“Tüberküloz” terimi Johann Lukas Schönlein tarafından 1834 yılında türetilmiştir. Latincede “küçük şişlik” anlamına gelen tuberculum kelimesinden türemiştir ve tuber (“yumru”) kelimesinin küçültülmüş halidir. Bu isim, otopsi sırasında tüberküloz hastalarının organlarında gözlemlenen küçük, yuvarlak, sert, beyaz şişliklerden (tüberküller) esinlenmiştir. “-osis” eki Yunanca kökenlidir ve anormal veya hastalıklı bir durumu ifade eder.
Cins adı Mycobacterium 1896 yılında önerilmiş olup Yunanca myces (mantar) ve baktērion (küçük çubuk) kelimelerinden türetilmiştir. Bu isim, mantar olmamasına rağmen, mantarlara benzeyen, sıvı ortamlardaki küf benzeri mikobakteri büyümesini yansıtır. Cins, tüberküloz ve cüzzam gibi hastalıklara neden olan yavaş büyüyen, aerobik basilleri içerir.
Tür adı tüberküloz, doğrudan neden olduğu hastalığa atıfta bulunur ve bakteriyi patolojik etkilerine bağlar.
Temel Özellikler:
- Asit-hızlı basil (Ziehl-Neelsen veya auramine-rodamine boyama ile kırmızı lekeyi korur).
- Zorunlu aerob (oksijen açısından zengin ortamlarda, örneğin akciğer apekslerinde gelişir).
- Yavaş büyüyen (ikiye katlanma süresi: 15-20 saat; kültür 2-6 hafta sürer).
- Karmaşık hücre duvarı: Mikolik asitler açısından zengindir (dezenfektanlara, antibiyotiklere ve konak bağışıklık tepkilerine karşı direnç sağlar).
Patogenez ve Bulaşma:
- Bulaşma: Havadaki damlacıklar (aktif akciğer tüberkülozu olan bireylerin öksürmesi/hapşırması).
- Birincil Enfeksiyon:
- Alveolar makrofajlar tarafından fagosite edilen inhale basiller → hayatta kalır ve çoğalır → granülom oluşumunu tetikler (tüberkül).
- Gizli TB Enfeksiyonu (LTBI): Bağışıklık sistemi tarafından kontrol edilir (belirti yok; bulaşıcı değildir).
- Aktif TB: Bağışıklık baskılanmasına bağlı reaktivasyon (örn. HIV, diyabet, steroidler).
Klinik Önem:
Akciğer TB:
- Belirtiler: Kronik öksürük (>3 hafta), hemoptizi, kilo kaybı, gece terlemeleri, ateş.
- Komplikasyonlar: Kaviter lezyonlar, fibroz, solunum yetmezliği.
Ekstrapulmoner TB (%15-20 vaka):
- Lenf düğümleri (skrofula), plevra, MSS (menenjit), kemikler (Pott hastalığı), genitoüriner sistem.
İlaç Direnci:
- MDR-TB: ≥ rifampisin ve izoniazide direnç.
- XDR-TB: MDR + florokinolonlara ve ≥1 enjekte edilebilir ajana (örn. amikasin) direnç.
Tanı:
Mikrobiyolojik:
- Balgam yayma mikroskobu (asit-hızlı basil tespiti).
- Kültür (altın standart; Löwenstein-Jensen veya MGIT sıvı ortamı).
- Moleküler testler: GeneXpert MTB/RIF (2 saat içinde M. tuberculosis ve rifampisin direncini tespit eder).
İmmünolojik:
- LTBI taraması için Tüberkülin deri testi (TST) veya İnterferon-gama salınım testleri (IGRA’lar).
Tedavi:
- Aktif TB:
- Birinci basamak rejim: 6 aylık RIPE tedavisi:
- Rifampisin, Isoniazid, Pyrazinamid, Etambutol (yoğun faz: 2 ay; devam fazı: 4 ay).
- Uyum: Direnci önlemek için Doğrudan Gözlemlenen Terapi (DOT) önerilir.
- Gizli TB:
- İzoniazid monoterapisi (9 ay) veya rifapentin + izoniazid (3 ay).
- İlaç dirençli TB:
- İkinci basamak ilaçlarla (örn. bedakilin, linezolid) uzun süreli rejimler (18-24 ay).
Önleme:
BCG Aşısı:
- Şiddetli pediatrik TB (menenjit/miliar TB) riskini azaltır.
- Yetişkinlerde pulmoner TB’ye karşı sınırlı etkililik.
Enfeksiyon Kontrolü:
- Bulaşıcı hastaların izolasyonu, UV hava dezenfeksiyonu, N95 solunum cihazları.
Halk Sağlığı:
- Yüksek riskli gruplarda temas takibi, LTBI taraması/tedavisi.
Küresel Yük:
- 2022’de küresel çapta 10,6 milyon yeni vaka (WHO).
- Yıllık 1,3 milyon ölüm (COVID-19’dan sonra ikinci önde gelen bulaşıcı katil).
Çıkarım: Mycobacterium tuberculosis karmaşık biyolojisi, ilaç direnci ve HIV ile sinerjisi nedeniyle önemli bir küresel sağlık tehdidi olmaya devam ediyor. Erken tanı, tedaviye uyum ve hedefli aşılama (endemik bölgelerde BCG) kontrol için kritik öneme sahiptir. İlaç dirençli suşlar, yeni tedavi yöntemlerine ve aşılara olan ihtiyacı vurgulamaktadır.
Keşif
Tarihsel Bağlam ve İlk Kanıtlar
Tüberküloz, tarihsel olarak “tüketim” ve “tüberküloz” gibi isimlerle bilinir ve binlerce yıldır insanları etkilemektedir. Araştırmalar, Doğu Akdeniz’deki Neolitik bir yerleşim yeri olan Atlit Yam’da bulunan 9.000 yıl öncesine dayanan insan kalıntılarında TB’ye dair kanıtlar olduğunu gösteriyor (Tüberkülozun Tarihi). Tüberkülozun Tarihi‘de alıntılananlar gibi daha önceki çalışmalar, TB’nin kökeninin 3 milyon yıl öncesine dayanabileceğini ve moleküler genetiğin insan TB’sinin sığır TB’sinden önce geldiğini göstererek hayvan kökenlerine dair daha önceki teorileri çürüttüğünü öne sürüyor. Bu bulgular, keşif zaman çizelgesinin bir parçası olmasa da TB’nin eski varlığını vurgulayarak daha sonraki bilimsel çalışmalar için bağlam sağlıyor.
19. Yüzyıl Önemli Olayları: Temel Atma
19. yüzyılda, patoloji ve mikrobiyolojideki ilerlemelerle yönlendirilen TB’yi anlamada önemli adımlar atıldı. 1819’da Fransız bir doktor olan Théophile Laennec, konsolidasyon, plörezi ve akciğer kavitasyonu gibi TB’nin patognomonik belirtilerini tanımladı (Tüberkülozun tarihi: ilk tarihsel kayıtlardan Koch basilinin izolasyonuna). “Miliyer” ve “kazeöz” tüberküllerin açıklamalarında ayrıntılı olarak açıklanan çalışması, TB patolojisinin anlaşılmasını ilerletti, ancak henüz nedensel etkeni tanımlamadı. Bu, mikrobiyal araştırma için sahneyi hazırlayarak belirli bir hastalık sürecine odaklanmayı sağladığı için kritik bir adımdı.
1865: Bulaşabilirliğin Gösterilmesi
1865 yılında Fransız askeri doktor Jean-Antoine Villemin, TB’nin insanlardan sığırlara ve tavşanlara bulaşabileceğini gösterdiğinde önemli bir dönüm noktası yaşandı (Global TB Center). Bu deney, yüzyıllardır var olan kendiliğinden oluşum inancını ortadan kaldırdı ve bunun yerine TB’ye belirli bir mikroorganizmanın neden olduğunu öne sürdü. Tüberkülozun tarihi adlı kitabında belirtildiği gibi, yaptığı çalışma devrim niteliğindeydi, bulaşıcı bir etken için kanıt sağladı ve Koch’un daha sonraki tanımlamasının önünü açtı.
1882: Mycobacterium tuberculosis‘in tanımlanması
Mycobacterium tuberculosis‘in keşfi, Robert Koch’un bulgularını Berlin Fizyoloji Derneği’nde (Dünya Tüberküloz Günü Tarihi) açıkladığı 24 Mart 1882’de gerçekleşti. Koch, bir boyama tekniği kullanarak bakteriyi görselleştirerek tüberkülozun kalıtsal faktörlerden değil, belirli bir mikroptan kaynaklandığını kanıtladı. Tüberkülozun tarihi ayrıntılı olarak açıklanan bu dönüm noktası, Koch’un varsayımlarıyla uyumlu olması ve ona 1905’te Nobel Ödülü kazandırması bakımından önemliydi, ancak bu 1900 öncesi kapsamın ötesindeydi. Bu keşif, tüberkülozun gizemli bir rahatsızlıktan tedavi edilebilir bir bulaşıcı hastalığa dönüşmesini sağlayan resmi tanımlamayı oluşturdu.
İleri Okuma
- Koch, R. (1882). Die Ätiologie der Tuberculose. Berliner klinische Wochenschrift, 19(15), 221–230.
- Koch, R. (1884). Die Ätiologie der Tuberculose. Mittheilungen aus dem Kaiserlichen Gesundheitsamte, 2, 1–88.
- Sakula, A. (1982). Robert Koch: Centenary of the Discovery of the Tubercle Bacillus, 1882. Thorax, 37(4), 246–251.
- Brock, T. D. (1988). Robert Koch: A Life in Medicine and Bacteriology. *Science Tech Publishers.*
- Kaufmann, S. H. E., & Schaible, U. E. (2005). 100th Anniversary of Robert Koch’s Nobel Prize for the Discovery of the Tubercle Bacillus. Trends in Microbiology, 13(10), 469–475.
- Herzog, H. (1998). History of Tuberculosis. Respiration, 65(1), 5–15.