Aloe vera, Aloe barbadensis Miller türünün ortak adıdır.

Cins Adı: Aloe

    • Aloe” kelimesi Arapça علواء (alloeh) kelimesinden türetilmiştir ve aloe bitkilerinin yapraklarında bulunan acı sıvıya atıfta bulunarak “acı” veya “parlayan madde” anlamına gelir. Bu terim muhtemelen kesildiğinde bitkiden sızan acı tada sahip lateks nedeniyle kullanılmaya başlanmıştır.
    • İsmin bir diğer olası kökeni, İbranice İncil’de güzel kokulu bir ağacı veya acı bir maddeyi tanımlamak için kullanılan İbranice אֲהָלִים (ahalím) kelimesidir. Bu İbranice terim daha sonra Eski Yunancaya ἀλόη (alóē) olarak çevrilmiş ve Latince aloē terimi buradan türetilmiştir. Yunanca ve Latince terimler, aloe bitkisi de dahil olmak üzere çeşitli aromatik veya tıbbi maddeleri tanımlamak için kullanılmıştır.

    Tür Adı: Vera

      • “Vera” tür adı Latince’den türetilmiştir ve “gerçek” veya “hakiki” anlamına gelmektedir. Bu isim muhtemelen Aloe vera türünü diğer benzer aloe türlerinden ayırmak, tıbbi ve kozmetik uygulamalardaki tanınmış etkinliğini ve özgünlüğünü vurgulamak için verilmiştir. “Vera” kullanımı, bitkinin Aloe cinsi içinde en yaygın olarak tanınan ve kullanılan tür olma durumunu yansıtmaktadır.

      Sinonim: Aloe barbadensis Miller

        • Aloe barbadensis* sinonimi tarihsel adlandırma uygulamalarını ve coğrafi ilişkileri yansıtmaktadır. Tür adı olan “barbadensis”, bitkinin Avrupalı sömürgeciler tarafından tanıtılmasından sonra yaygın olarak yetiştirildiği Karayip adası Barbados’tan gelmektedir. Aloe barbadensis* ismi 18. yüzyılda İngiliz botanikçi Philip Miller tarafından bulunmuş ve bitkiyi Gardener’s Dictionary (1768) adlı kitabında tanımlamıştır.
        • Miller’ın tanımı Barbados’taki örneklere dayanıyordu, bu nedenle bitkiye coğrafi epiteti “barbadensis” verildi. Bu isim o zamandan beri yaygın kullanımda büyük ölçüde Aloe vera ile değiştirilmiştir, ancak her iki isim de bilimsel olarak hala geçerlidir.

        Botanik ve Tarihsel Arka Plan

        Aloe vera (syn. Aloe barbadensis Miller), Aloe cinsinden etli bir bitki türüdür. Arap Yarımadası kökenli olduğu düşünülmektedir, ancak günümüzde tüm dünyada, özellikle de sıcak iklime sahip bölgelerde yetiştirilmektedir. Bitki, binlerce yıldır tıbbi amaçlarla kullanılan berrak bir jel içeren kalın, etli yapraklarıyla tanınır.

        Tarihsel Keşif ve Kullanım

        Eski Mısır

          • Aloe veranın kullanımı, “ölümsüzlük bitkisi” olarak anıldığı eski Mısır’a kadar uzanmaktadır. Mısırlılar onu mumyalama işleminde, yaraları ve cilt tahrişlerini tedavi etmek için kullanmışlardır. Aloe vera aynı zamanda güzellik ritüelleriyle de ilişkilendirilmiş, Kleopatra’nın cilt bakım rejiminin bir parçası olarak kullandığı iddia edilmiştir.

          Antik Yunan ve Roma:

            • Aloe vera antik Yunan ve Roma tıbbında iyi bilinmekteydi. Hipokrat** ve Dioscorides gibi Yunan hekimler bitkinin yaraların, gastrointestinal sorunların ve cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığını belgelemişlerdir. Özellikle Dioscorides, De Materia Medica adlı eserinde aloe’nin tıbbi özellikleri hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir.

            Geleneksel Hint Tıbbı:

              • Hindistan’ın eski tıp sistemi olan Ayurveda’da aloe vera yüzyıllardır kullanılmaktadır ve Ghrita Kumari olarak bilinir. Vücudun doshalarını (enerjilerini) dengelemek ve sindirim sorunları, cilt hastalıkları ve üreme sorunları da dahil olmak üzere çeşitli rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılır.

              Geleneksel Çin Tıbbı (TCM):

                • Aloe vera, öncelikle soğutma özellikleri için kullanıldığı Geleneksel Çin Tıbbında da önemli bir bitkidir. Kabızlık ve cilt döküntüleri gibi aşırı ısı ile ilişkili durumlar için reçete edilir.

                Batı’ya Giriş:

                  • Aloe vera, Arap tüccarlar ve daha sonra onu Avrupa’ya geri getiren Avrupalı kaşifler aracılığıyla Batı dünyasına tanıtılmıştır. Özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda, iyileştirici ve müshil özellikleri nedeniyle değer gördüğü Avrupa bitkisel tıbbında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

                  Modern Tıbbi Uygulamalar

                  Aloe vera, hem geleneksel kullanımı hem de modern bilimsel araştırmalarla desteklenen tıbbi ve kozmetik uygulamalarıyla dünya çapında tanınmıştır.

                  Dahili Kullanım:

                    • Müshil Özellikleri: Yaprağın dış kabuğunun hemen altında bulunan Aloe vera lateksi, aloin gibi antrakinonlar içerir. Bu bileşikler bitkinin güçlü müshil etkisinden sorumludur ve bağırsaklardaki peristaltizmi artırarak bağırsak hareketlerini uyarır. Bununla birlikte, potansiyel yan etkileri nedeniyle, bir müshil olarak aloe vera az miktarda ve tipik olarak kabızlığın kısa süreli giderilmesi için kullanılır.
                    • Sindirim Yardımı: Lateksinden farklı olan aloe vera suyu bazen sindirim sistemini rahatlatmak için tüketilir. İrritabl bağırsak sendromu (IBS) ve asit reflüsü gibi durumlara yardımcı olduğuna inanılmaktadır, ancak bu etkileri doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

                    Harici Kullanım:

                      • Yara İyileştirme: Aloe vera jeli küçük yanıkların, kesiklerin ve sıyrıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Jel, cildin daha hızlı iyileşmesini sağlayan anti-enflamatuar, antimikrobiyal ve nemlendirici özellikleriyle bilinir.
                      • Cilt Bakımı: Aloe vera, nemlendirici ve yatıştırıcı özellikleri nedeniyle cilt bakım ürünlerinde yaygın bir bileşendir. Akne, sedef hastalığı ve egzama gibi durumları tedavi etmek için kullanılır. Aloe vera, güneş yanığı olan cildi serinletme ve yatıştırma özelliği nedeniyle güneş sonrası ürünlerde de popülerdir.

                      Kozmetik Uygulamalar:

                        • Nemlendiriciler ve Yaşlanma Karşıtı Ürünler: Aloe vera jeli, cildi nemlendirdiği ve ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olduğu için sıklıkla nemlendiricilere ve yaşlanma karşıtı ürünlere dahil edilir.
                        • Saç Bakımı: Aloe vera ayrıca saç büyümesini teşvik ettiğine, kepeği azalttığına ve saç derisini yumuşattığına inanılan şampuan ve saç kremlerinde de kullanılır.

                        Standardizasyon ve Güvenlik

                        Dozaj ve Güvenlik:

                          • Aloe veranın güvenli ve etkili kullanımı, özellikle dahili tüketim için, uygun dozaja bağlıdır. Aloe vera lateksi, güçlü laksatif etkileri nedeniyle, bağımlılık riski ve potansiyel gastrointestinal hasar nedeniyle uzun süreli kullanıma karşı uyarılarla birlikte, genellikle 50-200 mg aloin dozlarıyla sınırlıdır.
                          • Aloe vera jeli, haricen kullanıldığında çoğu insan için güvenli kabul edilir. Bununla birlikte, bazı bireyler, özellikle de Liliaceae familyasındaki bitkilere karşı alerji geçmişleri varsa, alerjik reaksiyonlar yaşayabilir.

                          Düzenleyici Durum:

                            • Aloe vera ve türevleri, Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi (USP) ve Avrupa Farmakopesi (PhEur) dahil olmak üzere dünya çapında çeşitli farmakopelere dahil edilmiştir. Bu standartlar, hem farmasötik hem de kozmetik uygulamalarda kullanılan aloe vera ürünlerinin kalitesini, saflığını ve güvenliğini sağlar.

                            İleri Okuma

                            1. Grindlay, D., & Reynolds, T. (1986). “The Aloe vera phenomenon: a review of the properties and modern uses of the leaf parenchyma gel.” Journal of Ethnopharmacology, 16(2-3), 117-151.
                            2. Davis, R. H., & Leitner, M. G. (1989). “Aloe vera: A Scientific Approach.” Cosmetic and Toiletries Journal, 104, 45-50.
                            3. Shelton, R. M. (1991). “Aloe vera: its chemical and therapeutic properties.International Journal of Dermatology, 30(10), 679-683.
                            4. Vogler, B. K., & Ernst, E. (1999). “Aloe vera: a systematic review of its clinical effectiveness.British Journal of General Practice, 49(447), 823-828.
                            5. Reynolds, T. (2004). “Aloe vera leaf gel: a review update.Journal of Ethnopharmacology, 68(1-3), 3-37.