Iberogast ismi iki bölümden oluşmaktadır:
- “İbero-“: Bu, hazırlanışın ana malzemelerinden biri olan acı şeker tutamı‘nı (Iberis amara) ifade eder. Bitkinin adı Latince Iberis kelimesinden gelir ve bu da İber Yarımadası‘nı (İspanya ve Portekiz) ifade eder. Iberis cinsinin pek çok türü orada yerlidir veya orada erken dönemlerde yetiştirilmiştir.
- “-gast”: Bu kelime, mide anlamına gelen Yunanca gaster (γαστήρ) kelimesinden türemiştir. Bu kök kelime aynı zamanda gastrit (mide zarının iltihabı) veya gastroenteroloji (sindirim sistemini inceleyen bilim dalı) gibi tıbbi terimlerde de bulunabilir.
Iberogast birlikte, “candytuft’lu mide ilacı” veya “Iberis’ten mide ilacı” anlamına gelir.
İberogast, irritabl bağırsak sendromu ve fonksiyonel dispepsi gibi fonksiyonel gastrointestinal şikayetlerin tedavisinde kullanılan bitkisel bir ilaçtır. İçeriğinde dokuz farklı tıbbi bitki özünün birleşimi bulunmaktadır:
- Acı şeker püskülü (Iberis amara)
- Melekotu (Angelica archangelica)
- Papatya (Matricaria chamomilla)
- Kimyon (Carum carvi)
- Süt deve dikeni (Silybum marianum)
- Limon otu (Melissa officinalis)
- Nane (Mentha × piperita)
- Büyük Kırlangıçotu (Chelidonium majus)
- Meyan kökü (Glycyrrhiza glabra)
Etki mekanizması:
İberogast, gastrointestinal sistem üzerinde çeşitli mekanizmalar yoluyla etki eder:
- Motilite düzenlemesi: Bağırsakların durumuna göre hem prokinetik hem de spazmolitik etkisi vardır.
- İltihap giderici: Bazı bitki özlerinin iltihap giderici etkisi vardır.
- Salgı modülasyonu: Mide asidi üretimini etkiler.
- Mide zarının korunması: Meyan kökü ve deve dikeni, mukoza zarını koruyucu etkiye sahip olabilir.

Uygulama alanları:
- huzursuz bağırsak sendromu
- Fonksiyonel dispepsi (tanımlanabilir herhangi bir organik neden olmaksızın üst karın ağrısı)
- Gastrointestinal sistemde kramplar
- Mide bulantısı ve şişkinlik
Dozaj:
- Genellikle günde 3 defa, yemeklerden önce veya yemekle birlikte bir miktar su ile alınır.
- Yetişkinler ve 12 yaş üstü çocuklarda dozaj: Doz başına 20 damla.
Yan etkiler ve uyarılar:
- Uzun süreli ve yüksek dozlarda kullanıldığında karaciğer hasarına yol açtığı tespit edilen Büyük kırlangıçotu (Chelidonium majus) içerir.
- Olası yan etkiler: alerjik reaksiyonlar, mide bulantısı, karaciğer fonksiyon bozukluğu.
- Mevcut karaciğer hastalığı durumunda önerilmez.
Kanıt:
Klinik çalışmalar, özellikle plasebo ile karşılaştırıldığında fonksiyonel gastrointestinal şikayetlerde etkili olduğunu göstermektedir. İçeriğindeki bitkisel maddeler özellikle mide-bağırsak hareketliliğinin düzenlenmesi açısından sinerjik etki göstermektedir.
Keşif
İberogast‘ın tarihi, geleneksel bitkisel tıp ile modern farmakolojik araştırmaların sentezinin dikkate değer bir örneğidir. Gelişimi onlarca yılı kapsayan bu yöntem, fitoterapi, farmakoloji ve gastroenteroloji alanındaki bulguları bir araya getiriyor.
Erken temeller (19. yüzyıl – 20. yüzyıl ortası)
Zaten 19. yüzyılda. 18. yüzyılda** Avrupa ve Asya’da çeşitli tıbbi bitkilerin şifalı özellikleri araştırıldı. Özellikle Acı Şekerleme (Iberis amara) sindirimi kolaylaştırıcı bir bitki olarak biliniyordu. Kullanımlarının kökeni geleneksel Avrupa bitkisel tıbbına kadar uzanmaktadır.
Aynı zamanda, daha sonra Iberogast’a dahil edilen diğer bitkilerin (papatya, nane, meyan kökü ve kimyon) etkileri klasik bitkisel tıpta yoğun bir şekilde belgelenmiştir.
1920’lerden 1940’lara kadar olan dönemde farmakologlar tıbbi bitkiler üzerinde sistematik çalışmalar yapmaya başladılar. Özellikle Almanya’da bitkisel ekstraktların mide-bağırsak sistemi üzerindeki etkilerine yönelik çalışmalar yoğunlaşmıştır. Bu, daha sonraki bitkisel kombinasyon tedavilerinin bilimsel temelini oluşturdu.
Iberogast’ın formülasyonu (1950’ler-1960’lar)
Belirleyici dönüm noktalarından biri de Alman hekim ve fitoterapist Dr. Hans-Hermann Löw 1950’lerde. Loew, birkaç tıbbi bitkinin bir araya getirilmesinin, tek tek ekstrelerden daha güçlü bir mide-bağırsak sistemi etkisi yaratabileceğine inanıyordu. Geleneksel tedavi yöntemlerinden ilham alarak fonksiyonel mide-bağırsak şikayetlerini tedavi etmek için bitkisel bir formül geliştirmeye başladı.
Yıllar süren deneyler ve klinik gözlemler sonucunda İberogast ilk kez 1960 yılında formüle edildi. İsmi, ana bileşeni (Iberis amara) ve mide üzerindeki amaçlanan etkiyi (gaster) yansıtıyor. Son formül, gastrointestinal hareketlilik üzerinde hem sakinleştirici hem de uyarıcı etki yaratmak üzere tasarlanmış dokuz tıbbi bitki özünün sinerjik bir kombinasyonunu içeriyordu.
Ticarileştirme ve bilimsel doğrulama (1961–1980)
1961 yılında Iberogast ilk kez Almanya’da piyasaya sürüldü. O zamanki tarif, bugünkü formülasyona büyük ölçüde uyuyordu. Etkili olması ve ciddi yan etkilerinin olmaması nedeniyle, kısa sürede mide rahatsızlığı ve fonksiyonel dispepsi için bitkisel bir ilaç olarak kabul gördü.
1970’li ve 1980’li yıllarda eczacılar ve doktorlar, Iberogast’ın etkinliğini bilimsel olarak kanıtlamak için giderek daha fazla klinik çalışma yürüttüler. Özellikle Alman araştırmacıların çalışmaları, İberogast’ın kanıta dayalı bir fitoterapötik ajan olarak kabul edilmesine katkıda bulunmuştur. Bu çalışmalarda spazmolitik, prokinetik ve antiinflamatuar etkilerin kanıtlandığı görülmüştür.
Modern araştırma ve uluslararası genişleme (1990’lar-2000’ler)
1990’larda Iberogast uluslararası alanda popülerlik kazandı. Avrupa ve Kuzey Amerika’da yapılan çalışmalar fonksiyonel gastrointestinal hastalıklarda etkinliğini ve güvenliğini doğrulamıştır. Aynı zamanda ilaç şirketleri Iberogast’ı giderek daha fazla ülkede dağıtmaya başladı.
2000’li yıllardan itibaren ise tam olarak nasıl etki ettiğine dair bilimsel araştırmalar yoğunlaştı. Modern fitofarmakoloji yöntemleri, Iberogast’ın gastrointestinal hareketliliğin çoklu modülasyonu, inflamasyon medyatörlerinin inhibisyonu ve mide asidi üretimini etkileme yoluyla etki ettiğini göstermiştir. Bu da onun bitkisel ilaç olarak kullanımını desteklemektedir.
Düzenleyici zorluklar ve daha fazla gelişme (2010–günümüz)
2010’lu yıllardan bu yana, özellikle içeriğindeki büyük kırlangıçotu (Chelidonium majus) nedeniyle, Iberogast’ın güvenliği konusunda tartışmalar yaşanıyor; bu bitkinin yüksek dozlarda karaciğer toksisitesine yol açtığı biliniyor. 2018 yılında Federal İlaç ve Tıbbi Cihaz Enstitüsü (BfArM), uzun vadeli kullanımda olası riskleri belirtmek için daha sıkı etiketleme emri verdi.
Bu düzenleyici düzenlemelere rağmen, Iberogast klinik olarak kanıtlanmış etkinliği nedeniyle fonksiyonel gastrointestinal bozuklukların tedavisinde önemli bir bitkisel ilaç olmaya devam etmektedir. Formülasyonun daha da iyileştirilmesi ve uzun vadeli güvenliğin sağlanması yönündeki araştırmalar devam etmektedir.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.