İng: The Activated Clotting Time (ACT).
Tanım ve Köken
- Aktif Pıhtılaşma Süresi (ACT), aktif pıhtılaşma süresi olarak da bilinir, genellikle selit, kaolin veya cam parçacıkları gibi bir faktör XII aktivatörü eklenerek, içsel yolun aktivasyonundan sonra tam kanın pıhtılaşması için geçen süreyi (saniye cinsinden) ölçen bir testtir.
- “Aktif” terimi, pıhtılaşma kaskadını başlatan bu aktivatörlerin kullanımını ifade eder; bu, kanın yalnızca cam yüzeylerle temasına dayanan eski “tam kan pıhtılaşma süresi” testlerinin aksinedir.
- “Pıhtılaşma” kelimesi, ölçülen fizyolojik süreci doğrudan tanımlar; kanın sıvıdan jele dönüşmesi ve pıhtı oluşturması.
Etimolojik Yapı
- Aktifleştirilmiş: Latince activare (“aktif hale getirmek”) kelimesinden gelir ve burada bir aktivatör eklenerek pıhtılaşma sürecinin kasıtlı olarak başlatılması anlatılır.
- Pıhtılaşma: Eski İngilizce clott (“bir kitle, yumru”) kelimesinden gelir ve bir kan pıhtısının oluşumuna atıfta bulunur.
- Zaman: Eski İngilizce tīma (“zaman, dönem”) kelimesinden gelir ve ölçülen süreyi belirtir.
Tarihsel Gelişim
- ACT testi ilk olarak 1966 yılında Hattersley tarafından, özellikle kardiyopulmoner baypas gibi prosedürler sırasında fraksiyonlanmamış heparinin antikoagülan etkisini izlemek için bir bakım noktası yöntemi olarak tanımlanmıştır[1][5][6].
- Aktivatörlerin tanıtılmasından önce, pıhtılaşma süresi basitçe kanı bir cam tüpe koyarak ve pıhtı oluşumuna kadar gözlemleyerek ölçülüyordu; bu süreç cam yüzeyin kendisinden etkileniyordu[1][5]. – Belirli aktivatörlerin (örneğin selit, kaolin) eklenmesi işlemi daha hızlı ve daha standart hale getirdi ve bu da testin adında “aktive edilmiş” teriminin kullanılmasına yol açtı[1][5][6].
1. Giriş
Aktif Pıhtılaşma Süresi (ACT), aktivasyondan sonra kanın pıhtılaşması için geçen süreyi ölçer ve öncelikli olarak güçlü antikoagülasyon gerektiren prosedürler (örn. kalp cerrahisi, diyaliz) sırasında yüksek doz heparin tedavisini izlemek için kullanılır.
2. Normal ve Terapötik Aralıklar
Normal Aralık (heparin olmadan):
70–120 saniye – Tedavi edilmemiş kandaki bazal pıhtılaşma yeteneğini yansıtır.
Terapötik Aralık (heparin ile):
- Genel antikoagülasyon: 150–600 saniye, klinik bağlama bağlı olarak.
- Kalp cerrahisi/EKMO: Genellikle ekstrakorporeal devrelerde pıhtılaşmayı önlemek için 400–600 saniye hedeflenir.
- Düşük yoğunluklu antikoagülasyon: 180–240 saniye hedeflenebilir (örn. anjiyoplasti sırasında).
Not: Hedefler prosedüre ve kurumsal protokollere göre değişir. Daha yüksek heparin dozları ACT’yi daha da uzatır.
3. Yüksek ACT: Yorumlama
- Kasıtlı Yükselme: Ameliyat sırasında ACT, pıhtıları önlemek için daha düşük bir eşiğin (örn. >300–400 saniye) üzerinde tutulur.
Aşırı Yükselme:
- Riskler: A ikoagülasyon gösterir, kanama riskini artırır (örn. ACT >600 saniye).
- Nedenler: Heparin aşırı dozu, pıhtılaşma faktörü eksiklikleri veya trombosit disfonksiyonu.
4. ACT ve aPTT: Temel Farklar
| Özellik | ACT | aPTT |
|---|---|---|
| Birincil Kullanım | Yüksek heparin ayarları (örn. cerrahi, ECMO) | Rutin heparin izleme (örn. DVT tedavisi) |
| Yol Testi | Tam kan, daha az hassas | Plazma, içsel/ortak yol |
| Dönüşüm Süresi | Yatak başı, 1–5 dakika | Laboratuvar tabanlı, 30–60 dakika |
| Maliyet | Daha düşük (bakım noktası) | Daha yüksek (gerekli laboratuvar kaynakları) |
| Terapötik Aralık | Daha Geniş (150–600 sn) | Daha Dar (örn. 60–100 sn başlangıç → heparin ile 1,5–2,5x uzama) |
5. Klinik Hususlar
- ACT Avantajları: Hızlı sonuçlar, yüksek heparin seviyelerine göre uyarlanmış, akut durumlar için idealdir.
- aPTT Avantajları: Standart heparin izleme için hassastır, ince pıhtılaşma anormalliklerini tespit eder.
- Sonuçların Yorumlanması: ACT’yi her zaman klinik bağlamla (örn. kanama belirtileri, heparin dozu) ilişkilendirin.
Örneğin, bypass ameliyatı sırasında 500 saniyelik bir ACT beklenir ancak ameliyattan sonra tehlikelidir. Buna karşılık, 120 saniyelik bir aPTT, derin ven trombozu olan bir hasta için yeterli antikoagülasyona işaret edebilir.
Keşif
Özellikle kalp cerrahisi gibi antikoagülasyon gerektiren prosedürler sırasında kan pıhtılaşma süresini izlemek için bir bakım noktası testi olan Aktifleştirilmiş Pıhtılaşma Süresi (ACT) testi ilk olarak 1966’da Paul Hattersley tarafından tanımlanmıştır.
- 1966: Hattersley Tarafından İlk Geliştirme
Hematolog Paul Hattersley, The American Journal of Clinical Pathology dergisinde yayınlanan bir makalede ACT testini tanıttı. Bir kan örneğine diatomlu toprak (selit) aktivatörü ekleyerek tam kan pıhtılaşma süresini ölçmek için basit ve hızlı bir yöntem geliştirdi ve bu da pıhtılaşma sürecini hızlandırdı. Bu aktivasyon, testi Lee-White yöntemi gibi daha önceki aktifleştirilmemiş pıhtılaşma süresi testlerine kıyasla daha hassas ve tekrarlanabilir hale getirdi. Hattersley’nin amacı, özellikle ameliyat sırasında ekstrakorporeal dolaşım gibi yüksek doz antikoagülasyon gerektiren ortamlarda heparin tedavisini izlemek için pratik bir araç sağlamaktı. - 1966 Öncesi Bağlam
ACT’den önce pıhtılaşma süresi testleri mevcuttu ancak daha az standartlaştırılmıştı. Lee-White pıhtılaşma süresi (1913’te geliştirildi) kanın aktivatörler olmadan pıhtılaşmasının ne kadar sürdüğünü ölçüyordu ancak yavaş ve değişkendi ve bu da akut durumlarda kullanımını sınırladı. 1950’lerde ve 1960’larda heparinin artan kullanımıyla daha hızlı ve daha güvenilir bir teste duyulan ihtiyaç arttı, özellikle de tromboz veya kanamayı önlemek için hassas antikoagülasyon izlemesinin kritik olduğu kardiyopulmoner bypass gibi prosedürler için. - 1970’ler: Kalp Cerrahisinde Benimsenmesi
ACT, kardiyopulmoner bypass ameliyatları daha yaygın hale geldikçe 1970’lerde ivme kazandı. Testin basitliği (minimum ekipman gerektirmesi ve dakikalar içinde sonuç vermesi) onu intraoperatif kullanım için ideal hale getirdi. Hemochron (International Technidyne Corporation tarafından geliştirildi) gibi erken sistemler, ACT’yi otomatikleştirdi ve standartlaştırdı ve tutarlılığı artırdı. Celite birincil aktivatördü, ancak kaolin daha sonra belirli hassasiyetleri olan hastalar için bir alternatif olarak ortaya çıktı. - 1980’ler-1990’lar: İyileştirme ve Standardizasyon
ACT, kardiyak prosedürler sırasında heparin izleme için bir standart haline geldikçe, araştırmacılar protokollerini iyileştirdiler. Aktivatörlerdeki (celite ve kaolin), tüp malzemelerindeki ve test cihazlarındaki farklılıklar, sistemler arasında sonuçları standartlaştırma çabalarına yol açtı. Çalışmalar, antikoagülasyon ile kanama risklerini dengeleyen hedef ACT aralıklarını (örneğin, baypas için 400-480 saniye) belirledi. Test, girişimsel kardiyoloji ve diyaliz gibi diğer alanlarda da kullanım buldu. - 2000 Sonrası: Modern Uygulamalar ve Sınırlamalar
Bakım noktası teknolojisindeki gelişmeler, ACT cihazlarını iyileştirerek taşınabilir ve kullanıcı dostu hale getirdi. Ancak, sınırlamalar da kabul edildi: ACT, anti-Xa testleri gibi laboratuvar tabanlı testlerden daha az hassastır ve hemodilüsyon veya hipotermi gibi faktörlerden etkilenebilir. Buna rağmen, hızlı sonuçları onu gerçek zamanlı heparin izleme gerektiren ortamlarda alakalı tutar.
Önemli Noktalar:
- Hattersley’in 1966 yeniliği, heparinin etkilerini izlemek için hızlı ve güvenilir bir yola duyulan ihtiyaçtan kaynaklanmıştır.
- ACT’nin basitliği ve hızı onu kalp cerrahisi ve diğer yüksek riskli prosedürlerde temel taş haline getirmiştir.
- Devam eden iyileştirmeler, sınırlamalarını pratik faydasıyla dengelemiştir.
İleri Okuma
- Hattersley, P. G. (1966). Activated coagulation time of whole blood. Journal of the American Medical Association, 196(5), 436–440.
[Erstbeschreibung des ACT-Verfahrens zur Überwachung der Antikoagulation während kardiovaskulärer Eingriffe.] - Bull, B. S., & Korpman, R. A. (1971). Heparin therapy during extracorporeal circulation: the activated coagulation time (ACT). Mayo Clinic Proceedings, 46(11), 817–821.
[Frühe klinische Anwendung des ACT in der Herz-Lungen-Maschine.] - Korpman, R. A., & Bull, B. S. (1973). Activated coagulation time monitoring of heparin anticoagulation during extracorporeal circulation: clinical experience with a standardized technique. Annals of Thoracic Surgery, 15(3), 302–309.
- Despotis, G. J., Gravlee, G., Filos, K. S., & Levy, J. H. (1999). Anticoagulation monitoring during cardiopulmonary bypass. Anesthesia & Analgesia, 89(6), 1371–1385.
[Überblick über die Entwicklung der Antikoagulationskontrolle, inkl. ACT.] - Koch, C. G., Rosen, A. B., & Likosky, D. S. (2006). ACT testing and beyond: what coagulation tests do—and do not—tell us. Annals of Thoracic Surgery, 82(5), 1774–1783.