Brezilya Popo Dikleştirme (BBL), hastanın vücudundan liposuction ile alınan yağ dokusunun kalça ve popo bölgesine yeniden enjekte edilerek daha dolgun, şekilli bir gluteal kontur oluşturmayı hedefleyen bir estetik cerrahi prosedürdür. Bu iki aşamalı işlemde önce karın, bel, kalça çevresi veya uyluk gibi bölgelerden liposuction ile yağ alınır, ardından saflaştırılan yağ kalça kasının üzerindeki ciltaltı dokusuna çoklu bölgelerden enjekte edilerek hacim kazandırılır. ASPS (Amerikan Plastik Cerrahlar Derneği) verilerine göre 2015–2019 yılları arasında BBL sayısı ABD’de 14.705’ten 28.076’ya yükselmiş, 2020’de 21.823’e ulaşmıştır. Uluslararası raporlara göre 2015 sonrası dünyada BBL uygulama sayısı %77,6 artmış ve bu işlem “dünyanın en hızlı büyüyen kozmetik prosedürü” olmuştur.

Cerrahi Süreç ve Teknikler

BBL ameliyatı genel anestezi veya sedasyon altında gerçekleştirilir. İşlem adımları tipik olarak şunlardır:

  • Hazırlık ve İşaretleme: Cerrah, yağ alınacak bölgeleri (karın, kalça yanları, uyluklar vb.) ve yağın enjekte edileceği kalça bölgelerini işaret eder.
  • Liposuction: Tumescent (şişirme) sıvısı enjekte edildikten sonra ince kanüllerle yağ emilerek çıkarılır. Bu sırada liposuction yapılan bölgeler daha ince bir kontur kazanır.
  • Yağın Hazırlanması: Elde edilen yağ, doku sıvısından ayrıştırılır (örneğin santrifüj edilerek) ve gerekli steril işlemlerle saflaştırılır. Bu yağ grefti, canlı yağ hücreleri içerir.
  • Yağ Enjeksiyonu: Kalça bölgesine kısa, kör ucu yuvarlak kanüllerle çoklu küçük miktarlarda yağ enjekte edilir. Çoğu cerrah, yağın geniş bir alana homojen dağılması için 360° yöntemini veya ‘gluteal kodlar’ gibi sistematik stratejileri kullanır. Enjeksiyonlarda mutlaka cilt-altı (subkutan) düzeyde kalınması sağlanır; kas içine yağ konulması kalıcı damarsal yaralanmalara ve yağ embolisi riskine yol açar. Bu nedenle güvenlik kılavuzları, yağın sadece derialtı dokusuna verilmesini önerir. Ayrıca, kadavra çalışmaları uygun enjeksiyon açısı konusunda uyarılar getirmiştir: Örneğin 30°’lik görece sığ bir açıyla yağ enjekte edilmesinin (45°’ye kıyasla) gluteal damarları hasardan koruduğu gösterilmiştir.

Avantajlar: BBL’nin başlıca avantajı tamamen hastanın kendi vücudundan alınan yağın kullanılmasıdır. Yani implant gibi yabancı madde içermez; bu nedenle doku uyumu daha iyidir ve doğal bir his sağlanır. İlave olarak, liposuction ile yağ alınan diğer bölgelerde (örn. bel, karın, uyluk içi) da incelme gerçekleşir, bu sayede vücut hatlarında genel bir şekillenme sağlanır. Araştırmalar, gluteal bölgenin yağ greftlemesiyle yapılan estetiğin ortalama %97,1 hasta memnuniyeti ve nispeten düşük komplikasyon oranlarına sahip olduğunu göstermektedir. Yağ transferi sayesinde popoda daha yumuşak, hareketli ve simetrik bir görünüm elde edilir; kötü kokulu, sert kapsüllü implant riskinden kaçınılmış olunur.

Dezavantajlar: BBL bazı açıdan sınırlamalara sahiptir. İşlem için yeterli donör yağ bulunması gerekir; çok zayıf kişiler aday olmayabilir. Enjeksiyon sonrasında vücudun bir kısmı yağı emdiği için sonuçlar tam olarak kalıcı olmayabilir. Örneğin uzmanlar, enjekte edilen yağın yaklaşık %20–40 oranında bir kısmının vücut tarafından emildiğini bildirmiştir. Bu durumda hacim azalacağı için bazen işlemin tekrarlanması gerekebilir. Ayrıca ameliyat sonrası iyileşme süreci uzun ve sıkıdır: Hasta kalçasına baskı uygulamadan, ayakta durarak veya yüzüstü yatarak iyileşmek zorundadır. Örneğin ilk 2 hafta direkt oturmamak, ilk 8 hafta özel minder kullanmak gerekir. İlk günler morluk, şişlik ve ağrı olabilir. Tam iyileşme genellikle 2–3 ay sürer. Sonuçların kalıcılığı sınırlıdır; etkiler doğru bakım ve kilo kontrolüyle yıllarca sürebilir, ancak vücut değiştikçe yeniden işlem gerekebilir.

Riskler ve Komplikasyonlar: BBL’nin en ciddi riski yağ embolisidir. Yağın damar yoluyla akciğerlere gitmesi (pulmoner yağ embolisi) ölümü bile beraberinde getirebilir. Plastik cerrahi kuruluşları, BBL’nin diğer estetik operasyonlara göre en yüksek mortalite oranına sahip olduğunu vurgulamış, ölümlerin sıklığının 1/3000’e kadar çıkabildiğini bildirmiştir. Örneğin Güney Florida deneyiminde 2010–2022 arasında BBL’ye bağlı 25 ölüm vakası kaydedilmiştir. BBL sırasında hayatını kaybeden tüm hastalarda yapılan otopsilerde yağın mutlaka gluteal kas dokusu içinde olduğu ve hiçbir ölüm vakasında yağın yalnızca cilt altı katmanda kaldığı saptanmıştır. Bu nedenle uluslararası güvenlik rehberleri yağın kesinlikle kas içine enjekte edilmemesini, sadece yağın kas üzerindeki bağ dokusuna verilmesini öngörür. Florida ve diğer bazı yerlerde BBL için acil kurallar çıkarılmış; örneğin Florida’da her operasyonda ultrasonla kanül ucu takibi, günde en fazla üç BBL limiti gibi önlemler alınmıştır.

Bunların dışında genel cerrahi riskler de vardır: enfeksiyon, hematom/seroma oluşumu, yara iyileşme problemleri, anestezi komplikasyonları, sinir hasarı gibi. Doğru teknik ve sterilizasyonla bu riskler azalır, ancak tamamen ortadan kalkmaz. Deneyimsiz cerrahlar veya yasadışı kliniklerde BBL uygulaması yapanlar çevresinde kötü sonuçlar rapor edilmiştir. Tüm bu nedenlerle, dernekler BBL adayı hastaların eğitimli, board sertifikalı plastik cerrahlar tarafından ameliyat edilmelerini önemle önermektedir.

İyileşme Süreci ve Kalıcılığı

BBL ameliyatı sonrası iyileşme dönemi uzundur ve sıkı takip gerektirir. İlk birkaç gün ağrı, şişlik ve morluk sık görülür. Ağrı genellikle ilk hafta kontrol altına alınır. Operasyon bölgesindeki yağ alma kesileri çok küçük olsa da (2–3 mm), hasta dikkatli oturmalı ve dizüstü pozisyonda dinlenmelidir. Hastanın en az 2 hafta boyunca poposuna doğrudan oturmaması; yalnızca yüzüstü veya yan yatırak uyuması önerilir. İkinci hafta içinde kompakt elastik korse giyilir ve gerektiğinde dren kullanılabilir. Üçüncü aydan itibaren hasta normale dönebilir; çoğu zaman 2–3 ay içinde tam iyileşme tamamlanır. İşe dönüş süresi çoğunlukla 1–2 haftadır.

Sonuçların kalıcılığı sınırlıdır. Yarı-kalıcı olarak tanımlanan BBL etkisi, hastanın kilo kontrolüne bağlı olarak yıllarca sürebilir; ancak vücut zamanla değiştikçe tekrar operasyon gerekebilir. Özetle, başarılı bir BBL sonuçları uzun vadeli olabilse de tamamen ömür boyu kalıcı sayılmaz; hasta genellikle yaşam boyu vücut ağırlığını sabit tutmalı ve bazen dokunun hacmini korumak için ilave seanslar planlamalıdır.

Estetik Trendler, Sosyokültürel ve Medya Etkileri

Brezilya Popo Dikleştirme son 10–15 yılda sosyal medya ve ünlü etkisiyle bir estetik moda akımı hâline gelmiştir. ISAPS verilerine göre 2015’ten bu yana BBL uygulamaları dünya çapında %77,6 artmış ve BBL “en hızlı büyüyen kozmetik prosedür” olarak gösterilmiştir. TikTok ve Instagram gibi platformlarda #BBL etiketi milyarlarca kez görüntülenmiştir. Sosyal medyada, büyük kalçalı “BBL silueti” hızla çoğalmış; genç kadınlar arasında bu estetik modeli ideal hale getiren paylaşımlar öne çıkmıştır.

Bu trendde ünlülerin rolü büyüktür. Kim Kardashian, Jennifer Lopez, Nicki Minaj gibi isimlerin dolgun popoları defalarca magazin ve sosyal medyada yer almıştır. Özellikle Kim Kardashian’ın vücudundaki kalça hacminin yağ greftinden olduğunu kanıtlayan röntgen görüntüleri yayımlanmış, bu durum medyada “BBL mi yaptırdı?” sorularını artırmıştır. Popüler kültürde büyük kalçalar eskiden daha çok Siyahi ve Latin Amerikalı kültürlerde övülürken, son yıllarda beyaz ünlüler tarafından da benimsenerek yaygınlaşmıştır. Bazı sosyal yorumcular, medyanın başlangıçta eleştirdiği bu vücut tipini sadece finansal kazanç nedeniyle “kutlamaya” başladığını vurgulamıştır. Psychology Today de BBL’nin “aslen Siyahi ve Latinx kadınların güzellik standardını kutladığını ve ticarileştirdiğini” belirtmektedir.


Keşif

Brezilya popo kaldırma (BBL), kalçalara karın, uyluk gibi bölgelerden liposuction ile alınan yağın enjekte edilerek dolgunluk ve şekil kazandırılması yöntemidir. Bu adlandırma, aslen 1960’larda bu yaklaşımın temelini atan Brezilyalı cerrah Ivo Pitanguy’ye atıfla ortaya çıkmıştır. Gerçekten de Pitanguy, 1960’da Brezilya’da ilk plastik cerrahi eğitim merkezini kurmuş, burada gluteal bölge estetiği konusunda öncü çalışmalar yapmış ve geliştirilen teknikleri dünyanın dört bir yanındaki cerrahlara öğretmiştir. Bu gelişmelerin ardından “Brazilian butt lift” ifadesi, Pitanguy’nin adıyla özdeşleşmiş ve popülerleşmiştir.

Geçmişe bakıldığında, yağ greftleme fikri çok daha eskiye uzanır. Örneğin 1920’lerde, farklı vücut bölgelerine yağ nakliyle ilgili çalışmalar yapılmıştır. Yapılan bu ilk deneylerde, vücudun başka bir bölgesinden alınan yağ dokusunun meme veya benzeri bölgelere nakledilmesinin uzun vadeli sonuçları gözlemlenmiş; fakat o dönemin teknoloji ve cerrahi anlayışı henüz yeterince gelişmediği için sonuçlar sınırlı kalmıştır.

1960’lar, modern popo estetiği açısından bir dönüm noktasıdır. Brezilyalı cerrah Ivo Pitanguy bu dönemde kalçalardaki sarkmayı düzeltmeye yönelik ilk cerrahi teknikleri tanımlamıştır. Örneğin, Pitanguy 1964 yılında yayımladığı makalede kalçalardan fazla deri ve dokunun çıkarılmasını öngören bir “popo kaldırma” (gluteal lift) tekniği tarif etmiştir. Bu yaklaşım kalçaları sıkılaştırmakla birlikte hacim artırmamaktaydı. Pitanguy ayrıca 1971 ve 1984 yıllarında gluteal estetik cerrahi üzerine daha fazla çalışma yayınlamıştır. Bu çalışmalar, sonraki yıllarda yağ enjeksiyonu temelli tekniklerin geliştirilmesi için altyapı oluşturmuştur.

1970’lerde silikon implantların modası başlamış, dolayısıyla kalça büyütme uygulamaları da ilk kez cerrahi literatüre girmiştir. 1969’da R.J. Bartels, bir hastanın kalçasındaki hacim eksikliğini gidermek için meme implantı kullanarak ilk deneyleri gerçekleştirmiş; devamında 1973’te Cocke ve Ricketson tamamen kozmetik amaçlı ilk kalça implant operasyonlarını belgelemiştir. Ancak bu erken implant uygulamaları, meme implantlarıyla benzer malzemeler kullandıkları için genel olarak yumuşak doku uyumsuzluğu ve şekil sorunu nedeniyle pek popülerleşmemiştir. 1970’lerin sonuna doğru Argentinli cerrah José Robles, implantı kas tabakaları arasına yerleştiren yeni bir teknik geliştirmiş, böylece komplikasyonlar azalmış ancak bu yöntem de nadir uygulanmaya devam etmiştir. Öte yandan Pitanguy ve diğer cerrahlar, yağ greftlemesi teknikleri üzerine çalışmalarını sürdürerek doğal görünümlü sonuçlar peşinde koşmuştur.

1980’ler ve 1990’lar, BBL’nin esasen kök salmaya başladığı dönemlerdir. Bu yıllarda liposuction tekniği vücut şekillendirme alanında çığır açmıştır. Cerrahlar liposuction ile elde ettikleri yağları işleyip yeniden vücudun başka bölgelerine vermeyi araştırmaya başlamıştır. 1990’larda New York’lu Dr. Sydney Coleman, yağ ekstraksiyonu ve enjeksi işlemlerini standardize eden makaleleri yayımlayarak yağ greftleme yöntemlerinin güvenilirliğini artırmıştır. Bu sayede, kalçalara yağ enjeksiyonu daha yaygın hale gelmiş ve “modern BBL” kavramı şekillenmeye başlamıştır. Gerçekten, yağ greftlemesi yöntemi 1980’lerden itibaren giderek yaygınlaşmış; Pitanguy 1971 ve 1984’te gluteal cerrahi alanında araştırma yayımlamış, 1985 sonrasında başka cerrahlar da yağ greftleme tekniklerini kullanmaya başlamıştır. Klinik deneyimlerin artmasıyla yağ transfer yöntemleri iyileşmiş, cerrahlar kalçaya daha fazla hacim kazandırma konusunda tecrübe edinmiştir.

1990’lardan sonra BBL tekniği olgunlaşmış ve bütün dünyaya yayılmaya başlamıştır. Bu dönemde yağ greftleme prosedürü “Brazilian butt lift” adıyla anılmaya başlamış; Pitanguy ve meslektaşlarının geliştirdiği yöntemler cerrahlara aktarılmıştır. Ancak 1990’lar boyunca BBL hâlâ nispeten sınırlı sayıda uygulanıyordu. 2000 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri’nde bile ASPS (Amerikan Plastik Cerrahlar Derneği) bu konuda istatistik tutmamış, işlem ender sayılarda yapılmıştır.

2000’li yılların başından itibaren BBL’yi popülerleştiren en önemli faktörlerden biri, medya ve ünlüler olmuştur. Özellikle 2010’lardan sonra Jennifer Lopez, Nicki Minaj, Kim Kardashian gibi kadın ünlülerin büyük kalçalar estetiğine dikkat çekmesi, bu trendin tüm dünyada patlama yapmasına neden oldu. Sosyal medya ve popüler kültür, “daha dolgun kalça” idealini kitlelere yayarken, birçok kişi bu görünümü elde etmek için BBL’i tercih etmiştir. Washington Post’un belirttiği gibi, Pitanguy’nin ortaya koyduğu kalça estetiği yaklaşımı Batı kültürüne “ültimaktif bir kalça şekli” olarak benimsetilmiş, estetik sektörü bu yeni beklenti doğrultusunda şekillenmiştir.

Günümüzde BBL, estetik cerrahide en hızlı büyüyen işlemlerden biri haline gelmiştir. ASPS verilerine göre, 2005’te ABD’de sadece 500 civarında BBL işlemi yapılırken, bu sayı 2020’de 20.000’e ulaşarak işlemi 2020 yılında en popüler beşinci kozmetik cerrahi girişim haline getirmiştir. Uluslararası dernek ISAPS de 2015-2020 döneminde BBL uygulamalarında %77,6 oranında bir artış olduğunu rapor etmiş ve BBL’i “dünyanın en hızlı büyüyen estetik ameliyatı” olarak nitelendirmiştir. Kısacası, Brezilya popo kaldırma tekniği kuruluşundan bu yana sürekli evrilmiş, 21. yüzyılın ortalarına gelindiğinde küresel ölçekte büyük bir fenomene dönüşmüştür.



İleri Okuma

  1. Pitanguy, I. (1964). Surgical treatment of gluteal ptosis. Plastic and Reconstructive Surgery, 34(4), 472–478.
  2. Pitanguy, I. (1971). Surgical correction of body contour. Clinics in Plastic Surgery, 2(3), 401–415.
  3. Bartels, R. J., O’Malley, J. E., Douglas, W. M. (1969). Silicone augmentation of buttocks. Southern Medical Journal, 62(5), 479–481.
  4. Cocke, W. M., & Ricketson, G. (1973). Gluteal augmentation. Plastic and Reconstructive Surgery, 52(6), 677–681.
  5. Robles, J. M., Tagliapietra, J. L., Grandi, M. A. (1984). Gluteoplasty: A new technique with intramuscular implants. Aesthetic Plastic Surgery, 8(1), 19–26.
  6. Coleman, S. R. (1995). Long-term survival of fat transplants: Controlled demonstrations. Aesthetic Plastic Surgery, 19(5), 421–425.
  7. Cárdenas-Camarena, L., & Paillet, J. C. (2000). Gluteal augmentation with autologous fat tissue: 16 years of experience with 2,250 patients. Plastic and Reconstructive Surgery, 104(6), 1842–1851.
  8. Mofid, M. M., Teitelbaum, S., Suissa, D., Ramirez-Montañana, A., & Cárdenas-Camarena, L. (2017). Report on mortality from gluteal fat grafting: Recommendations from the ASERF task force. Aesthetic Surgery Journal, 37(7), 796–806.
  9. Cárdenas-Camarena, L., Bayter, J. E., Aguirre-Serrano, H., Cuenca-Pardo, J. (2018). Death from gluteal lipoinjection: An international multicenter study of 32 cases. Aesthetic Surgery Journal, 38(7), 861–869.
  10. Mofid, M. M., Ver Halen, J., Suissa, D., Ramirez-Montañana, A., & Cárdenas-Camarena, L. (2020). Practice advisory on gluteal fat grafting: Safety recommendations from the ASERF task force. Aesthetic Surgery Journal, 40(2), 132–146.