“Dislipidemi” terimi Yunanca kötü veya zor anlamına gelen “dys-“, yağ anlamına gelen “lipos” ve kandaki bir duruma atıfta bulunan “-emia” köklerinden türemiştir ve toplu olarak kandaki anormal veya düzensiz lipit seviyesini gösterir.
Dislipidemi, yüksek toplam kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterol ve trigliseritler veya düşük yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) kolesterol ile karakterize edilen bir dizi lipit metabolizması bozukluğunu kapsayan, kanda anormal düzeyde lipitlerin varlığını ifade eder. Bu durum, lipid birikiminin arter duvarlarında plak oluşumuna yol açtığı ateroskleroz sürecine katkıda bulunarak, koroner arter hastalığı, felç ve periferik damar hastalığı dahil olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar (CVD) için önemli bir risk faktörüdür.

Etiyoloji ve Sınıflandırma
Birincil Dislipidemi: Bu dislipidemi kategorisi öncelikle genetik yatkınlıklardan kaynaklanır ve lipid metabolizmasını doğrudan etkileyen mutasyonlar veya genetik varyasyonlarla karakterize edilir. Bu sınıflandırma kapsamındaki durumların örnekleri arasında otozomal dominant bir şekilde kalıtsal olan ve sırasıyla yüksek LDL kolesterol veya trigliserit seviyelerine yol açan ailesel hiperkolesterolemi (FH) ve ailesel hipertrigliseridemi yer alır.
İkincil Dislipidemi: Birincil dislipidemiden farklı olarak ikincil dislipidemi, diğer dış faktörlerin veya hastalıkların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Kötü beslenme, fiziksel aktivite eksikliği ve aşırı alkol tüketimi gibi yaşam tarzı seçimlerinin yanı sıra diyabet, obezite ve hipotiroidizm gibi durumlar, lipit metabolizmasının düzensizliğine önemli ölçüde katkıda bulunarak kan lipit seviyelerinin değişmesine neden olur.
Patofizyoloji
Dislipideminin altında yatan patofizyolojik mekanizmalar, lipit taşınması ve metabolizmasının karmaşık bir etkileşimini içerir. Ateroskleroz gelişiminin merkezinde şunlar vardır:
LDL Kolesterol (Düşük Yoğunluklu Lipoprotein): Çoğunlukla “kötü” kolesterol olarak adlandırılan LDL, aterosklerozun patogenezinde çok önemli bir rol oynar. Yüksek LDL kolesterol seviyeleri, arter duvarında birikmesine yol açarak aterosklerotik plak oluşumunu başlatır ve yayar.
HDL Kolesterol (Yüksek Yoğunluklu Lipoprotein): HDL, kalp ve damar sağlığını koruyucu rolünden dolayı “iyi” kolesterol olarak bilinir. HDL, kolesterolün periferik dokulardan atılım için karaciğere geri taşınmasını kolaylaştırır, böylece plak oluşumu riskini azaltır.
Trigliseritler: Yüksek trigliserit seviyeleri, artan ateroskleroz ve pankreatit riski ile ilişkilidir. Trigliseritlerin ateroskleroza katkıda bulunduğu mekanizma, arter duvarına nüfuz edebilen kalıntı parçacıkların üretimini içerir.
Belirtiler ve Tanı
Dislipidemi, erken evrelerinde ağırlıklı olarak asemptomatiktir ve sıklıkla rutin lipit paneli taramaları sırasında tesadüfen tespit edilir. Daha ciddi vakalarda, özellikle aşırı hipertrigliseridemisi olan kişilerde ksantomlar (deri altında yağlı maddelerin birikmesi) ve pankreatit gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir.
Tedavi ve Yönetim
Dislipideminin yönetimi aşağıdaki yollarla kardiyovasküler riski azaltmaya odaklanır:
- Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Doymuş ve trans yağ alımını azaltmaya yönelik diyet ayarlamaları, düzenli fiziksel aktivite ve kilo yönetimi, dislipideminin yönetilmesinde temel adımlardır.
- Farmakoterapi: Statinler, LDL kolesterolü etkili bir şekilde düşüren farmakolojik müdahalenin temel taşıdır. Fibratlar, niasin ve omega-3 yağ asidi takviyeleri gibi diğer ilaçlar, lipid metabolizmasının farklı yönlerini hedef alır ve bireysel hasta profillerine göre kullanılır.
Komplikasyonlar
Kontrol edilmeyen dislipidemi, koroner arter hastalığı, kalp krizi ve felç gibi kardiyovasküler hastalık riskini önemli ölçüde artırır. Şiddetli hipertrigliseridemi, acil müdahale gerektiren ciddi bir tıbbi durum olan akut pankreatiti hızlandırabilir.

Tarihsel Bağlam ve Gelişmeler
Nikolai N. Anitschkow ve S. Chalatow: 20. yüzyılın başlarında, özellikle 1913 civarında, Anitschkow ve meslektaşı Chalatow, Rusya’da tavşanlar üzerinde deneyler yaparak, kolesterolle beslenmenin insanlarda görülenlere benzer aterosklerotik değişikliklerin gelişmesine yol açtığını gösterdi. Bu çalışma, kolesterol ve ateroskleroz arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu öne sürerek, dislipideminin kardiyovasküler hastalıktaki rolünü anlamanın temelini oluşturması açısından temel oluşturdu.
John Gofman ve meslektaşları: 1940’larda ve 1950’lerde Gofman ve ekibi lipoprotein araştırmalarında öncüydü. Kandaki farklı lipoprotein fraksiyonlarını ayırmak ve karakterize etmek için ultrasantrifüjlemeyi kullandılar; bunların lipit taşınmasındaki değişen rollerini ve kalp hastalığı riskiyle ilişkilerini belirlediler. Bu çalışma, lipoproteinlerin ve bunların ateroskleroz ile ilişkisinin anlaşılmasında çok önemliydi ve dislipideminin kavramsallaştırılmasında önemli bir ilerlemeye işaret ediyordu.
Ancel Keys: Ancel Keys, 1950’lerde başlatılan Yedi Ülke Araştırması aracılığıyla diyetteki yağlar, kan kolesterol düzeyleri ve kalp hastalığı riski arasındaki bağlantının anlaşılmasının ilerletilmesinde etkili oldu. Çalışması, kan lipit düzeylerini yönetmede diyetin önemini vurguladı ve dislipideminin kardiyovasküler hastalık için önemli bir risk faktörü olarak tanımlanmasına katkıda bulundu.
Çağdaş Anlayış
Çok çeşitli lipit anormalliklerini kapsayan modern dislipidemi kavramı, bu ilk çalışmalardan bu yana önemli ölçüde gelişmiştir. Artık LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) kolesterol, HDL (yüksek yoğunluklu lipoprotein) kolesterol, trigliseritler ve diğer lipoproteinlerin ateroskleroz ve kardiyovasküler hastalığın gelişimindeki rollerinin ayrıntılı bir şekilde anlaşılmasını içermektedir. Bu, biyokimyasal analizler, genetik çalışmalar ve büyük ölçekli epidemiyolojik araştırmalardaki ilerlemelerle kolaylaştırılmıştır.
Michael S. Brown ve Joseph L. Goldstein: 1985’te Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü alan Brown ve Goldstein’ın kolesterol metabolizmasının düzenlenmesi ve LDL reseptörlerini etkileyen genetik faktörler üzerine çığır açan çalışması, hiperkolesterolemi ve dislipideminin patofizyolojisi hakkında kritik bilgiler sağladı.
Helen H. Hobbs: Dallas Kalp Çalışması ve diğer araştırmalar üzerindeki çalışmaları sayesinde Hobbs, PCSK9’un kolesterol seviyelerinin temel düzenleyicisi olarak tanımlanması da dahil olmak üzere, kolesterol ve lipit metabolizmasını etkileyen genetik varyasyonların anlaşılmasını önemli ölçüde ilerletti.
İskandinav Simvastatin Hayatta Kalma Çalışması (4S): 1994 yılında yayınlanan bu dönüm noktası niteliğindeki çalışma, statin tedavisiyle LDL kolesterolü düşürmenin, koroner kalp hastalığı ve yüksek kolesterolü olan hastalarda koroner kalp hastalığı mortalite ve morbidite riskini önemli ölçüde azaltabileceğini gösteren ilk çalışmalar arasında yer aldı. seviyeleri.
Kolesterol Tedavisi Araştırmacılarının (CTT) İşbirlikçileri: CTT meta-analizleri, geniş bir hasta popülasyonu yelpazesinde statin tedavisiyle LDL kolesterolün azaltılmasının faydalarını destekleyen güçlü kanıtlar sunmuş ve kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde LDL-C azalmasının rolünü daha da sağlamlaştırmıştır.
Daniel J. Rader: Rader’in araştırması, HDL metabolizmasının mekanizmalarına ve bunun aterosklerozdaki rolüne odaklanmış olup, HDL fonksiyonunun arttırılması ve kardiyovasküler riskin azaltılmasına yönelik potansiyel terapötik hedeflere ilişkin içgörüler sağlamıştır.
Bu kişiler ve çalışmalar, geniş kapsamlı araştırmaların yalnızca bir kısmını temsil etmekte ve yıllar boyunca dislipidemi alanına katkıda bulunan birçok kişiyi temsil etmektedir. Dislipideminin yönetimi, PCSK9 inhibitörleri dahil yeni terapötik hedeflere ve kişiselleştirilmiş tıp stratejilerine yönelik devam eden araştırmalarla gelişmeye devam ediyor.
Kaynak
- Genest, J., McPherson, R., Frohlich, J., et al. (2009). “2012 Canadian Cardiovascular Society/Canadian guidelines for the diagnosis and treatment of dyslipidemia and prevention of cardiovascular disease in the adult – 2012 update.” Canadian Journal of Cardiology, 28(2), 125-136.
- Hegele, R. A., Ginsberg, H. N., Chapman, M. J., et al. (2014). “The Polygenic Nature of Hypertriglyceridemia: Implications for Definition, Diagnosis, and Management.” Lancet Diabetes Endocrinology, 2(5), 655-666.
- Goldstein, J. L., & Brown, M. S. (2009). The LDL receptor. Arteriosclerosis, Thrombosis, and Vascular Biology, 29(4), 431-438.
- Nordestgaard, B. G., Chapman, M. J., Humphries, S. E., Ginsberg, H. N., Masana, L., Descamps, O. S., Wiklund, O., Hegele, R. A., Raal, F. J., Defesche, J. C., Wiegman, A., Santos, R. D., Watts, G. F., Parhofer, K. G., Hovingh, G. K., Kovanen, P. T., Boileau, C., Averna, M., Borén, J., Bruckert, E., Catapano, A. L., Kuivenhoven, J. A., Pajukanta, P., Ray, K., Stalenhoef, A. F. H., Stroes, E., Taskinen, M-R., Tybjærg-Hansen, A. (2013). Familial hypercholesterolemia is underdiagnosed and undertreated in the general population: guidance for clinicians to prevent coronary heart disease. European Heart Journal, 34(45), 3478-3490a.
- Ginsberg, H. N. (2008). Insulin resistance and cardiovascular disease. Journal of Clinical Investigation, 118(7), 2369-2373.
- Stone, N. J., Robinson, J. G., Lichtenstein, A. H., Bairey Merz, C. N., Blum, C. B., Eckel, R. H., Goldberg, A. C., Gordon, D., Levy, D., Lloyd-Jones, D. M., McBride, P., Schwartz, J. S., Shero, S. T., Smith, S. C., Watson, K., Wilson, P. W. (2014). 2013 ACC/AHA guideline on the treatment of blood cholesterol to reduce atherosclerotic cardiovascular risk in adults: a report of the American College of Cardiology/American Heart Association Task Force on Practice Guidelines. Journal of the American College of Cardiology, 63(25_PA).
- Hegele, R. A., Ginsberg, H. N., Chapman, M. J., Nordestgaard, B. G., Kuivenhoven, J. A., Averna, M., Borén, J., Bruckert, E., Catapano, A. L., Descamps, O. S., Hovingh, G. K., Humphries, S. E., Kovanen, P. T., Masana, L., Pajukanta, P., Parhofer, K. G., Raal, F. J., Ray, K. K., Santos, R. D., Stalenhoef, A. F. H., Stroes, E., Taskinen, M-R., Tybjærg-Hansen, A., Watts, G. F., Wiklund, O. (2014). The polygenic nature of hypertriglyceridaemia: implications for definition, diagnosis, and management. The Lancet Diabetes & Endocrinology, 2(8), 655-666.
- Brown, M.S., & Goldstein, J.L. (1986). “A receptor-mediated pathway for cholesterol homeostasis.” Science, 232(4746), 34-47.
- Scandinavian Simvastatin Survival Study Group. (1994). “Randomised trial of cholesterol lowering in 4444 patients with coronary heart disease: the Scandinavian Simvastatin Survival Study (4S).” Lancet, 344(8934), 1383-1389.
- Cholesterol Treatment Trialists’ (CTT) Collaborators. (2012). “The effects of lowering LDL cholesterol with statin therapy in people at low risk of vascular disease: meta-analysis of individual data from 27 randomised trials.” Lancet, 380(9841), 581-590.
- Hobbs, H.H., & Cohen, J.C. (2013). “Genetics of human lipid metabolism: From lipoproteins to molecular defects.” Current Opinion in Lipidology, 24(2), 113-120.
- Rader, D.J., & Hovingh, G.K. (2014). “HDL and cardiovascular disease.” Lancet, 384(9943), 618-625.
- Anitschkow, N., & Chalatow, S. (1913). “Über Veränderungen der Kaninchenaorta bei experimenteller Cholesterinsteatose.” Beiträge zur pathologischen Anatomie und zur allgemeinen Pathologie, 56, 379-404.
- Gofman, J.W., Lindgren, F., Elliott, H., Mantz, W., Hewitt, J., Strisower, B., Herring, V., & Lyon, T.P. (1950). “The role of lipids and lipoproteins in atherosclerosis.” Science, 111(2877), 166-171.
- Keys, A. (1970). “Coronary heart disease in seven countries.” Circulation, 41(4 Suppl): I1-211.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.