Tanım ve etimoloji

Abdüksiyon (Lat. abductiōab- “uzak” + dūcere “götürmek, çekmek”), bir uzvun ya da anatomik bir yapının vücut orta hattından veya referans kabul edilen ekseninden uzaklaşacak yönde hareketidir. Karşıt hareket adduksiyon (addüksiyon) olup, aynı referans eksenine yaklaşmayı ifade eder. Abdüksiyon hareketini primer veya belirgin biçimde üreten kaslar abdüktör kaslar olarak adlandırılır.

Terminoloji ve referans eksenleri

  • Düzlem ve eksen: Klasik insan anatomisinde abdüksiyon çoğunlukla frontal (koronal) düzlemde, antero-posterior eksen etrafında gerçekleşir (ör. omuz, kalça).
  • El ve parmaklar: Elde parmak abdüksiyonu, 3. parmak (orta parmak) referans alınarak bu parmaktan uzaklaşmadır. Başparmak için düzlemler özeldir: avuç içi düzlemine dik yöndeki kaldırma palmar abdüksiyon, avuç içi düzleminin içinde 2. parmağa doğru açılma radial abdüksiyon olarak adlandırılır.
  • Ayak ve ayak parmakları: Ayakta parmak abdüksiyonu 2. parmak referans alınarak tanımlanır.
  • Göz: Göz küresinin laterale (dışa) bakışı “oküler abdüksiyon”dur.
  • Larenks: Ses tellerinin (vokal kıvrımların) birbirinden uzaklaşması glottik abdüksiyondur.

Biyomekanik ilkeler

  • Kinematik: Abdüksiyon, eklem geometrisi (eklem yüzeylerinin eğriliği, kapsül-ligaman gerilim hatları) ve hareket eden segmentin kütlesel özellikleri ile belirlenir.
  • Kinetik: Hareket, agonist abdüktör kasların tork üretimi, sinerjist kasların stabilizasyonu ve antagonist addüktörlerin kontrollü eksantrik aktivitesi ile dengelenir.
  • Açık/kapalı zincir: Açık kinetik zincirde distal segment serbesttir (örn. kolu yana kaldırma). Kapalı zincirde (örn. tek ayak üzerinde duruş) abdüktörler çoğunlukla izometrik/eksantrik olarak pelvis ve gövde stabilizasyonunu sağlar.

Bölgesel Abdüksiyon

Omuz (Glenohumeral + skapulotorasik ritim)

  • Hareket açıklığı: Tam omuz abdüksiyonu ≈ 180°’dir; bunun kabaca ~120°’si glenohumeral eklemden, ~60°’si skapulanın yukarı rotasyonu ve posterior tiltinden kaynaklanır (yaklaşık 2:1 skapulohumeral ritim, ilk 30°’den sonra belirgin).
  • Kaslar:
    • Başlatıcı: M. supraspinatus ilk ~10–15°’yi başlatır.
    • Primer: M. deltoideus (özellikle orta lifler) 15–90° arasında baskındır.
    • Skapular sinerji: M. trapezius (üst ve alt lifler) + M. serratus anterior skapulanın yukarı rotasyonunu ve posterior tiltini sağlar; bu sinerji subakromiyal boşluğu korur.
    • Eşlik eden dış rotasyon: Büyük tüberkülün akromiyon altına çarpmaması için infraspinatus ve teres minor ile humeral dış rotasyon eşlik eder.
  • Sinirler: N. suprascapularis (supraspinatus), n. axillaris (deltoid), n. accessorius + n. thoracicus longus (skapular kaslar).

El ve başparmak

  • Başparmak:
    • Palmar abdüksiyon: M. abductor pollicis brevis (n. medianus’un rekürren dalı).
    • Radial abdüksiyon: M. abductor pollicis longus (n. radialis’in derin dalı/PIN).
  • Parmaklar: Dorsal interosseuslar (DAB: Dorsal ABduct) parmakları orta parmak hattından uzaklaştırır; innerve eden n. ulnaris’in derin dalıdır.

El bileği

  • Anatomik olarak radial deviasyon, elin önkolun uzun ekseninden abduksiyonu olarak kabul edilir; başlıca m. extensor carpi radialis longus/brevis ve m. flexor carpi radialis etkindir.

Kalça

  • Hareket açıklığı: Tipik erişkinde 30–50°.
  • Kaslar: Primer gluteal abdüktörler (m. gluteus medius ve minimus), ayrıca m. tensor fasciae latae; kalça fleksiyonda iken piriformis de abdüktör komponent kazanır.
  • Fonksiyon: Tek ayak duruş fazında pelvisin dengelemesi için abdüktörler, yerçekimi momentine karşı frontal düzlemde karşıt tork üretir. Zayıflıkta Trendelenburg işareti görülür (destek alınmayan tarafta pelvisin düşmesi) ve kompansatuvar abdüktör topallaması gelişebilir.

Diz

  • Diz için “abdüksiyon” terimi frontal düzlemde valgus sapmayı ifade eder ve özellikle iniş-sıçrama mekaniklerinde artmış diz abdüksiyon momenti ön çapraz bağ yaralanma risk göstergesidir.

Ayak ve ayak bileği

  • Ayak parmakları: M. abductor hallucis ve m. abductor digiti minimi sırasıyla 1. ve 5. parmağın abdüksiyonunu başlatır.
  • Orta-ayak/arka-ayak ilişkisi: Yürümede “forefoot abdüksiyonu”, pronasyon kompleksinin bir bileşeni olarak transvers tarsal eklemlerde gözlenebilir; klinikte ayak progresyon açısı ve pedobarografi ile değerlendirilir.

Göz (oküler abdüksiyon)

  • Kas ve sinir: M. rectus lateralis oküler abdüksiyonun primer kasıdır; n. abducens (VI) tarafından innerve edilir. Lezyonunda esotropya, uzak fiksasyonda diplopi ve lezyon tarafına baş dönüşü tipiktir.

Larenks (glottik abdüksiyon)

  • Kas ve sinir: M. cricoarytenoideus posterior tek larengeal abdüktördür; n. laryngeus recurrens (n. vagus dalı) ile innerve olur. Bilateral paralizide vokal kıvrımlar ortada kalır ve hava yolu obstrüksiyonu ortaya çıkabilir.

Nörolojik değerlendirmede abdüksiyon ve myotomlar

  • Omuz abdüksiyonu: ağırlıklı C5 (n. axillaris, suprascapularis).
  • Başparmak palmar abdüksiyonu: C8–T1 (n. medianus rekürren dal).
  • Parmak abdüksiyonu: T1 (n. ulnaris derin dal).
  • Kalça abdüksiyonu: L5 baskın (n. gluteus superior).
    Bu dağılımlar kök lezyonları ile periferik sinir lezyonlarının ayırıcı tanısında kullanılır.

Klinik muayene ve testler

  • Omuz:
    • Scaption (skapular düzlemde abdüksiyon) ağrısız hareket paterni sağlar.
    • Drop-arm testi (supraspinatus yırtığında pozitif), orta deltoid karşı itme testleri.
  • El:
    • Başparmak palmar abdüksiyon gücü (APB): karpal tünel sendromunda zayıflar.
    • Parmak abdüksiyonu (dorsal interossei): ulnar nöropatilerde zayıflar; Wartenberg bulgusu eşlik edebilir.
  • Kalça/pelvis:
    • Trendelenburg testi ve tek bacak çömelme değerlendirmeleri; dinamik valgus gözlemi.
  • Göz:
    • Cover–uncover, kraniyal sinir muayenesi; VI. sinir palsisinde abdüksiyon kısıtlılığı.
  • Larenks:
    • Fiberoptik laringoskopide vokal kıvrımların abdüksiyon-adduksiyon paterni değerlendirilir.

Sık karşılaşılan patomekanikler

  • Subakromiyal sıkışma: Yetersiz skapular yukarı rotasyon/posterior tilt veya humeral dış rotasyon eksikliği ile abdüksiyon son aralıkta ağrı.
  • Rotator manşet yırtıkları: İlk abdüksiyon açılarında kuvvet kaybı, kompansatuvar üst trapez aktivitesi.
  • Kalça abdüktör yetmezliği: Gluteus medius/minimus tendinopatisi veya n. gluteus superior nöropatisi ile lateral kalça ağrısı ve pelvik düşme.
  • Dinamik diz valgusu: Koşu/sıçrama sporlarında artmış diz abdüksiyon momenti; ön çapraz bağ ve patellofemoral ağrı sendromu ile ilişki.
  • Ulnar nöropati: Parmak abdüksiyonunda güçsüzlük; el intrensek kas atrofisi.
  • Bilateral vokal kıvrım paralizisi: Glottik abdüksiyon kaybı ile inspiratuar stridor.

Ölçüm, görüntüleme ve laboratuvar değerlendirmeleri

  • Gonyometri ve inklinometri: Omuz ve kalça abdüksiyon açıları için klinik standart.
  • Dinamometri/izokinetik test: Abdüktör tork ölçümü (ör. kalça abdüktörleri için yan yatış izometrik).
  • Yüzey/ince-telemetrik EMG: Agonist-sinerjist kas zamanlaması ve koaktivasyonun nesnelleştirilmesi.
  • 3B hareket analizi: Skapulohumeral ritim ve frontal düzlem momentlerinin kantifikasyonu.
  • Görüntüleme: MR/US ile rotator manşet, gluteal tendon patolojileri; nörogörüntüleme ile kranial sinir patolojileri.

Rehabilitasyon ve antrenman ilkeleri

  • Omuz: Skapular kontrol (serratus anterior ve alt trapez fasilitasyonu), düşük açılı kapalı zincir elevasyonlar, ağrısız aralıkta scaption; ilerleyen dönemde açık zincir abdüksiyon ve eksantrik yüklemeler.
  • Kalça: Side-lying hip abduction, clam-shell, lateral bant yürüyüşleri; tek ayak fonksiyonel egzersizlerle frontal düzlem dengelemesi ve kuvvet-tork aktarımı.
  • El: Intrensek kas kuvvetlendirmeleri; ulnar/median sinir glaytları; başparmak palmar/radial abdüksiyon hedefli izometrik ve düşük yükte izotonik çalışmalar.
  • Motor kontrol: Dış rotasyon eşleşmesi, skapular posterior tilt ve gövde pelvik kontrolün entegrasyonu; spora özgü iniş-sıçrama mekaniği eğitimi ile diz abdüksiyon momentlerinin azaltılması.
  • Larenks: Vokal hijyen, ses terapisi; hava yolu tehlikesinde kulak-burun-boğaz girişimleri.

Cerrahi ve girişimsel yaklaşımlar (seçilmiş)

  • Omuz: Geniş rotator manşet yırtıklarında onarım/tenodez; nadiren tendon transferleri (deltoid fonksiyon kaybında sınırlı endikasyonlar).
  • Kalça: Gluteus medius/minimus kesi/onarımı, trokanterik bursal patolojilere yönelik prosedürler.
  • Larenks: Bilateral vokal kıvrım paralizilerinde hava yolunu genişletmeye yönelik lateralizasyon veya aritenoidektomi teknikleri.
  • Oküler: VI. sinir palsisine sekonder şaşılıkta kas dengeleme cerrahileri.

Tarihçe ve notlar

Abdüksiyon kavramı, klasik anatomi metinlerinde hareket düzlemlerinin düzenlenmesiyle sistematikleşmiş; omuz kompleksinde skapulohumeral ritimin nicel olarak tanımlanması omuz biyomekaniğinde dönüm noktası olmuştur. Klinik pratikte abdüksiyon, hem nörolojik hem ortopedik muayenenin “kısa yol” fonksiyon testlerinden biri olarak önemini korur.



Keşif

Başlangıç: Bir sözcüğün doğuşu ve yön duygusu

“Abdüksiyon”un hikâyesi, önce bir sözcüğün serüvenidir. Latince abductiō, ab- (“uzak, dışarı”) ve dūcere (“götürmek, çekmek, önderlik etmek”) köklerinden birleşir; anlam, bedensel harekete ancak daha sonra, hareketlerin düzenli adlandırılmasına ihtiyaç duyulduğunda yapışır. Antik hekimlikte Yunanca terminoloji, parçaların “merkezden dışa” ve “merkeze doğru” hareketlerini ayırt eder; İS 2. yüzyılda Galenos, adlandırmayı kas işlevleriyle eşleştirerek kasların “dışa çeken” ve “içe çeken” kuvvet çiftleri halinde çalıştığını tasvir eder. Böylece bugün “abdüksiyon” dediğimiz şey, o çağda kaslar ve kollar üzerinden anlatılan bir yön sezgisinin biyolojik bir düzene bağlanmasıdır.

Çevirinin Anatomisi: İslam dünyası ve Ortaçağ Latincesi

9–12. yüzyıllarda Bağdat ve Şam çevresindeki çeviri atölyeleri, Antikçağ metinlerini Arapçaya aktarırken hareketi “uzaklaştırma/ yaklaştırma” karşıtlığı içinde kavramsallaştırdı; İbn Sînâ’nın sistemi, eklem hareketlerini hem yapısal hem işlevsel bağlamda sınıflandırdı. Toledo ve Salerno okullarındaki Latin çeviriler, Rönesans’a miras kalacak biçimde abductio/adductio çiftini yerleştirdi. Artık “abdüksiyon”, yalnızca bir yön değil, bir klinik terimdir.

Rönesans’ın Anatomi Tiyatrosu: Vesalius ve çağdaşlarının düzeni

1543’te Vesalius’un anatomi tiyatrosu, bedene dair sözcüklerin çıplak gerçeklikle sınandığı bir sahneye dönüştü. Kasların çekiş doğrultuları iskeletin üç düzlemine yerleştirildi; uzvun “orta hattan uzaklaşması” için gerekli kuvvet kolları ve eklem yüzeyleri betimlendi. Realdo Colombo ve Falloppio gibi cerrah-anatomi köprüsünün ustaları, üst ve alt ekstremitede abdüksiyonun hangi kas lifleriyle başladığını ve hangi bağ-kapsül gerilimleriyle sınırlandığını ayrıntılandırdılar.

Mekanik Devrim: Borelli ve kasların manivelası

17. yüzyılda Giovanni Alfonso Borelli, “hayvanların hareketi”ni moment-kol, kuvvet-vektör, direnç ve sürtünme diliyle yazdı. Abdüksiyon artık yalnızca bir “tanım” değil, omuz ve kalça gibi eklemlerde tork üreten bir mekanik problem hâline geldi. Kasların eklem merkezine olan uzaklığı (moment kolu), abdüksiyonun hangi açılarda verimli olduğunu belirliyordu; omuzda deltoid ile supraspinatus’un “ilk kaldırma” eşgüdümü, kalçada ise gluteus medius-minimus’un pelvis dengelemesi böylelikle matematik kazandı.

    Sinirlerin Haritası: Oküler abdüksiyon ve adlandırmanın politikası

    Gözün “dışa bakışı”nı sağlayan lateral rektus kasının siniri, modern dönemde nervus abducens adını aldı; kraniyal sinirlerin numaralandırılmasıyla birlikte “abdüksiyon” sözcüğü nöroanatominin içine işlendi. Oküler hareketlerin klinik sınamada izlenmesi, abdüksiyon kısıtlılığının VI. sinir patolojilerinde ayırt edici bir bulgu hâline gelmesine yol açtı.

    Sesin Açılıp Kapanması: Larenkste abdüksiyonun tek kaslı öyküsü

    18. ve 19. yüzyıl fizyologları, larenks kaslarının fonksiyonlarını deneysel düzeneklerle ayırdıklarında glottisin “açılma” hareketinin tek bir kasla—cricoarytenoideus posterior—gerçekleştiğini gösterdiler. Ayna laringoskopisinin klinik pratiğe girmesiyle, inspirasyonda glottik abdüksiyonun görünür olması ses biliminin anatomiye bağlanmasını sağladı; iki taraflı paralizilerde hava yolunun neden daraldığı anlaşılır ve ameliyathanelerdeki kararlar daha güvenli hâle geldi.

      Elektriğin Dili: Kas işlevinin uyarılarla haritalanması

      19. yüzyılın ortasında Duchenne, faradik uyarımla kasların yüzeysel ve derin liflerini tek tek konuşturdu. “Abdüktör” etiketi yalnızca bir isim olmaktan çıktı; elde dorsal interosseilerin orta parmak hattından parmakları uzaklaştırdığı, başparmakta “palmar” ve “radial” abdüksiyonun iki ayrı düzlemde gerçekleştiği, başparmak kısa ve uzun abdüktörlerinin farklı sinirlerle beslendiği deneysel olarak sergilendi.

        Klinik Beden Dili: Trendelenburg’un tek ayak öyküsü

        Kalça abdüktörlerinin gücü, yürüyüşün duruş fazında pelvisin yatay tutulması için zorunludur. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında tanımlanan Trendelenburg işareti, tek bacak üzerinde dururken desteklenmeyen tarafta pelvisin düşmesiyle abdüktör yetmezliğini görünür kıldı. Böylece kalça abdüksiyonu, yalnız kas gücü değil, fonksiyonel denge ve enerji ekonomisiyle birlikte ele alınmaya başladı.

        Omuzun Rapsodisi: Skapulohumeral ritmin keşfi

        1. yüzyıl ortasında Inman ve çalışma arkadaşları, omuz abdüksiyonunu iki enstrümanlı bir düet gibi tasvir etti: humerus başı glenohumeral eklemde yükselirken, skapula yukarı rotasyon ve posterior tilt ile sahneye eşlik ediyordu. Yaklaşık 2:1’lik ritim, tam abdüksiyonun neden yalnızca “eklem içinde” değil, “göğüs kafesi üzerinde kayan bir kemik” sayesinde mümkün olduğunu anlattı. Rotator manşetin kompresif-dengeleyici işleviyle deltoidin kaldırıcı momenti arasındaki denge, sıkışma sendromlarının biyomekanik kökenini aydınlattı.

        EMG, Gonyometre ve Laboratuvar: Abdüksiyonun ölçülebilirliği

        Basmajian’ın iğne ve yüzey EMG’leri, abdüksiyonu başlatan ve sürdüren kasların zamanlamasını milisaniye ölçeğinde ortaya koydu; klinikte gonyometri ve dinamometri, “kaç derece?” ve “ne kadar tork?” sorularını rutinleştirdi. Elde karpal tünel sendromunda başparmak palmar abdüksiyonunun zayıflaması; elde ulnar nöropatide parmak abdüksiyonunun kaybı, nörolojik muayenenin ince ayarlı işaretlerine dönüştü.

        Üç Boyutlu Çözünürlük: Hareket analizinden görüntülemeye

        Geç 20. yüzyıl ve erken 21. yüzyılda 3B hareket analizi, skapulohumeral ritmi ve kalça-diz-ayak zincirindeki frontal düzlem yüklerini nicelledi. Omuzda skapulanın yukarı rotasyon ve posterior tilt yetersizlikleri ile son aralık ağrısının ilişkisi; kalçada gluteal tendinopatiler ve büyük trokanter çevresi ağrı sendromunda abdüktörlerin eksantrik kapasitesi; dizde iniş-sıçrama sırasında artmış “diz abdüksiyon momenti”nin ön çapraz bağ yaralanma riskiyle bağı bilimsel bir çerçeveye oturdu. MR, ultrason ve hatta elastografi, abdüktör tendon kalitesini yapı-fonksiyon ilişkisi içinde okumaya imkân verdi.

        Güncel Ufuklar: Abdüksiyonun bugünü ve yarını

        • Omuz kompleksi: Skapular posterior tilt ve dış rotasyon eşleşmesini hedefleyen egzersiz reçeteleri, subakromiyal mekanik yükü azaltma amacını giderek daha rafine protokollerle birleştiriyor. İnertiyal ölçüm birimleri (IMU) ve kamerasız bilgisayar görü yöntemleri, günlük yaşamda omuz abdüksiyon paternlerini izlemeye olanak veriyor.
        • Kalça ve yürüyüş: Gluteus medius/minimus tendon onarımları sonrası rehabilitasyonda eksantrik ve izometrik yüklemenin doz-cevap ilişkisi daha netleşiyor; tek ayak çömelme ve yan adım görevlerinde frontal düzlem denetimi, koşuda enerji ekonomisiyle birlikte modelleniyor.
        • Diz biyomekaniği: Genç sporcularda nöromüsküler eğitim programlarının “diz abdüksiyon momenti”ni düşürerek yaralanma insidansını azaltabildiğine yönelik kanıt gövdesi genişliyor; hareket yeniden eğitimi, kuvvet ve algısal-motor geri bildirimi birleştiriyor.
        • El ve sinir: Başparmak palmar/radial abdüksiyon kuvvetlerinin sensörle evde izlenmesi, karpal tünel ve ulnar tünel sendromlarında sonuç odaklı takip göstergeleri yaratıyor; robotik-el rehabilitasyon cihazları intrensek kasların seçici aktivasyonunu hedefliyor.
        • Oküler ve larengeal alan: Abducens palsilerinde yüksek çözünürlüklü görüntüleme ve sanal gerçeklik tabanlı bakış terapileri araştırılıyor; bilateral vokal kıvrım paralizisinde “laringeal pacer” yaklaşımları glottik abdüksiyonun fonksiyonel restorasyonunu amaçlıyor.
        • Veri bilimi: Büyük veri tabanlarında EMG, 3B kinematik ve klinik sonuçların bütünleşik analizleri, abdüksiyon stratejilerini fenotipleyen, kişiye özgü tedavi reçeteleri için tahminleyici modeller üretiyor.


        İleri Okuma

        1. Avicenna (Ibn Sīnā) (1025). The Canon of Medicine. (Modern baskılar ve çeviriler).
        2. Basmajian, J. V. (1967). Muscles Alive: Their Functions Revealed by Electromyography. 2nd ed., Williams & Wilkins.
        3. Borelli, G. A. (1680–1681). De motu animalium. Roma: Angeli Bernabò.
        4. Bojsen-Møller, F., & Magnusson, S. P. (2020). Muscles: Structure and Function. 3rd ed., Gads Forlag.
        5. Czermak, J. N. (1858). Über den Kehlkopfspiegel. Leipzig: Quandt & Händel.
        6. Duchenne, G.-B. (1855 / 1867). De l’électrisation localisée et de son application à la physiologie et à la pathologie. 2. ed., Paris: Baillière.
        7. Ferrein, A. (1741). De la formation de la voix. Mémoires de l’Académie Royale des Sciences (Paris).
        8. Galen (ca. 2. yy). On the Movements of the Muscles (De Motu Musculorum). (Çeşitli modern edisyon ve çeviriler).
        9. Gray, H. (1858). Anatomy: Descriptive and Surgical. London: Parker.
        10. Hewett, T. E., et al. (2005). Biomechanical Measures of Neuromuscular Control and Valgus Loading of the Knee Predict ACL Injury Risk. American Journal of Sports Medicine, 33(4), 492–501.
        11. Inman, V. T., Saunders, J. B. deC. M., & Abbott, L. C. (1944). Observations on the Function of the Shoulder Joint. The Journal of Bone and Joint Surgery, 26(1), 1–30.
        12. Kapandji, I. A. (1971). The Physiology of the Joints. Vol. 1–3, E. & S. Livingstone.
        13. Kendall, F. P., McCreary, E. K., & Provance, P. (1983). Muscles: Testing and Function. 4th ed., Williams & Wilkins.
        14. Ludewig, P. M., & Cook, T. M. (2000). Alterations in shoulder kinematics and associated muscle activity in people with symptoms of shoulder impingement. Physical Therapy, 80(3), 276–291.
        15. McClure, P. W., Michener, L. A., Sennett, B. J., & Karduna, A. R. (2001). Direct 3D measurement of scapular kinematics during dynamic arm elevation. Journal of Shoulder and Elbow Surgery, 10(3), 269–277.
        16. Moore, K. L., & Dalley, A. F. (1995). Clinically Oriented Anatomy. 3rd ed., Lippincott Williams & Wilkins.
        17. Neumann, D. A. (2002). Kinesiology of the Musculoskeletal System: Foundations for Physical Rehabilitation. 1st ed., Mosby.
        18. Neumann, D. A. (2017). Kinesiology of the Musculoskeletal System. 3rd ed., Elsevier.
        19. Netter, F. H. (2018). Atlas of Human Anatomy. 7th ed., Elsevier.
        20. Nordin, M., & Frankel, V. H. (1989). Basic Biomechanics of the Musculoskeletal System. 2nd ed., Lea & Febiger.
        21. Perry, J. (1992). Gait Analysis: Normal and Pathological Function. SLACK Incorporated.
        22. Perry, J., & Burnfield, J. M. (2010). Gait Analysis: Normal and Pathological Function. 2nd ed., SLACK Incorporated.
        23. Sömmerring, S. T. (1778). De basi encephali et originibus nervorum cranio egredientium. Frankfurt.
        24. Standring, S. (Ed.) (2005). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice. 39th ed., Elsevier.
        25. Trendelenburg, F. (1895). Über den Gang bei angeborener Hüftgelenksluxation und das Trendelenburg-Zeichen. (Çağdaş derleme ve kaynaklarda atıflar).
        26. Vesalius, A. (1543). De humani corporis fabrica. Basel: Oporinus.
        27. Willis, T. (1664). Cerebri Anatome. London: Martyn.
        28. Yamaguchi, K., Sher, J. S., Andersen, P., Garretson, R., Uribe, J. W., Hechtman, K., & Neviaser, R. J. (1997). Glenohumeral motion in normal shoulders: Scapulohumeral rhythm. Journal of Shoulder and Elbow Surgery, 6(5), 550–562.