Hemoroid ameliyatı veya hemoroidektomi, diyet değişiklikleri, ilaçlar veya yaşam tarzı değişiklikleri gibi konservatif tedavilere yanıt vermeyen şiddetli veya tekrarlayan hemoroidleri tedavi etmek için kullanılan yaygın bir cerrahi prosedürdür. Hemoroidler rektum veya anüste şişmiş ve iltihaplanmış kan damarlarıdır ve rahatsızlık, ağrı, kanama ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen diğer semptomlara neden olabilirler.

Hemoroid Ameliyatı Türleri

Geleneksel Hemoroidektomi:

    • Prosedür: Bu geleneksel yöntem, anüs veya rektumda yapılan kesiler yoluyla hemoroidal dokunun cerrahi olarak çıkarılmasını içerir. İşlem neşter, makas veya elektrokoter kullanılarak gerçekleştirilebilir.
    • Endikasyonlar: Genellikle büyük, prolabe hemoroidi olan hastalar için veya diğer prosedürler başarısız olduğunda önerilir.
    • İyileşme: Konvansiyonel hemoroidektominin iyileşme süresi daha uzundur ve genellikle diğer tekniklere kıyasla daha fazla postoperatif ağrı ile ilişkilidir, ancak nüksü önlemede etkilidir.

    Zımbalı Hemoroidopeksi (Prolapsus ve Hemoroid Prosedürü veya PPH):

      • Prosedür**: Bu teknikte, prolabe olmuş hemoroidal dokunun çevresel bir şeridini çıkarmak ve kalan hemoroidleri normal anatomik konumlarına geri yerleştirmek için dairesel bir zımbalama cihazı kullanılır. Bu prosedür hemoroidlere giden kan akışını keserek küçülmelerine neden olur.
      • Avantajlar**: Bu yöntem tipik olarak geleneksel hemoroidektomiye kıyasla daha az ameliyat sonrası ağrı ve daha hızlı iyileşme süresi ile sonuçlanır. Genellikle prolabe hemoroidlerin tedavisinde kullanılır.
      • Dikkate alınması gerekenler**: Daha hızlı iyileşme sağlarken, stapled hemoroidopeksi geleneksel hemoroidektomiye kıyasla daha yüksek nüks oranına sahip olabilir.

      Hemoroidal Arter Ligasyonu (HAL):

        • Prosedür**: Bu minimal invaziv teknik, hemoroidlere kan sağlayan arterleri belirlemek için bir Doppler probunun kullanılmasını içerir. Bu arterler daha sonra bağlanır (bağlanır), bu da hemoroitlere giden kan akışını azaltarak küçülmelerine neden olur.
        • Avantajlar**: HAL, geleneksel cerrahiye kıyasla daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme ile ilişkilidir. İç hemoroid tedavisinde etkilidir.
        • Sınırlamalar**: HAL büyük, prolabe hemoroidlerin veya dış hemoroidlerin tedavisinde daha az etkilidir.

        Doppler Kılavuzluğunda Hemoroidal Arter Ligasyonu (DGHAL):

          • Prosedür**: HAL’e benzer şekilde, bu prosedür hemoroidleri besleyen arterleri daha doğru bir şekilde bulmak ve bağlamak için Doppler ultrason kılavuzluğu kullanır. Bu hassasiyet, ligasyonun etkinliğini artırır ve tedavi edilmemiş arter bırakma riskini azaltır.
          • Avantajlar**: DGHAL daha az ağrı, daha hızlı iyileşme ve minimal invazivlik avantajlarını sunar.
          • Değerlendirmeler**: Bu teknik özellikle erken evre hemoroidler için faydalıdır ve ilerlemiş, prolabe hemoroidler için daha az etkilidir.

          Ameliyat için Hazırlık

          • Diyet Değişiklikleri: Hastalara genellikle kabızlığı önlemek ve bağırsak hareketleri sırasında gerginliği azaltmak için lif ve sıvı alımını artırmaları önerilir. Dışkı yumuşatıcılar da önerilebilir.
          • Ameliyat Öncesi Açlık**: Özellikle genel anestezi kullanılacaksa, ameliyattan önce tipik olarak belirli bir süre açlık gereklidir.
          • İlaç Yönetimi**: Hastaların ameliyat sırasında kanama riskini azaltmak için kan sulandırıcılar gibi bazı ilaçları ayarlamaları veya geçici olarak kesmeleri gerekebilir.

          Prosedür ve İyileşme

          • Anestezi**: Hemoroid ameliyatı genellikle genel anestezi altında yapılır, ancak prosedüre ve hasta faktörlerine bağlı olarak lokal veya bölgesel anestezi kullanılabilir.
          • Ameliyat Sonrası Bakım**: Ameliyattan sonra hastalar, genellikle aynı gün taburcu edilmeden önce bir iyileşme alanında izlenir. Ağrı yönetimi, rahatsızlığı kontrol etmek için reçete edilen ilaçlarla ameliyat sonrası bakımın önemli bir yönüdür.
          • Yara Bakımı**: İyileşmeyi desteklemek ve enfeksiyonu önlemek için uygun yara bakımı şarttır. Bu, ameliyat bölgesinin nazikçe yıkanmasını, reçete edilen merhemlerin uygulanmasını ve iyi hijyenin sürdürülmesini içerebilir.
          • Diyet ve Bağırsak Hareketleri**: Kabızlığı önlemek için yüksek lifli bir diyet ve yeterli hidrasyon önerilir. Bağırsak hareketlerini kolaylaştırmak ve gerginliği azaltmak için dışkı yumuşatıcılar veya lif takviyeleri reçete edilebilir.
          • Fiziksel Aktivite**: İyileşmenin ilk aşamalarında yorucu aktivitelerden ve ağır kaldırmaktan kaçınılmalıdır. Dolaşımı desteklemek ve kan pıhtılaşması gibi komplikasyonları önlemek için yürüyüş gibi hafif aktiviteler teşvik edilir.
          • Takip Bakımı**: Düzenli takip randevuları iyileşmenin izlenmesi ve herhangi bir komplikasyonun ele alınması için önemlidir.

          Riskler ve Komplikasyonlar

          • Kanama**: Ameliyat sonrası kanama, özellikle ameliyattan sonraki ilk birkaç gün içinde yaygın bir risktir.
          • Enfeksiyon**: Enfeksiyon belirtileri arasında artan ağrı, kızarıklık, şişme veya ameliyat bölgesinden akıntı yer alır. Bu belirtiler ortaya çıkarsa derhal tıbbi müdahale gereklidir.
          • İdrar Tutulması**: Ameliyat bölgesinin yakınında ağrı veya şişlik nedeniyle idrar yapma zorluğu oluşabilir.
          • Fekal İnkontinans**: Ameliyat sırasında anal sfinkter kaslarının hasar görmesi nedeniyle geçici veya nadir durumlarda kalıcı dışkı kaçırma meydana gelebilir.
          • Anal Kanal Stenozu**: Anal kanalın daralması ameliyatın bir komplikasyonu olarak ortaya çıkabilir ve bağırsak hareketlerinde zorluğa yol açabilir.
          • Hemoroidin Nüksetmesi**: Ameliyat etkili olsa da, özellikle kabızlık veya bağırsak hareketleri sırasında ıkınma gibi altta yatan risk faktörleri ele alınmazsa, hemoroidlerin tekrarlama riski hala vardır.

          Ameliyat Sonrası Bakım ve Yönetim

          • Ağrı Yönetimi: Hemoroid ameliyatından sonra ağrı yaygındır ve reçete edilen ağrı kesici ilaçlarla yönetilir. Hastalara bu ilaçları belirtildiği şekilde almaları ve ağrı devam ederse sağlık uzmanlarıyla iletişime geçmeleri tavsiye edilir.
          • Yara Bakımı**: Ameliyat bölgesinin uygun şekilde bakımı çok önemlidir. Bu, bölgenin ılık suyla temizlenmesini, sert sabunlardan kaçınılmasını ve reçete edildiği şekilde topikal tedavilerin uygulanmasını içerebilir.
          • Diyet Ayarlamaları**: Düzenli bağırsak hareketlerini teşvik etmek ve ıkınmayı önlemek için yüksek lifli bir diyet şarttır. Lif bakımından zengin gıdalar arasında meyveler, sebzeler, tam tahıllar ve baklagiller bulunur.
          • Fiziksel Aktivite**: Karın içi basıncı artıran veya cerrahi bölgeyi zorlayan aktivitelerden kaçınmaya odaklanarak normal fiziksel aktiviteye kademeli olarak dönüş teşvik edilir.
          • Komplikasyonlar için İzleme**: Hastalar şiddetli ağrı, ateş veya cerrahi bölgeden olağandışı akıntı gibi komplikasyon belirtilerine karşı tetikte olmalı ve bunlar meydana gelirse tıbbi yardım almalıdır.

          Sonuç

          Hemoroidektomi ve hemoroid için diğer cerrahi prosedürler, şiddetli veya tekrarlayan hemoroidi olan hastalar için etkili bir rahatlama sunar. Ameliyat genellikle güvenli olmakla birlikte, mümkün olan en iyi sonuçları elde etmek için hastaların ameliyat öncesi ve sonrası bakım talimatlarını yakından takip etmeleri önemlidir. Riskleri, faydaları ve iyileşme sürecini anlamak, hastaların ameliyata hazırlanmalarına ve iyileşmelerini etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur.

          Hemoroid Cerrahisinin Tarihsel Gelişimi

          Hemoroid tedavisi, Hipokrat ve Celsus gibi önemli isimlerin önemli katkılarıyla eski uygarlıklara kadar uzanan uzun bir geçmişe sahiptir. Hemoroid cerrahisinin evrimi, yüzyıllar boyunca tıbbi bilgi ve tekniklerdeki gelişmeleri yansıtmaktadır.

          Hippocrates: Hemoroid Cerrahisinin İlk Tanımı

          Hippocrates (MÖ 5. Yüzyıl):

          • Teknik: Hemoroid cerrahisinin bilinen ilk tanımı, genellikle “Tıbbın Babası” olarak anılan Hipokrat’tan gelmektedir. Hipokrat MÖ 5. yüzyılda antik Yunanistan’da yaşamıştır ve toplu olarak Hipokrat Külliyatı olarak bilinen tıbbi metinleri, hemoroid ameliyatı da dahil olmak üzere çeşitli tıbbi tedavilerin açıklamalarını içerir.
          • Prosedür**: Hipokrat hemoroid tedavisi için şişmiş hemoroidal damarların bir iğne ile delinmesini ve ardından kalın bir iplikle (ligatür) bağlanmasını içeren bir yöntem tarif etmiştir. Bu yöntem hemoroidlerin büzüşmesine ve sonunda düşmesine neden olurdu. Bu teknik, modern tıpta hala kullanılan lastik bant ligasyon prosedürünün erken bir şekli olarak kabul edilir.
          • Önem**: Hipokrat’ın yaklaşımı zamanına göre yenilikçiydi ve hemoroid tedavisinde cerrahi müdahalelerin temelini attı. Onun bağlama yöntemi, özellikle erişilebilir ve görünür olan dış hemoroidler için nispeten basit ama etkiliydi.

          Celsus: Hemoroid Cerrahisindeki Gelişmeler

          Aulus Cornelius Celsus (MS 1. Yüzyıl):

          • Arka plan**: Celsus Romalı bir ansiklopedist ve döneminin en önde gelen tıp yazarlarından biriydi. “De Medicina” adlı eseri, antik çağlardan kalma en iyi korunmuş tıbbi metinlerden biridir ve Roma tıp bilgisine kapsamlı bir genel bakış sağlar.
          • Teknikteki Gelişmeler: Hipokrat’ın çalışmalarını temel alan Celsus, hemoroid cerrahisinde önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Sadece hemoroidlerin bağlanmasını değil, aynı zamanda hemoroidal dokunun bir neşter veya benzer bir alet kullanılarak çıkarılmasını (eksizyon) da tarif etmiştir. Celsus ayrıca kanamayı kontrol etmek ve enfeksiyon riskini azaltmak için koterizasyonun önemini vurgulamıştır.
          • Komplikasyonların Tanımlanması**: Celsus, kanama, enfeksiyon ve nüks dahil olmak üzere hemoroid cerrahisi ile ilişkili potansiyel komplikasyonları ilk fark edenler arasındaydı. Cerrahlara dikkatli olmalarını ve bu komplikasyonları önlemek için ameliyat sonrası uygun yara bakımı ve hijyeni sağlamak gibi önlemler almalarını tavsiye etmiştir.
          • Cerrahi Teknikler**: Celsus hemoroid tedavisinde ligasyonu eksizyon ve koterizasyon ile birleştiren daha kapsamlı bir yaklaşımı savunmuştur. Bu yöntem, Hipokrat tarafından tanımlanan daha basit ligasyon tekniğine kıyasla daha invazivdi ancak hemoroidin tekrarlamasını önlemede muhtemelen daha etkiliydi.

          Ortaçağ ve Rönesans Dönemleri**:

          • Orta Çağ ve Rönesans döneminde hemoroid tedavileri gelişmeye devam etti, ancak Hipokrat ve Celsus tarafından oluşturulan temel ilkeler etkili olmaya devam etti. Bu dönemlerde cerrahlar genellikle koterizasyon ve ligasyona güvenmiş ve semptomları hafifletmek ve iyileşmeyi desteklemek için çeşitli bitkisel ilaçlar ve merhemler denemeye başlamışlardır.
          • İbn-i Sina gibi İslam alimlerinin çalışmaları da hemoroid tedavisi bilgisine katkıda bulunmuş, ünlü tıp metni “Tıbbın Kanunu” diğer tedavi önlemlerinin yanı sıra cerrahinin kullanımını tartışmıştır.

          19. ve 20. Yüzyıllar**:

          • 19’uncu yüzyılda anestezi ve antiseptik tekniklerin geliştirilmesi, hemoroid için olanlar da dahil olmak üzere cerrahi prosedürlerde devrim yarattı. Cerrahlar daha karmaşık ve daha az ağrılı operasyonlar gerçekleştirebilmiş ve komplikasyon riskini önemli ölçüde azaltmıştır.
          • 20. yüzyıl, lastik bant ligasyonu (Hipokrat tarafından tanımlanan ilkelere dayanarak) ve hemoroidin tamamen çıkarılması olan hemoroidektominin geliştirilmesi de dahil olmak üzere yeni cerrahi tekniklerin kullanılmasına tanık oldu. Zımbalı hemoroidopeksi ve Doppler kılavuzluğunda hemoroidal arter ligasyonu (DGHAL) gibi minimal invaziv tekniklerin kullanıma girmesi, iyileşme süresini ve ameliyat sonrası ağrıyı azaltmaya odaklanarak tedavi için ek seçenekler sağlamıştır.

          Modern Çıkarımlar

          • Tarihi Tekniklerin Kullanılmaya Devam Edilmesi: Hipokrat ve Celsus tarafından oluşturulan hemoroid tedavisinin temel ilkeleri bugün hala kullanılmaktadır. Lastik bant ligasyonu gibi modern prosedürler, daha rafine ve gelişmiş araçlarla gerçekleştirilse de, doğrudan bu eski tekniklerin soyundan gelmektedir.
          • Komplikasyonların Tanınması**: İlk olarak Celsus tarafından belirtildiği gibi komplikasyonların farkındalığı, modern hemoroid cerrahisinin kritik bir yönü olmaya devam etmektedir. Günümüzde cerrahlar, riskleri en aza indirmek ve hasta sonuçlarını iyileştirmek için teknikler geliştirmeye ve iyileştirmeye devam etmekte, bu da uzun süredir devam eden tıbbi geleneği yansıtmaktadır.

          İleri Okuma

          1. Hippocrates. (1923). Hippocrates with an English Translation by W.H.S. Jones. Cambridge, MA: Harvard University Press.
          2. Celsus, A. C. (1935). De Medicina. Translated by W. G. Spencer. Cambridge, MA: Harvard University Press.
          3. Majno, G. (1975). The Healing Hand: Man and Wound in the Ancient World. Cambridge, MA: Harvard University Press.
          4. Johanson, J. F., & Sonnenberg, A. (1994). The prevalence of hemorrhoids and chronic constipation. Gastroenterology, 109(2), 380-386.
          5. Porter, R. (1997). The Greatest Benefit to Mankind: A Medical History of Humanity from Antiquity to the Present. London: HarperCollins.
          6. Longo, A. (1998). Treatment of hemorrhoidal disease by reduction of mucosa and hemorrhoidal prolapse with a circular suturing device: A new procedure. Proceedings of the 6th World Congress of Endoscopic Surgery, 777(95), 777-784.
          7. Cataldo, P., Ellis, N., & Gregorcyk, S. (2005). Stapled hemorrhoidopexy: A consensus position paper by the American Society of Colon and Rectal Surgeons. Diseases of the Colon & Rectum, 48(7), 1117-1123.
          8. National Institute for Health and Care Excellence (NICE). (2010). Hemorrhoidal artery ligation for the treatment of hemorrhoids. NICE Interventional Procedure Guidance (IPG342), Retrieved from https://www.nice.org.uk/guidance/ipg342
          9. Bulsara, K. R., & Bulsara, K. R. (2012). Hemorrhoids: From Basic Pathophysiology to Advanced Management. World Journal of Gastroenterology, 18(25), 3243-3252.
          10. Mott, T., Latimer, K., & Edwards, C. (2018). Hemorrhoids: Diagnosis and treatment options. American Family Physician, 97(3), 172-179.
          11. Ghali, W. (2018). The history of the treatment of hemorrhoids. Journal of Coloproctology, 38(3), 207-214.
          12. Shaikh, A. A., & Bava, F. A. (2020). Hemorrhoidectomy: A review of current techniques and outcomes. Journal of Coloproctology, 40(2), 103-110.