1) Tanım ve kavramsal çerçeve
Uyku; bilincin düzenli, geri dönüşümlü değişimleri, otonom sinir sisteminde parasempatik baskınlık, duyusal yanıtlarda eşik artışı ve iskelet kas tonusunda azalma ile karakterize edilen fizyolojik bir dinlenme durumudur. Anesteziden farkı uyarılabilirlik ve spontan uyanmanın mümkün oluşudur; komadan farkı ise uyarı ile uyandırılabilirlik ve sirkadiyen döngüye bağlanmış döngüsellik göstermesidir. Türkçedeki uyku sözcüğü tarihsel olarak uyu- kökünden +gU ekiyle türemiştir (TTü uyu- +gU > uyku); İng. sleep, Alm. Schlaf.
Uyku; REM (hızlı göz hareketli, paradoksal) ve NREM (REM-dışı; yavaş dalga bileşeni baskın) olmak üzere iki ana tipten oluşur. Genç yetişkinlerde toplam uykunun yaklaşık %20–25’i REM, geri kalanı NREM’dir. Uyku mimarisi gecenin ilerleyen bölümlerine doğru N3 (derin, yavaş dalga) azalırken REM sürelerinin uzaması ile evrilir. Ortalama döngü uzunluğu 90–110 dakikadır ve gece boyunca 4–5 kez yinelenir.

2) Polisomnografi ve evreleme
Polisomnografi (PSG); EEG (kortikal ritimler), EOG (göz hareketleri) ve çene EMG’sini temel alır. AASM kılavuzlarıyla uyku; N1, N2, N3 (REM-dışı) ve REM olarak puanlanır.
N1 (hafif uyku, geçiş)
- EEG: alfa’dan thetaya geçiş; düşük voltajlı, kararsız yavaşlama.
- Klinik: dalgınlık, iç/dış uyaranlara nispeten açık; hipnik sıçramalar olabilir.
N2 (orta derinlikte uyku)
- EEG: uyku iğcikleri (12–15 Hz) ve K-kompleksleri tipiktir.
- Klinik: uyanma eşiği artar; gecenin en uzun evresi (genç yetişkinlerde %45–55).
N3 (yavaş dalga/derin uyku, “delta uyku”)
- EEG: yüksek amplitüdlü 0,5–3 Hz delta; >%20 oranında delta içeriği.
- Fizyoloji: kan basıncı, kalp hızı, solunum ve bazal metabolizma ~%10–30 düşer.
- Klinik: en dinlendirici evre; uyandırma zor; büyüme hormonu salınımı pik yapar.
REM (paradoksal, desenkronize)
- EOG: hızlı sarkaç göz hareketleri; EMG: atonî (omurilik motor nöronlarına glisin/GABA aracılı inhibisyon).
- EEG: düşük voltajlı, karışık frekans (alfa-beta-theta); bazı türlerde PGO dalgaları.
- Otonomi: kalp hızı ve solunumda değişkenlik, termoregülasyonda gevşeme (poikilotermiye yaklaşma).
- Davranış: canlı, çoğu kez anlatılabilir rüyalar; rüyadan kendiliğinden uyanma sık.

Kısa özet tablo
| Evre | EEG | Ayırtıcı öğeler (PSG) | Tipik oran (genç yetişkin) |
|---|---|---|---|
| N1 | Düşük V, theta | Hipnik sıçrama, yavaş göz hareketi | %5–10 |
| N2 | Theta + uyku iğciği & K-kompleksi | Uyanma eşiği artışı | %45–55 |
| N3 | Delta (0,5–3 Hz), yüksek amplitüd | En dinlendirici, GH salınımı | %15–25 |
| REM | Düşük V, karma | REM + EMG atonî, rüya | %20–25 |
3) Yaşam boyu değişimler ve kronotip
- Yenidoğan: toplam uykunun ~%50’si REM, polifazik desen.
- Çocukluk: N3 zengindir, toplam süre yüksektir.
- Ergenlik: sirkadiyen faz gecikmesi eğilimi ve artmış uyku ihtiyacı (~9 s).
- Yetişkin: ortalama ~7 saat; bireysel değişkenlik belirgindir.
- İleri yaş: N3 azalır, fragmentasyon ve erken sabah uyanmaları artar; toplam süre sıklıkla genç yetişkinlerle benzer, ancak derinlik azalır.
- Kronotip (sabahçı/akşamcı) ve sosyal jet-lag performans ve sağlıkla ilişkilidir.
4) Sirkadiyen (C) ve homeostatik (S) süreçler: İki işlem modeli
Süreç-C (sirkadiyen): suprachiasmatik çekirdek (SCN) tarafından belirlenir; retinohipotalamik yol üzerinden melanopsinli ganglion hücreleri ışık sinyalini SCN’ye taşır. SCN, paraventriküler çekirdek–sempatik yolaklar aracılığıyla pineal bezden melatonin salımını gecede artırır; melatonin faz belirleyici ve uyku kolaylaştırıcı rol üstlenir.
Süreç-S (homeostatik): uyanıklık süresine bağlı uyku basıncı birikir; adenozin (özellikle bazal önbeyin) bu basıncın önemli işaretçisidir; kafein adenozin reseptör antagonisti olarak uyarılmayı artırır.

5) Uyanıklık–uyku devreleri ve nörokimya
Uyanıklığı artıran çekirdekler:
- Locus coeruleus (NA), raphe çekirdekleri (5-HT), tüberomamiller çekirdek (histamin), ventral tegmental alan (dopamin), bazal önbeyin ve pontin çekirdekler (ACh).
- Lateral hipotalamus oreksin/hypocretin nöronları bu sistemleri stabilize eder. Orexin kaybı (reseptör disfonksiyonu ya da nöronal kayıp) narkolepsi ve katapleksi ile ilişkilidir.
Uykuyu başlatan/sürdüren yapılar:
- VLPO/MnPO (preoptik alan): GABA + galanin salan nöronlar; uyanıklık çekirdeklerini baskılar (flip-flop mekanizması).
- Yavaş dalga uykusunda talamokortikal halkalarda senkronizasyon belirginleşir.

REM düzenlenmesi:
- REM-on: pedinkülopontin/laterodorsal tegmental kolinerjik nöronlar, pontin sublaterodorsal çekirdek (SLD).
- REM-off: LC (NA) ve raphe (5-HT) nöronlarının sessizleşmesiyle REM ortaya çıkar.
- Atoni: SLD → ventromedial medulla → omurilik glisin/GABA aracılı motor nöron inhibisyonu.
Uyku faktörleri:
- Sitokinler (IL-1β, TNF-α) ve prostaglandin D₂ NREM’i artırabilir.
- Muramil peptid ve “delta uykusu tetikleyici peptid (DSIP)” tarihsel olarak önerilmiştir; her ikisine dair kanıt tartışmalı ve türler arası farklılıklar belirgindir.
6) Sistemik fizyoloji: kardiyorespiratuvar, endokrin ve bağışıklık
- Kardiyovasküler: NREM’de vagal tonus artar; kan basıncı, kalp hızı ve kalp debisi düşer. REM’de değişkenlik belirgindir, otonom dalgalanmalar artar.
- Solunum: dakika ventilasyonu ve kas sürüşü NREM’de azalır; REM’de hipoventilasyon ve apne eşiklerinde değişkenlik görülür.
- Termoregülasyon: NREM’de korunur; REM’de ısı düzenleme zayıflar.
- Endokrin: N3 ile GH pulsları; gecede prolaktin artışı; kortizol gece nadir, sabaha doğru piki; TSH gece artar, sabaha doğru düşer; leptin artar, ghrelin azalır (kısıtlı uykuda tersine dönebilir).
- Metabolizma: Yetersiz uyku insülin duyarlılığını azaltır, iştah düzenini bozar.
- Bağışıklık: Uykusuzluk enfeksiyon duyarlılığını artırır; uyku süresince immün hücre iletişimi yeniden düzenlenir.
- Glymphatik temizlenme: Uyku sırasında özellikle NREM’de interstisyel boşluk artışı ile metabolit klirensi (ör. β-amiloid) kolaylaşır.
7) Biliş, bellek ve duygulanım
- Bildirici (deklaratif) bellek pekişmesi NREM/N3 ile, prosedürel ve duygusal bellek öğeleri REM ile daha sık ilişkilendirilir.
- Hipokampal “yeniden oynatma” (replay) ve sinaptik homeostaz hipotezleri, gün içi sinaptik kuvvet artışlarının gecede yeniden ölçeklenmesi ile enerji/metabolik verimliliğin korunmasını öngörür.
- Uyku, duygusal yeniden dengeleme ve tehdit belleğinin uygun söndürülmesi için kritik bir penceredir.

8) Uyku yoksunluğu ve telafi
Kısa süreli yoksunluk dahi reaksiyon zamanını uzatır, dikkat ve yürütücü işlevleri bozar, duygu durum dalgalanmalarını artırır. Uzayan yoksunlukta hatalı yargılama, mikro-uykular, psikotik benzeri deneyimler görülebilir. Organizma telafi uykusu (özellikle N3 ve/veya REM’de geri tepme) gösterir. Aşırı ve kalıcı yoksunluk hayvan modellerinde mortal sonuçlanabilir.
9) Klinik değerlendirme: ölçütler ve testler
- PSG: Evreleme, solunum olayları (apne/hipopne indeksi), periyodik ekstremite hareketleri, kardiyak ritim.
- Temel metrikler: Toplam uyku süresi (TUS), yatakta kalma süresi, uyku başlangıç gecikmesi (SOL), REM gecikmesi, uyku etkinliği (TUS/ yatakta süre), WASO (uykudan sonra uyanıklık).
- Gündüz testleri: MSLT (narkolepsi tanısında), MWT (uyanıklığı sürdürme).
- Aktigrafi: Sirkadiyen düzen ve uyku/uyanıklık kalıplarının uzun dönem izlenimi.
10) Farmakoloji ve modülatörler
- Sedatif-hipnotikler (GABA-A modülatörleri): uyku latansını kısaltır; mimariyi değiştirebilir (N3/REM baskılanabilir).
- Antidepresanlar: çoğu REM’i baskılar, REM gecikmesini uzatır.
- Opioidler: solunumu baskılar, N3/REM’i azaltabilir.
- Antihistaminikler: H₁ antagonizması ile sedasyon.
- Uyarıcılar: Modafinil, amfetamin türevleri; dopaminerjik/noradrenerjik tonusu artırır.
- Melatonin/agonistler: faz düzenleyici ve uyku başlangıcını kolaylaştırıcı.
- Kafein: A1/A2A antagonizması ile uyarılmayı artırır; uyku basıncının algısını azaltır.
11) Evrimsel ve karşılaştırmalı perspektif
Uyku tür-özgüdür: av hayvanlarında kısa ve bölünmüş; bazı deniz memelileri ve kuşlarda tek-yarımküreli uyku adaptasyonu görülür. Uyku süresi ve REM/NREM oranları ekolojik niş ve predasyon riski ile şekillenir.
12) Uyku mimarisinin yaşa-özgü örüntüsü ve klinik notlar
- Gece başında N3 ağırlıklı, son üçüncüde REM zengin dönemler baskınlaşır.
- Uykudan uyanırken rüya hatırlanması, özellikle REM sonrası yüksektir; NREM rüyaları daha sessiz ve anımsanması güç olabilir.
- Uykuya dalışta SEM (yavaş göz hareketleri) görülür; tipik ilk REM ~60–100 dk sonra belirir ve gecede her bir REM epizodu süre olarak uzar.
- Bireysel farklılık ve kültürel/sosyal zamanlayıcılar (ışık maruziyeti, öğünler, sosyal etkinlikler) mimariyi anlamlı biçimde etkiler.
Ek: AASM uyku evreleri ve tipik grafö-elemanlar (özet)
- N1: theta 4–7 Hz; tepe uçları görülebilir.
- N2: theta baskın; K-kompleks ve uyku iğciği belirgin.
- N3: delta 0,5–3 Hz, yüksek amplitüd; derin uyku.
- REM: alfa-beta-theta karışımı, testere dişi benzeri dalgalar; EOG’de hızlı göz hareketleri; çene EMG’sinde atonî.
13) Uyku gereksinimi ve performans
- Yetişkin: ortalama ~7 saat (geniş varyans fizyolojiktir).
- Ergen: ~9 saat; okul saatleri ve ekran ışığı nedeniyle kronik kısıtlanma yaygındır.
- Küçük çocuk: ~14–16 saat (yaşa göre azalır).
- Yetersizlik: reaksiyon süresi uzar, dikkat dalmaları artar, yargı ve bellek zayıflar; duygudurum oynaklaşır ve halüsinasyonlara dek ilerleyebilir. Kaçırılan uyku, izleyen gecelerde telafi eğilimi gösterir.
14) Kuramsal çerçeveler ve tarihsel notlar
- Aktif inhibisyon kuramı: Uyku, beyin sapı ve hipotalamustaki uyku-teşvik edici merkezlerin etkinleşmesiyle ortaya çıkar; retiküler aktive edici sistemin basit “yorulması” açıklayıcı değildir.
- Karşılıklı etkileşim modeli (REM on–off): kolinerjik REM-on ile monoaminerjik REM-off nöronların dinamiği.
- İki-işlem modeli: SCN kaynaklı sirkadiyen süreç ile homeostatik uyku basıncının etkileşimi uyku-uyanıklık davranışını belirler.
- Sinaptik homeostaz ve yeniden oynatma: öğrenme sırasında güçlenen sinaptik ağın gecede yeniden ölçeklenmesi ve ayrışması, enerji ve uzaysal kaynak verimliliğini sağlar.
15) Klinik pratik için kısa rehber
- Higiyen: sabit uyku-uyanıklık saatleri, sabah ışığı, akşam mavi ışık kısıtı, kafein/nikotin/alkol düzeni, gündüz egzersizi.
- Ne zaman PSG?: horlama/apne şüphesi, gündüz aşırı uykululuk, parasomni/REM davranış bozukluğu, periyodik bacak hareketleri, açıklanamayan insomni.
- Ölçütler: uykusuzlukta kronikleşmeyi önlemek için bilişsel-davranışçı müdahaleler birinci basamaktır; farmakoterapi kısa süreli ve hedefli kullanılmalıdır.
Keşif
İnsanın geceyi “kapatma” biçimi olarak uyku, tıbbın belki de en uzun soluklu bilmecelerinden biridir. Hikâye, ateş ışığında rüyalarını anlatan ilk anlatıcılardan başlar; sonra filozofların, hekimlerin ve elektrik çağının deneycilerinin elinde şekil değiştire değiştire günümüzün hipotalamik devrelerine, moleküler saatlerine ve kapalı çevrim uyarımlarına kadar uzanır. Aşağıdaki anlatı, satır içi kaynak vermeden; fakat bilim tarihindeki “kaşif”lerin izini sürerek uykunun keşif serüvenini, kavramları ve kırılma anlarını bir arada okur.
I. “Neden uyuruz?”: Doğa felsefesinden humoral tıbba
Antikçağ’da uyku, evrenin düzenine dair büyük açıklamaların parçasıydı. Aristoteles, uykuyu ve uyanıklığı canlılığın zorunlu iki hâli olarak tartışırken, beden ısısının ve “buharların” beyne yükseliş-düşüş ritmiyle ilişkilendirir; Galenos humoral denge (kan, balgam, sarı-siyah safra) çerçevesinde uykuyu bedensel “soğuma” ve yenilenme ile birleştirir. İslam tıbbının büyük ansiklopedisti İbn Sînâ, el-Kânûn’da uykuyu hazım, ruhsal denge ve mizaca bağlayarak düzenin hekimliğini yapar. Bu yüzyıllarda “keşif”, doğrudan bir deneyden çok, hayat düzeninin yorumudur: gece dinlenmenin, gündüz çalışmanın doğallaştırılması.
II. Sinir sistemine doğru ilk yönelim: damar, sinir ve “uyku yerleri”
Erken modern dönemde uyku, dolaşım ve sinir sisteminin yükselen bilimleriyle yeniden düşünülür. Thomas Willis, damar dolgunluğu ve sinir özünün (animal spirits) düzeni üzerinden uyku-uyanıklığı tartışır; Konstantin von Economo ise 20. yüzyıl başında ensefalit epidemisi vesilesiyle uyku bozukluklarını anatomiye “çiviler”: ön hipotalamus hasarında inatçı uykusuzluk, arka hipotalamus–orta beyin hasarında derin uykululuk gözlemleriyle uyku ve uyanıklığın beyin içinde yerelleştirilebilir olduğunu öne sürer. Uyku artık soyut bir huy değil, nöroanatominin konusu hâline gelir.
III. Elektrik çağının eşiği: Beynin ritimlerini duyar hâle gelmek
Uykunun görünmeyen ritimlerini görünür kılan eşik, Hans Berger’in insan EEG’sini kaydetmesiyle aşılır (1929). Bu buluşun hemen ardından Loomis–Harvey–Hobart üçlüsü, gecenin ritmini kâğıda dökerek uyku iğciği ve K-kompleksi gibi grafö-elemanları betimler; beyin uykuda susmuyor, yalnızca başka bir dil konuşuyordur. Aynı yıllarda Frédéric Bremer, beyin sapı kesileriyle “uyku durumu”nu deneysel olarak ayırır; Walter Rudolf Hess’in talamik uyarımları ise belirli devrelerin uykuyu aktifçe başlatabildiğini gösterir. Uykunun pasif bir sönüm değil, aktif bir beyin durumu olduğu fikri yerleşir.
IV. Uyanıklığın omurgası: Retiküler etkinleştirme ve “uyanık beyin”in keşfi
İkinci Dünya Savaşı ertesinde Giuseppe Moruzzi ile Horace Magoun, beyin sapındaki yükselen retiküler etkinleştirme sisteminin (ARAS) korteksi canlı tuttuğunu gösterir. Bu keşif, “uyku = yorgunluk” düşüncesini sarsar: Uyanıklık, beyin sapı ve hipotalamustan yayılan yükseltici ağların işidir; uyku ise bu ağların inhibisyonla çekilmesiyle belirir.
V. Gözlerin gizli gündemi: REM’in ortaya çıkışı ve rüyanın fizyolojisi
1950’lerde Eugene Aserinsky ve Nathaniel Kleitman, uykunun belli aralıklarında gözlerin hızla seğirdiğini fark eder; kısa sürede William Dement ile birlikte bu evrenin canlı rüyalarla ilişkilendiğini gösterir. Fransız fizyolog Michel Jouvet, kedilerde bu evreyi “paradoksal uyku” olarak adlandırır: EEG uyanıklığa benzer, ama beden atoniktir; beyin “uyanık gibi”, beden “uykudadır”. Uyku artık iki büyük ülkeye ayrılmıştır: REM ve NREM.
VI. Zamanın içindeki uyku: Sirkadiyen saatin yeraltı ve bunker deneyleri
Uykunun yalnızca “ne kadar” değil, “ne zaman” sorusu da keşfin ana eksenlerinden olur. Jürgen Aschoff ve Rütger Wever’in zaman penceresiz bunker laboratuvarları, Michel Siffre’in mağara deneyleriyle birleşerek insanın serbest-akış döngüsünün 24 saate yakın, ama tam da 24 olmadığını gösterir. Işık, öğün, toplumsal ritüel gibi “zamanlayıcılar”ın (zeitgeber) iç saatle dansı ortaya konur; gece uykusunun fazı, uyku-uyanıklık mimarisinin görünmez mimarıdır.
VII. “İki süreç” ve uyku borcu: Basınç ile saat arasındaki düet
1980’lerde Alexander Borbély, uykuyu iki etmenle açıklar: uyanıklık süresince artan homeostatik basınç (S-süreci) ve SCN’nin yönettiği sirkadiyen süreç (C-süreci). Kafamızdaki saat uyku olasılığının kapısını açıp kapatır, gün içindeki etkinlik ve adenosinerjik birikim ise içeri giren uyku basıncının şiddetini belirler. Bu çerçeve, hem günlük uykululuk dalgalarını hem de jet-lag ve vardiya düzenlerinin etkisini açıklayan pratik bir rehbere dönüşür.
VIII. Kimyasal sahne: Monoaminler, asetilkolin ve “uyku anahtarı”
Uyku/uyanıklık nörokimyasının haritası, 20. yüzyılın ikinci yarısında hızla dolar: Locus coeruleus (noradrenalin), raphe (serotonin), tüberomamiller çekirdek (histamin), bazal önbeyin/pontin çekirdekler (asetilkolin) uyanıklığı ve REM’i biçimlendirir. 2000’lere gelindiğinde Clifford Saper ve çalışma arkadaşları, ön hipotalamustaki VLPO/MnPO’nun GABA–galanin nöronlarıyla uyanıklık ağlarını baskılayan bir “flip–flop anahtarı” kurduğunu gösterir: Hızlı, keskin geçişlerin ardında karşılıklı inhibisyon yatar.
IX. Uyanıklığın bekçisi: Oreksin/hypocretin devrimi ve narkolepsinin sırrı
1998’de iki ayrı ekip, lateral hipotalamusta oreksin/hypocretin peptidlerini ve reseptörlerini tanımlar. Kısa sürede narkolepsi–katapleksinin merkezinde oreksin sinyallemesinin kaybı olduğu anlaşılır: Oreksin nöronları uyanıklığı stabilize eder; yokluğunda beyin, REM sınırlarının aniden çözüldüğü ani uyku atakları ve katapleksiyle savrulur. Böylece bir klinik sendrom, tek bir nöropeptid ailesi etrafında birleştirilir.
X. Bellek ve rüya: Konsolidasyonun gece vardiyası
Uyku; dikkat ve algı için “dinlenme”den öteye geçerek öğrenmenin ikinci yarısına dönüşür. Walker–Stickgold çizgisi, deklaratif ve prosedürel bellek üzerinde farklı evrelerin katkılarını gösterir; Rasch–Born hattı, hedeflenmiş bellek yeniden etkinleştirmesi ile kokuların ve seslerin yavaş dalga sırasında izleri güçlendirebildiğini gösterir. Tononi–Cirelli’nin sinaptik homeostaz hipotezi, gün içinde güçlenen sinapsların gecede yeniden ölçeklenmesini enerji ve alan ekonomisine bağlar; sabahın berraklığı, gecenin metabolik aklına yazılır.
XI. Beynin gece temizliği: Glymphatik dalgalar ve soluk alıp veren sıvılar
2010’larda glymphatik sistem fikri, uyku sırasında interstisyel boşluğun genişlediğini ve metabolitlerin (ör. β-amiloid) temizliğinin kolaylaştığını öne sürer. Ardından insan çalışmalarında yavaş dalga–hemodinamik–BOS dalgalarının eşzamanlı salınımları görüntülenir: Yavaş dalganın yalnızca “bilgi işleme” değil, aynı zamanda temizlik ve onarıma ritim tuttuğu anlaşılır. Uykusuz gecelerin birikimli nörometabolik maliyeti, bu pencereden daha somut görünür.
XII. Uyku tıbbının doğuşu: Klinikler, kılavuzlar ve hastalık atlası
REM/NREM keşiflerini izleyen on yıllarda uyku, başlı başına bir klinik disiplin hâline gelir. Rechtschaffen–Kales el kitabı (1968) ile standardize edilen evreleme, 2000’lerde AASM kılavuzlarıyla güncellenir; polisomnografi, MSLT/MWT, aktigrafi ve ev temelli teknolojiler tanıya yerleşir. Obstrüktif uyku apnesi, narkolepsi, REM davranış bozukluğu, sirkadiyen ritim bozuklukları ve insomni spektrum hâlinde haritalanır. Gündüz direksiyon kazalarından kardiyometabolik riske kadar geniş bir halk sağlığı gündemi oluşur.
XIII. Devreleri elden geçirmek: Optogenetik, kapalı çevrim uyarım ve ağ fiziği
Yeni yüzyılda iki teknoloji sahneye çıkar. İlki, optogenetik ve kemogenetik araçlarla uyku-uyanıklık devrelerinin hücre tipi seçici kontrolü; oreksin nöronlarından pontin REM devrelerine kadar ağların neden–sonuç ilişkileri temizlenir. İkincisi, kapalı çevrim (closed-loop) uyarım: Kafa derisinden EEG ile yavaş dalga evrelerini anlık izleyip sese dayalı uyarımlarla dalgayı güçlendirmek ve spindle–slow oscillation eşleşmesini artırmak mümkün olur. Bellek, duygulanım ve hatta motor beceriler üzerinde hedefe yönelik etkiler elde edilir.
XIV. Farmakolojide yeni sayfa: Oreksin reseptör antagonistleri ve ötesi
Geleneksel GABAerjik hipnotiklerin ötesinde, ikili oreksin reseptör antagonistleri (DORA’lar) uykuyu fizyolojik mimariye daha yakın biçimde kolaylaştıran ajanlar olarak klinikte yer bulur. Bu eksen, uyanıklığı “bastırmak” yerine stabilize eden düğümü gevşetmeye odaklanır; REM/NREM dağılımının daha korunmuş olması ve gündüz sonraya sarkan sedasyonun görece azlığı klinik pratikte dikkat çeker. Eşzamanlı olarak kronofarmakoloji, ilacın yalnızca dozu değil zamanlamasının da hedefe etkisini gündeme taşır.
XV. Güncel cepheler: Kişiselleştirilmiş ritimler, çok-omik biyobelirteçler ve toplum
Bugün uyku bilimi, birkaç hatta aynı anda ilerler.
- Moleküler saatler (PER/TIM/CLK) insan fizyolojisinin her katına işlenmiş durumda; kronotip ve sosyal jet-lag’in kardiyometabolik ve psikiyatrik sonuçları daha yakından okunuyor.
- Nörobiyobelirteçler ve çok-omik yaklaşımlar, insomni alt tiplerinden nörodejeneratif sürece uzanan hatlarda seçici profiller yakalamaya çalışıyor.
- Yapay zekâ destekli işaret işleme, ev tabanlı çok kanallı veriyi (aktigrafi, tek kanallı EEG, PPG, solunum) klinik kaliteye yaklaştırmaya uğraşıyor; ama veri bolluğu ile mahremiyet–kalite ikilemi sürüyor.
- İklim, ışık kirliliği ve vardiya düzenlerinin küresel ölçekte uykuya etkisi, temel bilimden toplum politikalarına uzanan bir çeviri bilimi alanı doğuruyor.
XVI. Keşfin haritasında isimler: Bir gecenin içinden geçen kervan
Bütün bu çizgi, farklı çağların “kaşif”lerini aynı haritada buluşturur: Aristoteles ve Galenos’un doğa felsefesi; İbn Sînâ’nın ansiklopedik tıbbı; Willis’in erken nörolojisi; von Economo’nun anatomik sezgisi; Berger’in EEG’si; Loomis–Harvey–Hobart’ın grafö-elemanları; Bremer ve Hess’in devre fizyolojisi; Moruzzi–Magoun’un ARAS’ı; Aserinsky–Kleitman–Dement üçlüsünün REM ve rüya fiziği; Jouvet’nin paradoksal uykusu; Rechtschaffen–Kales’in standartları; Borbély’nin iki-süreç modeli; Hobson–McCarley’nin aktivasyon–sentez tasarımı; Saper’in hipotalamik anahtarı; de Lecea–Sakurai–Yanagisawa–Mignot hattının oreksin keşfi ve narkolepsi çözümü; Walker–Stickgold, Rasch–Born, Tononi–Cirelli çizgilerinin bellek ve sinaps fiziği; glymphatik dalgalar ve kapalı çevrim düzenekleri… Uykunun tarihi, bilimde farklı dillerin aynı geceyi anlatma biçimleridir.
XVII. Açık kalan kapılar
Uyku neden iki ayrı krallık (REM/NREM) gibi örgütlenmiştir? Neden bazı anılar gecede güçlenirken bazıları budanır? Hangi özelleşmiş ağ mimarileri, insan türüne özgü uyku fenomenlerini üretir? Bu soruların yanıtları, yeni nesil devre-çözünür araçlar, nüfus temelli uzunlamasına veriler ve kronobiyoloji–toplum etkileşiminin daha adil düzenlenişi içinde aranıyor.
İleri Okuma
- Aristoteles (MÖ 4. yy). De Somno et Vigilia (Uyku ve Uyanıklık Üzerine).
- Galenos (2. yy). De Temperamentis ve ilgili risaleler.
- İbn Sînâ (1025). el-Kânûn fi’t-Tıbb (Tıbbın Kanunu).
- Thomas Willis (1672). De Anima Brutorum. Londra.
- Hans Berger (1929). Über das Elektrenkephalogramm des Menschen. Archiv für Psychiatrie und Nervenkrankheiten, 87: 527–570.
- Constantin von Economo (1930). Sleep as a Problem of Localization. Journal of Neurology and Psychopathology, 11: 313–330.
- Frédéric Bremer (1935). Cerveau isolé et physiologie du sommeil. Comptes Rendus de la Société de Biologie, 118: 1235–1241.
- Alfred L. Loomis, E. N. Harvey, G. Hobart (1937). Potential Rhythms of the Cerebral Cortex During Sleep. Journal of Experimental Psychology, 21: 127–144.
- Nathaniel Kleitman (1939). Sleep and Wakefulness. University of Chicago Press.
- Walter Rudolf Hess (1949). Nobel Lecture: Sleep and Wakefulness.
- Giuseppe Moruzzi, Horace W. Magoun (1949). Brain Stem Reticular Formation and Activation of the EEG. Electroencephalography and Clinical Neurophysiology, 1: 455–473.
- Eugene Aserinsky, Nathaniel Kleitman (1953). Regularly Occurring Periods of Eye Motility, and Concomitant Phenomena, During Sleep. Science, 118: 273–274.
- William Dement, Nathaniel Kleitman (1957). The Relation of Eye Movements During Sleep to Dream Activity. Journal of Experimental Psychology, 53: 339–346.
- Michel Jouvet (1959). Recherches sur le Sommeil Paradoxal. Archives Italiennes de Biologie, 97: 17–68.
- Allan Rechtschaffen, Anthony Kales (1968). A Manual of Standardized Terminology, Techniques and Scoring System for Sleep Stages of Human Subjects. UCLA Brain Information Service.
- J. Allan Hobson, Robert W. McCarley (1977). The Brain as a Dream State Generator: An Activation-Synthesis Hypothesis. American Journal of Psychiatry, 134: 1335–1348.
- Alexander A. Borbély (1982). A Two-Process Model of Sleep Regulation. Human Neurobiology, 1(3): 195–204.
- Luis de Lecea, Thomas Kilduff ve ark. (1998). The Hypocretins: Hypothalamus-Specific Peptides with Neuroexcitatory Activity. Nature, 394: 377–381.
- Takeshi Sakurai ve ark. (1998). Orexins and Orexin Receptors: A Family of Hypothalamic Neuropeptides and G Protein-Coupled Receptors. Cell, 92: 573–585.
- Seiji Nishino, Brian Ripley ve ark. (2000). CSF Hypocretin-1 Levels in Narcolepsy–Cataplexy. The Lancet, 355: 39–40.
- Clifford B. Saper, Thomas C. Chou, Thomas E. Scammell (2001). The Sleep Switch: Hypothalamic Control of Sleep and Wakefulness. Trends in Neurosciences, 24(12): 726–731.
- Matthew P. Walker, Robert Stickgold (2004). Sleep-Dependent Learning and Memory Consolidation. Neuron, 44(1): 121–133.
- Giulio Tononi, Chiara Cirelli (2006). Sleep Function and Synaptic Homeostasis. Sleep Medicine Reviews, 10(1): 49–62.
- American Academy of Sleep Medicine (AASM) (2007 ve güncellemeler). The AASM Manual for the Scoring of Sleep and Associated Events.
- Björn Rasch, Christian Büchel, Steffen Gais, Jan Born (2007). Odor Cues During Slow-Wave Sleep Prompt Hippocampal Reactivation and Enhance Memory. Science, 315: 1426–1429.
- Lulu Xie ve ark. (2013). Sleep Drives Metabolite Clearance from the Adult Brain. Science, 342(6156): 373–377.
- Hong-Viet V. Ngo ve ark. (2013). Auditory Closed-Loop Stimulation of the Sleep Slow Oscillation. Neuron, 78: 545–553.
- Nina E. Fultz ve ark. (2019). Coupled Electrophysiological, Hemodynamic, and Cerebrospinal Fluid Oscillations in Human Sleep. Science, 366: 628–631.
- William J. Herring ve ark. (2016). Suvorexant in Patients with Insomnia: Results from Two 3-Month Randomized Controlled Clinical Trials. Biological Psychiatry, 79: 136–148.
- Meir H. Kryger, Thomas Roth, William C. Dement (eds.) (2017–). Principles and Practice of Sleep Medicine (6. baskı ve sonrası). Elsevier.
- Thomas E. Scammell, Elena Arrigoni, Joseph O. Lipton (2020). Neural Circuitry of Wakefulness and Sleep. Neuron, 97(4): 747–765.
- Angela Markham (2022). Daridorexant: First Approval. Drugs, 82: 601–607.
- American Academy of Sleep Medicine (AASM) (2023). The AASM Manual for the Scoring of Sleep and Associated Events (güncel baskılar).
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.