Atriyal taşikardi (AT), kalbin atriyal odalarından kaynaklanan hızlı kalp ritmi ile karakterize edilen bir tür supraventriküler taşikardidir. Tipik sinüs düğümü dışındaki atriyumlardan anormal elektriksel uyarıların ateşlenmesini içerir ve tipik olarak dakikada 100 ila 250 atım arasında değişen hızlı bir kalp atış hızına yol açar.
Patofizyoloji:
Atriyal taşikardide, kulakçıklardaki (kalbin üst odacıkları) anormal elektrik sinyalleri, normal sinoatriyal düğümün (kalbin doğal kalp pili) kontrolünü atlayarak normalden daha hızlı bir kalp atışına neden olur. Mekanizma şunları içerebilir:
- Odak AT: Atriyumun lokalize bir bölgesinde gelişmiş otomatizm veya tetiklenen aktiviteden kaynaklanır.
- Multifokal AT (MAT): Atriyumda hızlı ve düzensiz ateşlenen çoklu ektopik odaklarla karakterize edilir.
Nedenleri:
AT aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir:
- Kardiyak Durumlar: Kalp hastalığı, hipertansiyon veya kapak bozuklukları gibi.
- Elektrolit Dengesizlikleri: Özellikle potasyum veya magnezyum seviyelerindeki anormallikler.
- Cerrahi: Özellikle kalp cerrahisinden sonra ameliyat sonrası komplikasyonlar.
- Akciğer Hastalıkları: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) veya pulmoner emboli gibi.
- Aşırı Alkol veya Uyarıcı Kullanımı: Kafein veya bazı ilaçlar gibi.
Belirtiler:
Atriyal taşikardi belirtileri şunları içerebilir:
- Çarpıntı ya da kalp çarpıntısı hissi.
- Baş dönmesi veya sersemlik.
- Nefes darlığı.
- Göğüs ağrısı.
- Yorgunluk veya zayıflık.
- Azaltılmış egzersiz kapasitesi.
Teşhis:
Teşhis tipik olarak şunları içerir:
- Elektrokardiyogram (EKG/EKG): AT’nin hızlı kalp atış hızını ve spesifik atriyal aktivite modellerini gösterir.
- Holter Monitörü veya Olay Monitörü: Aralıklı epizotları yakalamak için uzun süre giyilen taşınabilir cihazlar.
- Elektrofizyolojik Çalışma (EPS): Kalbin elektriksel aktivitesinin haritasını çıkaran ve anormal elektriksel odağın spesifik bölgesini tanımlayan özel bir prosedür.
Atriyal taşikardiyi (AT) bir elektrokardiyogramda (EKG) tanımak, onu diğer taşikardi türlerinden ayıran belirli desenleri ve özellikleri gözlemlemeyi içerir. İşte aranacak temel özellikler:
P-Dalga Özellikleri:
Morfoloji: Atriyal taşikardide, P dalgası morfolojisi, elektriksel uyarının ektopik kökeni nedeniyle sıklıkla normal sinüs ritminde görülenden farklıdır. P dalgalarının şekli, boyutu ve yönü, atriyum içindeki ektopik odağın konumuna bağlı olarak değişebilir.
QRS’den Önce Gelen P Dalgası: Tipik olarak, her P dalgasını bir QRS kompleksi takip eder, ancak P dalgası, atriyal hıza ve AT’nin kökenine bağlı olarak önceki T dalgası veya QRS kompleksinin kendisi içinde gizlenmiş olabilir. .
Atriyal Hız:AT’deki atriyal hız genellikle dakikada 100 ila 250 atım arasındadır; bu normalden daha hızlıdır ancak atriyal flutter veya fibrilasyon gibi diğer taşikardi türlerinden daha yavaş olabilir.
Düzenlilik:
AT genellikle düzenli bir atriyal ritim üretir, ancak ara sıra biraz düzensiz olabilir. Bu düzenlilik, onu düzensiz düzensiz olan atriyal fibrilasyondan ayırmaya yardımcı olur.
PR Aralığı:
PR aralığı normal veya uzamış olabilir veya atriyal hız çok hızlıysa P dalgası QRS’yi takip edebilir. P dalgaları ile QRS kompleksleri arasındaki ilişki değişebilir ancak belirli bir AT atağı için kurulduğunda genellikle tutarlı kalır.
Ventriküler Yanıt:
Ventrikül hızı (QRS komplekslerinin hızı) değişebilir. Atriyoventriküler (AV) düğüm tüm atriyal uyarıları iletiyorsa, ventriküler hız, atriyal hız ile aynı olacaktır. Bazen tüm impulslar iletilmez ve bu da ventriküler hızın yavaşlamasına yol açar.
Diğer Taşikardi Belirtilerinin Yokluğu:
Atriyal çarpıntıdan farklı olarak AT, tipik “testere dişi” çarpıntı dalgalarını göstermez.
Atriyal fibrilasyonda görülen düzensiz taban çizgisine sahip değildir.
Teşhis Yaklaşımı:
Hız ve Ritim Analizi: Kalp atış hızını hesaplayın ve ritmin düzenliliğini gözlemleyin.
P-Dalga Analizi: P-dalga morfolojisini ve bunun QRS kompleksleriyle ilişkisini tanımlayın ve inceleyin.
Diğer Durumların Dışlanması: EKG kriterlerine göre atriyal flutter, fibrilasyon ve diğer supraventriküler taşikardiler gibi diğer taşikardi nedenlerini dışlayın.
Klinik Korelasyon:
EKG bulgularını klinik semptomlar ve öyküyle ilişkilendirmek önemlidir. Bazen tanıyı doğrulamak ve AT’nin kökenini belirlemek için elektrofizyolojik çalışmalar gerekli olabilir.
Bilinen herhangi bir kalp rahatsızlığı, ilaç kullanımı veya EKG sırasındaki semptomlar da dahil olmak üzere hastanın geçmişini göz önünde bulundurun.

Tedavi:
Tedavi kalp atış hızını kontrol etmeyi, komplikasyonları önlemeyi ve altta yatan nedeni ortadan kaldırmayı amaçlar. Aşağıdakileri içerebilir:
- İlaçlar: Beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri veya antiaritmik ilaçlar.
- Kardiyoversiyon: Normal kalp ritmini yeniden sağlamanın elektriksel veya kimyasal yolu.
- Kateter Ablasyonu: Anormal ritme neden olan kalp dokusu alanını yok etmeye yönelik bir prosedür.
- Altta Gelen Koşulların Yönetimi: Eğer tespit edilirse, altta yatan nedenin tedavi edilmesi çok önemlidir.
Komplikasyonlar:
Tedavi edilmezse atriyal taşikardi aşağıdakiler de dahil olmak üzere ciddi komplikasyonlara yol açabilir:
- Kalp yetmezliği.
- Atriyumda pıhtı oluşumu nedeniyle felç.
- Taşikardinin neden olduğu kardiyomiyopati.
Tarihsel Görünümü
Atriyal taşikardi (AT), kalbin iki üst odası olan atriyumdan kaynaklanan yaygın bir anormal kalp ritmi türüdür. İlk kez 19. yüzyılın başlarında Fransız doktor Alfred Vulpian tarafından tanımlandı. Vulpian, ritmin atriyumların hızlı fakat düzenli kasılmaları ile karakterize olduğunu gözlemledi ve buna “tachysystolie auriculaire” veya “atriyal hız” adını verdi.
“Atriyal” kelimesi Latince “salon” veya “atriyum” anlamına gelen “atriyum” kelimesinden gelir. “Taşikardi” kelimesi, Yunanca “hızlı” anlamına gelen “tachys” ve “kalp” anlamına gelen “kardia” kelimelerinden gelir.
19. yüzyılın sonlarında Alman doktor Wilhelm His Jr., sinoatriyal düğümü (SA düğümü), atriyoventriküler düğümü (AV düğümü) ve His demetini içeren kalbin elektriksel iletim sistemini keşfetti. Bu keşif, AT’nin kulakçıklardaki anormal elektriksel aktiviteden kaynaklandığı anlaşıldığından, AT’nin kökeninin açıklanmasına yardımcı oldu.
20. yüzyılın başlarında kalbin elektriksel aktivitesinin görüntülenmesini sağlayan elektrokardiyografi (EKG) geliştirildi. Bu, AT’nin daha doğru teşhisini sağladı ve onu diğer anormal kalp ritmi türlerinden ayırmaya yardımcı oldu.
1970’lerde ablasyon tedavisinin geliştirilmesi AT tedavisinde devrim yarattı. Ablasyon terapisi, AT’ye neden olan anormal elektrik yollarını yok etmek için radyofrekans veya kriyoenerji kullanır. Bu, AT’li birçok hasta için çok etkili bir tedavi olmuştur.
İngilizce’de “atriyal” kelimesinin ilk kaydedilen kullanımı 17. yüzyıldadır. “Taşikardi” kelimesi İngilizce’de ilk kez 19. yüzyılın başlarında kullanıldı.
“Atriyal taşikardi” terimi ilk olarak 20. yüzyılın başlarında kulakçıklardan kaynaklanan hızlı ama düzenli kalp ritmini tanımlamak için kullanıldı. Bu, aynı zamanda hızlı bir atriyal ritim olan atriyal fibrilasyonun tersidir ancak düzensizdir.
Günümüzde atriyal taşikardi, anormal kalp ritminin iyi bilinen ve tedavi edilebilir bir şeklidir. Hastaların çarpıntı, nefes darlığı veya göğüs ağrısı gibi AT semptomları yaşamaları durumunda tıbbi yardım almaları önemlidir. Erken tanı ve tedavi, AT’li hastaların komplikasyonlarını önlemeye ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Kaynak
- Saoudi, N., Cosio, F., Waldo, A., et al. (2001). A classification of atrial flutter and regular atrial tachycardia according to electrophysiological mechanisms and anatomic bases; a Statement from a Joint Expert Group from The Working Group of Arrhythmias of the European Society of Cardiology and the North American Society of Pacing and Electrophysiology. Europace, 3(4), 302-314.
- Lévy, S., Breithardt, G., Campbell, R. W., et al. (1998). Atrial fibrillation: current knowledge and recommendations for management. European Heart Journal, 19(9), 1294-1320.
- Kistler, P. M., Roberts-Thomson, K. C., Haqqani, H. M., et al. (2006). P-wave morphology in focal atrial tachycardia: development of an algorithm to predict the anatomic site of origin. Journal of the American College of Cardiology, 48(5), 1010-1017.