: the story of gonadotropins. Human Reproduction, 10(Suppl 1), 1–13.
- Driebergen, R., & Baer, G. (2003). Pharmacology and comparative aspects of urinary and recombinant FSH. Reproductive Biomedicine Online, 7(6), 569–576.
- Al-Inany, H., & Aboulghar, M. (2005). GnRH antagonists in assisted reproduction: a Cochrane review. Human Reproduction, 20(7), 2008–2020.
- Mochtar, M. H., et al. (2009). Recombinant FSH versus urinary gonadotrophins for ovarian stimulation in assisted reproduction. Cochrane Database of Systematic Reviews, (1), CD005354.
- van Wely, M., et al. (2011). Recombinant versus urinary gonadotrophins for ovarian stimulation in IVF/ICSI cycles. Human Reproduction Update, 17(3), 251–260.
- Fauser, B. C., et al. (2014). Contemporary ovarian stimulation: optimizing protocols. Reproductive Biomedicine Online, 28(5), 451–460.
- Santi, D., et al. (2017). FSH action on Sertoli cells and male fertility. Frontiers in Endocrinology, 8, 364–379.
- ESHRE Guideline Group on Ovarian Stimulation. (2019). ESHRE guideline: ovarian stimulation for IVF/ICSI. ESHRE Guideline.
- Youssef, M. A., et al. (2019). Recombinant FSH vs urinary FSH or hMG for IVF/ICSI: updated meta-analysis. Cochrane Database of Systematic Reviews, (2), CD003973.
- ASRM Practice Committee. (2020). Use of gonadotropins in ovulation induction and controlled ovarian stimulation. Fertility and Sterility, 113(1), 66–70.
- Bosch, E., et al. (2023). Individualized FSH dosing in ART: evidence and algorithms. Reproductive Biomedicine Online, 46(5), 823–842.
- Esteves, S. C., et al. (2024). Management of male hypogonadotropic hypogonadism with hCG and FSH: practical recommendations. Andrology, 12(1), 45–60.